The Walking Dead: Survival Instinct

Bir uyarlama oyunla yine birlikteyiz sevgili MK okurları. Çoğu zaman olduğu gibi firmaların, “Ya belki iyi satar”, “belki de isminden satar” düşüncesiyle TV dizisi, film ve kitap lisansları alıp, zamanı geçmesin diye hızlıca oyun yapma alışkanlıkları hala sürüyor. Bu sefer kurban ise TV dizisi “The Walking Dead”.

Biliyorsunuz ki The Walking Dead’in geçtiğimiz dönemde bir adventure oyunu yapıldı. Oyun çok başarılı oldu ve birçok yerden “Yılın Oyunu” ödüllerini bile topladı. Bu başarının “The Walking Dead” ismiyle tamamen ilgili olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü aynı isimle yola çıkan “Survival Instinct”, tamamen bir hayal kırıklığı.


Zombiler yesin beyninizi

Survival Instinct, The Walking Dead izlemeyenler için hiçbir şey ifade etmiyor. En azından hâlihazırda izlemiş olmanız veya izlemeye başlayacak olmanız gerekiyor. Oyun, dizinin öncesini konu alıyor ve diziye bağlanıyor. Survival Instinct’te Darly Dixon karakterini oynuyorsunuz. Dizide de önemli bir rolü bulunan Darly’i canlandıran Norman Reedus, oyunda hem kendi görüntüsünü hem de sesinin kullanılmasına izin vermiş. Bununla birlikte Daryl’ın sinir bozucu kardeşini oynayan Michael Rooker da ses ve görüntüsüyle oyunda yer alıyor. Buraya kadar her şey iyi, umut verici ve güzel görünüyor. Ancak maalesef buraya kadar.

Bir FPS’den ne beklersiniz? Günün standartlarında veya biraz ötesinde bir grafik motoru, yenilikçi bir oyun dinamiği veya hiç olmadı iyi bir hikâye. Örneğin Call of Duty serisi, bunu hikâyesiyle başarıyor. Battlefield serisi ise grafik motoruyla bunu başarıyor. Fakat The Walking Dead: Survival Instinct, bu üçünü de tam anlamıyla başaramıyor. Öncelikle grafik motoru, oldukça tarihi geçmiş bir durumda. Optimizasyonu bile yapılmamış. Hatta oyunu konsolda oynarsanız, görsellere baktıkça “Ben bu oyunu neden satın aldım?” deyip duracağınızı söylememiz gerekiyor.

Grafiği geçtikten sonra oyun dinamiklerine gelelim. Bir FPS oyunundan yüksek dozda aksiyon bekliyor olabilirsiniz. Ancak Survival Instinct tamamen bir hayatta kalma ve gizlilik oyunu. Bu bir sorun değil aslında. Sonuçta FPS olarak bir survival oyunu pek fazla görmedik. Sağlam bir isimle de karşımıza çıkması umutlarımızı yükseltti. Ancak oyundaki tasarımsal sorunlar, bu tür yenilikçi oynanışın da önüne geçiyor. Örneğin etraftan bolca eşya toplayabiliyorsunuz. Kuru yiyecek poşetleri, enerji içecekleri, boş şişeler gibi birçok eşyayı toplayıp, farklı amaçlar için kullanabiliyorsunuz. Tabi bunların yanı sıra birçok silah da bulunuyor. Ancak hayatta kalma oyunlarından bildiğiniz gibi silah kullanımı, hayatta kalma sürenizi de kısaltıyor. Zombilerin arkasından gizlice yaklaşıp öldürmeli, geçemeyeceğiniz kadar kalabalık grupların ise dikkatlerini boş şişelerle dağıtmalısınız. Bu ve benzeri güzel dinamikler, ne yazık ki yanlış uygulamalar nedeniyle boşa gitmiş tasarım konuları olarak kalmış. Zombilerin dikkatlerini dağıtmak yerine yanlarından koşarak geçebiliyor, bir arabanın veya yükseltinin üzerine çıkıp tek tek haklayabiliyorsunuz.

Survival Instinct’teki bir diğer başarısızlık ise hikâyenin eksikliği. Doğru düzgün bir hikâye oturtulamamış. Sadece ordan oraya kurtulma ümidiyle gidip duruyorsunuz. Tek farklılık aradaki kısımları nasıl geçeceğinizin size kalmış olması. Ancak yine de yapacağınız plan, sonucu etkilemiyor.

Bu ve benzeri oyun dinamikleri iyi düşünülmüş durumda, ancak uygulamaya düzgün şekilde geçirilmemiş. Geliştirici Terminal Reality, büyük ihtimalle oyunu geliştirdikleri kısa zaman diliminde ve çıkış tarihini geciktirmemek için elinden geleni yapmış.

Zombiler beynimizi yedi bitirdi

Kısacası The Walking Dead: Survival Instinct, güzel fikirler barındıran, ancak uygulamaya berbat şekilde geçirilmiş bir yapım. Tüm bunların üzerine hikâyenin noksanlığı ve berbat bir grafik motoru da eklenince, dizideki aktörlerin seslendirmeleri bile oyunu kurtarmaya yetmiyor.

Eğer The Walking Dead hayranı ve takipçisiyseniz, hikâyeyi az daha derinleştirmek için Survival Instinct’i deneyebilirsiniz. Ama paranıza yazık da olacağını söyleyelim.

Exit mobile version