Tomb Raider: Underworld

Lara, 8. oyununa adım atıyor. Aradan 10 yılın üstünde bir zaman geçmesine
rağmen hala, her oyunda biraz daha güzelleşiyor. Serinin geçmişini bilmeyen pek
az oyuncu vardır, ama ufak şekilde özetleyecek olursak, adeta son 3 yılda seri
küllerinden yeniden doğuyor diyebiliriz. Bu yeniden doğuşun son oyunla da devam
ettiğini yazının ilerleyen bölümlerinde tamamen anlayacaksınız.

Tomb Raider: Legend ile dirilişin başlayacağı aslında beklenen bir durumdu,
çünkü oyunun yapım ekibi değişmiş ve yeni yapım ekibi olan “Crystal Dynamics”
verdikleri her demeçte Tomb Raider’ın özüne döneceğini ve bunu günümüz
teknolojisi ile harmanlamak istediklerini vurgulamışlardı. Nitekim yapım çıktı
ve aldığı yüksek notlar güzel oynanabilirliği ile hem fanatiklerini hem de oyun
severleri genel anlamda çok mutlu etti. Her başarılı oyun gibi devamının yolda
olduğu haberi de yinelendi. Tomb Raider: Underworld gelmeden önce 10. yıl adına
ilk Tomb Raider’ın yenilenmiş “Remake” adı verilen versiyonu piyasaya çıktı ve
yeni nesil teknoloji ile harmanlanmış hali gerçekten büyük ilgi gördü.

Sonucunda herkesin giderek daha fazla istek konumuna, sabırsızlanmasına neden
olan iki güzel oyun ile “Crystal Dynamics” adeta seriyi yeniden yarattı. Her
şeyin daha güzel olması için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlardı ve
etmeliydiler.

Güzellik ve keşfedilmeyenin harmanı

Yavaş yavaş demoya gelecek olursak, demonun genel olarak beni tatmin ettiğini ve
oyunun gene büyük ilgi toplayacağını şimdiden söyleyebilirim. Son oyunun fazla
konusunu açık etmek istemediğimden, yüzeysel olarak Maya uygarlıklarına dayanan
konu üzerinden, Vatikan gibi yerlerden, Meksika sınırlarına kadar uzanan bir
hikayeyi kontrol edeceğimizi belirteyim.

Demoda denizin ortasında güzel bir manzara ile açılışı yapıyoruz, artık deniz
altında çok daha fazla zaman geçireceğimizi, denizin altındayken işe yarayan,
bir nevi hava barımızın çok uzun süre yeterli geldiğini söyleyerek açıklığa
kavuşturmalıyım. Demoya başlar başlamaz hissedilen şey yeni nesil teknoloji ve
Legend ile gelen Lara’nın animasyonlarındaki ağırlığı ortadan kalktığı
hissediliyor. Daha hızlı daha hareketli bir oynanış ile suya atlar atlamaz zaten
kıvraklık kendini belli ediyor. Su altında ateş etmek, gerçekçi olarak daha kısa
menzilli olmuş. Su yüzeyindeyken animasyonlar Legend’tan bir adım önde. Denizden
kurtulup işin macera kısmına girdiğinizde ise git gide adeta size ufak ufak
oyundaki değişimler hissettirilmeye başlıyor.

Kayalara tırmanırken animasyonların yenilenmesinden, ince bir tahta üstündeyken
fizik dengesini sağlayabilmeye kadar her şey yenilenmiş. Bu anlattıklarım oyunun
görsel yönü değil, çünkü bunlar tamamı ile oynanışa etki etmiş durumda. Demonun
ortalarına geldiğimizde birkaç kaplanın saldırısında yaptığımız hareketler, ateş
ederkenki zıplamalar ve Legend’taki gibi kafaya isabet eden atışlar çok daha
hızlı olmuş durumda.Animasyonların, ateş hissinin ve tüm genel hareketlerin
hızlanmasının üstüne eklenebilecek en yeni özellik ise, Lara’nın ortam ile
etkileşim içinde olması. Ormanda yürürken ya da çatışma ortasında bir yerlere
koşarken, otlar çalılar Lara’ya engel teşkil ediyor ve otlar Lara’nın vücuduna
göre gerçek zamanlı olarak sağa sola yatıyor, hareket ediyor.

Dahası artık tamamı ile yeni silahsız saldırılarımız var, bu koşarken
karşımızdakine uçan tekme atmaktan tutun, elimize aldığımız bir sopa ya da başka
bir şey ile birilerinin kafasına vurmamıza kadar değişebiliyor. Ama sakın
gözünüzde büyümesin, çünkü çok basite indirgenmiş, fakat çok işe yarayacağı
gerçek bir şekilde oyuna yedirilmiş. Örnek vermek gerekirse Lara ile normal
olarak koşarken GamePad üstündeki Y tuşuna basarsanız (Xbox demo örneği
PlayStation’da muhtemelen Üçgen olacaktır) baktığınız yöne doğru hafif gibi
duran, ama etkili kullanılırsa çok işe yarayacak bir uçan tekme attığını
görürsünüz.

Buna ek olarak artık sağda solda bulduğumuz sopa ve çubuk benzeri parçaları
sütunlardaki kırıkların ya da oyukların içine sokup üstünde durabilirsiniz.
Üstünde sallanıp uzak bir mesafeye atlayış yapabiliriz. Bu anlattıklarım gibi
ufak tefek görünen yenilikler, aslında oynanışın tamamen hızlandığı serinin bu
son oyununda, çok güzel keyifli dakikaları bize yaşatacağı gerçeğini açıklıyor.
Son olarak da tırmanış şekillerinde artık bilek hareketleri çok çok açık şekilde
gözler önüne seriliyor. Tomb Raider oyunlarında birçok kez şuraya tutunup üstüne
çıkabilirdik dediğimiz genişlikteki çıkıntılarda, Lara artık sırtını duvara
verip ileriye doğru daha uzun atlayışlar yapabiliyor. Bu da daha önce
bahsettiğim animasyonlardaki hareketliliğin ve hızın getirdiği yenilikler ile
daha çok farklı hareketin bize sunulduğunu bir kez daha ispatlıyor.

