Terminator Salvation

Çocukluğumdan beri Terminator serisi beni hep heyecanlandırmıştır. Hatırlayabildiğim kadar geriye gittiğimde görüyorum ki, televizyonda Terminator ve Rambo filmleri yayınlanınca inanılmaz zevk alırdım. Aradan yıllar geçmesine rağmen ben halen aynıyım, ama tek bir farkla. Terminator;, hayatımda izlediğim, sahip olduğum ve öğrenmekten mutlu olduğum en iyi film serisi oldu. Yetmedi müziklerini dinledim, o da yetmedi Arcade salonlarına koşarak oyunlarını denemek istedim. Biraz şahsi davrandım, evimdeki Atari için kasetler almaya başladım. Daha sonra PC, PS2 derken Terminator: Salvation’a kadar geldim. Peki bu serinin kıymeti, oyun piyasasında bilindi mi? Mutlu olduk mu? Eğer bir Terminator hayranı olarak benim de bu isme karşı bir borcum varsa bunu, bunu size kendi gözümden anlatarak ödemek isterim…

BÖLÜM 1: TERMINATOR İSMİNE BAKIŞ

Bir hikâye düşünün ki, yaşam sona ermek üzere. Üstelik bunun sebebi, ne bir doğal felaket, ne de insanlar arasındaki büyük savaşlar…

“Nükleer savaşın ardından makineler ayağa kalktı ve yıllar boyunca insan ırkını yok etmeye çalıştılar. Fakat savaş, gelecekte yapılmayacaktı, günümüzde olacaktı, bu gece… ”
Terminator 1 açılış sahnesi

2029 yılından 1984 yılına bir Cyborg, Sarah Connor’ı öldürmekle üzere programlanıp, gönderilir. Sarah bir önder değildir. Sıradan birisidir, ama henüz… Dünyaya getireceği oğlu John, yıllar sonra makineler ve insanlar arasındaki savaşın kazanılmasındaki en önemli kişi olarak insanlık tarihine geçecektir. Buna izin vermek istemeyen Skynet, John’u daha doğmadan yok etmek ister. Direniş kuvvetleri ise gönüllü olarak görevi kabul eden Kyle Reese isimli askeri, Sarah Connor’ı koruması için aynı zamana gönderir. Ancak Reese, sadece bir koruyucu değil, ayrıca John’un babasıdır da…

Hasta yatağında yatarken aklına gelen bu fikri, sinema perdesine aktaran James Cameron, belki de çektiği filmin bu kadar başarılı olacağını tahmin etmemişti. Bugün, Amerika Ulusal Film Kütüphanesi’nde, The Terminator barındırdığı kültürel ve tarihi değerler sebebiyle, koruma altına alınmış bir kaç filmden bir tanesi olma özelliğine sahip. Makine-İnsan savaşını en etkili şekilde yansıtabilen seri, 1991 yılındaki Terminator 2: Judgment Day (T2) ile devam etti. Yeni bir teknolojiyle üretilen T-1000’e karşı, bu kez insanlar tarafından yeniden programlanmış bir T-101 yer alıyordu. Görevi ise, henüz çocuk yaşta olan John’u korumaktı.

102 milyon dolar bütçeyle çekilen T2, 520 milyon dolarlık sinema hasılatı elde ederek, “O zamana kadar çıkmış en pahalı ve en çok para kazanan film” unvanına sahiptir. Bu yapımla insanların akıllarında kurguladıkları “Büyük savaş”, herkesi heyecanlandırmış ve adına yakışır bir finalle Terminator serisi sona ermişti. Filmin yazarı ve yönetmeni James Cameron, seriyi bitirdiğini artık bu filme katabilecek bir yeniliğin olmadığını açıklamıştı. Bu sözlerle makinelerin sayfası kapanırken, parasal getiriyi düşünen film yapımcıları, bu ismi kullanmaya devam etti. Dikkat edin “İsmini kullanmaya devam etti” diyorum.2003 yılında hazırlanan Rise of The Machines’da orijinal kadrodan sadece iki oyuncu yer aldı; Arnold Schwarzenegger ve Earl Boen. Terminator 3, asıl seriye bir şey katmayan düz, ama sağlam bir aksiyon filmi olarak hafızalarda yer edindi. T3 ardından 2005 yılında, bir dizi projesi duyuruldu ve geçtiğimiz yıl, Terminator: The Sarah Connor Chronicles isimli dizi başladı. Yapım, T2 ve T3 filmleri arasında, Sarah Connor’un yaşadığı son dönemleri anlatıyor. Dizi, sayısız mantık hatasına rağmen, iyi bir ilgiyle karşılaşıyor ve yıllardır söylentileri dolaşan bir diğer haber; Terminator 4 (T4).

