Scarlet Nexus, Bandai Namco tarafından geliştirilen ve yayınlanan yepyeni bir aksiyon – rol yapma oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Yeniden yapımlar ve bilindik oyunlar devam oyunları ile dolu oyun dünyasına yeni bir bir IP ile, üstelik Brain Punk adını verdikleri yepyeni bir tür ile giren Bandai Namco firmasının yeni oyunu Scarlet Nexus nasıl olmuş, gelin birlikte inceleyelim.
Scarlet Nexus PC inceleme
Scarlet Nexus çok uzak bir gelecekte, bildiğimizden çok farklı bir dünyada geçiyor. İnsanların beyin gücünü hayal edemeyeceğimiz bir seviyeye çıkardığı, bu güce doğru şekilde kullanabilecek seviyede olanların çeşitli güçler elde ettiği bir dünya. Bilinmeyen bir sebepten gökten düşen ve insanların gelişmiş beyinlerine karşı açlık duyan “Others” adındaki yaratıklar ile insanlar arasındaki yegane savunma ise “Other Suppression Force” (OSF) isimli organizasyon. Bu organizasyon üyeleri gelişmiş güçlere sahip ve aldıkları yaşlanmayı engelleyici tedavi sayesinde uzun süre yaşayan psiyoniklerden oluşuyor.
Brain Punk dünyaya hoşgeldiniz
Hikayemizin iki ana karakteri var. Büyük bir kahramanın soyundan gelen ve ailesi şehrin yönetiminde bulunan Yuito Sumeragi ile silah endüstrisinde hatırı sayılır nüfuzu olan Randall ailesinin evlatlık kızı Kasane Randall. OSF’e yeni katılan karakterlerimiz şehirde gerçekleşen bir saldırı sonucu tanışıyor ve sonrasında seçtiğimiz karaktere göre değişen uzun bir maceraya atılıyoruz.
Her ikisi de OSF’e yeni katılan adaylar olan karakterlerimiz, animelerde ve japon oyunlarında görmeye alışkın olduğumuz tipler aslında. Yuito çocukken bir OSF ajanı tarafından kurtarılmış ve sonrasında dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çalışarak OSF’e katılmış. Yakın dövüşte ustalaşmış olan Yuito katana kullanıyor ve psychokinesis yeteneklerine sahip. Anime ana karakterlerinde gördüğümüz rahat ve eğlenceli, herkese çabucak güvenebilen tipte bir karakter.
Diğer karakterimiz Kasane ise ailesi çocukken Others tarafından katledilmiş ve Randall ailesinin himayesi altına girmiş bir kız. Tek sevdiği insan üvey ablası Naomi olan Kasane havada uçuşan bıçaklardan oluşan özel bir silah sayesinde hem yakın hem de menzilli dövüşe uygun bir karakter. Kendisiyle birlikte OSF’e katılan Naomi haricindeki herkese karşı soğuk ve mesafeli davranan Kasane kelimenin tam anlamıyla odun diyebileceğimiz bir karakter. Final Fantasy serisinden Cloud (oyunun başlarındaki hali) ile Lightning karışımı bir tip aslında. Başlarda bir miktar rahatsız ediyor ama hikaye ilerledikçe sebepleri ve karakter gelişimini görmek mümkün oluyor.
Hikaye boyunca bir sürü yan karakter ile karşılaşıyor, kendimize kalabalık bir ekip topluyor ve sürekli farklı düşmanlar ile mücadele ediyoruz. Ekibimizdeki karakterlerin her biri farklı bir kişiliğe sahip. Aralarında yaşlanmayı önleyici ilacı aldığı için hala çocuk gibi gözüken güçlü savaşçılar ve uzun zamandır ilaç aldığı için yavaş yavaş emekli olma zamanı gelen tecrübeli askerler bulunuyor. Yine anime izleyenlerin hemen çözebileceği karakter tipleri ile dolu bir oyun ama ne göreceğinizi bilseniz bile “bakalım bunu nasıl yapmışlar” diye merak ettirmeyi başarıyor.
Tek düşmanımız Others değil, politik çekişmeler, güç savaşları, haklarında fazla bilgi sahibi olmadığımız dini bir grup gibi farklı etmenler ile hikaye bambaşka yerlere gidiyor. Hikayenin genel akışını sevdim, beklemediğim yönlere doğru ilerleyip, olayların arkasındaki sebepleri öğreniyoruz. Ama en çok hoşuma giden tarafı iki karakterin kendi hikayeleri olması oldu.
