Ben söylediğim lafları bana yediren oyunları ve firmaları çok seviyorum. Bu sayfalarda defalarca kez Telltale’ı eleştirdim, aynı oranda da defalarca övdüm. Tales From the Borderlands söz konusu olduğunda genelde tavrım olumlu yöndeydi. Biraz sönük geçen ikinci bölüm haricinde Pandora atmosferinin yoğun kaosunu doyasıya içimize çektik. Vault Hunter’larla takıldık, milletin anlaşmalarına salça olduk ve Borderlands’in eşsiz mizahı sayesinde bol bol güldük.
Talltale’ın son dönemde yaptığı oyunlar içerisinde Tales From the Borderlands haricinde en sevdiğim oyun ise Wolf Among Us olmuştur. Borderlands’i neden sevdiğimi bugüne kadar hiç düşünmemiştim ama sonunda bir şeylerin farkına vardım.
Tales From the Borderlands içimizi sıcacık eden hikayesi dışında dram ve komediyi bir arada tutan harika bir dengeye sahip. Bir sahnede kahkahalar eşğinde gülerken, diğer bir sahnede üzgün bir ifade yerleşebiliyordu yüzünüze.Hababam Sınıfı’nın unutulmaz müziğinin bir anda yavaşlayarak bize hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşatması gibi. Böyle yapımları severim, hayatın tüm coşkusunu içinde toplayan yapımlar her zaman el üstünde tutulmalıdır. Söz konusu Tales From the Borderlands olduğunda da durum değişmiyor. Telltale belki de tarihinin en sağlam oyun bölümlerinden birine imza atıyor.
Önceki bölümde neler olmuştu, bir hatırlayalım (Yazının bu bölümü ciddi spoiler içerir):
“Rhys, Fiona, Sasha ve Vaughn bulundukları umutsuz durumdan kıl payı kaçmışlardı. Altas tesisinde yaşadıkları arbede sonunda onları Vault’a götürecek olan nesneyi bulmayı başarmışlardı. Gotyhs adındaki sevimli robot eşliğinde hazine avına devam eden 4’lü bu yolda yepyeni bir düşman ve hiç ummadıkları bir dost ile karşılaşmışlardı.
Mallory onlar tesisten çıkarken ortaya çıkmış ve önce Vasquez’i haklamış, ardından da tüm ekibi öldürmeye yeltenmişti. Bu sırada ortaya çıkan Athena bizimkileri bulunduları umutsuz durumdan kurtarmıştı.
Ekibe yeni katılan Athena ile birlikte büyük macera kaldığı yerden devam etmişti. Vault’a ulaşabilmek için Gortys yükselmelerini aramaya başlamışlardı. Ama yeni parçayı buldukları sırada Mallory bir kez daha ortaya çıkmış ve Vault Hunter’larında yardımıyla ekibi köşeye sıkıştırmayı başarmıştı.”
Plan Bravo tam bu noktada başlıyor ve büyük final öncesi bizleri unutulmaz bir maceraya davet ediyor. Tales From the Borderlands artık Gearbox’ın oluşturduğu evrenin üzerinde eksik olan parçaları bir bir yerine koyuyor.
Borderlands geleneğinin bir parçası olan unutulmaz açılış sahneleri de Tales From the Borderlands: Escape Plan Bravo ile kaldığı yerden devam ediyor. Açılış jeneriği yine süper olmuş. Özellikle herkesin yanyana yürüdüğü sahneler yine eğlenceli anlara tanıklık ediyor.
Rhys ve Fiona yollarına devam edebilmek için Helios’a gitmeleri gerektiğini anlarlar. Helios’a gitmeleri biraz sıkıtılıdır çünkü Hyperion’un hüküm sürdüğü bu uydu üzerinde hiçbiri hoş karşılanmayacaktır. Bu yüzden plan oluşturulur ve bizimkiler yasak topraklara doğru uçarlar. Karavanın bir rokete çevrilmesi kimin fikriydi bilmiyorum ama yazar ekibinin çatlak olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Roket sahnleri gerçekten harika olmuş.
Bu sefer çok fazla aksiyon sahnesi bizleri bekliyor. Kıl payı kaçışlar, son anda ortaya çıkan sürprizler, olabildiğince absürd tasarlanmış silahlı çatışmalar… Say say bitmez. Tales From the Borderlands: Escape Plan Bravo dolu dolu anlarla süslü koca bir bütün. Bu anların hiçbiri gereksiz değil, hiçbiri öylesine konulmamış. Aslında her bir sahne muhteşem final öncesi büyük hazırlığın yapı taşlarını oluşturuyor. Ve bu hız treni öyle bir yerde kesiliyor ki kendinizi istem dışı olarak beşinci bölümün “play” butonuna basarken buluyorsunuz.
Ama oyunun en önemli özelliği artık sadece bir yan hikaye olmaktan çıkması. Kesinlikle hikayede rolü geçen her karakter Borderlands evrenini bir üst noktaya taşıyor. Bu sadece Rhys ve Fiona’nın macerası değil, çorak topraklarda yaşayan herkesin macerası. Hele bir de Borderlands’in ana serisinde çok göremediğim “dram” unsuru da işin içine girdiğinde, Tales From the Borderlands’e daha bir bağlanıyorsunuz.
Beşinci bölüm bir aksilik olmazsa önümüzdeki ay oyuncularla buluşacak. Eğer bugüne kadar Tales From the Borderlands’i hiç oynamadıysanız, artık oynamanızın zamanı geldi.
