Bazı kitaplar vardır bitirmeden uyku uyuyamazsınız. Devamlı sayfa çevirmek gözleriniz artık okuyamayacak duruma gelene kadar okumak istersiniz. İşte Sislerin Vampiri böyle bir kitap. Hikaye benim gibi çoğu FRP tutkunu arkadaşın sevdiği Ravenloft dünyasında geçiyor.
Konu baş kahramanımız Jander’in tımarhanede bir kız ile tanışmasıyla başlıyor. Ama o kızda birşeyler hissediyor ve onu bırakamıyor. Araştırdıkça daha derin şeyler buluyor. Ve sonunda konu o kadar dallanıp budaklanıyor ki ta Ravenloft kalesinin sahibi Lord Strahd’a kadar ulaşıyor. Bunun üzerine Jander sevdiği kız uğruna onun geçmişi hakkında daha çok bilgi edinmek için kaleye gidiyor. İşte konu buradan itibaren dahada heyecanlı oluyor. Strahd Jander’e göre yaşça daha yaşlıdır ama Jander’in ona göre daha iyi olduğu konular vardır. Lord bunlardan yararlanmak için Jander’i kalesinde misafir eder. İkili birbiriyle çok iyi anlaşmaya başlar ve Jander amacından biraz sapar. Daha sonra neden o kalede olduğunu hatırlayan Jander kız arkadaşı için Lord’un uyuduğu zamanlarda araştırmalar yapmaya başlar. Araştırdıkça dahada şaşırır. Öyle şeyler bulur ki sonunda Strahd’ı öldürmeyi bile düşünür.
İşte konu böyle ilerlemekte, gerçekten çok sürükleyici bir konusu var. Dediğim gibi bir sayfa okuduktan sonra öteki sayfayı okumamak gerçekten imkansız. Sislerin Vampiri Frp alemiyle ilgilenen ve kitap okumaktan haz alan bence herkezin mutlaka arşivinde bulunması gereken çok değerli bir kitap…