Türk Oyun Sektörü için Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeydik

Geçtiğimiz hafta, Merlin’in Kazanı olarak yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydik (KKTC). Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin (DAÜ) nazik daveti üzerine, sektörün önemli isimleriyle beraber hareket edip, güzel bir etkinlik gerçekleştirme peşindeydik. Öyle de oldu. Oyun Sektörü ve Oyun Geliştirme isimli etkinlikte, Türk Oyun Sektörü hakkında herkes görüş ve önerilerini paylaşırken, bir yandan da bu sektörde geliştirici sıfatıyla yer alabilmek için neler yapılabilir, bunlar tartışıldı, çok güzel eğitimler verildi. Tabii hediyeler de cabası. Daha yazımın başında, bu güzel organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum!

Şimdi de gelelim Merlin ekibinin Kıbrıs macerasına ve bu güzel etkinliğin detaylarına.

Murat (Oktay) abi, “Hadi Kıbrıs’a gidiyoruz” dediğinde, acaba yaz tatili erken mi başlıyor bizim için diye düşünmüştüm, yanılmışım, ama hiç de dert değildi. Oyun Sektörü ve Oyun Geliştirme konulu bir konferans olduğunu söyleyince, içimi ufaktan bir heyecan sarmıştı. Evet, heyecan duymuştum ve 9 Mayıs tarihi gelene kadar da giderek arttı o heyecan. Nasıl artmasın ki? Birçok oyuncu gibi benim de büyük merakla beklediğim, her yeni bilgisini sizlere sunmaya çalıştığım Civilization of Ottoman (COO) ekibinden Gürcan Serbest ve Yiğit Ergenç de orada olacaktı. Bu bile benim için yeterliydi. COO’nun arkasındaki ekip TOGOG’un yanında, Mount & Blade serisiyle büyük başarı yakalayan Taleworlds ve oyun geliştirme danışmanı Fasih Sayın da etkinliğe destek veren isimlerdendi.  Karabük Üniversitesi Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Kulübü de katılım gösterenler arasındaydı. Dolayısıyla heyecanlanmamak mümkün değildi!


Bu yol, KKTC’ye gider!

Doğrusunu söylemek gerekirse, uçakla seyahat etmekten pek hoşlanmıyorum. İşe bakın ki şimdiye kadar yaptığım iki uçak seyahati de Kıbrıs’la alakalıydı; biri gidiş, diğeri dönüş için. Üçüncü uçak seyahatim de Kıbrıs’a düşünce, gerçekten Kıbrıs’ın beni istediğini hissettim.

Ekibimizden Murat Oktay ve Özgür Yıldız ile birlikte, tüm malzemelerimizi toplayıp, yola koyulduk. Ben uçak korkumu farklı düşüncelere dalarak yenmeye çalışırken, herkes bir hayli keyifli görünüyordu. Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından, Ercan Hava Limanı’na iniş yaptık ve fark ettik ki Fasih Sayın da bizle aynı uçaktaymış. İlginç bir karşılaşma oldu. Gece 23:00 sularında indiğimiz hava limanında Sezer Şener karşıladı bizi. Kendisi Emu Game Platformu’nun başkanı ve gayet güzel karşılandık. Etrafa biraz baktım da, sanki biraz özlemiştim buraları. Aracımızla otelimize giderken, geçen sene bu topraklarda asker olduğum geliyordu aklıma. Otele vardığımızda da, ertesi günkü güzel organizasyon için hazırlanma ve dinlenme vaktiydi.

Not: Hayır, kesinlikle işten kaytarmadık ve hemen uyuduk!

Sabah olur, Doğu Akdeniz Üniversitesi bizi bekler

Kahvaltı için aşağıya indiğimizde, TOGOG ekibiyle bir araya geldik. Gürcan Serbest ve Yiğit Ergenç, gayet güler yüzleriyle karşımıza çıktı. Bir an evvel yemekleri bitirip, yola koyulmak gerekiyordu. Benim aklım ise, Gürcan’ın omuzundaki laptop çantasındaydı. Acaba o uzun süredir beklenen Civilization of Ottoman, onun içinde miydi? Henüz bilmiyordum, ama öğrenmek için her şeyi yapacaktım.

Güneşli bir günün öğlen öncesi saatlerinde vardık Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne. Ne kadar şanslıyız ki bizi güler yüzlü insanlar karşılamaya devam ediyordu. Üniversitenin Öğretim Görevlisi Altuğ Işığan, bizi çok sıcak karşılayanlardandı. Dersini bitirir bitirmez bize katılması mutluluk vericiydi. Teşekkür ediyorum değerli hocam!

Ders başlıyor!

