2005 yılının Nisan ayında, 4. kez SWAT timinin PC’lere çıkarma yaptığına
şahit olduk. Yapım, SWAT 3’e göre oldukça geliştirilmişti. Grafiksel yönden çok
daha üst noktalara taşınan oyun, oynanabilirliği ve içerdiği yeni oyun içi
fonksiyonlarıyla, taktiksel FPS türüne adını altın harflerle yazdırdı. 5 kişilik
SWAT timinin liderini canlandırdığımız yapıtta, yasa dışı örgüt ve kişilerle
çatışmalara girip, rehineleri kurtarıyorduk. En nihayetinde bize verilen tüm
görevleri bitirdik. Böylelikle SWAT 4 sayfasını üzülerek de olsa kapatmak
zorunda kaldık. Güzel ama biraz kısa bir yapım oldu SWAT 4. Tıpkı serinin önceki
versiyonu gibi, tadı damağımızda kaldı.
Taktiksel FPS türüne her daim oyun yapılmıyor. SWAT 4’ten sonra da bir kaç
yapım, bu başlıkta boy gösterdi ancak hiç biri SWAT’ın yapay zekasına,
oynanıştaki fonksiyonelliğine ve teknik kalitesine ulaşamadı. Sıradan FPS’ler
kadar iyi grafikleri yoktu (örn: Half-Life 2, Quake 4, F.E.A.R.), fakat
diğerlerinden daha heyecan verici bir atmosfere sahipti. Telsiz konuşmaları,
aksiyonla beraber değişen tempo ve müzikler, takım çalışması yapma deneyimi ve
herşeyin üstünde, strateji kurma zorunluluğu, SWAT’ı normal FPS’lerden çok daha
farklı bir noktaya taşıyordu. Tabi ki tüm bunların altında, yapımcı Irrational
Games’in yetenekleri yatıyor. Dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum ama bu firma pek
boş oyun yapmıyor. Çok fazla yapıt çıkarmıyorlar, çok fazla isimlerini
duymuyoruz ancak hiç de hafife alınacak bir firma değil Irrational Games. Şöyle
bir baktığımızda, 1999’da System Shock 2 ile büyük başarı elde etmişler.
Ardından 3 yıl çalışıp, 2002’de Freedom Force gibi kaliteli bir yapımı, biz
oyunculara hediye etmişler. 2004, Tribes: Vengeance’in yılı olmuş. 2005’te ise
Freedom Force vs. The Third Reich ve SWAT 4 ile üst sıraları zorlamışlar. Bu
yapımlara baktığımızda, her birinin ortak yönünün ‘kaliteli işler’ olduğunu
görüyoruz. Böyle bir kadronun elinden çıkan SWAT’ın, ek paketinin de yolda
olduğunu biliyorduk. Nihayet SWAT 4: Stetchkov Syndicate’e kavuştuk!
Bu ekibi özlemiştik
Büyük bir sabırsızlıkla çalıştırdık SWAT 4: Stethckov Syndicate’i. İlk olarak
karşımıza oyun içi görüntülerin düşük çözünürlükteki videosu geldi. Ekranda yine
o 5 kişilik ekibi görünce, sabırsızlığım daha da arttı. Açıkçası hiç bir
geliştirme olmadan sadece yeni görevler olsa bile Stetchkov Syndicate’i
oynardım. Video bitti ve sonunda SWAT 4’ten alışık olduğumuz tarzda bir menüyle
karşılaştık. Menüdeki seçeneklerden kısaca bahsedecek olursak; Settings ile
ayarlarımızı yapıyoruz. Özellikle grafik ayarlarına önem çekmek istiyorum.
Sisteminize göre oyunun performansı çok değişiyor. Buradan ayarlarınızı yapıp,
oynanabilecek bir performans elde edebilirsiniz. Ek paketin Multiplayer
seçenekleri de bir hayli fazla. Zira Co-Op mod’u eklenmiş ve 7 adet yeni çoklu
oyuncu haritası mevcut!
