Resident Evil VII

Oyun dünyasının en eski ve köklü serilerinden birisi olan Resident Evil’in bulunduğumuz güne kadar birçok kez değişikliğe uğradığına şahit olmuştuk. Ana karakterler değişti, mekanlar değişti, hikaye gidişatları değişti, düşmanlar, oynanış mekanikleri, kullanılan eşyalar ve daha birçok şey günümüze kadar türlü türlü değişimlere uğradı. Ancak hiç şüphesiz serinin bu güne kadar yaşadığı en büyük değişiklik serinin yedinci oyunu ile oldu.

Capcom belli ki hayranların son birkaç oyundur dile getirdiği şikayeti dinlemiş. Resident Evil serisi özellikle de ilk üç oyunu ile oyun dünyasının en ürkütücü oyun serilerinden birisi olmuştur. Resident Evil 1’deki malikenin o dar koridorlarında mutantlardan kaçışımız, Resident Evil 2’nin sokaklarında zombi ordularına karşı mücadelemiz ve Resident Evil 3’te Nemesis’in polis karakolunun camından girip bizleri ölümüne korkuttuğu zamanlar. Seri dördüncü oyun ile beraber ilk radikal değişikliğini yaşamıştı. Her ne kadar başarılı bir oyun olarak görülse de dördüncü oyun serinin saf aksiyon bazlı oyun yapısına attığı ilk adımdı. Leon S. Kennedy uçan tekmeler atıyor, patlayıcı silahlarla koca koca mutantları deviriyor ve pek alışılmadık zombi türlerine karşı yaşam mücadelesi veriyordu. Güzel bir oyun muydu? Kesinlikle öyleydi. Peki güzel bir Resident Evil oyunu muydu? Evet. Ama güzel bir korku oyunu muydu? Alakası bile yoktu. Daha sonrasında gelen Resident Evil 5 ve 6 da dördün yolundan gitti ve saf aksiyon oynanış yapısıyla karşımıza çıktı. En azından dördüncü oyunda bulunan gotik atmosfer etkisini iyice kaybetmişti.

2014 yılında Konami’nin yayımladığı yeni Silent Hill oyunu için bir demo niteliği taşıyan P.T. mükemmel bir başarı yakalamıştı. Daha sonrasında Hideo Kojima ve Konami’nin yaşadığı ayrılık neticesinde yeni Silent Hill’in yapımına son verildi. Capcom belli ki bunu bir fırsat olarak gördü ve Konami’nin yapamadığını yapmaya koyuldu. İnsanlar artık gerçek bir korku oyunu istiyordu. Üstelik bunu alışık oldukları serilerin yeniden canlandırılması ile istiyordu. Capcom da ‘neden olmasın?’ dedi ve işe koyuldu. Duyurulduğu güne kadar sır gibi saklanan Resident Evil VII hem duyuruldu hem de beraberinde direkt olarak PlayStation 4’te oynanabilen bir demo yayınladı. Ben de oynadım, hatta demonun bir incelemesini de yaptım. Resident Evil VII gerçekten güzel bir oyun olabilir. Şimdilik oyun hakkında neler biliyoruz, gelin bir derleyelim.

Şimdilik sahip olduğumuz bilgilere göre oyunun büyük bir kısmı veya tamamı demoda gördüğümüz evde geçecek. Benim tahminlerime göre bu evde ilk Resident Evil oyununa benzer bir durumla karşılaşacağız. İçinde bulunduğumuz ev buz dağının sadece görünen kısmı olacak. Demonun sonunda hatırlarsanız bir bodrum kata iniyorduk ve demonun bitmesine yakın orada bir kapı daha görüyorduk. Bize saldıran abinin tipine ve giyimine bakınca da evin o kapı aracılığı ile bir madene bağlı olduğunu düşünüyorum. Maden olmasa bile evin altında çok geniş çaplı bir haritanın bizleri beklediği konusunda kesin bir fikre sahibim. Çünkü bir Resident Evil oyunundan bahsediyoruz. Her ne kadar radikal bir değişikliğe gitmiş olsa da üç katlı bir ev, bir Resident Evil için yeterli olamaz.

Oyunun hikayesine dair şimdilik sahip olduğumuz bilgilere göre ana karakterimizin adı Ethan olacak. Eşi Mia bir şekilde bu evde kaybolacak va Ethan da onu bulmaya gelip çeşitli zorluklarla karşılaşacak ve sır perdesini aralamak için elinden geleni yapacak. Oyuna dair yayımlanan son fragmanda olayları Mia’nın gözünden görüyorduk. Kendisi bir “şeyden” kaçıyor ve saklanmaya çalışıyordu. Bu da ana karakterin tek başına Ethan olduğu etkenini ortadan kaldırıyor. Ama elbette sadece fragman için de yapılmış özel bir bölüm de olabilir. Capcom hala birçok şeyi sır gibi sakladığı için kesin bir şey söyleyemiyorum.

