Total War: Shogun 2 – Fall of the Samurai

Creative Assembly’nin yeni epik hikayesi Shogun 2 için çıkan son ek paket Fall of the Samurai artık bizlerle birlikte. İlk göz ağrısı Shogun için elde edilen ilgiyi hiç unutmayan Creative Assembly’nin bu yeni oyuna gelen son ek paketi de tıpkı Rise of the Samurai gibi başlı başına bir oyun olmuş. Peki Shogun 2 gibi beklentileri tam anlamıyla karşılayan bir ek paket mi? Gelin bir bakalım.

Bir kılıç vardır bir de katana
2003 yılında akiyon oyuncusu Tom Cruise’un başrolünde rol aldığı Son Samuray ile aynı hikayeye sahip olan Fall of the Samurai, Shogun 2’den 300 yıl sonrasında geçiyor. 1868 yılında Japonya’’daki Boshin Savaşı sırasında geçen olayları temel alan ek pakette her tekere çomak sokmayı seven Batı’nın Japonya’ya da bulaşması ile ortaya çıkarttığı karışıklığı yaşatıyor bizlere. Batı ile yapılan anlaşmalarla çaktırmadan esi hale düşmeye başlayan Japonya’da Tokugawa Shogunate’e karşı sevgisizlik boy göstermişti. Güneyli birkaç klan en sonunda imparatora karşı ayaklanma başladı.

İşte biz de bu şekilde oluşan bir gelişmede oyundaki altı fraksiyondan bir tanesini seçerek Japonya’nın geleceğinin Batı’nın eline mi geçeceğini yoksa Japon geleneklerinde mi kalacağını belirleyeceğiz.

Yeni DLC’nin esas özelliği iç savaşta birisi geleneklere diğeri yeniliğe bağlı kalan iki ayrı görüşü oynamak olsa da mekanik açıdan bu mantık oldukça sık bozulabiliyor.

En basitinden samuraylar tarafını seçtiğinizde aynı görüşteki diğer fraksiyonlar size çok sık olarak savaş açıyorlar. Eğer daha kendi aramızda birlik olamayacaksak ne diye savaşıyoruz ki?

Evet, kendi aramızda çatışmaların olması normaldir lakin oyunun başından beri itibaren ve sıklıkla karşımıza çıkan bu durum hikaye mantığı açısından pek yerini bulmamış gibi. Yani Fall of Samurai de kısa bir süre içinde klasik Total War oynanış mantığı olan senden olmayan herkes düşmandır mantığını size sunuyor.

Neyse ki ilerleyen zamanlarda artık iyice güçlendiğinizde bu dertten kurtuluyorsunuz. Nitekim sağlam bir duruma geldiğinizde diğer klanlar kendi aralarında savaşırken sizlere dokunmamaya  özen gösteriyorlar.

Tom Cruise görse ağlardı kesin
Oyunda teknik anlamda fazla bir değişiklik olmadığını gördüğümüz Fall of Samurai’nin grafik ve ses kalitesi ana oyunu kadar sağlam. Bu DLC’de eklenen top ve tüfek sesleri de oldukça başarılı   şekilde hazırlanmış.

Öte yandan oynanış kısmındaki diğer bir değişiklik de ajanlar tarafında, gerçi değişiklik yerine eklentiler demek daha doğru olur.  Ön incelememizde de belirttiğimiz bu grubun içerisine artık Foreign Veterans, Ishin Ishi ve Geisha’lar da bulunuyor.

Bu zamana kadar ki Total War oyunlarında bu ajanları ne kadar kullandığınızı bilmiyorum ancak yeni DLC ile gelen ajanlar oldukça etkili işler yapıyorlar. Foreign Veterans adlı batılı askerler ordunuzu eğiterek savaş dışında da rütbe ve tecrübe almasını sağlıyor. Bu şekilde ordunuzu adam kaybetmeden daha karlı bir şekilde üst seviyeye taşıyorsunuz Ishin Ishi’ler topraklarınızdaki mutluluk oranını arttırırken ayaklanma tehditlerini de eritiyor. Böylece gerek yeni elde ettiğiniz bölgelerin sizin liderliğinize uyum sağlaması daha çabuk oluyor hem de sizin kontrolünüz altında olmayan dost bölgeleri savaş açmadan ele geçirme özelliğinden faydalanabiliyorsunuz. Geisha’lar ise lokal ekonomiye katkı sağlarken ordular üzerinde de etkili oluyor.