Play Quick Mission ile oyunda var olan görevlerde değişiklikler yaparak tekrar
oynayabiliyorsunuz. Quick Mission Maker’da ise belirli haritaların üzerine,
kendiniz görev yazıyorsunuz. Ancak öyle ayrıntılı birşey zannetmeyin, sadece
görevde bulunacak rehineleri, teröristleri belirliyorsunuz. Ardından görevin
amacını yani “rehineler mi kurtarılacak yoksa teröristler mi etkisiz hale
getirilecek” vb… belirliyoruz. Instant Action ise hikaye mod’unda bulunan
görevleri, kariyerden bağımsız olarak oynamanız için kullanılıyor. New Features,
adından anlaşılacağı gibi SWAT 4: Stetchkov Syndicate’teki yenilikleri içeriyor.
Burası bir oyun mod’u değil. Tekst tabanlı olarak, oyunla ilgili gelişmeleri
okuyorsunuz.Ve en nihayetinde SWAT timi görev mahalinde!
En sonunda oyunun hikaye mod’u olarak nitelendirebileceğimiz, Career’a
tıklıyoruz. İsim yazma aşamasından sonra ilk görevimiz veriliyor. Brifingden
öğrendiğimiz kadarıyla saat 16:26’da, Gower sokağında bulunan oyun salonunundan
silah sesi geldiğine dair ihbar yapılmış. Bunun üzerine 5 kişilik SWAT timi
direk olay mahaline gönderiliyor. Yapmamız gereken; sivilleri ve özellikle Oscar
Bogard’ı kurtarmak, Javier Arias’ı etkisiz hale getirmek ve ona yardım eden tüm
örgüt üyelerini yakalamak veya durdurmak.
Elimizde binanın kurşun kalem ile çizilmiş bir haritası var ve bize iki giriş
seçeneği sunuluyor. Ya ilk kattan gireceğiz ya da yangın çıkışından. Seçimimizi
yaptıktan sonra Javier Arias ve Oscar Bogard ile ilgili bilgileri alıyoruz.
Ardından zaman çizelgesi ve son olarak teçhizat ekranı karşımıza geliyor. Burası
önemli, ekip arkadaşlarımızın ve bizim görevde kullanacağımız tüm materyaller
buradan hazırlanıyor. Eğer özellikle seçmezseniz, bazı hayati cihazlar yanınızda
bulunmuyor. Bence hayati değer taşıyan optiwand’sız hiç bir göreve çıkmayın.
Hatta mümkünse hem iki takımınızdan da(Red ve Blue) birer kişide optiwand olsun.
Bu cihazı bilmeyenler için açıklamak gerekirse, kapalı kapıların ardından,
içeride birilerinin olup olmadığı görmemiz için kullanıldığını belirtmekte fayda
var. Uzaktan bakıldığında susturuculu bir tabancayı andıran optiwand’ı,
kapılarda kullandığınızda, kapı altında bulunan ufak aralıktan, cihazın
“elektronik göz” bulunan ucunu soktuğunuzda, kapının ardında neler olduğunu
görebiliyorsunuz. Açıkçası istisnasız her kapıda bu cihazı kullanıyorum. Aksi
halde kötü bir sürpriz ile karşılaşmamız olası. Sadece kapılarda değil,
köşelerde de kullanılıyor. Eğer çevrede size tuzak kurmuş biri varsa, onun görüş
alanına girmeden, optiwand sayesinde kim nerede görebiliyorsunuz.
Yanımıza alacağımız diğer materyallere gelince. SWAT serilerinde olduğu gibi
üzerimizdeki tüm teçhizatlar sınırlı. Eğer görevde gaz bombasına çok ihtiyacınız
olacağını düşünüyorsanız, yanınıza fazladan almalısınız. Tabi bunu yaparken,
bazı teçhizatlarınızdan fedakarlık edeceksiniz. Yine olmazsa olmaz olan Spreyi
mutlaka alın. Kelepçe takılmasına yanaşmayan rehineleri göz yaşartıcı sprey ile
etkisizleştirebiliyorsunuz. Ancak bunu yapmanın Stetchkov Syndicate’de bir yolu
daha var. ‘B’ tuşuna basarak yumruk atabiliyorsunuz fakat bu, rehineleri her
zaman yatıştırmıyor.
