Synced ön inceleme: Synced geçtiğimiz günlerde kapalı betası ile deneme şansına eriştiğimiz ve shooter dinamiklerinin yanı sıra kendine has bir tarz oluşturmaya çalışan bir oyun. Öncelikle bu oyunu 10 Aralık 15 Ocak tarihleri itibari ile Synced açık beta aşamasında sizler de deneyim edebileceksiniz. Çünkü kapalı beta aşaması tamamlanan oyun, bu geniş zaman aralığında açık betası ile tüm oyuncuların beğenisine sunulacak.
Bir parantez açıp bu oyunun potansiyelinin neden yüksek olduğundan bahsedelim. Oyunun arkasında Level Infinite ve NExt Studios gibi firmalar, yani dolayısıyla bu işi en iyi beceren firmalardan biri olan Tencent bulunuyor. Tencent Games bir süre önce dünya çapında daha yüksek kalitede oyunlar sunmak üzere Level Infinite çatı firmasını tanıtmıştı. İşte kapalı betasını oynadığımız Synced, firma imzasını taşıyan ilk projelerden biri olarak karşımıza çıkacak da diyebiliriz.
Synced ön inceleme / Kapalı beta
Öncelikle Synced’in Türkçe dil desteğine sahip olduğunu ve oynaması tamamen ücretsiz bir yapım olacağını belirtelim. Hatta beta aşamasında oyundaki ücret sistemine yansıtılacak bazı içeriklere de yer verilmiş. Bu içeriklerin çoğunluğu görünüm odaklı. Yani en azından şu aşamada bir Pay to Win durumu söz konusu değil.
Ekip beta aşamasında olduğu gibi oyunun tam sürümünde de bu dengeyi iyi kurarsa oyunculardan da pozitif yönde dönüşler alacaktır diye düşünüyorum. Oyunun Türkçe olması da tabi ki büyük avantaj. Çeviri kısmında ya da görsel tarafta karakterin havada kalması gibi ufak hatalar ile karşılaşabiliyorsunuz ama henüz beta aşamasında olduğu için tam sürümde bu hataların düzeltileceğini düşünüyoruz. En azından çok daha minimum düzeye indirilecektir.
Synced hem PvP hem de PvE dinamiklerine sahip olan bir aksiyon oyunu. Üç arkadaşınız ile birlikte takım kurarak Runner, yani Koşucu adı verilen karakterleri kontrol ediyorsunuz. Bu karakterlerin her birinin kendine has özelliklerinin bulunması oynanış kısmında çeşitlilik sağlıyor. Yani kimisi aksiyonun içine girebileceğiniz yapıda tasarlanırken, kimi keskin nişancı tarafında ustalığını konuşturuyor, kimi ise medic sınıfının avantajlarına sahip.
Hikaye olarak oyunda kıyamet sonrası bir tema işlenmiş. Fakat aklınıza yerle yeksan olan bir medeniyet görüntüsü gelse de oynanış tarafında teknolojik içerikler oyunun merkezine konumlandırılmış. Bunların başında ise silahlarımızı saymaz ise nano teknoloji geliyor. Bu teknoloji yok olan medeniyetin en önemli unsuru olduğu için oyun dinamiklerine güzel bir şekilde yedirilmiş. Çöküş adı verilen bir felaketin ardından bu nano makinelerin insanlığı tam anlamıyla ele geçirdiğini ve melez bir düşman çeşidi oluşturduğunu görüyorsunuz. Biz de bu nano teknolojinin avantajlarından da yararlanan ve çorak topraklarda korkusuzca gezebilen Koşucuları kontrol ediyoruz.
Koşucular olarak hem PvP hem de PvE modlarında en büyük amacımız loot yapmak. Bu sadece silah ya da mühimmat için geçerli değil üstelik. Nerva adı verilen parçacıkları topladıkça oyunda da büyük bir avantaj elde ediyorsunuz. Ayrıca oyun alanında karşılaştığınız büyük Nano’ları bir nevi özümseyerek avantajımıza da kullanabiliyoruz. yanınıza aldığınız bir Nano’yu savaş alanına salıp hem yapay zeka hem de diğer oyunculara karşı mücadele etmesini sağlayabiliyorsunuz. Bu Yoldaş Nano yaratıklar karakterinizin koluna yerleşiyor ve saldığınızda tam da düşman bölgesinin işaret ettiğiniz noktasına bodoslama dalıyorlar.
