Steam Box Hakkında Her Şey
Çok uzun süredir konsol piyasasına “Steam Box” ile gireceği dedikoduları dönen Valve, artık Steam Box konusunda kaçak oynamıyor. Bu hafta devam eden CES 2013 fuarında ilk prototiplerini gördüğümüz Steam Box, Gabe Newell’in son sözlerinden sonra artık su götürmez bir şekilde resmiyet kazandı. Henüz resmi olarak bir lansmanı yapılmamış olsa da, Steam Box’ın geleceğinden eminiz ve en önemlisi nasıl olacağını da büyük ölçüde biliyoruz. Dilerseniz olayların nasıl geliştiğine sonra bakalım ve hepinizin merak ettiği soruyu cevaplayarak dosyamıza başlayalım: “Steam Box nasıl bir şey olacak?”
En başarılı teknoloji sitelerinden biri olan The Verge’e CES2013’te verdiği röportajda, Valve’ın başkanı Gabe Newell (nam-ı diğer Gaben) Steam Box hakkındaki soruları yanıtladı ve konsolun ilk detaylarını verdi. Öncelikle konsolun yazılım altyapısına bakalım.
Gabe Newell’ın dehasıyla ortaya çıkan Steam Box aslında rakipleri gibi tek bir cihaz değil. Kendisi bir platform. Nasıl bir şey olduğunu Android’e baktığınızda anlayabilirsiniz aslında. Android işletim sistemini bir çok telefon üreticisi kullanabiliyor, yani sadece Google’ın telefonlarında yer almıyor. Steam Box da tıpkı bunun gibi, bir çok cihazda yer alabilecek. Zaten CES 2013’te bu kadar çok cihazın “Steam Box” bu diye adlandırılmasının sebebi bu, bunların hepsi Steam Box için hazırlanmış cihazlar. Yani çoğu Steam Box cihazının arkasında “donanım ortaklığı” modeli olacak.
Fakat tüm Steam Box cihazlarını üçüncü parti firmalar yapmayacak, Valve da kendi kutusuna gidecek. Yani ilk başta dedikoduları düştüğü gibi Valve kendi konsolunu çıkartıyor olacak. Bununla ilgili ilk bilgileri de paylaştı Gaben. Henüz teknik özellikleri açıklanmamış olsa da işletim sistemi belli: Linux. Ancak oyuncular dilerse kutuya oldukça kolay bir şekilde Windows da kurabiliyor olacak.
Bu karar ve yeti aslında Steam Box’ın arkasındaki vizyonu ortaya koyuyor. Valve’ın yıllardır desteklediği açık kaynak politikası, Steam Box ile beraber ete kemiğe bürünüyor. Valve, Steam Box’ı bir kutu yapıyor ama kapalı bir kutu olmaması için elinden geleni de ardına koymuyor.
Steam Box’un en etkileici özelliklerinden birisi, tek bir ekrana kısıtlı kalmayacak olması. Klasik konsolların aksine Steam Box’ta oyun oynamak için onu direkt olarak televizyona bağlamanız gerekmeyecek. Ya da dört oyuncu oynarken tek bir ekranda olmayacak herkes. Evinizde sekiz televizyonunuz mu var? O zaman sekiz televizyonda birden tek bir Steam Box üzerinden oyun oynayabileceksiniz (tabi doğal olarak sekiz kontrolör de lazım). Steam Box bir sıradan bir konsol veya PC değil, bir sunucu olarak çalışıyor. Tabi bunu yapabilmek için cihazın inanılmaz yüksek bir grafik işlemcisi gücüne ihtiyacı olacak, Gaben da yeni neslin buna uygun olacağını savunuyor. Burada bir diğer ihtiyaç ise, sekiz cihaza birden yüklü data aktarabilecek bir bant genişliğine sahip olan bir modem.
Bu konuda örnek olarak Apple’ın AirPlay Mirroring sistemine bakabiliriz. Şu an halihazırda evde bulunan modemlerimizle sıkıntılı oluyor 1080p videoyu televizyona stream etmek. Ancak AirPort Extreme Base Station ile bağlanınca bu sıkıntı gidiyor bir nebze de olsa. Sekiz cihaza birden ayrı görüntü dağıtma fikrinin altından nasıl kalkacakları açıkçası şu an için büyük bir merak konusu.
