Sıkı bir Star Wars fanatiği olarak bugüne kadar birçok oyun geçti
bilgisayarımdan. Bu oyunların çoğu ortalamanın altına düşmeyen, fanatikleri
hoşnut edecek yapımlardı, ama aksiyon, RPG, yarış ve hatta Devasa Online
türlerinde oldukça başarılı bir grafiği olan SW yapımlarının yüzü strateji
oyunlarında pek gülmüyordu. En başarılı strateji oyunu sayılabilecek, Ensemble
Studios yapımı, Galactic Battlegrounds ise Age of Empires taklidinden öteye
gidemiyordu maalesef.
Bu duruma son verebilecek yeni bir firma var; Petroglyph! Yeni olduğuna
bakmayın, aslında çekirdek kadrosunda açgözlü EA tarafından satın alınıp,
kapatılmış Westwood’dan ayrılan elemanlar var ve bu adamlar Dune 2,
Command&Conquer, Tiberian Sun, Red Alert gibi gerçek zamanlı stratejilerde çığır
açan oyunlara imza attılar. Empire At War oyununda ise SW fanatikleri onlardan
çok şey bekliyor…
Everything is going as planned…
Westwood kapandıktan hemen sonra tekrar bir araya gelen eski elemanlar yeni bir
firma kurup, sıfırdan bir grafik motoru yazmaya başlamışlar. Böylece, tam olarak
Empire At War’a uygun olan bir grafik motoru ile SW’ye en uygun olan atmosferi
yaratabilecekler. Yani oyun grafik motoruna değil de grafik motoru oyuna göre
tasarlanıyor ve bu da daha gerçekçi gezegenler, birimler demek.
İlk oyunlarını yapan Petroglyph, Empire At War’da Bölüm III ve Bölüm IV arasını
ele alıyor. Bölüm III’de sistem değiştirip Cumhuriyet’ten Galaktik İmparatorluğa
dönüşen ve Sith Lordu Darth Vader komutasında galaksiye egemen olmaya çalışan
imparatorluğun, bu emellerine oldukça iyi organize olmuş asiler engel olmaya
çalışırlar.
Tell me now Senator Leia, Where is the Rebellion Base?
Seçilebilir iki tarafın dışında birde tarafsız sayılabilecek gezegenler var.
Rome: Total War’ da da bulunan kendi halinde, ele geçirilmeyi bekleyen şehirler
gibi. Ayrıca bütün galakside 20’nin üzerinde gezegen var. Bunlar üzerinde
hakimiyet sağlamak isteyen ve Asilerin yerini bulup, onları ezmek isteyen
İmparatorluğun işi ise görüldüğünden daha zor. Ucuz, kuvvetli ve bol sayıdaki
İmparatorluk birimlerine karşı, sayıca az, ama daha güçlü Asilerin pek şansı
yok. Daha önce de söylediğim gibi İmparatorluk, Asilerin ne yaptığını, nerede üs
kurduklarını bilmiyor ve bu Asiler için büyük bir avantaj. Bu gizliliğin
getirdiği avantajların yanında ayrıca Asilerin casusluk konusundaki üstünlükleri
ile İmparatorluğun hareketlerini takip edebiliyorlar. Bu şekilde bir gerilla
savaşı yaşanıyor diyebiliriz. Ayrıca İmparatorluk Asilerin yerini tespit etse
bile yaşanacak savaş Asilerin bir oyunu olabilir ve esas planları üzerinde
çalışmak için zamanları artabilir.
I have good news sir; the war has began!
Kara savaşlarında, ekran görüntülerinden ve oyunun geçtiği zamandan da
anlayabileceğiniz gibi, droidler dışında birçok birim oyuna eklenmiş. Droidlerin
olmamasının nedenini Bölüm III’ü izlemiş arkadaşlar anlayacaklardır.
İmparatorluğun beyinsiz robotlara ihtiyacı olmadığından ve klon askerlerine
sahip olduğundan tek gereken yeni düzenlemelerle orduyu genişletmektir. Bunun
sonucunda İmparatorluk ordularına AT-AT (4 ayaklı İmparatorluk devleri), AT-ST
(daha çok piyadelere karşı yapılmış 2 ayaklı araç) ve Stormtrooperlar yani
yenilenmiş klonlar gibi nice birimler dahil olmuş.
Bir gezegene saldırmak o kadarda kolay olmayabiliyor; özellikle yörüngede bir
filo nöbet tutuyorsa. Uzay savaşında da taş-kağıt-makas olayı aynen geçerli.
Örneğin bombardıman filolarına karşı avcılar, avcılara karşı hafif kruvazörler,
onlara karşı büyük yıldız destroyerleri… Uzar gider taktikler. Ancak bu
savaşlardaki en önemli özellik Homeworld’deki gibi 3 boyutlu uzay değil de kara
savaşlarındaki gibi 2 boyutlu bir uzay. Bunun oynanışı kolaylaştırmak adına
yapıldığını söylüyor yapımcılar. Ayrıca bu uzayda asteroidlere de dikkat etmeniz
gerekiyor.
Savaş olayına biraz daha girecek olursak Empire At War’un hiç de sıradan bir
strateji olmaya çalışmadığını görüyoruz. Oyun yapılaşmaktan ve kaynak
toplamaktan çok savaşa ağırlık verecek. Hatta birçok bina gezegenlerde hazır
bekliyor ve biz sadece savunma hattımızı güçlendirecek yapılar yapabileceğiz.
Savaş anında destek birimler getiremeyeceğimiz gibi savaş alanına üs kurup
askerde çıkaramayacağız. “Peki nasıl olacak bu iş?“ derseniz hemen anlatayım…
Her gezegenin farklı özellikleri olacak. Bazı gezegenlerde dediğim gibi özel
birimler olacak, bazılarında değerli madenler, askeri üsler ya da sadece
galakside bulunduğu konum dolayısı ile bazı gezegenler değer kazanacak. Bu
gezegenler birbirlerine “Seyahat rotaları” ile bağlanacaklar ve uzay
istasyonları da uzayda önemli rol oynayacaklar.
There is no emotion, there is peace
Başlıktaki sözü söyleyebilecek bir kişi tanıyorsanız, o kişi kesinlikle bir
Jedidır. Oyunda ise bilmeyenler için söyleyeyim hiçbir şekilde ışın kılıcı veya
“Güç”e hakim birisi yok. Zaten olması imkansız çünkü Bölüm III’de bütün Jedilar
güce dönüştüler, yani öldüler.
Oyun daha beta aşamasında bile olmadığı için 2005 sonlarında çıkacağı
söyleniyor. Fakat 2006’ya sarkarsa şaşırmamak gerek. Her ne olursa olsun, 1 yıl
sonra da olsa C&C yaratıcıları, strateji oyunlarında yeni bir klasik
yaratacaklar. Vaat ettikleri şeyleri ve hatta daha fazlasını yapabilecek
tecrübedeler. Bize ise kolay oynanabilir ama ayrıntılı bir SW strateji oyununu
oynamak düşecek. Bu sefer LucasArts dananın kuyruğunu koparacak!