Terminator 3’den sonra artık seride yer almayacağını belirten Arnold Schwarzenegger, “Eğer bir sonraki filmde oynarsam, bu filmin ismi Terminator: Tekerlekli Sandalye’de olur” demişti. James Cameron ve Linda Hamilton ise zaten yıllar öncesinden seriyle ilişkilerini kesmişti. Yeni bir devam filmi yapmak demek, Terminator resmini yeniden çizmek gibi bir şey olacaktı. Öyle de oldu diyebiliriz. T4, bana göre serinin en başarısız filmi oldu. İnanın bu projenin çekilmesine hiç ama hiç gerek yoktu. Fakat yapılan sanattan çok, elde edilecek parayı düşünen yapımcılar, Terminator’ü deyim yerindeyse “Yok etti”. Durun, daha bitmedi üstelik. Serinin devam ettirilmesi ve “Büyük savaş” ile final yapılması düşünülüyor…

BÖLÜM 2: TERMINATOR SALVATION İNCELEME

Terminator ismi altında yeni bir oyunun hazırlanacağını öğrendiğimde, hiç heyecanlanmamıştım. Yeni çıkan bir filmin reklamını yapmak için geliştirilmeye başlanan ve muhtemelen bir kaç saatte bitirilebilecek bir yapım olduğundan şüphem yoktu. Zaten şimdiye kadar hazırlanan Terminator oyunlarının büyük bir kısmı vasattı. Salvation’ın tecrübe sahibi olmayan yapımcı şirketinin de işi yüzüne gözüne bulaştırması çok yüksek bir ihtimaldi.

Bu saydıklarım ve dahası, ne yazık ki gerçek oldu. Şöyle soruyorum; bir firma, düzgün yüklenebilen bir oyun yapmayı dâhi beceremiyorsa, o ürüne nasıl derinlik versin, içerik katsın?

Direniş kuvvetleri

2016 yılındayız. John Connor, henüz direniş için önemli bir önder değil, ama iyi bir askerdir. TPS bakış açısına sahip yapımda John Connor’ı kontrol etmekle yükümlüyüz. Yanımıza bir kaç adam almalı ve belirlenen bölgeleri makinelerden temizlemeleri, son olarak ise Skynet’in Los Angeles’taki merkezini yok etmemiz gerekli. Salvation, aynı isimli filmin barındırdığı konunun 2 yıl öncesinde vuku bulan olayları konu alıyor.

Oyunun ana menüsü hoş tasarlanmış. Tek kişilik senaryo ve co-op başlıkları dikkat çekiyor. Multiplayer modlar, daha önce de belirtildiği üzere eklenmemiş. Açılış videosuyla savaşa ilk adım atarken heyecanlanmamak elde değil. Fakat ne yazık ki bu heyecan, kısa bir süre sonra yerini hüzne bırakıyor. Yanımızda bir kaç adamımız var. Genellikle olmasa da, bazen makineleri öldürmemizde bize yardımcı olabiliyorlar. Hem duygu, hem de düşünce olarak sıfır seviyedeler.