Ajanlar kısmı haricinde oyunda döneme ilişkin 39  yeni birim, on farklı buhar gücü ile çalışan demir  zırhlı gemi de mevcut.

Elbette DLC’nin mantığına uygun olarak bu yeni birimler ve teknolojilerin varlığı, sizin batıya ne kadar ilgi gösterdiğinize göre değişiyor

Muhafazakar Japonya vs. Modern Japonya
Her ne kadar Fall of Samurai’nin baş kahramanları samuraylarmış gibi gözükse de esas kahraman teknoloji, yani sanayi devrimi.

Oyunun esas anlatmak istediği nokta da geleneklerine bağlı, eski klasik ancak yeniliklerden ve teknolojiden uzak bir Japonya mı, yoksa batının kuklası haline gelmek üzere olan ve onun tarafından kullanıla, öte yandan çağın gerisinde kalmamış bir Japonya mı?

Nitekim bunun hem seçtiğiniz fraksiyon ile hem de oyun içinde gittiğiniz yol ile belirliyorsunuz. Her yeni gelişmiş bina inşaatında oyun size modernizasyon puanları veriyor.  Bu puanları kullanarak yen teknoloji tier’lerine ulaşıp farlı teknolojiler açabiliyorsunuz. Bu şekilde daha güçlü bir ordunuz ve daha iyi bir ekonominiz oluyor lakin hikayenin mantığına göre siz artık Japonya olmaktan çıkıyorsunuz. Çünkü siz teknolojide ilerledikçe halkınız arasında huzursuzluk boy göstermeye başlıyor ve bunlar da isyanlara kapı açıyor.

Eğer hem modern olsun hem de millet mutlu olsun diyorsanız o zaman da Dojos ve Inns tarzı binalar yardımınıza koşarak modernizasyon puanınızı düşürüyor.

Gözden uzak, dağlık Japonya
Fall of the Samurai ile birlikte gelen tek yenilik birim ve gelişim yapısında değil, haritamız da biraz genişliyor. Kuzeye doğru açılan haritamızda yeni bölgelerle birlikte yeni savaşlar da bizlere göz kırpıyor.

Öte yandan liman şehirlerine artık toplar yerleştirebiliyorsunuz. Bu şekilde şehrinize saldıran bir gemiye otomatik olarak ateş ederek korumaya sizden izin beklemeden başlıyorlar. Kalelerinize de yerleştirebileceğiniz bu toplar taktiksel haritadaki savaşları da oldukça değiştiriyor.

The Fall of Samurai’de savaş mekaniği çok fazla değişmiş olmasa da elbette DLC ve oyunun geçtiği çağa uygun yenilikler mevcut.

Özellikle ateşli silahların gelmesi ile aslında mekanikten çok oynanış olarak strateji haritasında bazı değişimlere gitmeniz gerekebiliyor. Nitekim ateşli silahlar, özellikle toplar bir savaşın sonunu ciddi anlamda belirleyecek unsurlar oluyor.

Hatırlarsanız sizlere ön incelememizde makineli tüfekten bahsetmiştik, işte bu arkadaşları dilerseniz harita ekranı üzerinden dilerseniz FPS görü açısı ile daha gerçekçi bir şekilde yönetebiliyorsunuz. Yine aynı şekilde topların da oyun içinde ciddi anlamda katkısı bulunuyor.

Çok kalabalık bir Japonya
Oyunun muliplayer kısmında ise çok fazla bir değişiklik yok. Yine klasik tutorial ile size oyunun temel ve kritik noktalarını anlatırken tamamen farklı bir haritayı da gözler önüne sunuyor. Bu haritadaki başarımlarınız ile yeni şeyler açılabiliyor. Öte yandan Shogun 2’den beridir süre gelen multiplayer özellikleri ve avatar gelişimi de hala devam etmekte.

Son Japonya
The Fall of the Samurai bizlere hüzünlü, epik ve sağlam bir hikaye ile Japonya’nın bugüne gelene kadar ne aşamalardan geçtiğini anlatıyor. Mekanik açıdan temelde aynı giden oyun üzerine koydukları ile gerek stratejik anlamda gerek uygulamalar anlamında oldukça farklı bir oynanış sunuyor.

Ateşli silahların ve teknolojinin diğer meyvelerinin bir ülkenin çehresini nasıl değiştirdiğini iyice tanıdığımız Fall of the Samurai, abisi Shogun 2 gibi takdiri hak ediyor.

Exit mobile version