Daha fazla aksiyon mu? Yoksa macera mı?

Oyuna başladığımda açıkçası demo olmasına rağmen aksiyon ve maceranın dengeli
verildiğini hissettiğimi söyleyebilirim, ama çoğu insanın daha çok ilk
zamanlardaki Tomb Raider oyunları gibi, oyunun insanlar ile değil de doğa ile
olan mücadelesi ve buna göre doğadaki varlıklar ile olan aksiyon girişimlerini,
macera daha fazla gibi yorumlayabilir. Zaten birçok Tomb Raider fanatiğinin
istediği de buydu. Ama bana en azından demodaki bu bölüm çok dengeli bir
oynanışın olduğunu ve her bölümde bunun böyle olacağını hissettirdi.

Oyundaki etkileşimin artması, artık oyun içindeki gizemlerin, bulmacaların hatta
ve hatta yolumuzu bulmamıza bile etki edebileceğini akıllara getiriyor. Çünkü
oyundaki ortamlar gereği bulunan vazo ve kırılabilecek heykeller içinden,
anahtar ya da gizli eşyalar çıkabiliyor. Bu her bölümde yaratıcıların bize bunu
kullanarak bölümler içerisindeki gidişatımızı belirleyebileceği durumunu
akıllara getiriyor.Atmosfer ve sunum teknoloji ile birlikte

Oyunun her şeyden önce Tomb Raider ismini hakkı ile kaldırdığı ve serinin
yeniden dirildiği son iki oyununun yükselişini devam ettireceği açık. Özellikle
sesler ve ortama uygun o mistik müzikler cidden kulakların pasını almakta
birebir. Kuş sesleri denizin dalgaları ile birleşirken, arka plandan daha kısık
bir sesle gelen o otantik müzik zaten Tomb Raider sevseniz de sevmeseniz de
gördüklerinizden etkilenmenize birinci dereceden yardımcı oluyor.

Sesler konusunda başarılı sayabileceğimiz oyun, müzikleri ile daha bir demo
bölümünde harika iş çıkartırken grafikler biraz can sıkabilir durumda görünüyor.
Yapımda ciddi anlamda bir istikrarsızlık söz konusu. Örnek vermek gerekirse
demoda başladığımız yer karşımızdaki yüksek kayalıklar, denizin üstten görünüşü,
suyun altındaki başarısı ortada; ama ne zaman kayalar ile yakınlaşıp tırmanmaya
kalktınız ve işin özü karaya ayak bastınız özellikle kaplama sorunları özensiz
filtre görüntüleri biraz can sıkıyor. Girdiğiniz bir kapalı mekandaki güneşin
duvar yarıkları içinden süzülmesi harika bir görüntü yaratırken, gene birkaç
hareket ile aktif etmeniz gereken bir kalın halatın yanına geldiğinizde
kaplamalar can sıkıyor. Arada sırada kameranın sapıtmasıysa, artık Tomb Raider
tarzındaki oyunlardan alıştığımız bir durum olduğundan, fazla değinmek
istemedim. Yinede arada bir kameranın kontrol dışı kaldığı bir gerçek ve görüşü
kısıtlaması çok nadirde olsa sonucu tekrardan oyunu load etmeye götürebiliyor.

Tomb Raider: Legend üzerine çok fazla bir şey koyamamış gibi görünen Underworld,
demo içersinde bazı yerlerde görsel olarak çok iyi iş çıkartsa da, genel olarak
fazlada ileri gidememiş gibi duruyor. Frame Rate sorunu olmaması bir artı olarak
görünebilir, ama Legend ile gelen bu yeni grafik motorunun, çok daha fazlasını
yapabilecek hem sistem gücü hem de yapımcı kalitesi mevcutken, fazlada ileri
gidememesi cidden can sıkıcı bir durum. Açıkçası ses ve müziklerdeki başarı,
görsel anlamda bulunmuyor. Çevre etkileşimi dışında, çok da göze güzel
görünmeyen demo bölümü ortalama sıfatının üstüne çıkamıyor. Ümidimiz her bölümde
bu gibi durumların olmaması üzerine. Demo versiyonların bazen bilinçli olarak
detaylardan yoksun olarak piyasaya girdiği birçok oyunda görünmüştür. İçerisinde
HDR teknolojisinin neredeyse kullanıldığına inanmamak üzere olduğumu
belirtebilirim, ciddi anlamda Legend’tan fazla ileri gidememiş bir görsellik ile
karşı karşıyayız.

Tüm bunlara ek olarak “Hiç mi?” sorusu aklınıza gelmiş olabilir, ama o kadarda
olmadığını belirtmek isterim. Lara ormanda koşmasının karşılığını üstünün
başının, elinin yüzünün kirlenmesi ile alıyor. Suya girip çıkınca temizlenmiş
oluyor, bunlar gibi ince detaylarda oyun motoru tarafından bizlere sunulmuş
durumda.

Her şeyi ele aldığımızda demodan çıkan sonuç Tomb Raider ismini seven veya yeni
başlayacak herkesi memnun edecek türde. Gerçekten serinin son oyunu dirilişin
yeniden doğuşun devam edeceğinin en güzel habercisi diyebiliriz.

Exit mobile version