The Thing
Çıktı çıkacak derken sonunda The Thing çıktı. Birçok kişi tarafından merakla bekleniyordu. İncelemeside bana nasip oldu. The Thing için en uygun inceleme yazma saati şuan (saat 4). Neden derseniz oyunun içeriği birazcık(!) korkunç. Malum böyle oluncada oyun sabahları oynanmıyor. The Thing aslında John Carpenter abimizin imzasını taşıyan 1982 yapımı (ozamanlar siz yoktunuz) çok güzel bir korku filmi. Bilgisayar oyunları arasında içeriğinde insanları kortukma teması bulunan pek oyun yoktur. Sebebi ise korku oyunun normal oyunlara nazaran daha çok emek istemesidir.
İçeriğe gel kardeşim
Neyse ufaktan konuyu anlatalım. Oyunun konusu filmin konusuna çok yakın. Tabiki bazı yerlerde değişiklikler var. Başlarda bir helikopterden inip etrafa kol açan etmeye başlıyorsunuz. Bulunduğunuz mekan bir araştırma merkezi. Size gelen raporlarda olumsuz birşeyler olduğu ve gidip kontrol etmenizi istiyorlar. Bu arada ismimiz Blake. Pek karizma değil ama napalım. İşte konu sizin etrafı gezip gerçekten olumsuz bir şeyler olduğunu anlamanız ile başlıyor. Akabinde telsiz ile görevler alıyorsunuz. Taki telsiz bağlantınız gidene dek….
Korkuya doğru yelken açmak
Atmosfer denen şey bu oyunda harika hazırlanmış. Çoğu yerde sizi korkutmayı başarıyor. Gerek sesler olsun gerek yaratıkların çıktığı yerler çok iyi. Kar ve tipi efekleri çok sağlam. Dışarıda çok gezdiğiniz zaman donma ihtimaliniz var. Binaların içleri ve ışıkların haraketleri çok iyi. Yani grafikler güzel belki daha iyi yapılabilirdi ama yeterince iyi. Oyun boyunca yanınızda birçok asker bulunuyor. Bunların sanal zekasıda hiç fena değil. Yaratıkları gördükleri zaman tırsabiliyorlar. Hatta yerde yatan parçalanmış bir ceset görünce kusuyorlar. Zaman zaman kendilerini kaybedip etrafa ateş edebiliyorlar. Bu tür durumlar için Adrenalin denen bir iğne yapılmış. Bu iğneyi yaptığınızda sapıtmış olan takım arkadaşınız normale dönüyor. Birde Blood Test denen bir alet var. Takım arkadaşınızın normal olup olmadığını test ediyor. Bunların dışında bildiğimiz sağlık çantası, fener gibi aletlerde var. Silah yönünden de çok zenginiz. Makinalıdan shootguna snipera kadar birçok silah var. Herhangi bir yaratık gördüğünüzde adamınız direk ona nişan alıyor. Size sadece ateş tuşuna basmak kalıyor. Bazı yaratıklar normal mermi ile ölürken bazılarınında kalan son canlarını ateş ile almanız gerekiyor. Filmde görünen bazı yaratıklar tıpa tıp şekilde oyuna aktarılmış. İlerledikte daha ilginç ve daha iğrenç yaratıklarla tanışacaksınız.
UYARI! kalp hastaları oynamasın
Oyunda yüklemeler çok kısa sürüyor. Bu çok büyük bir artı çünkü bol bol tekrar yüklemeniz gerekiyor. Eksikliklerden biri karakterinizin zıplayamaması. Belli bir yerin üstüne çıkamıyor. Nesnelerin %95′ i etkileşimsiz. Yani ateş edince kırılmıyor. Yada bir sandalye asla yerinden kımıldamıyor. İşin ilgiç yanı biraz ilerlediğinizde ufak bir bulmaca için ateş ettiğiniz koliler kırılıyor. Biraz ikilem var ama olsun. Konu çok şaşırtıcı. Asla nereden ne çıkacağını bilemiyorsunuz. Save yapmak için alete yanaştığınızda aniden bir yaratık size saldırabiliyor. Oyun boyunca kanki diye takıldığınız takım arkadaşınız birden bire yaratığa dönüşüp size saldırabiliyor. Bunların yanında bazı bölümlerde boss yaratıklar geliyor. Ara sıra öldürmesi çok zor oluyor ve insanı sıkıyor. Takım arkadaşlarınız genellikle iş güç sahibi. Mesela bazısı bozuk mekanizmaları tamir edip düzeltirken bazısıda doktor olarak devamlı sizi iyileştiriyor.
Son Sözler
The Thing çok beklenen ve beklentileri karşılayan bir oyun. Birçok mekanda ciddi şekilde stres oluyorsunuz. Sadece yaratıklar değil virüs kapmasınlar diye takım arkadaşlarınıza da dikkat etmeniz gerekiyor. Gerçi oyunda öldürdüğünüz arkadaşlarınızın haddi hesabı yok ama olsun genede dikkat edin siz. Sistem olarakta oyun çok şey istemiyor. Buna karşın grafikler ve sesler gayet tatmin edici. Gerek konu olsun gerek mekanlar gerek de atmosfer bu oyunu kendi türünde bir numara yapmaya yetiyor.