Nano kullanımı keyifli, tıpkı Koşucu sınıflarında olduğu gibi onlarda da sınıfsal bir ayrım söz konusu. Yakın dövüş, koruma ya da nerva noktalarını tespit edebilen gözcü sınıfında Nano’ları seçebiliyorsunuz.
PvE modu senaryo işleyişini de karşımıza çıkarıyor. Farklı bölgelere gidiyor ve bu büyük tehdite karşı ekip olarak mücadele ediyorsunuz. Her bölüm sonrasında ise PvP modlarına da girebileceğimiz Haven isimli ana üssümüze dönüyoruz. PvP modu Nerva koşusu olarak adlandırılmış. Biraz önce de bahsettiğim ve modun isminden de anlayabileceğiniz gibi Nerva toplamak işin en önemli noktasını oluşturuyor. Yani sizden çok düşman vuran bir takım olsa da sizin Nerva puanınızın yüksek olması ilk sıraya yerleşmenizde büyük katkı sağlıyor.
Bu sistemi de kazan, kaybet dinamiği üzerine oturtmuşlar. Oyunda üç hakka sahip oluyorsunuz ve vurulduğunuzda takım arkadaşınızın yakınında tekrar doğabiliyorsunuz. Buradaki kilit nokta ise yere düştüğünüzde PUBGM’de olduğu gibi takım arkadaşınız sizi kaldıramazsa topladığınız Nerva miktarının bir miktarı ceza olarak gidiyor. Yani bir yandan Nerva toplayarak ilk sıraya yerleşmeye çalışırken bir yandan da rakiplerinizin Nerva ve zaman kaybetmesini sağlamanız gerekiyor.
Oyunun harita sistemi kendine has dokunuşalara sahip, fakat mantık olarak PUBG benzeri bir sisteme oturtulmuş diyebiliriz. Tabi Nerva gibi dinamikler dışında dakikalarca koşturmanız gerekmiyor. Çünkü nerva toplamak için oyun alanındaki birçok NPC düşmanı egale etmeniz lazım. Bu da oyundaki temponun sürekli yukarıda olmasını sağlamış. Oyunun tarzı bu sebeple bir nevi looter shooter türüne de giriyor denebilir.
Unutmadan silah ve özellik geliştirme sistemi de oynanıştaki önemli unsurlar arasında yer alıyor. Oyun alanında loot yaparak yeni ekipmanlar, silahlar ya da zırh gibi etkenler toplayabiliyorsunuz. Fakat özelliklerinizi ya da silah etkilerini geliştirmek için oyun alanına dağıtılan istasyonları dikkatli bir şekilde kullanmanız gerekiyor. Bu istasyonlarda yapacağınız harcamalar kredinizi tüketse de aslında rakiplere karşı çok daha avantajlı hale gelmenize olanak sağlıyor.
Synced görsel olarak kendine has bir atmosfer yakalamayı başarmış. Tabi kaplama ya da efekt kalitesi olarak AAA tarzı bir oyun olduğunu söyleyemeyiz. Fakat bu oyunun ücretsiz olacağını ve mümkün olduğunda çok oyuncuya ulaşmasını hedeflediğini göz önüne alırsak, görsel kalitesinin iyi bir düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan başta da belirttiğim gibi ufak hatalar ve Nano yapay zekasında aksamalar bulunuyor.
Açık beta aşaamsından sonra gelecek geri dönüşler ile birlikte hem bu hatalar hem de oyunun yapısında değişikliklerle karşılaşma ihtimalimiz de bulunuyor. Henüz tam sürüm çıkış tarihi açıklanmayan oyun ile ilgili şimdilik aktaracaklarımız bu kadar. Dediğim gibi özellikle bu tür için potansiyeli olan bir yapım. Eğer looter shooter türünü ve arkadaşlarınız ile oyun oynamayı seviyorsanız uzun açık beta döneminde (10 Aralık – 15 Ocak) oyuna bir şans verebilirsiniz.