İki ana karakter ile aynı hikayeyi, yalnızca ufak farklar ile oynamanın can sıkıcı olabileceğini (Nier Automata gibi) biliyoruz. Scarlet Nexus burada güzel bir seçim yaparak, iki karakterin hikayesini ayrı olarak ilerletmeye karar vermiş. Zaman zaman yollarımız kesişse bile Kasane ve Yuito’nun hikayeleri büyük oranda farklı ilerliyor. Bazen yok yere olaylar çıkıyor, mesela aynı organizasyonda olduğunuz birisi size saldırıyor ve dövüşmek zorunda kalıyorsunuz. Karakteriniz olay yerinden kaçıyor ve karakterlerin olayın sebebini öğrenme fırsatı olmuyor. İşte bu noktada diğer hikaye devreye giriyor, olayın arka planını ve neden böyle bir şey olduğunu öbür karakter öğreniyor.
Takım üyeleri ve sosyal ilişkiler de seçtiğiniz karaktere göre değişiyor. Hikayeyi bir kez bitirip diğer karakter ile baştan başladığınızda sadece haberini aldığınız olayları canlı olarak görme fırsatı ediniyorsunuz. Ayrıca ekip arkadaşlarınızın her karakter ile farklı olaylar içeren sosyal etkileşimlerini görmek de güzel. İşin en güzel tarafı ise oyunu bir kez bitirdikten sonra devam etmek isterseniz geliştirdiğiniz karakteri atıp gitmiyorsunuz, bütün geliştirmeler ve aldığınız şeyler aynen yeni oyuna geliyor.
Beynini kullanmanın çeşitli yolları vardır
Scarlet Nexus hem aksiyon hem de rol yapma oyunu öğeleri barındıran bir oyun. Seçtiğimiz karaktere göre yakın ya da orta menzilli bir dövüş tarzı benimseyip, hem kendimizin hem de takım arkadaşlarımızın güçlerini kullanarak karşılaştığımız düşmanları pataklıyoruz. Öncelikle ana karakterlerimiz Kasane ve Yuito’ya bakalım. Katana ve uçan bıçaklar ile dövüşen karakterlerimizin kullanabildiği beyin gücü ise psychokinesis olarak geçiyor. Bu güç sayesinde etraftaki nesneleri havaya kaldırıp düşmanın kafasına atabiliyor, büyük araçları kontrol edip düşmana sürebiliyor ya da benzin yüklü kamyonların patlamasını sağlayabiliyoruz. Düşmanın zırhını delip savunmasız hale getirdiğimiz zaman kullanabildiğimiz “brain crush” yeteneği ise çoğu düşmanın işini tek hamlede bitirmemizi sağlıyor.
OSF üyesi olan karakterlerimiz “Brain Drive” ve “Brain Field” isimli iki özel yeteneğe daha sahip. Brain Drive savaştıkça dolan ve kendi kendine aktif olan bir özellik. Brain Drive durumuna geçtiğimizde maskemizi takıyoruz, daha hızlı tepkiler verip daha güçlü saldırılar yapıyoruz. Takım arkadaşlarımız da zaman zaman bu özelliği kullanabiliyor. Özellikle zorlu dövüşlerde aktif olması güzel bir şey.
Brain Field özelliği ise tehlikeli ve kullanılması yasak olan bir teknik. Kullanıcının beynine büyük bir yük bindiren teknik ile bir alan üzerinde kontrol sahibi oluyoruz. Yeteneğimizi sınırsız kullanabildiğimiz alanda düşmanın üzerine nesneler fırlatmak, sütunlarla rakibi dövmek gibi ciddi hasar veren aksiyonlara girebiliyoruz. Ayrıca karakterimizin güç çılgınlığına girmesi, yoktan sesler duyması ve baş ağrısı yüzünden bir anda hareket etmemesi gibi yan etkiler var. Alan içerisinde uzun süre kalmamız durumunda karakter ölerek oyunu sona erdiriyor. Takım arkadaşlarımız SAS ile destek olup süreyi uzatabiliyor ama güvenmemek lazım.
Ana karakterlerimizin Brain Tree adındaki yetenek ağacı, karakter geliştirme ekranı olarak iş görüyor. Burada farklı kategoriler altındaki özelliklere puan vererek bazı dövüş yeteneklerini alabiliyor, can ve saldırı değerlerini arttırabiliyoruz. Verdiğimiz puanların çoğu karakterimizi güçlendiriyor ama keşke yere düştüğümüzde hızlı kalkmak gibi basit şeylere puan vermek zorunda olmasaydık.