Yapımın çizgisel ve kendini her yönden tekrar eden bir oyun olduğunu çok geçmeden fark ediyorsunuz. Bölüm tasarımları, birbirleriyle hemen hemen aynı. Üstelik çok kısa, ara geçiş videoları da başarısız. Normal bir oyuncu için herhangi bir bölüm, en fazla 5 dakikada tamamlanabiliyor. Yaptığımız görevler ve düşmanlarımız da sınırlı.Skynet’in ürettiği birbirinden korkunç ve gelişmiş makinelerin çoğu, Salvation’ın akışı boyunca pek görünmüyor. Her bölümde standart olarak karşılaşacağımız iki Terminator tipi mevcut. Uçan küçük gözcüler ve örümcek Terminator’lar. Düşmanlar hep aynı olunca, saldırı çeşidinde de bir değişikliğe gitmemiz gerekmiyor ve kısa süre sonra yaptıklarımız sıkıcı olmaya başlıyor. İlk bölümde, ilk T-600 ile karşılaştığımda çok heyecanlanmıştım. Oyun boyunca akın akın bu makinelerle savaşmamız gerekirken, belki de 5-6 kez karşı karşıya gelebiliyoruz.

Kader değil

Peki düşmanlarımızı nasıl alt etmeliyiz? Aslında hiç bir özel yönteme gerek yok, çünkü hem kendi askerlerimizin, hem de makinelerin yapay zekâları bulunmuyor (Skynet gibi süper bir zekâ, nasıl olur da böyle defolu mallar üretir?). İlk Gears of War ile tanıdığımız siper alma sistemi, Terminator’de de yer alıyor. Saklanarak ilerlemek ve makinelerin zayıf noktalarına ateş etmek yeterli. Eğer bir örümcekle karşılaştıysanız, biraz ateş ederseniz sersemliyorlar. Bu süre zarfında arkasında yer alan güç ünitesini de vurmanız gerekiyor. Uğraşamam derseniz, tek bir el bombasıyla da işini görebilirsiniz. Nadiren gelen T-600’lerle karşılaşırsanız, göğsünün sol ve sağ kısımlarına yapacağınız atışlar işe yarayacaktır. Hunter Killer’lar için pervane kısımlarına ateş etmek yeterli olurken, küçük gözcüler ise oldukça dayanıksız.

Yapımda, sağlık sistemi olarak “Dinlen ve iyileş” yöntemi mevcut. Hasar aldığımız takdirde biraz dinlenirsek barımız dolmaya başlıyor, ama bir şartla; çevrede yer alan makinelerle çatışmaya girdiyseniz, büyük bir bölümünü veya tamamını öldürmeden sağlık barınız dolmuyor. Bu da çatışmaların heyecanını artırabiliyor. Öte yandan ölmeniz için makinelerin size bir kez dokunması yeterli. Vurmalarına dâhi gerek yok.

Sonun başlangıcı

Tek kişilik senaryo, ortalama 3-4 saatte bitirilebiliyor. Zaten tüm oyun boyunca yapılan işler ve gidilen yerler birbirleriyle benzerlikler gösteriyor. Bazen de araçların üzerindeki makineli tüfekleri kullanarak makinelerden kaçmaya çalışıyoruz. Belki de en güzel bölüm, dev bir robotun içine girerek onu kontrol ettiğimiz ve etraftaki makineleri tek tek avladığımız bölümdü. Eğer tekrar bu macerayı yaşamak istiyorsanız, yapımın co-op özelliğini aktif ederek de oynayabiliyorsunuz.

Terminator Salvation, Unreal 3 motoruyla geliştirilmesine rağmen, kaplamalar, modellemeler ve animasyonlar gibi başlıca özellikler kötü olmuş. Karakterlerin konuşurken ağızlarının oynamaması, silahları kullanırken animasyonların yavan oluşu gibi yönleri göze çok batıyor. Fizikler de yok. Sesler için tek kelime söylemek gerekirse “Duygusuz” diyebilirim. Hiç bir heyecan veya korku sezemedim. Filmin başrol oyuncusu Christian Bale, hem modelleme hem de seslendirme olarak oyunda yer almayı reddetmişti. İşitsel yönüne ve hatta oyuna artı olarak Terminator’ün efsanevi müziğinin yeniden düzenlenen versiyonunu gösterebilirim.

Sonuca gelirsem Terminator Salvation vasat bir yapım. Sadece reklam amaçlı yapılmış bir ürün. Lâkin şöyle bir nokta da var; eğer Terminator’le ilgili bir oyun oynamak istiyorsanız, Salvation iyi bir seçim olacaktır. Zira öncekilerini bitirmek bile çok zordu.

Exit mobile version