Bunun için Miracast programı kullanılacak aslında. WiFi Alliance’ın geçtiğimiz sene duyurduğu Miracast programı sayesinde WiFi üzerinden videolar oldukça temiz bir şekilde iletilebiliyor. Miracast destekli işlemciler de üretimde nasıl olsa. Gaben bu teknolojiyi kullanacaklarını açıkladı Steam Box için. Ama deneyip görmeden bir şey dememiz zor, zira AirPlay Mirroring’deki senkron hatalarının olup olmayacağını bilemiyoruz.
Sony’nin Move’u, Microsoft’un Kinect’i, Nintendo’nun da WiiMote’u var. Ancak Steam Box’ta bunlar gibi “hareket algılayıcılı” kontrolör olmayacak. Daha doğrusu şu şekilde olacak, klasik olmayan bir yöntemle. Henüz son hali ortaya çıkmamış olsa da, Steam Box’ın münhasır kontrolör sistemi biyometrik olacak. Daha önce de dedikodusu çıkan, “giyilebilir kontrolör” sistemi gerçek oluyor yani.
Valve’a göre hareket algılama sistemleri sektörün hayal gücünün patladığı nokta. O yüzden biyometrik giriş sistemleri konusunda Valve oldukça heyecanlı. Tabi biz de heyecanlıyız. Gaben kontrol sistemindeki büyük şüpheleri ve araştırmalarını şöyle açıklıyor.
“Hareket algılama sistemini doğru bir şekilde kullanma yollarını çok düşündük ama bulamadık. Wii Sports hala bu işin zirve noktası. Kontrolör olarak hızlı tepki ve hassasiyet konusunda aşırı sıkıcı işlerle uğraşıyoruz. Burada sihirli bir kısım yok, hassas ve lagsiz bir kontrolör peşindeyiz. Hareket algılama sistemi konusunda fikir bulamasak da, biyometrikte büyük bir potansiyel var. Bunla ilgili tonlarca da fikrimiz var.
Kendi Steam Box’ımızda büyük ihtimalle biyometrik data kullanan kontrol sistemlerini göreceksiniz. Belki hareket algılama sistemine fikir bulamamış olmamız bizim yeteneksizliğimiz ama hareket algılama vücut verilerimizin sadece küçük bir kısmı. Tüm kaslarınızı kullandığınızda daha iyi bir etkileşim içine girebilirsiniz. Burada sorun, bu kadar veriyi lag olmadan nasıl konsola ileteceğimiz, çünkü inanılmaz bir veri büyüklüğü var ve muazzam bant genişliğine ihtiyaç duyuyor. Şimdiki teknolojiyle yaparsak “ethernetten vazgeçip dial-up bağlantı hızına geri dönmek” olur.
Ayrıca bakış takip etme. İleride bakışlarımızın oyunlarda büyük önem kazanacağını düşünüyoruz.”
Öte yandan dokunmatik teknolojiler üzerine de konuşan Gaben, dokunmatik ekranları da tıpkı hareket algılama gibi oyunlara manalı bir şekilde entegre edilene kadar kullanmayacaklarını söyledi.
Steam üzerinden uzun bir süredir kullanıcı içerikleri paylaşılabiliyordu hatırlarsanız. Greenlight sistemi ile de nefis bir bağımsız oyun yapımı ekosistemi yarattı Valve. Şimdi ise Steam Box ile bu “kullanıcı içeriği” olayını bir adım daha öne taşımak istiyor Valve: Herkesin kendi Steam dükkanı.
Bu Steam dükkanında kendi oyunlarımızı satmayacağız elbette ama benzer bir özellik var. Yine de temelinde kişisel Steam dükkanı, biraz playlist mantığında yürüyor. Dilerseniz sadece Sony oyunlarının yer aldığı bir dükkan açabilirsiniz, dilerseniz en sevdiğiniz oyunların yer aldığı bir dükkan açabilirsiniz, dilerseniz en kötü oyunların olduğu, dilerseniz ekip halinde bir şeyler açabilirsiniz. Kişiselleştirmeye çok açık bir özellik ile geliyor anlayacağınız Steam Box.