Dövüşler sırasında takım arkadaşlarımız da bize katılıyor. Dövüş alanında istediğimiz zaman değiştirebildiğimiz iki takım üyesi bulunabiliyor. Ekibimizdeki karakterler “Struggle Arms System” (SAS) üzerinden bize bağlanıp güçlerini bizimle paylaşabiliyor. Zamanı yavaşlatmak, ışınlanmak, zırh kuşanmak ve silahımızı element güçleri ile desteklemek gibi yetenekler kullanabiliyoruz. Ayrıca görünmez olmak, fırlattığımız nesnelerin sayısını arttırmak ve saklanan düşmanları tespit etmek için kullanabileceğimiz güçler de var. Başlangıçta sadece 1 karakterin gücünü aktif edebiliyorken, oyunun sonlarına doğru 4 gücü aynı anda aktif hale getirebiliyoruz. Bu sayede zamanı yavaşlatıp elektrik yeteneğini açarak düşmana saldırı yapmak gibi kombinasyonlar geliştirilebiliyor.
Ekip üyeleri ile aramızdaki bağı geliştirebiliyoruz. Onlara vereceğimiz çeşitli hediyeler ve yaptığımız konuşmalar sayesinde arkadaşlık bağımız artıyor. Takım üyelerimiz ile aramız ne kadar iyiyse SAS yeteneklerimiz de o kadar gelişiyor. İlk seviyede yalnızca güçlerini ödünç veren arkadaşlarımız, ilerleyen seviyelerde darbelerden koruma, tamamlayıcı saldırılar yapma ve yeteneklere özel bonuslar gibi avantajlar sunuyor. Ayrıca birbirimize verdiğimiz hediyelerin sığınaktaki masalarda gözükmesi ve ortama canlılık katması da hoş bir ayrıntı.
Hava durumu Others yağışı gösteriyor
Scarlet Nexus’un görsel ve işitsel kısımlarına da değinmeden geçmeyelim. Öncelikle oyunun PC sürümünü, 2060 ekran kartlı nispeten güçlü bir sistemde oynadım ve yorumların buna göre olacaktır.
Scarlet Nexus en yüksek ayarlarda, neredeyse hiçbir teknik sorun yaşamadım. Oyunu “30 – 60 – Sınırsız” FPS seçeneklerinden birini seçerek oynayabiliyorsunuz. Sınırsız FPS seçeneğinde normal alanlarda 100 civarında FPS alırken, kalabalık dövüşlerde, yeteneklerin ardı ardına patladığı yerlerde 80 altına çok nadir düştüğünü gördüm. Performans olarak gayet başarılı bir iş çıkardığını söylemek yanlış olmaz. Yalnız tam ekranda oynuyorsanız alt-tab yapmayın, ekran kendini kaybediyor ve oyunu kapatmadan kurtulamıyorsunuz.
Görsellik yine bir Bandai Namco oyunu olan Code Vein’i hatırlatıyor. Grotesk düşman tasarımları, zaman zaman mekanlarda kullanılan renk paletinin benzerliği gibi şeyler yüzünden olduğunu düşünüyorum. Ben oyunun görselliğinden çok memnunum, hem oyun içi görüntüler hem de ara sahneler oldukça iyi gözüküyordu. Japon anime stili ile batı bilim kurgu dünyasının bir araya getirildiği Brain Punk dünyaya özel tasarımlara da bayıldım. Yine de anime stiline karşı özel bir hoşnutsuzluğunuz varsa beğenmemeniz mümkün.
Scarlet Nexus’un hikaye anlatımında ara sahnelerin yanı sıra slayt gösterisi gibi sahneler üzerinde konuşan karakterler kullanma tarzını ilk başta çok yadırgadım. Bir süre sonra insan alışıyor ama bazı sahnelerin slayt gösterisi yerine video ya da oyun içi animasyonlar ile gerçekleşmesini çok isterdim.
Scarlet Nexus açık dünya oyunu değil, bölgelere ayrılmış zindan sistemine sahip bir oyun. “Tales of” serisinden alışık olduğumuz şekilde, hikaye çizgisel bir şekilde ilerliyor ve istersek eski bölgelere gidip yan görevleri de yaparak çeşitli kaynakları toplayıp istediğimiz eşyaları üretebiliyoruz. Bu eşyalar görsel etkileri olan giyilebilir eşyalar ve takım arkadaşlarımız için hediyelerin yanı sıra savaşta kullanabileceğimiz ekipmanlar da olabiliyor. Tüm kıyafetleri yapmak için burada çok fazla vakit geçirmek gerekebilir ama şehirden aldığım bazı yan görevleri yaparken bile yeterince hediyelik eşya kaynağı topladım. Fazla grind yapıp zaten uzun sayılabilecek bir oyunu daha da uzatmak istemedim.
