Resident Evil Nereye Koşuyor?

Hayatımızın her anı gelen yeniliklerle, değişimlerle geçiyor. Bir gün önce
sevdiğimiz şeyi, bir gün sonra sevmeyebiliyoruz. İnsanoğlu sürekli yeni tatlar
ararken, sürekli bir değişimin içinde dönüp dursa da; her zaman vazgeçemediği,
kafasında asla eskimeyen ve ilk aldığı tadın üzerinden yıllar geçmesine rağmen,
yine aynı şekilde aldığı şeyler de yok değil.

İlk anda konuya girişimiz aslında içerikten biraz uzak gibi gelebilir, ama
yazıyı okudukça bu cümlelerin aslında konuyu özetlediğini anlayacaksınız.
Öyleyse yavaşça esas meselemize giriş yapalım.




Resident Evil nedir?

Bu soruya cevap vermek hem çok zor hem de çok kolay. Kolay; çünkü RE 1996
yılından bu yana çıkan ilk oyunundan itibaren, sanal dünyada efsane olmuş bir
seri. Zor; çünkü bu muhteşem serinin ne demek olduğunu kelimelerle kısaca
anlatmak kolay değil. Derin ve kusursuz senaryosu, her biri büyük fan kitlesine
sahip karakterleri, müzikleri, mekanları, düşman karakterleri , zorlu
bulmacaları, oynanışı gibi unsurların yanı sıra; özellikle ilk yapımlarda
verdiği muhteşem korku, gerilim, çaresizlik, yalnızlık duyguları seriyi bu denli
önemli bir konuma getirdi. Şu anda dünya üzerinde 40 milyondan fazla satmış bir
isim RE.

Değişim her zaman vardır, ama…

Yazının ilk satırlarında bahsettiğimiz gibi değişim her zaman vardır. Hayatın
içinde, herhangi bir şeyin kendini yenilemesi iyidir; ama bu değişim sahip
olunan değerleri yerle bir ediyor ve her geçen gün özünden hiçbir şey
bırakmıyorsa? İşte Resident Evil’ın çok uzun zaman önce girdiği tehlikeli yol da
tam burası. Şimdi biraz daha detaylara girelim.Nasıl başladı?

RE 1996 yılında merhaba dedi bizlere. Çıkan ilk oyunda konu, virüsün etkisiyle
ortaya yayılan zombi ve yaratıklardan, her zorluğun üstesinden gelerek
kurtulmaktı. Oyun daha ilk andan itibaren korku ve gerilimle beraber,
çaresizlik, yalnızlık duygularını o kadar iyi yansıtıyordu ki, adeta oynayanı
içine çekiyordu. Karakterleri, senaryosu, mekanları, müzikleri ve düşmanları
gibi bir çok etmen kusursuz olunca, efsane olması fazla uzun sürmedi. Artarda
gelen ikinci ve üçüncü yapımlarla, seri başlı başına bir efsane konumuna
gelmişti bile, henüz çıkalı 3 yıl olmasına rağmen… RE adında bile öyle bir büyü
vardı ki, oynayanı esiri yapıveriyordu hemen. Oyuncu çok kısa sürede RE fanı
olup çıkıveriyordu. İşte Resident Evil bu şekilde hızlı bir giriş yaptı sanal
dünyaya. Kısa sürede korku ve gerilim diye tabir ettiğimiz türün en önemli
temsilcisi oldu.




İlk üç yapım oyun dünyasına damga vururken, yavaş yavaş Capcom işi haklı olarak
ticarete vurmaya başlıyordu. RE her platforma çıkarılıyordu. Daha sonraları ana
seriyi takiben Resident Evil Code Veronica X çıkarıldı. Code Veronica her
yönüyle serinin başladığı noktadan gelip, korku, gerilim ve çaresizlik
duygularını fazlasıyla yaşatıyordu.