Öte yandan bu dükkanları tamamen kendi ürettiğiniz içeriği satmak için de kullanabilirsiniz. Yani Skyrim modlarından tutun bağımsız oyununuza kadar. Oyunlar için bir eBay sistemi dersek yanlış olacağını düşünmüyorum açıkçası bu sisteme.
Valve’ın politikası her zaman partnerline ve oyunculara araçlar vermek olmuştur. Yani Steam’in geleceği de Steam Box ile değişecek, bir çok dükkan yer alacak. Şimdilik tek bir Steam dükkanı var, o da yıllardır kullandığımız. Ama bu ilerleyen yıllarda değişebilir.
MOBİL SİSTEMLER
Konsoldaki görüntüyü istenilen televizyona anında verme fikri hiç şüphesiz ki, yeni nesil ekranlar konusunda da insanı merak ettiriyor: Telefonlar ve tabletler. Steam Box’ın mobil oyunlar konusunda kesin bir planı olmasa da, bir planı var. Öyle ki, halihazırda bildiğimiz Steam Box’ın kod adı “Bigfoot” iken, bir de “Littlefoot” kod adlı bir şey var; o da mobil platformlar için hazırlanıyor. Yine de mobil platform yaklaşımı da bildiğimiz Steam Box yaklaşımına benzer olacak.
Ama Valve bu konuda çok eksik olduğunu düşünüyor. Özellikle kontrol sistemlerinin pek başarılı olmadığını söylüyor. Hatta Gaben 1983 yılında Steve Jobs ile ilk tanıştığında kendisinin nasıl bir anti-oyuncu olduğunu söylüyor.
Xbox SmartGlass gibi bir uygulama geliştirmeleri de muhtemelen. Fakat konsolun kontrolör sistemiyle ilgili konuşurken de söylediğimiz gibi, dokunmatik bir ekran anlamlı olduğu zaman Valve bunu konsoluna eklemeyi düşünüyor.
TARAYICI OYUNLARI
Gündelik oyunlar da Valve’ın önem verdiği konular arasında. Bu yüzden de gündelik oyunlara destek verecek şekilde geliyor Steam Box. Kendisine yüklediğiniz bir tarayıcı ile (Google Chrome diyelim mesela) hangi gündelik oyunu oynamak isterseniz oynayabileceksiniz. Tabi burada önemli olan oyunun kontrolör desteğinin olup olmaması, ama bu ekosistemin de yayılacağına inanıyor Valve.
Keza internet servislerinin de Steam Box’ta yer alması için herhangi bir yükleme yapmaya, ya da firmaların anlaşmasına gerek kalmayacak. Netflix mi kullanmak istiyorsunuz? Açacaksınız internet tarayıcınızı, yazacaksınız Netflix.com, hop Netflix konsolunuzda çalışıyor ve film izliyorsunuz. Temel olarak bir bilgisayarda ne yapabiliyorsanız aslında onları yapmaya devam edebileceksiniz.
Açıkçası bunla ilgili bir şey demek oldukça güç. Zira çıkış tarihi olarak ilk üçüncü parti Steam Box mı yoksa Valve’ın kendi Steam Box’ını mı alacağız onu bilmiyoruz. Ya da Valve önce kendi cihazını çıkartıp ondan sonra mı üçüncü parti firmalara izin verecek, o konuda da her şey belirsiz.
Belli olan tek bir şey var aslında, ona da ne kadar inanmalıyız emin değiliz ama, Valve’da çalışan elektrik mühendisi Ben Krasnow’un dediğine göre 2013 yılında konuyla ilgili herhangi bir duyuru yapılmacak. Ancak iddialara göre ilk Steam Box’lar bu yılın sonuna doğru piyasaya çıkmış olacak.
Steam Box’ın amacı Steam’i yüceltmek ve daha çok oyun satmak veya Sony ile Microsoft’a rakip olmak değil görebileceğiniz üzre. Valve yeni bir şey yaratmaya çalışıyor. Tek bir platform, tek bir kutu ile tüm evde herkesin aynı anda oyun oynayabilmesini sağlamak. Bu, bana sorarsanız eğlence sektörü için nefis bir devrim olabilir, sadece oyunlar için değil.