Her zaman için ulaşamadığımız, yapamadığımız şeyleri istediğimizden olsa
gerek, en çok özendiğimiz şeylerin başında gelir uçmak. Bu nedenle kuşlara
imrenerek bakarız ya da arkasında bıraktığı pamuk gibi beyaz bulut izlerine
sahip uçakların içinde olmaya özeniriz. Uçmak o kadar da ucuz bir seyahat yolu
değildir; hele ki uzak ülkelere yapılıyorsa. Yolcu olmaya dahi can attığımız bir
taşıtı kullanmak ise çok daha ulaşılmaz bir hayaldir genellikle. Hem dünyayı
dolaşmak, hem de para kazanmak karşıdan bakıldığında oldukça cazip gelir. Fakat
aynı kategoride daha da ulaşılmaz bir meslek var; savaş pilotu olmak. Bereket,
teknoloji sayesinde şimdi tüm bunlara kısmi de olsa oturduğumuz yerden deneyim
etme şansımız var. Belki yol almıyoruz, ancak hem o ulaşılmaz taşıtları
kullanıyor hem de bir yandan eğleniyoruz.
Sıra el konsolunda
Tüm bu deneyimleri PC ya da konsolda, büyük bir ekranda yaşamak oldukça keyifli
olabiliyor. Ancak Super Hind’de bu durum taşınabilir bir platformda, PSP’de
gerçekleşiyor. Daha önce PSP’de pek çok uçak oyunu oynamıştık. Bazısında
pırpırlarla turist gezdirmiş, bazısında ise jetlerle düşman avlamıştık. Super
Hind’de ise düşman avlama işini bu defa helikopter ile yapıyoruz. Uçaklarla
aksiyonun biraz daha seri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ancak Super Hind’i
oynadıktan sonra, helikopterlerinde ne denli aksiyon sever olduklarını yakından
öğreniyoruz. Yapıma girdiğimizde hoş bir ana menü bizleri karşılıyor. Ancak
menüde farklı modlar yerine tek tip hikaye yer alıyor. Mecburi istikamet
olduğundan buradan devam ederek oyuna giriş yapıyoruz. Boş kalmaması için içerik
hikaye ile kurgulanmış. Ancak hikayenin daha çok mecbur kalındığı için, bulunsun
diye konulduğu izlenimi yer alıyor. Keza hikayenin oyun içinde aşağı yukarı
hiçbir katkısının olmadığı, yapımın çizgisel bir oynanışı olduğu söylenebilir.
Bu nedenle çoğu zaman, hikayeyi anlatan karakter ve yazıları Select tuşu ile pas
geçip, seri şekilde oynamaya devam etmek daha cazip gözüküyor. Hikayenin ya da
görev anlatımlarının seslendirmeden yoksun, yalnızca yazı tabanlı sunulması da
buna tuz biber ekiyor.
Super Hind’de görevler, daha doğrusu hedefler ekranda beliren simgeler ile
işaret ediliyor. Yapmanız gereken tek bir şey var; onlar sizi öldürmeden sizin
onları öldürmeniz. Helikopterimiz PSP ekranının biraz sağında konumlandırılmış.
Keza aracımıza arkadan bakarak kumanda ediyoruz ve helikopterin hiç de küçük
olmadığını belirtmem gerek. Sağda yer alan helikopter böylece daha geniş bir
görüş açısı kazanmamızı sağlıyor. Nişangâhın ise hemen hemen ekranın ortasında
konumlandırıldığı söylenebilir. Araç kontrolü için yapmanız gerekenler yalnızca
analog kolu hareket ettirmek ile sağlanıyor. Kolu hangi yöne ve ne kadar
iterseniz, helikopter o yöne ve o miktarda süratle ilerliyor. Fakat bu noktada
farklı bir tercih yapılmış ve aracın yukarı aşağı hareketi otomatiğe bağlanmış.
Yani önünüze bir yükselti çıktığında araç otomatik olarak irtifa kazanıyor ve
yükselti aşılınca yine standart seviyesine iniyor. Görevlerin büyük bölümü deniz
üzerinde geçiyor ve daha ziyade kara parçası olarak geniş adalar ile
karşılaşılabiliyor. Bu kara parçalarında ise tank ve uçaksavar tarzı düşmanlar
hazırda bekliyor. Keza deniz üzerinde de pek çok düşman gemisi bir numaralı
hedefiniz oluyor. Ancak helikopter tabanlı bir oyun olduğundan olsa gerek, bize
saldıran uçabilen tüm düşmanlarda helikopterlerden oluşuyor. Asıl hedefler olan
gemileri savunan bu araçları temizlemeden asıl hedefi yok etmek oldukça zor
oluyor.
Oyunda X tuşu ile mermi atıyor, üçgen tuşu ile hedefe kilitleniyor ve daire tuşu
ile füzeyi ateşliyoruz. Sağ ve sol omuz tuşlarını ise helikopteri seri bir
şekilde sağa ya da sola yatırarak düşman ateşinden kaçmak için kullanıyoruz. Bu
noktada oldukça garip gelen şey ise mermi ve füzelerimizin sınırsız olması
oluyor. Ne kadar mermi ya da füze atarsak atalım hiçbir zaman tükenmemeleri
gerçekçilikten biraz uzak olmuş. Buna birde otomatik yükselme ve alçalma
fonksiyonu eklenince durum daha tuhaf bir boyut kazanmış. Her ne kadar oynanışı
kolaylaştırmak için yapılmış olsalar da, içerik bunun tersini iddia ediyor. Keza
daha birkaç bölüm oynadıktan sonra üstünüze saldıran onlarca düşman helikopteri
ile uğraşmaktan başka işimiz olmuyor. Bir süre sonra ise çizgiselliği hissederek
sıkılmaya başlayabiliyoruz. Ancak genel olarak temponun yüksek ve aksiyonun bol
olması nedeni ile oynanabilirlik fazla düşmüyor.
Görsel olarak ortalamanın üzerinde olan yapımda özellikle helikopterler göze hoş
gözüküyor. Kara modellemelerinin is başarısız oldukları söylenebilir. Sesler ve
müzikler bakımından ise derinden gelen helikopter sesini duyabilmek için müziği
kısmak gerekiyor. Müzikler daha çok savaş ve aksiyon temalı olarak aynı
tınılarda dinleniyor. Konuşmaların ise olmadığını ve tekst tabanlı geliştiğini
belirtmiştim. Super Hind genel olarak ortalamanın üzerinde bir seviyeye sahip,
bol aksiyonlu ancak uzun soluklu olmayan bir yapım olmuş. PSP’de bir de
helikopter kullanmak için denenebilir.