Yavaş yavaş yoldan sapmalar

RE her geçen gün yükselmeye devam ederken, yavaş yavaş tehlikeli yollara sapma
ile karşı karşıya geliyordu. Oyunun yapımcısı ve RE serisinin mucidi Shinji
Mikami Nintendo ile bariz şekilde yakındı. Büyük bir sürprize imza atarak,
serinin ana oyunlarının 5 sene süre ile Nintendo Gamecube için çıkarılacağını
açıklıyordu. İşte bundan sonra tehlikeler kol gezmeye başladı.GameCube için Resident Evil Zero ve birinci oyunun grafikleri yenilenerek Resident Evil Remake
piyasaya sürülüyordu. Bu iki oyun her yönüyle otoritelerden tam not alırken
özellikle, Remake’in mükemmel havası hiçbir düşman yokken bile insanı titretmeye
yetiyordu. Mükemmel iş çıkaran RE ekibi yoluna devam ederken, seriye yan oyunlar
olarak diğer platformları da düşünerek Resident Evil: Outbreak 1-2, Resident
Evil: Dead Aim’i çıkarıyordu. Remake ve Zero’nun yanında oldukça sönük kalan
diğer yapımlar oldukça fazla eleştiriliyordu. İşte ilk sinyaller gelmeye
başlıyordu.

Evrim noktası

Mikami ve ekibi Resident Evil 4 üzerinde çalışmalarına hızla devam ediyorlardı.
Yeni gelişen konsollar ile beraber bir değişimin gerektiğine inanarak
başladıkları yol, aslında her geçen an seriden biraz daha uzaklaşma demekti. RE4
biraz değişim ve yenilik düşüncesi ile başladı.




Oyuna biraz daha aksiyon katmak adına, seriyi bu denli efsane yapan zombilerle
yollar ayrılıyordu. Onların yerine ellerinde her türlü teçhizata sahip, çok daha
hızlı ve parazit ile kontrol edilen insanlar dahil ediliyordu. Düşmanların yapay
zekası oldukça yüksekti, saklandığınız yerde size kolayca bulabiliyor ve gruplar
halinde planlı olarak saldırabiliyorlardı.


Değişim kamera sistemi ile devam ediyordu. Serinin ilk oyunları TPS olarak
oynanıyor ve korku ve gerilimi aslında biraz da bu şekilde artıyordu. Koridorun
ya da yolun sonun göremediğiniz, ama korkunç seslerin geldiği, dakikalarca gidip
gitmemeye karar veremediğinizden, iyice gerildiğiniz bu sistem tamamen yok
edilerek; yerine karakteri omuz hizasından takip eden kamera sistemi
ekleniyordu. Bu sistemle aksiyon dozu iyice artıyor ve önden gelecek her türlü
tehlike çok önceden fark edildiğinden gerilim sıfıra iniyordu.

Aksiyon arttırılmaya çalışılırken, mekanlar da açık alana yayılıp iyice
genişliyordu. Özellikle ilk RE’lerdeki karanlık ve dar mekanlar yok olup, yerini
geniş ve aydınlık (Genel olarak) yerlere bırakıyordu.İlk yapımlarda insanı çileden çıkaran zor bulmacalar yok oluyordu ve yine
fazlalık eşyalar için kullanılan sandıklar kaldırılıyordu. Oyuna tüccar
eklenerek düşmanlardan kazanılan para ve değerli eşyalarla; silah, cephane
satıp-alma, geliştirme özelliği ekleniyordu. Özellikle tüccar çok fazla eleştiri
alsa da, aksiyonu arttıran en büyük etmenlerden birisi oluyordu.

Hikaye daha sıradanlaşırken, büyük boss’larda fazla zorluk çekmeden
öldürülüyordu. Bunda cephane bolluğu da önemli bir etmendi. Grafikleri, ve
ortama uygun müzikleri ile bu yönlerden fazla eleştiri almayan RE4, seride
devrim ve evrim olarak değerlendiriliyordu.

Devrim; çünkü dördüncü oyuna kadar RE oynamamış birçok kişi, aksiyonla gelen
değişimi çok sevince, yeni bir RE kitlesi ortaya çıktı. Seri böylece farklı
kullanıcılara da ulaşıyordu.




Evrim; çünkü seride karakter ve adı dışında neredeyse özünden gözle görülür bir
şey kalmıyordu. Tam anlamıyla bir evrimdi bu.

Evrim geçirirken para kazanmaya devam…

Capcom, RE4 ile beraber aksiyon severleri de RE adı altına çekmeyi başarıyordu.
Bununla beraber her platforma seriye ait farklı oyunlar yapıp, para kazanmaya
devam ediyordu. Bunlardan en önemlisi 98-04 arası olayları anlatan ve Wii
platformuna çıkarılan RE: Umbrella Chronicles. Yapım, FPS kamera açısı ile
Wii’ye özgü bir oynanışta geliyordu. Sınırsız cephane ile vur-kır-geç
işlemlerinden fazlasını veremese de, Wii kullanıcıları tarafından seviliyordu.
Hikaye açısından vasat kalan oyun adı ile satıyordu. Bunların yanında çeşitli
platformlara eski seriler tekrar çıkartılarak para kazanmaya devam ediliyordu.Beşinci oyun, dördüncünün aynısı mı? Özden kopuşa devam…

Serinin mucidi Mikami anlaşmazlıklar sonucu RE yapımcılığından ayrılınca RE5’te
onun yerini eski öğrencilerinden Jun Takeuchi alıyordu. Takeuchi beşi
geliştirirken, ellerindeki en büyük kaynağın RE4 olacağını söyleyerek
çalışmalara başlıyordu. Aynen dediğini yapıyordu; önce karakter dizaynı, kamera
açısı ve oynanışı RE5’e monte ediyordu. Yapım ilk defa Afrika’ya giderken, büyük
bölümün aydınlıkta geçeceği belirtiliyordu.

Mart 2009’da yapım piyasaya sürülüyordu. Dördüncü oyunla, RE dünyasına adım atan
aksiyon severleri memnun eden beşinci yapım, eski oyunlardan bir şeyler arayan
RE fanlarını yine üzüyordu. Dördüncü oyunla azalan korku ve gerilim yerini
tamamen aksiyona bırakırken, kayıt sisteminde kullanılan efsanevi daktilolar
bile yok oluyordu.




Oyunda başkarakter Chris’e, Sheva adında yeni biri eşlik ederken karşı safta
büyük düşman Wesker yer alıyordu. Öldü sanılan Jill Valentine, Wesker’in
tutsaklığından kurtarılıp son sahnede Wesker kapışmak için bekleniyordu.

O denli büyük bir değişim vardı ki, artık tek geriye kalanlar başkarakterler
olarak görülüyordu. İşte bu noktada değişimin ve özden kopuş iyice ayyuka
çıktığına şahit oluyoruz. Seriyi bir efsane haline gelmesinde büyük paya sahip,
RE’nin belkemiği sayılan Albert Wesker yok olmaya hazırlanıyordu. Mikami’nin
öğrencisi Takeuchi oyun piyasaya çıkmadan evvel ; “RE5 sizi şok edecek!” derken
belki de bunu kastediyordu. Çok riskli bir kararla final sahnesinde Albert
Wesker lavların arasında ölüyordu. Bu son büyük bir şok yaratırken, eski
fanların tepkisi iyice yükseliyordu. Bugünlere gelene kadar, RE’de yaşanan
değişim detaylı şekilde böyleydi.Eski ve yeni Resident Evil fanları

Seri öyle kritik yollara sapmıştı ki değişim uğruna, artık iki ayrı fan kitlesi
vardı. İlk kitle seriye ilk oyunla başlayan, onu korku, gerilim ile
özdeşleştiren kısım. Diğeri ise; genelde RE4’le beraber seriyle tanışan ve köklü
değişimle artan aksiyonu seven kısım.

Olaylara şu açıdan bakmakta fayda var; her iki kitle de kendine göre haklı
aslında.

