“Sürü’nün beşinci günüydü. Eski gücümü kazanıp birliklerimi toplamaya karar verdiğimden beri Leviathan’da beş gün geçmişti. Bu beş gün benim için sanki beş sene gibiydi. Jim haklıydı, benim içimde karanlık bir taraf var, Kılıçlar Kraliçesi olsun, Sarah Kerrigan olsun. Özümde bulunan bu karanlığı inkar edemem.
Not: StarCraft II: Heart of The Swarm oldukça detaylı bir yapım olduğu için, online tecrübeyi, multiplayer taktiklerini ve ırkların derinlemesine analizini incelememizin yarın yayınlanacak ikinci bölümünde bulabilirsiniz, oyunun puanı da orada belli olacak, bizi takip etmeye devam edin!
Blizzard işini çok doğru yapan bir firma. Yaptıkları işler, yarattıkları kendine has dünyalar ve bu dünyaları işleyişleri son 6 aydır özellikle dikkatimi çekmekte. Şunu söylemeliyim ki daha önce Blizzard’ın oyunlarına karşı sahip olduğum önyargı, StarCraft II: Wings of Liberty ve World of Warcraft: Mists of Pandaria ile toz oldu gitti.
Peki nerede kalmıştık? Wings of Liberty’de Jim Raynor’ın hikayesi onu Sarah Kerrigan ile buluşturmuş, antik Xel’naga yadigarı sayesinde Sarah Kerrigan tekrar insan formuna kavuşmuş ve Kılıçlar Kraliçesi olmayı bırakıp, Sürü’nün kontrolünü yitirmişti.
Heart of The Swarm tam bu noktada başlıyor, Kerrigan’ın insan olduktan sonra atacağı ilk adımları beraber yaşıyoruz ve kendimizi oldukça sürükleyici bir hikaye içinde buluyoruz. Şunu söylemeliyim ki Heart of The Swarm, Diablo III’ün intikamı olmuş. Blizzard Diablo III’ün zayıf hikayesi üzerine gelen eleştirileri oldukça dikkate almış ve Kerrigan için muhteşem bir hikaye yazmış. Her adımında gerçekten daha çok etkilenip, bir sonra karşılaşacağınız görevde neler olacağını düşünürken, monitörün başında geçirdiğiniz saatlerin hesabını bırakıyorsunuz.
“Izsha, gariptir ama Kerrigan’ın insani yönü ile en önemli bağlantısı”
İntikam; Heart of The Swarm’un ana teması bu. Hikayeyi çok fazla açık etmeden söyleyebilirim ki artık Kerrigan’ın Mengsk’ten intikam almak için daha çok sebebi var. Bütün Dominion mahvolsa bile, Mengsk ölmeden bu kadının asla rahat etmeyeceğini oyun ilk başında bize açık bir şekilde gösteriyor, bu sebeple intikam teması çok vurgulu bir şekilde işleniyor HoTS’da. Oyunun hikaye modunda her ayrı bölümü Kerrigan’ın daha fazla güçlenip Sürü’sünü büyütmesi üzerineyken, hikaye devam ettikçe Zerg ırkı konusunda perspektifiniz oldukça değişecek; zira Blizzard çok güzel bir hikaye hazırlamış bizlere.
Heart of The Swarm, bir ek paket olarak gerçekten her tarafından kalite ve içerik akan bir yapım. Uzun süredir indirilebilir içeriklerle boğuşurken ve ek paket kavramı yavaş yavaş unutulmaya yüz tutmuşken böyle sağlam, adeta yeni bir oyun gibi ek paketin gelmesi, emin olun bir StarCraft II oyuncusu olarak sizi çok mutlu edecek.
HoTS’da ilk yapmak isteyeceğiniz şey şüphesiz hikaye moduna girmek olacak. “Campaign” modu 20 görevden oluşmuşken, yeni başarımlar, evrim mekanikleri, Kerrigan’ın yetenek ağaçları, oldukça yaratıcı görevler ve bir nebze interaktif hikaye derken, gayet doyurucu olmuş durumda.
İlk oyunda nasıl görevler arası Jim Raynor ile Hyperion’da isek, bu sefer Sarah Kerrigan ile Leviathan’dayız. Leviathan görevler arası hem hikaye anlamında hem de mekanik anlamında daha çok içeriğe ulaşabileceğiniz bir “Hub” görevi görürken, özellikle burada bulunan karakterlerle yapacağınız konuşmalar Zerg ırkı hakkında çok fazla şey öğrenmenizi sağlıyor.
Heart of The Swarm, Zerg’ler ile ilgili bir ek paket. Nasıl birinci ek paket Terran’lar ile ilgiliyse, bu sefer eksenimizde Zerg ırkı ve Sarah Kerrigan var. Tabii ki her ek pakette olduğu gibi yeni birimler, yeni özellikler ve maçlarda kullanacağınız pek çok yeni oyun mekaniği var. Campaign modu, özellikle Zerg ırkının yeni mekaniklerini ve birimlerini, nasıl oynanacağını ve ne gibi taktikler kullanılabileceğini göstermesi açısından kesinlikle es geçilmemesi gereken bir mod. StarCraft II’yi sadece maçları için oynayan bir oyuncuysanız, yeni Zerg mekaniklerine ancak bu şekilde alışabilirsiniz.