Birincil ve ikincil silah oldukça önem taşıyor. Sonuçta teröristleri etkisiz
hale getirmek size kalıyor. Hangi silah işinizi daha kolay yapmanıza yardımcı
oluyorsa onu seçin. Kurşun seçimi bile çok önemli. Tercihinizi ister düşmanı bir
iki kurşun ile öldürmek için yaparsınız, ister de kolay kolay öldürmeyen kurşun
tercihiyle, teröristi sağ ele geçirmeye çalışırsınız. Bu riskli tercih sizin.
Oyuna ek paket ile birlikte 7 adet yeni silah eklenmiş. Bunlar görevlerde
ilerledikçe size veriliyor.
Neler var neler yok?
Artık Start’a tıklayıp, ilk görevimize adımımızı atıyoruz. Ekran kararıyor ve
yavaş yavaş 4 SWAT elemanı önümüzde belirmeye başlıyor! Bu anın anlamı var.
Nihayet uzunca bir bekleyişin ardından ekibimizle yeniden görevdeyiz! Buradan
itibaren oynanıştan bahsedelim. Açıkçası SWAT 4’e oranla hiç bir değişiklik yok.
Yine aynı arabirim, herşey yine aynı şekilde kullanılıyor. Ancak bir kaç ekleme
yapılmış. Yukarıda da bahsettiğim gibi “B” tuşu yumruk atmaya yarıyor. Tabi bunu
teröristlere karşı değil, kelepçelenmeye yanaşmayan rehinelere karşı
uygulamalısınız. Zira teröristlere yaklaşıp yumruk atacak kadar yaşayacağınızı
sanmıyorum(!)Oynanış fonksiyonlarındaki bir diğer yenilik ise “ctrl” tuşu. Bu tuş sayesinde
ekip arkadaşlarınıza görev hazırlayıp, dilediğiniz anda o görevi yapmalarını
isteyebiliyorsunuz. Bu uygulama şu şekilde çalışıyor; “ctrl” tuşuna basılı
tuttuğunuzda sağ alt köşedeki komut satırı ikiye çıkıyor. Bir yandan tuşa basılı
tutarken, bir yandan da elemanlarınızın yapmasını istediğiniz işi, mouse’un sağ
tuşu ile belirliyorsunuz. İşlem bittikten sonra elinizi “ctrl” tuşundan
çekebilirsiniz. Farkedeceksiniz ki, halen sağ alttaki komut satırı 2 tane. Şu
andan itibaren bekletilen komut, “space” tuşu ile aktif olacaktır. Bu yeni
özellik, aslında gereksiz gibi görünse de, düşünerek kullandığımızda bize
oldukça yarar sağlayabilir.
SWAT 3’te olan Lightstick’ler nedense serinin 4. oyununda yoktu. Halbuki çok da
yararlı bir materyaldi. Öyle ki karışık mekanlarda, geçtiğimiz yerleri
karıştırmamak için, lightstick bırakırdık. Böylelikle aynı odaları tekrar tekrar
kontrol edip boşa zaman geçirme derdinden kurtulmuş olurduk. Böylesine yararlı
bir icadı, SWAT 4’e eklememeleri biraz can sıkıcıydı. Yapımcı Irrational Games,
bunun bir hata olduğunu anlamış ve ek pakette lightstick’leri tekrar oyuna dahil
etmiş. Kullanmanız için “L” tuşuna basmanız yeterli olacaktır.
Yeni eklentilerden biri Ammo Pouch. Açıkçası uyuşturucu çetelerinin üzerine
gittiğimiz Stetchkov Syndicate’de, önceki oyuna nazaran daha çok çatışmaya
giriyoruz çünkü görevlerdeki düşman adedi, belirgin derecede fazlalaşmış.
Çatışmaların en sıcak geçtiği anlarda cephanemizin bitmesini istemeyiz tabi ki.
Bu yüzden Ammo Pouch, bize yedek cephane veriyor. Eğer kalabalık düşman
öbeklerinin olduğu bir göreve gidiyorsak, teçhizatlarımızdan biri yerine Ammo
Pouch’u almak, gayet yerinde bir karar olacaktır.
Oyuna Night Vision Goggles da eklenmiş. Karanlık mekanlarda, teröristlerin
önünden kuzu gibi(!) geçmememiz için, yapımcılar SWAT’a böyle bir takviye
düşünmüşler. Son derece de yerinde olmuş. Gerçi SWAT 4’te gece görüş gözlüğüne
pek gerek yoktu, çünkü karanlık ortam pek bulunmuyordu. Buna karşın Stetchkov
Syndicate de, sıklıkla karanlık ortamlara girip çıkıyoruz.
Kariyerimin en zor günleri
Kariyer mod’una genel olarak baktığımızda, SWAT 4’e nazaran daha zorlaştığını
görüyoruz. Bir kere düşmanlar daha kalabalık ve yeni saldırı şekilleri var!
Örnek vermek gerekirse, SWAT 4’te teröristler bir odada rehinelerle
saklanıyorsa, SWAT içeriye girdiğinde ne yapacağını şaşırır, ya bize saldırırdı
ya da dönüp bir rehineye nişan alıp, öyle öldürürdü. Tabi bunun neticesinde
görevi kaybetmiş olurduk! Ek paket olan Stetchkov Syndicate’de ise teröristler,
ellerindeki makineli tüfekler ile gelişi güzel, sağdan sola, soldan sağa doğru
tabir yerindeyse tarıyorlar. Böylelikle sizde vuruluyorsunuz, çevredeki
rehinelerde! Açıkçası sırf bu yüzden ek paketin 3. görevini kaç defa oynadığımı
tahmin edemezsiniz. Hele çevrede 1’den fazla terörist ve 4-5 rehine varsa,
açıkçası işiniz çok zor. Oradan (rehine anlamında) fire vermeden çıkmanız, bir
çok değişkene bağlı. İlk olarak sizin rehineleri vurmadan teröristleri saf dışı
bırakmanız gerekiyor. İkinci olarak ekip arkadaşlarınızın yanlışlıkla rehineleri
vurmamaları gerekiyor. Üçüncü olarak ise teröristler rehineleri öldürmeden,
etkisiz hale getirilmeleri gerekiyor.Tabi bunların yanında,
siz ateş açtığınız sırada, önünüze geçen ekip arkadaşınızı vurmamak için ateş halindeki silahın
namlusunu çevirdiğinizde, hedefin karşısında hiç bir sivilin olmaması da önemli!
Zira bazen görevler öyle bir kaos ortamında geçiyor ki, adeta kontrolün sizden
çıktığını hissediyorsunuz. Zaten bu hisden kısa bir süre sonra da genellikle
öldürülüyorsunuz! Taktiksel FPS’ler için en önemli nokta, kontrolün sizde en
etkin biçimde olmasıdır. Zira taşlar yerlerinden oynamaya başladı mı, kısa
sürede o kale yıkılır. Bu mantıkla bakıldığında taktiksel FPS’lerde işimiz
gerçekten çok zor olabiliyor. Stetchkov Syndicate’de de bunun sıkıntısını
çekebiliyoruz. Bazen ortalık birbirine giriyor, yarı otomatik silah sesleri
arasında, ekip elemanlarınızın bağırışlarına, sivillerin çığlıkları karışıyor.
Bu anlar da hakimiyeti kaybetmemek elde değil. Ancak ne kadar kaybedip, kontrolü
ne kadar elinizde bulundurduğunuz, sizin liderlik yeteneklerinize de bağlı.
Zorluk seviyeleri ve bölüm geçmeden arasındaki bağlantılardan bahsedecek
olursak, yapımda 4 adet zorluk seviyesi bulunuyor. Oyun zorlaştıkça, düşmanlar
fazlalaşıyor ve ölümünüz kolaylaşıyor. Bölümleri bitirdiğinizde, ele
geçirdiğiniz terörist ve delil başına puanınız artıyor. Buna karşın
yaraladığınız veya öldürdüğünüz sivil başına ya da vurulan bir ekip arkadaşınız
yüzünden, puanınız düşüyor. Bu puanlar ne işe mi yarıyor? Eğer Easy seçeneğinde
oynamıyorsanız, görevi tamamlasanız da bir sonraki göreve geçmeniz için bir puan
barajını geçmeniz gerekiyor. Normal zorluk seviyesinde baraj 50 puan. Açıkçası
bu geçilebilecek bir baraj ancak hard’da 75 ve Elite’da ise 95 puan almak
zorundasınız! İşte bu gerçekten zor! Elite’da bölüm geçmek, neredeyse 0 hata
gerektiriyor. Bu yöntemin oyuna katkısı çok büyük. Yani kimse Rambo’culuk
oynayıp, elinde silah ile terörist avlayamayacak. Zira yüksek puan için,
teröristleri sağ ele geçirmelisiniz.
Yok mu bunun zayıf yönleri?
SWAT 4: Stetchkov Sydicate’in de zayıf yönleri bulunuyor. Açıkçası kullandığınız
makinenin performansı ile doğru orantılı olarak, bölüm yüklemeleri epey vakit
alabiliyor. Açıkçası yükleme sürelerinin uzunluğu SWAT 4’te de dikkati
çekiyordu. Yapımcıların onca zaman şu soruna bir çare bulamamaları, oyuna daha
büyük bir eksi getiriyor. Bunun haricinde yapay zekaya dair de sorunlar halen
devam ediyor. 5 kişilik, (bir oyun için) kalabalık bir ekip olduğunuz için,
birbirinin yolunu engelleyen ekip arkadaşları görmek biraz gülünç olabiliyor.
Ayrıca düşman yapay zekası da, sanki ciddi bir kafa karışıklığı yaşıyor. Bazen
kimsenin olmadığı bir yere doğru ateş açabiliyorlar. Fakat yapay zeka ile ilgili
gördüğüm en büyük sorun sniper’ları kullanırken oldu! Bilindiği üzere numpad’in
“3” tuşu sniper kamerasını açıyor. Tek vuruşta düşmanımızı yere indirdiğimiz
sniper’lar ile, her atışınız tam isabet olmayabiliyor. Sonuçta hedeflediğiniz
örgüt üyesi hareket halinde olabiliyor. Ancak bu gibi durumlarda oyunda şöyle
bir saçmalık farkediyorsunuz; Sniper kamerasını açıp, “caps lock” tuşuna basarak
onun kontrolüne geçiyorsunuz. Mouse’un sağ tuşu ile zoom yaptıktan sonra hareket
halindeki hedefi güç bela denk getirip, ateş ediyorsunuz. Ancak ilk denemenizde
başarısız olduğunuzu varsayalım. O zaman camda koca bir delik açılıyor,
içerideki terörist kaçacağına, ya da panik yapıp çevresindekileri uyaracağına,
‘beni vurun’ diye, olduğu yerde duruyor! Tabi hal böyle olunca, sizin şarjör
değiştirdiğiniz kadar ki zaman aralığı, onun yaşam ile ölüm arasındaki son
saniyeleri oluveriyor. Zeka konusunda problemli sadece terörist ve ekip arkadaşlarımız değil. Aynı
şekilde rehinelerde de ciddi bir zeka problemi mevcut. Bir kere yapay zeka sizin
fener yaktığınızı pek algılayamıyor. Rehineyi kurtarmak için arkadan
yaklaşıyorsunuz, fenerler açık. Çevrede hiç bir düşman yok. Rehine bir dönüp
bakmıyor bile, kim geliyor diye! Ancak yanına vardığımızda; “aa polis!” gibi bir
tepki veriyorlar!
Bu duyduğum SWAT ise bu gördüğüm ne?
Grafiklerden bahsedecek olursak, geçtiğimiz yıl piyasaya çıkan SWAT’a göre hiç
bir geliştirme göze çarpmıyor. Açıkçası görüntüler biraz zamanının gerisinde
kalmış. Buradan bir eksi vermek gerek. Ayrıca ışık efektleri de bazı ortamlarda
saçmalık derecesinde abartılı. Kısaca toparlarsak, SWAT 4: Stetchkov Syndicate,
yeni nesil FPS’lere göre grafiksel yönden çok da başarılı sayılmaz. Ancak
oynanmayacak kadar kötü, asla değil!
Sesler SWAT’ın başarıyla altından kalktığı konulardan. Silah sesleri farklı.
Ateş ettiğiniz yere göre de farklılık gösteriyor ancak ben pek yeterli bulmadım.
Kimi yerler hep aynı. Buna karşın ortamın ambiyansı harika! Sivillerin yardım
çığlıkları, teröristlerin bağırışları, takım arkadaşlarımız ile konuşmalarımız
ve atmosferi şahane tamamlayan müzikler, oyuna ciddi derecede artı puan
getiriyor!
Hangi sistemle oynanır?
Ek paketin sistem gereksinimleri SWAT 4 ile aynı. 64 MB Ekran kartı, 1.2
GHz(Pentium veya AMD) işlemci, 256 MB RAM ile oyunu çalıştırabilirsiniz ancak
tatmin edici bir performans almanız şüpheli. Biz oyunu 2 farklı sistemde
inceledik. İlk olarak kullandığımız makine 2.4 GHz işlemci, 512 MB RAM ve 128 MB
GeForce FX 5700 ekran kartı içeriyordu. Ayarların çoğunluğunu medium’a almamıza
karşın, özellikle çatışma anlarında yavaşlamalar gözümüze çarptı. İnceleme
yaptığımız diğer sistem 3.0 GHz işlemci, 1 GB RAM ve 256 MB ATI 9800 SE model
ekran kartı içeriyordu. Bu makine ile tüm ayarlar en sonda olmasına karşın,
oyunu hiç sorun yaşamadan oynadık. Bizim tavsiyemiz, özellikle bölüm
yüklemelerindeki ağırlık için 1 GB RAM kullanmanız yerinde olur. 512, ufak
performans problemleri yaşatabilir. İşlemci olarak 2.0 GHz’den üstü ideal. Ekran
kartı için ise 128 MB’lık bir kart ile belki grafik ayarlarında oynama yapmanız
gerekebilir. 256 MB’lık ile en ufak bir sorun yaşamazsınız.
Genel kanımız nedir?
SWAT 4 geçen sene piyasaya çıktığında büyük yankı uyandırmıştı. Ek paket asıl
oyundan yaklaşık 1 sene sonra piyasaya çıktı. “Arada ne kadar fark var” diye
sorarsanız, açıkçası yeni görevler haricinde oyunun genel havasını değiştirecek,
geliştirecek hiç bir özellik yok. Hal böyle olunca, günümüz standartlarında
gelişen bilgisayar teknolojileri göz önüne alındığında, yapımın puanı biraz
düşüyor. Yazının başında da belirttiğim gibi, sadece yeni görevler bile, benim
bu oyunu oynamam için yeterli. Eğer SWAT serisini takip ediyorsanız, ek paketi
kesinlikle kaçırmayın. Eğer taktiksel FPS’lere karşı bir hayranlığınız varsa,
önce SWAT 4’ü sonra ek paket Stetchkov Syndicate’i mutlaka edinin, pişman
olmazsınız! Bitirmediğiniz sıradan FPS yoksa ancak yeni bir tat arıyorsanız, bu
seriye mutlaka bir göz atın. Ben şimdi uyuşturucu çetelerine göz açtırmamak
için, 4. görevime çıkıyorum… Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…