Aksiyon arıyorsunuz ve bunun için Modern Warfare 2 oynuyorsunuz. Patlamalar, yıkılan binalar, yollar. Kısacası kaos hakim. Peki size daha fazla aksiyon sunsak? Hem de bu aksiyonu arabalarla yarışarak yapsanız? İşte Split Second hem adrenalin, hem de aksiyon ihtiyacınızı gidermek için geliyor.
Split Second’ın hikâyesi oldukça ilginç. Kurgulanmış bir TV şovunda arabanızla yarışıyorsunuz. Ancak bu yarış öyle bildiğiniz yarışlara benzemiyor. Katılımcılar “powerplay” adı verilen özelliklerle diğer yarışmacıların kaza yapmasını sağlamaya çalışıyorlar. Peki ne bu “powerplay”ler? Helikopterler patlayıcı variller atıyor, binalar patlıyor, uçaklar çakılıyor, gemiler ikiye ayrılıyor, benzinlikler havaya uçuyor! Yani aklınıza gelebilecek her türlü yıkım, bu “powerplay”lerle sağlanıyor.
Split Second’da 5 adet farklı yarış modu bulunuyor. Bunlar; Race, Survival, Elimination, Detonator ve Air Strike. Race modunda bu “powerplay”leri kullanarak yarışta iyi bir yere gelmeye çalışıyorsunuz. Survival modunda, verilen sürede arkasına varil bırakan dev tırları tek tek geçmeye çalışıyorsunuz. Elimination da sizi en zorlayacak modlardan birisi. Belli bir süre tamamlanınca, en arkadaki kişi eleniyor. Böylelikle elene elene birinciliğe kalmaya çalışıyorsunuz. Detonator’da ise, bilgisayar kontrollü “powerplay”lere yakalanmadan yarışı olabilecek en kısa sürede bitirmeniz gerekiyor. Süreniz diğer yarışmacıların süreleriyle karşılaştırılıp ilk 8 içerisindeki yeriniz belirleniyor. Modların en ilginci ise, Air Strike. Air Strike’da bir helikopter sizi takip ediyor ve önünüzdeki bazı yerlere roketler yolluyor. Amacınız da üçten az sayıda kaza yaparak en iyi sürede pisti tamamlamak.
Bu modlardan bazılarında kullandığınız “powerplay”leri yapabilmeniz için aracın tamponuna konulmuş sade HUD üzerindeki üç aşamalı barı doldurmanız gerekiyor. Doldurmak için drift (kaydırma), draft (tampon takibi) ya da jump (atlama) yapmanız veya patlamalardan ucu ucuna kaçmanız gerekiyor. Eğer üçüncü aşamaya kadar doldurursanız üst düzey “powerplay”leri kullanabiliyorsunuz. Özellikle bunlara ulaşmaya çalışmanızı tavsiye ediyorum, çünkü izlemesi ve oynaması çok eğlenceli. Otobanlar yıkılıyor, tırlar yola düşüyor, köprüler yıkılıyor, uçaklar parçalanıyor. Eğlenceli oldukları kadar etkililer de. 3-4 aracı aynı anda hurdaya çıkarmanız mümkün. Ancak hemen sevinmeyin. Çünkü hurdaya çıkan araçlar yarışa küçük bir gecikmeden sonra geri dönüyor. Hasar modellemeleri pek çeşitli değil. Oyunun bir arcade olduğunu göz önüne alırsak, yine de biraz daha fazla hasar modellemesi yapılabilirmiş.
Pistler oldukça çeşitli ve güzel dizayn edilmiş. Kendilerine göre kullanacağınız “powerplay”ler de farklı olabiliyor. Örneğin liman konseptli pistte gemiler üzerinize düşüp aracınızı parçalarken, havalimanı konspetinde koskoca bir yolcu uçağı yola düşüyor ve içinden yarışa devam ediyorsunuz.
Split Second’ın bir TV şovu olduğundan bahsetmiştik. Bu TV şovu 12 bölümden oluşuyor ve her bölümdeki 6 yarışla birlikte toplamda 72 adet yarış bulunuyor. Her bölümü geçebilmeniz için son aşama olan Elite yarışta ilk 3’e kalmanız gerekiyor. Elite yarış, normal yarışlar gibi, ancak biraz daha zor. Her bölümü bitirdiğinizde bir video geliyor ve “gelecek bölümde neler oluyor” tarzında bir tanıtım izliyoruz. Bu da dizi hastası olan ülkemizde hiç yadırganacağa benzemiyor.
Şovdaki araçlar da tamamen kurgulanmış abalar. Hanzo GT gibi değişik ve ilginç adları mevcut. İtalyan markalarına benzeyen isimler de kullanılmış. Her aracın farklı özellikler bulunuyor. Örneğin bir araç patlamalara dayanıklı, ancak çok da hızlı ve çevik değil. Bir başkası çok hızlı ve çevikken, küçük patlamalarda kolayca savrulabiliyor. Oyundaki bir eksiklik de bu araçlar üzerinde herhangi bir değişiklik yapamıyor olmamız. Ne boyasına, ne üzerindeki resimlere, ne de motor gücü, lastik ve benzeri özelliklerine etki edemiyoruz. Eğer modifikasyon özelliği de olsaydı, bu oyun kolayca +10 puan alabilirdi.
Split Second’ın menüsü oldukça karizmatik. Etrafta uçuşan cam parçalarıyla ilginç görüntüler oluşturulmuş. Bu menüden oyun modunuzu belirleyebilirsiniz. Sezon modunu seçtiğinizde şovun bölümlerini tek tek açmanız gerekiyor. Her yarıştan sonra sıranıza göre alacağınız kredilerle yeni araçlar açmak mümkün oluyor. Yarışlardaki küçük “achievement”larla da, son dönemdeki trende ayak uyduruyor Split Second.
Oyunda online oyun özelliğinin yanısıra LAN üzerinden yerel ağda 8 kişiye kadar çoklu oyunculu mod desteği de bulunuyor. Bunun dışında tek bilgisayar üzerinde ayrılmış ekrandan (split screen) iki kişi olarak da oyunu oynamak mümkün.
Biraz da teknik açıdan bakalım. Oyunumuz DirectX 9 destekliyor. Yani illa yeni nesil bir ekran kartınız olması gerekmiyor. Buna rağmen güçlü bir sistem, akıcı oynanış için gerekli. Görseller, bir DirectX 9 oyunu için çok iyi. Parlamalar, ışık efektleri, patlamalar çok gerçekçi.
Sesler de oldukça tatmin edici. Doğru yerde kullanılan efektler, adeta bir FPS oynar gibi sizi uyarıyor. Müzikler ise, oldukça agresif ve sizi gaza getiriyor.
Bir simülasyon olarak görmemeniz gereken Split Second, arcade tarzı oynanışıyla kesinlikle ödediğiniz paranın hakkını veriyor. Şahsen yarış oyunlarını az çok oynayan biri olarak, bu kadar aksiyonla karşı karşıya kalacağımı tahmin etmiyordum. Ama oynarken oldukça eğlendirdi, şaşırttı ve defalarca “abi bak ne oldu!” dememe neden oldu. Özellikle PC oyuncularının böyle yarış oyunlarına açlığı da göz önüne alınırsa denecek tek bir söz var: Gidin alın!