İlk duyurulduğu günden bu yana merakla beklenen bir yapım Star Wars: The Force Unleashed. Star Wars fanlarının tam anlamıyla akıllarını başlarından aldığını da söylemek mümkün. Oyunun demosu hem PlayStation Network hem de Xbox Live’da yayınlandı.
Demonun nasıl olduğuna geçmeden, öncelikle oyun hakkında bilgisi olmayanlar varsa onlar için bilgi verelim. Oyunumuz bölüm 3 ile 4’ün arasında geçiyor. Konu olarak ise belki normal şartlarda başarılı, fakat Star Wars hayranlarını pek de tatmin eden bir konusu olduğunu söylemek zor. Aslında hikaye için bir bakıma Darth Vader’ın emir 66’dan sonraki sağ kalan Jedi’leri avlama arzusunun devamı da denilebilir, ama küçük bir farkla, o da yönettiğimiz ve Lord Vader’ın bebekten bulup gizlice eğittiği Apprentice’in de bu konuya dahil olması, ama işte bu çırağımız açıkçası bazı kesimlere göre Star Wars konusunu birçok açıdan baltalıyor. Çünkü bu gizli Apprentice oyunda hiç beklenmediği kadar güçlü yapılmış diyebiliriz, ama ne kadar güçlü olduğu konusunda heyecan kaçırmamak için bir şey söylemeyeceğim nasıl olsa oyunda göreceksiniz. Ne yazık ki bu aşırı gücün de şimdiye kadar Star Wars evreninde doğru bildiğimiz bazı şeylerin de doğruluğunu tartışılır hale getiriyor. Kısaca konu olarak, Anakin’den sonra çırağımız sayesinde ikinci bir destansı konuya şahit olacağız gibi görünüyor.
Oyunumuza gelirsek, açıkçası tam anlamıyla beklentilerin karşılandığı bir oyun olduğu söylenemez. Gerçi kişiden kişiye göre de değişebiliyor bu durum, çünkü birçok yerde dikkatimi çekti, kimi oyun sever Jedi Knight serilerinden aldığı zevki aynen alabilmiş olsa da, bazı oyun severler de o heyecanı The Force Unleashed’ta bulamadıklarını belirtiyorlar. Şahsi düşüncem ise, oyunun sanki yarım kalmış ve biraz da aceleye getirilmiş bir havası var gibi, ancak sonuçta bu bir demo ve şimdiden ön yargılı olmamak gerekir diye düşünüyorum. Neyse, demomuzu açtığımızda ilk olarak Lord Vader’ın emriyle karşılaşıyoruz. Vader’ın casuslarının bir Jedi saptadığını, bunun da usta Rohm Kota olduğunu ve imparatorluk tersanesine saldırdığını öğreniyoruz. Bizden istenilen ise Kota’yı öldürerek Lightsaber’ını getirmek. Ancak yazımın başında belirtmiştim, bu Apprentice, Vader tarafından gizlice eğitildiği için kimsenin bu çıraktan haberi yok, bu yüzden bize verilen diğer bir görev ise imparatorluğun bizi keşfetmemesi için Kota’nın adamları ya da imparatorluk askerleri diye ayrım yapmadan hepsini öldürmek. Appretince ilk başta bu duruma şaşırsa da görevi kabul ederek yola çıkıyor ve demomuz başlıyor.
Maceranın başı
Öncelikle ilk göze çarpan görselliğin biraz zayıf gözükmesi, belki de bölümden kaynaklanıyordur, ama yüksek beklentileri olan kişileri tatmin edecek düzeyde olmadığı aşikar. Ancak grafiklerden bahsetmeden önce bu evrendeki karakterlerin sahip olduğu müthiş güçlerin kullanımından bahsetmek istiyorum. Başta da belirtmiştim, Apprentice o kadar güçlü ki, bazen biraz abartmışlar diyebiliyorsunuz. Çünkü düşmanlar bizim karşımızda tabiri caiz ise etkisiz eleman görevini üstleniyorlar. Tabii bunda karakterin oyunda kullanıma açık çok sayıda özelliği de etkili, yani o kadar fazla yetenek söz konusu ki, bazen hangisini kullanayım diye de şaşırabiliyorsunuz. Mesela her gücü tek tek kullanmanın dışında, aynı anda da Saber ve Force Push, Force Push ve Lightning, Saber ve Lightning, Force Grip ve Saber gibi olmak şartıyla güçlerimizi de harmanlayabiliyoruz. Ancak yazarken hatta okurken bile yorucu olan bu durum, Gamepad’e sığdırılmaya çalışılınca dediğim gibi bazı anlar ne kullanayım da öldüreyim diyebiliyorsunuz, tabii bu da biraz karışıklılığa sebep oluyor. Bu açıdan kontrollerin ilk başlarda çok zor olmasa da biraz karışık gelmesi olası bir ihtimal, ancak alıştıktan sonra oyun oldukça zevkli bir hal alıyor. Bir de çok sınırlı bir Force barı söz konusu, ama buna rağmen de çok sayıda da Force tekniği var, anlaşılır bir durum değil açıkçası… Ayrıca güçlerin beklenildiği kadar başarılı yansıtıldığını da düşünmüyorum. Çünkü, bazı zamanlar Force Push kullandığımız düşman birkaç metre sürüklendikten sonra hemen ölebiliyor, ama aynı düşman Lightsaber ile 4-5 darbe sonra ölüyor ki, bu cidden çok saçma ve komik bir hal almış.