Hız ve yıkıcılık, Zerg ırkının en can alıcı özelliklerinden biri bu. HoTS bu özelliklerin üzerinde duruyor ve bu öğeleri kullanarak yepyeni mekanikler getiriyor. Yeni birimler arasında Swarm Host gibi gerçekten maçların kaderini değiştirebilecek çok sağlam öğeler varken, Campaign modunda farklı gezegenlerden topladığınız DNA örneklerini birimlerinize katarak yepyeni birim varyasyonları yaratabiliyorsunuz. Her birim için iki varyasyon var ve bu varyasyonları “Evolution Mission” olarak belirlenen görevlerde edinebiliyorsunuz.
Her birimden iki adet varyasyon olduğu için bunları çok zeki taktiklerle kullanıp tamamen kendinize ait bir Zerg oyun tecrübesi elde edebiliyorsunuz, bu gerçekten çok hoş bir fikir, özellikle bir süre sonra yamadan yamaya değişen RTS’ler için bu tarz fikirler oyunun ömrünü ciddi anlamda uzatabiliyor.
Yukarıda belirttiğim gibi, StarCraft II: Heart of The Swarm gerçekten çok dolu bir oyun. Campaign modu dışında diğer ırklara gelen yeni birimler ve yeni taktikler üzerinde bu incelemenin ikinci kısmında duracağım çünkü tek bir incelemeye sığmayacak kadar çok fazla içerik barındırıyor bünyesinde. Campaign modu daha önce de söylediğim gibi Zerg ırkı ve Kerrigan ile alakalı ve bu bağlamda yazılabilecek gerçekten çok iyi bir senaryoya sahip. Gönül rahatlığı ile hikayenin Wings of Liberty’den çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
Campaign modunda sürekli Zerg gördüğümüz için, zaten sanat yönetimi ve grafikler bunu yansıtacak şekilde tasarlanmış durumda. Oyunun genel renk skalası mor üzerinden giderken, Wings of Liberty’den kat ve kat daha kaliteli grafikler görüyoruz. Özellikle karakter modelleri, bölüm tasarımları ve kaplamalar göze muhteşem geliyor.
Eğer sağlam bir makineniz varsa, grafik kalitesini kesinlikle Ultra’nın bir üstü Extreme’e getirerek görsel bir şölen yaşayabilirsiniz. Bu muhteşem görsellik yanında Heart of The Swarm, tamamen yenilenmiş oyun fizikleriyle göz doldurmakta. Blizzard bu konuda özellikle bir açıklama yapmıştı, oyunun yenilenmiş fizik motoru savaş alanlarında çok daha gerçekçi ve üç boyutlu bir savaş tecrübesi sunuyor. Boşluklardan düşen Marine’ler, duruma göre değişen ölüm animasyonları ilk etapta çok gözünüze çarpmayan fakat oyunu kesinlikle deli gibi zenginleştiren bir özellik.
Görselliğin yanında ses ve müzikler Wings of Liberty’den aşağı kalmıyor. Hatırlarsanız Wings of Liberty, Terran’lara özel müzikleriyle çalma listelerimize girmişti. Heart of The Swarm bu konuda kesinlikle eksik kalmıyor. Yenilenmiş Zerg müzikleri, eskileriyle birlikte size Zerg oynadığınızı hissettiriyor. Yer yer duygusal, yer yer oldukça vahşi müzikal kompozisyonlar atmosferi destekleyerek oyun tecrübesini arttırıyor.
Campaign modunda benim en çok sevdiğim özelliklerden biri Kerrigan’ın bir Hero birimi olarak efektif kullanımının oyunu değiştirmesi oldu. Görevlerin içinde bulunan bonusları gerçekleştirirseniz seviye atlayan Kerrigan’ı Leviathan’da yeni yetenekler ile geliştirip, oyun içinde kendi tarzınıza göre ayarlayabiliyorsunuz.
Mesela ilk etapta Kinetic Blast ile çatır çutur adam indiren Kerrigan’a aktif özellikler yerine HP Boost ve Chain gibi pasif özellikler alarak kendi oynanışıma entegre ettim, bu benim savaşları daha aktif bir şekilde kazanmama yardım etti. Farklı özellikler ile mutasyona uğrattığım ve evrimleştirdiğim Zerg birimleri ile gerçekten kendime özel bir oynanış tecrübesi yarattım ki bu gerçekten güzel bir özellik.
Heart of The Swarm ile ilgili daha yazacak çok şeyim var, farkındaysanız hiç online tecrübeye veya Terran/Protoss ırklarına değinmedim çünkü bunlar için bir inceleme yetmez.
Online tecrübeye, diğer ırklara ve pek çok farklı Zerg taktiğine değineceğim StarCraft II: Heart of The Swarm incelemesinin ikinci bölümü için bizi takip etmeye devam edin, oyunun puanı da o zaman belli olacak!