Street Racing Syndicate

Uzun süre iki şeritli yollar içeren fakat ters şeritten hiçbir zaman araba
gelmeyen oyunlar oynadık. Bunun ardından NFS serileri ile yarış oyunlarındaki
yeni çıta belli oldu. Bir iki sene bu iş NFS’nin tekelinde geçtikten sonra
Porche Unleashed’in çıkması ve firmanın uzun bir ara vermesi ile yeni oyunlar
ortaya çıktı. Bunlar arasında en uzun süre bizi oyalayan Midnight Club Race
2’di. Verdiği özgürlüğün hat safada olmasına karşın eksikleri de vardı. Ardından
çıkan NFS: Underground, adeta bu eksikleri iyiden iyiye yüzümüze vurdu. Çünkü
gerek lisanslı arabalar kullanılması gerekse çok detaylı şekilde onları modifiye
etmemiz, tek kelime ile bize daha önce yaşamadığımız bir deneyimi yaşatıyordu.
Ardından çıkan NFS:U2 her ne kadar ilki kadar ses getirmesede, bence çok güzel
bir oyundu. Hele o motor sesleri muhteşemdi. Taa ki Street Racing Syndicate
(SRS)’yi görene kadar…

Araba sadece 4 tekerli bir araç mı?

Oyunu ilk oynamaya başladığınızda, diğer yarışlardan daha farklı bir sürüş
sunduğunu hissedeceksiniz. Bu farklılık şu yönde; ilk olarak arabanın gerek
sürüşü gerek yol tutuşu olsun, diğer arabalardan çok daha gerçekçi. Bunu en iyi
şurada anlayacaksınız. Otomatik vites bir araba aldığınızda, çok çabuk uzayıp
gidemeyeceksiniz. Buna karşın düz vites aldığınızda çok seri hareketleri çok
daha kolay yaptığınızı göreceksiniz. Gerçeklik sadece sürüş ile kalmıyor!
Çevrenizdeki araçlar da en az sizin kadar akıllıca hareket ediyorlar. Ters yola
girdiyseniz selektör yapıp uyarıyorlar ya da herhangi birine çarptığınızda,
çakılı halde olduğu yerde kalmak yerine, hızlanıp oradan uzaklaşmayı tercih
ediyorlar. Çevre konusunda gözüme çarpan en büyük eksik, etrafta hiç yaya
olmaması. Ancak diğer özellikler düşünülünce, bu o kadar da garipsenecek bir
eksi sayılmaz.

NOS’un icadından beri değil

Çevre faktörleri ve sürüş’den bahsettikten sonra sıra geldi kullandığımız
canavarlara. Oyunda tümüyle lisanslı arabalar kullanılmış. İşin güzel tarafı
arabaların modelleri yıllara göre açılıyor. Mesela ilk başta sadece Subaru
İmpreza 2,5 açıkken, daha sonra TDI ve bunun gibi bir sürü modeli açılıyor. Bu
özellik her firma için geçerli. Kullanacağınız arabayı alırken, aslında dikkat
etmeniz gereken bir çok özellik var. Bunlardan bir kaçına örnek verelim; İlk
olarak aracınızın hız konusunda mı yoksa yol tutuşu konusunda mı daha üstün
olmasını istediğinizi seçmeniz lazım. Eğer bu kısmı atlattıysanız, aracınızın
düz mü yoksa otomatik vites mi? olmasını istediğinizi seçiyorsunuz. Evet yanlış
duymadınız, arabanızın kullanacağı vitesi seçiyorsunuz. Bunda ilk bakışta; “Ne
var diğer oyunlarda da var bu” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat burada tek
şansınız var arabayı alırken ya otomatik seçeceksiniz ya da düz vites olarak
seçeceksiniz ve o arabayı satana ya da değiştirene kadar o vitesi
kullanacaksınız. O yüzden ince eleyip sık dokumanız gereken bir konu. Bunun
dışında arabalarınızın hasar da aldığını düşünürsek. Gerçekten araba almanın ne
denli ince bir iş olduğunu anlayacağız.Zaten olmasın da

