Sanırım video oyunlarıyla az da olsa arası iyi olan herkes Nintendo’nun ünlü oyun kahramanı Mario’yu tanır ve eminim NES zamanında patlayan ve GameBoy’da da etkisini gösteren Super Mario fırtınasına hemen herkes yakalanmıştır. O zamanki 2D haliyle bile şu anki son teknolojik, bilmem kaç bin poligonlu bir çok oyundan hala daha eğlenceli olan Super Mario’da zamanın ilerlemesiyle X000 poligonlu bir oyun haline geldi.
SunShine N64’teki Mario 64’ün daha geliştirilmiş bir versiyonu olarak göze çarpıyor. Konusu ise çok da ilginç sayılmaz; Delfino adasına uçağı ile iniş yapan Mario burada kendine çok benzeyen oyunun kötüsü olan Shadow Mario ile karıştırılır ve hapse atılır. Ada sakinleri Mario’dan suçsuzluğunu kanıtlamasını isterler ve böylece macera da başlamış olur.
Muslukçu karizması
Oyun boyunca en büyük yardımcımız konuşabilen bir su tabancası ve dört farklı şekle girebiliyor. Bu tabanca ile Sonic kadar hızlı gidebilir, bir süre havada uçabilir, düşmanlarınızı öldürebilir veya çok yükseğe zıplayabilirsiniz.
Oyuna Delfino Island’ta başlıyoruz, buradan Mario’nun benzeri olan Shadow Mario’nun büyülü boyası ile boyadığı duvarlardan geçerek Delfino Island çevresindeki küçük adalara gidiyoruz. Görevlerimiz çok çeşitli, bazen Shadow Mario’yu kovalarken bazen de onun arkasında bıraktığı sorunları hallediyoruz. Bu görevler arasında iki tanesi var ki gerçekten çok zevkli; gökyüzündeki kum kuşunun üzerindeki kırmızı jetonları toplamak ve deniz anasının dişlerini temizlemek. Birde lunapark bölümünde çok eğleneceksiniz; tabi bu diğer bölümlerin zevksiz olduğu anlamına gelmiyor, diğerleri de gerçekten çok eğlenceli.
Bölümler çok geniş, bazen bir bölüme girdiğinizde jetonları bulmak için yer altından bulutlara kadar her yeri araştırmanız gerekiyor. Mario su tabancası lavları söndüremediğinde, Yoshi’i kullanarak sorunun üstesinden gelebilirsiniz. Üstelik tek işlevi lavları söndürmek değil, Mario’dan daha çok zıplaya bildiği için bazı yerlere onunla çıkacağız. Yalnız Yoshi’yi meyve ile beslemeyi unutmayın aksi takdirde bir süre sona ölüyor (?) Birde yediği meyvenin rengine dönüşmesi hoş bir şey.
Super Mario Sunshine platform-beceri oyunu olmasına rağmen, geniş kapsamlı bir macera oyunu olarak da düşünülebilir; çünkü bu tarz da alışık olmadığımız bulmaca çözme özelliği bulunuyor. Bu da Sonic ve Crash Bandicoot gibi oyunlardan ayıran en büyük özelliği olsa gerek. Bulmacalar oldukça zorlu, özellikle hayaletli otelde gizli geçitleri bulmak için oldukça zorlanacaksınız.
Super Mario Sunshine her Nintendo oyununda olduğu gibi harika grafiklere sahip. Özellikle Mario o kadar sevimli görünüyor ki onun bir muslukçu olduğuna inanmak çok zor. Çevre dizaynları ise muhteşem olmuş, ağaçlardan tutun da yerdeki ağaçlara kadar her şey son derece çok net. Patlama ve ışık efektleri bu tarz oyunlara göre son derece muhteşem. Bir bomba kumda patladığında kum taneciklerinin çevreye savrulması ve suda yansıyan görüntüler grafiklerin çok daha hoş olmasını sağlıyor. Denizin çok gerçekçi olması son derece etkileyici, su o kadar gerçekçi görünüyor ki bu tarz oyunlarda daha iyisini görmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Oyunun oynanabilirliği ise çok kolay ama bazı yerlerde milimetrik atlayışlar yapmanız gerektiğinden zorlanacağınız anlar da olacaktır. Sesler ise NES’teki versiyonu anımsatıyor, birden insan eski çocukluk günlerine dönüyor. Nintendo’nun eski ses sistemini koruması çok iyi, böylece oyun eski orijinalliğini korumuş oluyor.
Genel olarak ele aldığımızda türündeki en iyi oyunlardan biri, hatta belki de en iyisi. Süper Mario Sunshine’ı sakın kolay bir oyun olarak görmeyin; çünkü en usta oyuncuları bile zorlayabilecek bir oyun.