Lightsaber demişken, filmlerden hatırladığımız o inanılmaz etkileyici Lightsaber oyunda o kadar da etkileyici bir şekilde yer almıyor. Açıkçası sıradan bir odun parçasıyla karşınızdaki kişiye vururken ki hissin, Lightsaber kullanımından hiçbir farkı yok. Yani anlayacağınız kol, bacak kopması ya da R4G9, AT-PT tarzı robotların ikiye bölünmesi gibi önceden hazırlanmış sahneler dışında bu tip şeyleri görmek pek mümkün değil. Bunlar dışında, oyunun en etkileyici taraflarından biri de çevre ile etkileşim özelliği. Çünkü bu özellik sayesinde hemen hemen her nesneyi kullanabiliyoruz ve bu durumun oynanabilirliği kesinlikle yükselttiğini söyleyebilirim. Öyle ki, Star Wars’ı Star Wars yapan, ancak oyuna çok başarılı bir şekilde yansıtılamamış Lightsaber’ı hiç kullanmadan, Force güçlerimizle demoyu en zor seviyede rahatlıkla bitirdim. Bu yüzden dediğim gibi oyundaki çevre etkileşimi oynanabilirliği çok iyi bir hale getirmekle beraber, oldukça da arttırıyor.
Teknik aksam
Değinmek istediğim bir başka konu ise, Grand Theft Auto 4’te de çok başarılı bir şekilde kullanılan Euphoria Engine. Karakterlerin sapıtmadan gerçekçi bir şekilde hareket etmesi, düşmesi gerçekten göze çok hoş geliyor. Ayrıca Force Grip sayesinde kontrol ettiğimiz, örneğin bir Trooper askerinin, çok gerçekçi tepkiler vermesinin yanı sıra, konuşmaları da o derece başarılı olmuş. Hatta siz fazla sarsmazsanız, kendini havada bile olsa toparlamaya çalışıp ateş ediyor. Bir de herhangi bir nesne ya da başka bir karakterin yanına getirdiğiniz zaman, anında tutunuyorlar ve dolayısıyla tutunduğu şeyle beraber kaldırmaya çalışıyorsunuz. Tabii buradaki güç ve ağırlık dengesini de çok iyi ayarlamışlar, bazen gücünüz yetmiyor ve bırakmak zorunda kalabiliyorsunuz. Açıkçası oyunda çok başarılı ve güzel düşünülmüş detaylar söz konusu, tabii bu detayların hepsi başarılı değil. Mesela öldürdüğümüz düşmanlar ya da kullandığımız nesneler birkaç saniye için de hemen kayboluyorlar. Doğal olarak bu da pek hoş karşılanacak bir durum değil.
Bu kadar ayrıntıdan sonra gelelim görselliğe, ancak öncelikle belirtmek istediğim şey demo için seçilen bölümün, görsel kaliteyi gösterme konusunda pekte başarılı bir seçim olmadığı kesin. İmparatorluk tersanesi görevi üstlenen bir geminin içindeyiz, açıkçası bu havayı iyi vermelerine rağmen ilk baktığınızda sanki bir şeyler eksik gibi hissediyorsunuz. Çünkü çevre detayları en azından demo bölümünde hemen hemen aynı, nereye gitseniz aynı tip mekanik nesneleri görmek mümkün, bir de Tie Fighter’lar görünebiliyor. Onun dışında oldukça boş bir hava seziyorsunuz. Çevreyi bırakalım biraz da karakterlere bakalım. Öncelikle Lord Vader’ın müthiş modellendiğini belirtmeliyim, aynı şekilde Starkiller’da öyle, bil hasa kıyafetleri ama yüz mimikleri pek başarılı değil. Ne yaparsa yapsın genelde hep aynı surat ifadesine sahip, biraz garip olmuş tabii… Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim Trooper’lar da çok iyi görünüyor. Ancak bu kadar başarılı karakter modellemelerine rağmen çevre açıkçası sırıtıyor, ama demoda gösterilen Trailer’daki bölümler kesinlikle göz alıcı, bu yüzden çevrede görsel kaliteyi oyunun tam sürümünde daha net göreceğiz.
Sesler de çok başarılı yansıtılmış oyuna, bu konuda da oyun çok iyi olacak gibi görünüyor. Demoyla ilgili bahsetmek istediğim son birkaç şeyde, oyundaki patlama efektlerinin çok kötü olduğu ve gerçekten sırıttığını söyleyebilirim. Bunun dışında oyunun genel yapısının, level atlayarak karakter gelişimini sağladığımız, çok güzel hareketlerle beslenen etkileyici combo sistemine dayalı ve boss savaşlarının da Quick Time Event şeklinde olacağını rahatlıkla görebiliyoruz. Demo çok kısa olmasına rağmen tam sürümle ilgili çok iyi bilgiler ve fikirler verebiliyor. Şahsi düşüncem ise bir klasik olmasa da başarılı bir oyun olacağı yönünde.