Arabayı da seçtikten sonra hemen yarışlara dalalım. Dalalım dalmasına da
serilere yani diğerlerine oranla, çok daha kapsamlı olan yarışlara girmeden
birkaç sokak yarışı yapıp, para toplayalım. Ancak dediğim gibi işin ucunda para
var. “ne alakası var para ile?” diyorsunuz. Fakat oyunu oynayınca 375$’lık oyuna
göre ufak bir bahislik yarışta bile, karşınızdaki rakibin ne denli zorlayıcı
olduğunu göreceksiniz. Gerek sıkıştırmalar olsun gerek aradaki mesafeyi yarış
bitene kadar hiç açmamaları olsun bugüne kadar hiçbir yarıştan almadığım keyfi
aldım bu oyundan. Bunun dışında arabamızı modifiye edip bir de üstüne NOS tüpü
taktığımızda, yarışların yüzü çok fazla değişecek. İlk olarak rakipleriniz
birden daha zor bir hal almaya başlayacak ve başlangıç çizgisinden birinci
kalkmak, eskiye nazaran biraz daha zor bir hal alacak. Buna karşın oyunun en
beğendiğim kısmı, hiç NOS kullanmadan’da yarışları kazanabiliyorsunuz! Bu da
oyuna daha dengeli bir oynanış sunuyor. Yarış sırasındaki sıkıştırmalarınızın ve
doğru yerlerdeki frenleriniz daha bir önem kazanıyor. Gelelim yarış türlerine
Aslında 3 adet yarış türü var. Bunlar; Respect challenge, Crew meets ve Street
Challange’lar. Bunları kısaca açıklayalım. İlk olarak Respect Challange’da kız
arkadaş edinmek ve buna bağlı olarak saygınlık kazanmak için belli görevleri
yerine getiriyorsunuz. Crew Meets ise oyunun kalbinin attığı yer! Sizi bir seri
yarışa sokuyorlar ve bu yarışlardan belli bir puan toplamanızı istiyorlar.
Burada birinci olmak kadar yapacağınız artistik hareketlerde önem taşıyor. İşte
geldik Street Challange’a! Burada sıradan tek yarışlık bildiğimiz sokak
yarışlarını yapıyoruz. Genelde para kazanmak için bu yarışlara gireceksiniz.
Oyunda kız arkadaşınız olduğundan bahsetmiştik. Peki bu kız arkadaşları
görebiliyormuyuz ya da bize ne gibi bir yararları dokunuyor. Yararı şu açıdan
dokunuyor, saygınlık puanınız artıyor ve bu puan ileriki görevlerde büyük önem
taşıyor olacak, çünkü saygınlık puanı yetersiz bir adam bazı yarışlara
giremiyor. Bunun dışında her kız arkadaşınız oluşunda onunla ilgili bir video
izliyorsunuz. Bunlar dışında oyunun belkide en işlevsel özelliği “M” tuşuna
basarak açabildiğiniz harita ve gitmek istediğiniz yeri seçip, orada olmanız! Bu
bence çok güzel ve kullanışlı bir özellik çünkü öteki türlü çok uzun yolları,
saçma bir yarış için gidiyorduk. Kaybedince de pek bir esprisi kalmıyordu işin
boşuna oyundan soğumuş oluyorduk. Oyunun sesleri de en az grafikleri kadar
sağlam. Sadece müzikler bazı yerlerde çok saçmalıyabiliyor fakat bunun dışında
diğer hiçbir oyunda görmediğim bir şey gördüm. Diyelim ki bir yarıştasınız ve
yanınızdan rakibiniz geçti, arabasında çalan müziğin sesi kulağınıza geliyor!
ufak ta olsa hoş bir özellik.

Ve bitiş çizgisi

Gördüğünüz üzere oyun kendi türündeki diğer oyunlardan çok farklı ve bir o denli
de güzel. Hasar işinin de bulunması oyuna farklı bir hava katıyor. Bunun dışında
kız arkadaşı modelli araba satışı da oldukça orijinal fikirler. Bence alıp
oynanmayı fazlası ile hak eden bir yapım.

Exit mobile version