Oyun İncelemeleri

Sacred

Geçmişe doğru baktığımızda bundan sekiz sene önce Blizzard firması, Diablo’yu piyasaya sürdü. İlk çıktığı zamanlar gerek konusu, gerek grafikleri ve sesleriyle, yeni bir oyun türü olarak tüm oyun severlerin favorisi oldu. Bu da yetmedi, 2000 yılında ikincisi olan Diablo 2 çıktı. Aradan bir sene geçti ve Blizzard bazı yeniliklerin daha eklenmesini düşündüğü için 2001 yılında Diablo II Expansion Set: Lord of Destruction çıktı. Bugüne geldiğimizde ise Diablo hala popüleritesini koruyor, ancak hayatınızda bir değişiklik yapmak isterseniz, bir Diablo alternatifi olan Sacred’a bakmakta fayda var.

Diablo ölmedi hala yaşıyor

Bilemiyorum Blizzard bunu nasıl başarıyor. Aradan o kadar sene geçmesine rağmen hala oynanan bir oyundur Diablo 2. Şimdi ise farklı tadlara bakma zamanı. Sacred’ın hikayesi şöyle; Shaddar adlı büyücünün bir hatası üzerine tüm dünyayı karanlık güçlerle çevrilir. Shaddar tüm hayatını büyülere adamıştır. Bir gün karanlık güçlerden Sakkara adında şeytanı büyü yaparak, yeryüzüne çağırır. Fakat hiç hesapta olmayan pentagram’ın üzerindeki bir boşluk şeytanın kaçmasını sağlar. Bundan sonra Ancaria halkını korku dolu anlar beklemektedir. Sakkara ve diğer karanlık güçler yeraltından çıkıp, yeryüzündeki tüm canlıların hayatlarını tehdit etmeye başlamıştır. İşte bu noktadan itibaren olaylar, bizim kahramanlığımıza bağlı olarak gelişecektir. Tüm şehri bu pisliklerden temizlemek bizim görevimiz. Oyun boyunca harita da dolaşmadık yer kalmayacak ama merak etmeyin, bunun için bize yol arkadaşı olacak bir atımız var. Tabi ki bu da sizin oyundaki para durumunuza bağlı.

Sacred’in hikayesi Arcaria Krallığı’nın içinde toplam 16 farklı bölgede geçiyor. Çeşitli şehirler, zindanlar, köyler hepsi birbirinden farklı olan 16 ayrı atmosfer. Tüm haritayı dolaşıp sıkılmamanız için, portalları kullanarak zamandan da kazanabilirsiniz. Bu arada unutmadan portallar kesinlikle çok başarılı bir çizim olmuş. Diablo 2’nın waypointlerine göre görsellik biraz daha ön planda

Oyunda altı farklı karakterimiz bulunuyor. Karakter seçerken Diablo 2’de olduğu gibi sıralanmış altı karakterden birini seçtiğinizde kendisini tanıtıyor. Seslendirmeler ise süper özellikle de Dark Elf karakteri. Her neyse isterseniz karakterlerimizi tanıyalım;
Battlemage; elemental büyüler yapabilen bir büyücü. Ayrıca yakın dövüşte çok başarılı.
Wood Elf; iyi bir okçu ve ayrıca tabiatının gücünü kullanarak büyüler yapıyor.
Gladiator; en iyi silah kullanan. Etkili saldırı teknikleri
Dark Elf; tuzaklarda ve yakın dövüşte çok etkili.
Seraphim; büyücü ve hızlı bir karakter.
Vampire; gündüz sadece insan ama gece çok tehlikeli bir vampire dönüşebiliyor. Ayrıca kurt ve yarasaları sumon edebiliyor.

Her karakterin farklı bir tarzı var. Karakterinizi seçtikten sonra; ilerledikçe eklenen yeni “savaş sanatları” ve büyülerle ile tanışacaksınız. Altı ana karakterimiz haricinde örümcekler, canavarlar, ejderhalar, orclar ve devlerden oluşan toplam 300 farklı karakter bulunuyor. 30 tane ana görev ve 200 den fazla alt görev bizi bekliyor.

Oyundaki kötü noktalar ise haritaların bariz bir şekilde, sadece görüntü olsun diye her tarafını ağaçlar çevirerek, bir çok kez zaman kaybı sağlaması. Bazı karakterlerin boyundan büyük kılıçları tek elleriyle taşıması biraz komiğime gitti doğrusu. Sacred’te at bulunmasına rağmen, sadece Wood Elf üstünde rahat savaşabiliyor. Diğer karakterler için tek yararı, sadece gidilmesi gereken yere daha çabuk ulaşım sağlanması. Tab tuşuna basıp, haritaya baktığınızda sarı ok ana görevlere, gri oklar ise alt görevlere ulaşmanız için kolaylık sağlıyor. Ortalıkta dolaşırken dikkat edip, etrafta parıldayan bir şeyler görürseniz, üzerine tıklayın çünkü buralarda büyülü eşyalar, özel silahlar ve paralar çıkıyor. Mouse’unuzun scrool tuşunu aşağı veya yukarı çekerek 3 farklı kamera açısından oynayabilirsiniz. Tabi iyi bir ekran kartınız var ise olumlu bir sonuç alabilirsiniz.

Oyunun başka bir artısı da karakteriniz ölse bile, tekrar canlandığınızda hiçbir kaybınız olmuyor. En son geldiğiniz portal’dan üzerinizdeki eşyalarla ve deneyim puanını kaybetmeden kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Böylece öldüğünüzde üzerinizdeki zırh ve para için artık göz yaşı dökmeyeceksiniz 🙂 Sacred 16 kişiye kadar multiplayer desteği de sunuyor. İsterseniz tek başınıza veya 4 kişilik bir grup halinde de oynama şansınız var.

Sonuç olarak bir çok Diablo fanının zevkle oynayabileceği alternatif bir oyun olmuş. Diablo gibi bir efsanevi oyunu elbette unutacak değiliz. Ne de olsa ilk Rpg oyun türünü ortaya çıkartan önemli bir isim. Bana kalırsa bu tarz alternatif oyunları sıkça görmeye alışmalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu