Savaşın, karmaşanın, şiddetin ve iç sıkıcı binbir olayın yaşandığı şu günlerde oyunlarda da aynı şiddeti yaşamaktan sıkıldıysanız ve biraz olsun kafanızı şiddetten arındırmak istiyorsanız işte size sakin bir adventure oyunu…
Bu tür adventure oyunları sadece PC’de mi olur sanıyorsunuz?
New York’lu genç, güzel ve zeki bir avukat olan Kate Walker ünlü bir oyuncak firmasıyla anlaşma sağlamak için Avrupa’ya, Valadilene kasabasına gider. Buraya vardığında karşılaştığı ilk şey, sonradan automaton olduklarını öğreneceğimiz bir çeşit kurmalı robotların düzenlediği cenaze törenidir. Kahramanımız Kate daha sonra bu törenin oyuncak fabrikasının
sahibi Anna Voralberg için düzenlendiğini anlayınca anlaşma için Anna’nın bir mirasçısı olup olmadığını araştırır. Bu araştırma sonucunda da, bir zamanlar evinden uzaklaşmış ve bir daha geri dönmemiş olan Anna’nın kardeşi, dahi bir mucit olan Hans’ın izini bulup peşine düşer ve Sibirya’ya doğru yola çıkar. Tabii Hans’ın peşine düşen aslında Kate değil; işi gücü bırakıp biz düşüyoruz ya hadi neyse…
Konsollarımızda fazla karşılaşmadığımız adventure tarzı oyunlardan olan Syberia gerçekten iddialı bir yapım. Grafik olarak PC’de adından çok fazla söz ettiren oyun aynı özelliğini PlayStation 2’ye de taşımış. Özellikle oyun aralarındaki sinematik görüntüleriyle ilginizi çekecek oyunun bu kadar güzel grafikleri olmasına rağmen oyuncuya fotoğraflar içerisinde dolaşıyormuş hissi vermesi ise en büyük handikap. Mesela bir su kenarına gelipte suyun akmadığını görüp bir su sesi (Allah’tan sesi var) duyarak yalnızca bir çizim görmeniz biraz uygunsuz olmuş.
Bilmece bulmaca dil üstünde kaydırmaca
Bir adventure oyunu oynuyorsanız mutlaka bulmacaların durumunu merak edeceksiniz. Syberia genellikle kolay olan, aklı yoran soruların pek olmadığı, dialoglardan elde ettiğiniz ip uçlarıyla çözebileceğiniz bulmacalar içeriyor. Özellikle girdiğiniz bir mekanda bir sonraki bulmaca için gerekli olduğu açıkça belli olan itemler toplamanız ve bunları bir daha kullanmamanız, yani oyunun lineer hikayeye sahip olması sıkıcı gelebilir; daha doğrusu oyunu bir kere bitirdikten sonra büyük ihtimalle uzunca bir süre daha oynamak istemeyeceksiniz…
Ses ve müzikler olarakta çok fazla bir dikkat çekiciliği olmayan oyunun kontrolleri de basit olamsına rağmen zaman zaman o da sıkıcı olabiliyor. Kısacası Syberia adventure oyunu meraklısı değilseniz sizi kısa zamanda sıkabilecek; fakat bu türden hoşlanıyorsanız bir süre başından kalkamayacağınız bir oyun.