Oyundaki bölge tasarımları genel olarak oldukça iyi. Düşmanlar ile karşılaştığımız bölümlerde harita ve düşmanların yeri genellikle sabit ve can sıkıcı değil. Oynarken sıkıldığım ve yapımcıların tembellik ettiğini düşündüğüm iki bölüm oldu. Birisi BABE isimli bölgede, hiçbir orjinalliği olmayan dümdüz bir alanda geçiyordu, neyse ki fazla uzun olmadığından çok rahatsız etmedi. Diğer bölüm ise oyunun sonlarına doğru gelen, neredeyse her güçlü düşmandan ikişer üçer taneyi üzerimize atan ve tırmandıkça tırmandığımız uzun bir bölgeydi ve hikaye o kadar yavaş ilerliyordu ki oyunu bir ara bırakmayı bile düşündüm. Boss dövüşleri ve hikaye ilginç olmasa bırakırdım muhtemelen.
Oyunda giyilebilir eşyalar var ve karakterin görsel özelliklerini tamamen etkiliyorlar. Başlangıçta aldığımız oyunun sürümüne göre gelen 2 ekstra kıyafet seti, 2 maske ve küçük maskotlar dışında bir şey olmasa da ilerde çantalar, gözlükler, maskeler, kurdelalar, kasklar ve üzerimize takabileceğimiz garip nesneler üretebiliyoruz. Her karakterin 1 kıyafet ve 3 ekipman slotu bulunuyor. Üstelik giydiğimiz eşyalar neredeyse her sahnede karakterimizin üzerinde gözüküyor. Eşya sisteminde en büyük sıkıntım, bir eşyanın neye benzediğini yapmadan önce görme şansımız olmaması. Maske diye yaptığım şey köpek kafası çıkınca harcadığım malzemelere üzülüyorum sonuçta.
Oyun ile ilgili son ve en büyük şikayetime geldi sıra. Oyun bize sürekli bilgi vermeye çalışıyor. Düşmanın zayıf noktalarını anlatan telepatik yardımcımızdan ya da “su var elektrik mi atsak üstüne” diyen takım arkadaşlarından bahsetmiyorum. Ne zaman SAS ile bir karakteri aktif etseniz o karakterin ne yaptığını yazan bir TIPS kutusu açılıyor. Oyunu en zor seviyede otuz saat oynamışım, dört SAS yeteneğini aynı anda açabilecek seviyede bir karakterim var ve oyun bana “Düşman hızlıysa zamanı yavaşlatan karakteri kullanabilirsin” ipucunu veriyor. Ayarlarda bunu kapatmanın bir yolu da yok. Dikkat dağıtması bir yana, çok güzel resimleri çekiyorum yanda kocaman TIPS penceresi çıkıyor.
Sonuç
Scalet Nexus duyurulduğunda sadece maskeli karakterleri ile ilgimi çeken, çıkışını çok da heyecanlı bir şekilde beklemediğim bir oyundu. Hikayesi beklediğimden daha ilginç, dövüşleri hem akıcı hem de keyifli, karakter/düşman tasarımları güzel ve performans konusunda sorunsuz. Sadece tek bir karakterle 32 saatlik oyun süresine ulaştım ki fazla grind yaptığım da söylenemez. İkinci karakter ile, önceki save dosyasından devam ettiğimden, biraz daha kısa bir sürede bitse de toplamda 65 saati aşkın oyun süresine sahip. Ayrıca ikinci bitiriş ile hikayeye dair biraz daha fazla şey öğreniyoruz.
Scarlet Nexus, özellikle son bölümlerde oyunun gereksiz bir şekilde uzatılması canımı sıkmış olsa bile, dinamik dövüş sistemi, her karakterin kendine özel hikayesi, seslendirme ve müzik konusunda iyi bir iş çıkarılması gibi artıları sayesinde kendini affettiren bir oyun oldu. Animelerden hiç hoşlanmayan ya da bu grafik stilini sevmeyen oyuncuları ayrı tutup, geri kalan herkese önerebileceğim bir oyun olmuş.
Scarlet Nexus’un PC sürümü Steam üzerinden 250 TL karşılığında alınabiliyor. Yaz döneminde oynayacak keyifli bir aksiyon rol yapma oyunu arıyorsanız, verdiğiniz paranın hakkını verebilecek bir oyun. Yeni çıkan oyunların fiyatlarını da düşünürsek, Scarlet Nexus gerçekten iyi bir seçim olabilir. Oyun konsolda oynamak isteyen oyuncular için Xbox Series X ve S için optimize edilmiş olan sürümü 300 TL’ye satın alınabilirken, Playstation 4 / Playstation 5 sürümü 500 TL fiyat etiketiyle satışa sunulmuş.