“Bir şeyi ilk anda nasıl severseniz hep öyle görmek istersiniz”, işte bu bağlamda
eski fanlara hak vermemizin nedenlerine gelelim. Zamanla ufak değişimleri hoş
görebilirsiniz, ama köklü bir değişimse isyan etmeniz normal sayılabilir. Eski
severler genelde dördüncü ve beşinci oyuna kötü demiyorlar zaten. Adını RE
olarak düşünmediğinizde, hem dördüncü, hem de beşinci yapım, her açıdan mükemmel
ve efsane olacak ürünler. Aldıkları ödüller, övgüler, yakaladıkları başarılı
satış rakamları, bunu fazlası ile belli ediyor. İsimlerine RE olarak bakarsanız,
eski fanlar için değişimin çivisinin çıktığı, onu bu denli muhteşem yapan ilk
oyunlardan ve özünden hiçbir şey barındırmayan, RE adı altında çıkarılmış; ama
adı ve karakterleri dışında seriyle alakası olmayan oyunlar. Onlar da
eleştirilerini işte bu şekilde yapıyorlar ve neden bu kadar köklü değiştirdiniz
deyip eski hallerinde istiyorlar. Hatta çoğu fan, “Madem oyunu bu denli
değiştirecektiniz, yeni bir isimle başka bir oyun yapıp, RE’yi tadında
bitirseydiniz” diyor. Yani tepkileri tamamen köklü değişime. İşte eski fanların
düşünceleri bunlar.




Yeni fan kitlesinin de haklı olduğu yönler var. Seriye dördüncü oyunla
başladılar ve geçmişi pek bilmiyorlar. RE’nin nereden geldiğini tam olarak
bilmediklerinden ve aksiyon yönü ile seriye başlayıp sevdiklerinden, beşinci
yapımın da böyle olmasına doğal olarak çok sevindiler. O yüzden onlar “Yeni RE
fanları” olarak nitelendiriliyorlar.Bu iki kitle arasındaki tartışmaların ana nedeni ise; eski fanlar ne olursa
olsun serinin bu halini kabullenemiyorlar ve artık bu şekilde devam etmesindense
bitmesini umuyorlar. Yeni fanlar ise geçmişi pek önemsemediklerinden bunu tam
anlayamıyor ve tepkilerini gösterip serinin bu şekilde devam etmesini umuyorlar.
Ama ne olursa olsun eski ve yeni bu kitle sonuçta RE’nin o büyülü adı altında
bir şekilde birleşiyorlar.

Peki gelecek ne olacak?

İşte Resident Evil’ın başladığı, geçtiği ve bugünlere geldiği yollar böyleydi.
Seri bir korku, gerilim simgesi iken girdiği müthiş değişimle aksiyon ve
yeniliğin şah damarı oldu bugünlerde. Yazının başında değindiğim değişim ilgili
sözler şimdi daha iyi anlaşılıyor sanırım. Her gün yeni tatlar arasak da,
aslında vazgeçemediğimiz ve değişmesine izin vermeyeceğimiz o kadar özel şeyler
var ki, Resident Evil için de bu böyle. Yenilik düşüncesi doğruydu ve zamanı da
gelmişti. Fakat serinin geçmişine bakıp ilk üç ve son iki oyun arasında
karakterler ve ad dışında bir ortak nokta göremiyorsanız, “Bu doğru uygulanan
bir değişim mi acaba?” demekten kendinizi alamıyorsunuz.




Değişime giderken bu kadar özden kopup, uç noktalara gitmek doğru muydu? Buna
verilecek cevap evet de olabilir, hayır da… Ama doğru olan bir şey var ki;
Resident Evil girdiği bu köklü değişimle yolundan fazlasıyla saptı. Aksiyon ve
yenilikle çığır açan dördüncü ve beşinci oyunla, artık istenen yönde
ilerlemiyor. Takeuchi kısa süre önce yaptığı açıklamada, RE6 gelirse serinin
başında olmayabileceğini belirtti. Altıncı yapımın geleceği de daha önceden ima
edilmiş ve sıfırdan bir başlangıç düşünüldüğü söylenmişti. Bu konuda resmi bir
açıklama olmaması da, serinin geleceğini karanlıkta bırakıyor. Bakalım bundan
sonrasında neler olacak? Resident Evil’ın eğer yeni oyunları gelirse daha neler
gösterecek? Bunların cevabını bizler de, sizin gibi merakla bekliyoruz…

Exit mobile version