Yapılan bir konferansa katılan Capcom, oyunda fotogrametri adlı yeni tekniği kullanıyor. Bu tekniği daha önce The Vanishing of Ethan Carter ve P.T.’de de görmüştük. Bu teknik sayesinde fotoğraflanan görseller direkt olarak oyun içerisinde modelleniyor ve gerçekçiliğinden ödün vermeden hiper-realistik bir görüntü yaratıyor. Üstelik Capcom bu teknik için yepyeni bir stüdyo açtı. Yani bu tekniği sadece Resident Evil VII’de değil, bundan sonra çıkacak çoğu Capcom oyunununda kullanacak. Yayımlanan görsellere bakınca ilk demoda karşımıza çıkan “The Family Man”e ek olarak bir de eski tarz, klasik zombi tiplemesinin de oyunda bulunacağını görüyoruz. Bu gerçekten iyi bir haber, çünkü şahsen son çıkan Resident Evil oyunlarındaki o ucuz parazit görselinden gına gelmişti. Kafayı patlatıyorsun ve ne idüğü belirsiz garip şeyler fırlıyordu içinden. Eski zombilerin geri dönecek olması benim gözümde gerçekten büyük bir artıdır.

Yine oyuna dair verilen bilgilere göre, oyunda büyük oranda kan ve şiddet öğesi ile karşılaşacakmışız. Öyle serinin eski oyunlarındaki jel gibi kan efektleri değil de daha çok Outlast’te gördüğümüz gibi gerçekten ürkütücü öğelerle karşılacağız. Bunun yanı sıra kullanılan silahlar da gerçeğe daha yakın olacak. Yani artık elimizde Grenade Launcher ile koşturamayacağız. Bu güzel bir şey.

Gelelim Resident Evil VII’nin başarısızlık potansiyeline. Oyun her ne kadar güzel grafiklere, müthiş bir atmosfere ve daha gerçekçi karakterlere sahip olsa da taşıdığı büyük bir başarısızlık riski var. Tamam korku unsurlarını isteyen oyuncuları kendine çekmeyi başardı ancak aynı zamanda son üç oyundur aksiyon hissine alışmış olan oyuncuların da eleştiri yağmuruna tutuldu. Birçok kişi Resident Evil ruhunun tamamen kaybolduğunu, hatta bu yeni oyunun da bir RE değil de Clock Tower oyunu olması gerektiğini savundu. Aslında haksız da değiller. Bana da bu demoyu gösterseniz ve Resident Evil VII olduğunu bilmesem, ama Capcom’dan çıktığını bilsem ya Clock Tower ya da onun kardeşi olan Haunting Ground derdim. Yine de Capcom pazarlama stratejisini kullanarak en fazla parayı kazanacağı seriyi kullanmaktan vazgeçmedi ve bu değişikliği serinin yedinci oyununa entegre etmeyi uygun gördü.

Oyunun yayımlanan demosuna bakınca Capcom’un Resident Evil VII için yeni bir grafik motoru tasarladığını görüyoruz. Önceki paragraflarda bahsettiğim fotogrametri tekniği atmosfere ve görsellere müthiş bir katkı sağlıyor. Eğer oyun herhangi bir downgrade ile karşılaşmazsa ve gerçekten PlayStation 4 demosunda gördüğümüz optimizasyon kalitesi ile her platformda aynı başarıyı yakalarsa adından çok söz ettirecek gibi görünüyor. Yani grafik açısından Capcom’a güvenim tam.

Son sözlere gelecek olursam: Resident Evil VII gerçekten beklemeye değer bir oyun. Düşüncelerinizi ne kadar değiştirebilirim emin değilim ancak eski veya yeni her iki Resident Evil türünün de hayranı iseniz bu oyunda sizi çekebilecek bir şeyler olduğuna eminim. Çünkü Capcom, Konami’nin aksine hayranlarını dinliyor ve serisine de özen gösteriyor. Şşş Umbrella Corps. diye bir oyun yok, unutun onu, yok öyle bir oyun. Oyuna dair yeni bilgiler yayımlandıkça siz okurları da elimizden geldiği kadar güncel tutmaya özen göstereceğiz. Bakalım yeni Resident Evil bizi nerelere sürükleyecek, hep beraber göreceğiz.

Exit mobile version