Etkinliğin ilk gününde TaleWorlds Entertainment ekibinden Ali Erkin ve Mustafa Önder vardı. Biliyorsunuz TaleWorlds, dünyaca ünlü Mount & Blade serisinin arkasındaki ekip. İkinci gününde ise, sahneyi TOGOG’tan Gürcan Serbest aldı. Serbest, daha önce de yaklaşık beş bin kişiye eğitim semineri olarak verdiği Unity 3D derslerini işledi. Ertesi günün ilk konuğu, yine TOGOG’tan Yiğit Ergenç’ti. Autocad ve 3DS Max programları üzerine eğitim veren Ergenç’i, ben de baştan sona kadar izleme fırsatı buldum. Öğrenci arkadaşlarımız da önlerinde laptopları ve açık olan programlarıyla birlikte dikkatli şekilde Ergenç’i takip etti. Ders konumuz; önce basit üç boyutlu bir modelleme yapıp, ardından ona kaplama eklemekti. Aşama aşama her detaydan söz eden Ergenç, sık sık soru sormayı ve takılan arkadaşlarımıza yardım etmeyi de ihmal etmedi. Bir an bende bile 3D modelleme yapma istediği uyandı diyebilirim.

Yaklaşık üç saat süren bu keyifli dersin ardından sıra bizdeydi. Merlin ekibi olarak Fasih Sayın ile birlikte oyun sektörümüz, geleceği, neler yapabileceğimiz ve şu an var olan sorunları üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Dünya oyun sektörünün değeri on milyarlarca dolarla ölçülürken, neden bizim de bu pastada payımız olmasın ki? Zaten bunun için buradaydık, adımlarımızı daha hızlı atmak ve birbirimize destek olmak için. Yapılan çok güzel çalışmalar var. En yakın örneklerden biri de Civilization of Ottoman. Önümüzdeki dönemde sadece Türk oyun sektörünün değil, dünya oyun sektörünün de dikkatini çekebilecek bir proje. Ve tabii istekle çalışan birçok yerli oyun yapımcısının yeni projeleri…

Sohbet esnasında hep biz konuşalım istemedik, ara ara dinleyici arkadaşlarımızın soru ve önerilerine göre de farklı boyutlara çektik sohbeti. E3’te göreceğimiz oyunlar, yeni God of War ve Grand Theft Auto 5’in bilgileri gibi aşamalar oldu. Detay verme konusunda Fasih Sayın’ı görmeliydiniz diyorum. Verdiği farklı örnekler, kesinlikle dinlenmeye değerdi. Ayrıca zaman zaman Gürcan Serbest ve Yiğit Ergenç’in de katılımlarıyla tam bir konu zenginliği oluşturabildik diyebilirim.

Bağımlılık kimin sorunu?

Dinleyici arkadaşlarımızdan gelen en dikkat çekici soru, “Oyun Bağımlılığı” sorusuydu belki de. Arkadaşımız, küçük kardeşinin çok oyun oynadığından, bu sebeple de başta dersleri olmak üzere birçok ihtiyacından mahrum kaldığını söylüyordu. Peki bu konuda eğitimi aile mi vermeliydi, yoksa devlet mi? Biliyorsunuz, bir de “Internet Sansürü” uygulaması bulunuyor.

Eğer küçük veya büyük yaşta bir oyuncu, çok fazla zamanını bilgisayar/konsol başında geçiriyorsa, bu tabii ki hoş bir durum değil. Onu eğitme görevi, burada aileye düşüyor. Peki eğer aile bilinçli değilse ne olacak? İşte burada da devletin vermesi gereken eğitimler giriyor devreye sanırız. Zira bilgisiz birçok aile, kolaya kaçmayı sevebilir. “Eğer bilmiyorsam ve ben bu kötü diyorsam, kötüdür” mantığıyla yaklaşılabilir. Eh, bu durum da özellikle küçük yaştaki oyuncu arkadaşlarımızın merakını iyice artırabilir.

Tabii bir diğer konu da oyunların bizler için tehlikeli/etkileyici olup olmadığıydı. Yerli ve yabancı medyada belki de yüzlerce kez oyunlar suçlu ilan edildi. İşlenen suçların sorumlusu olarak defalarca video oyunlar gösterildi. Biz henüz yabancı oyun pazarları kadar büyük bir pazar değiliz ve belki de yerli basında da olan bu sabit düşünce sebebiyle pazarımızı daha hızla geliştiremiyoruz. Sonuçta bilinir olmak, yapılan işleri tanıtmak çok önemli.

Televizyon ve gazete gibi milyonlarca insanın evlerine ulaşan yayın araçlarında video oyunları kötüleniyorsa, bu her zaman 1-0 geriden geleceğimiz anlamına geliyor, ya da geliyor”du” diyelim ve geleceğe umutla bakalım. Oyunların yararlarından bahsedelim. Evet, bahsettik de zaten! Oyun oynamak zeka ve dikkat seviyesini geliştirdiği gibi, sorun çözme ve aynı zamanda yabancı dil öğreniminde de büyük katkılar sağlıyor. Bu kadar eğlenceli başka bir eğitim yöntemi biliyor musunuz?

Herkesin ortak görüşü, ileriye dönük çok güzel işlerin çıkacağı ve sektörümüzün hiç olmadığı kadar büyüyeceği yönündeydi.

Yaklaşık beş saat süren birlikteliğimizin finalinde plaketlerimizi aldık ve bol bol fotoğraf çekildik. Her ne kadar sahnedeki konuşmamız bitmiş olsa da, fikirler ve sözcükler bitmişe benzemiyordu, ayak üstü de neredeyse bir saat daha gruplar oluşturarak konuşmaya devam ettik. Hatta röportajlar bile verdik. Tabii ki bizi oraya davet eden ve bu güzel organizasyona katkıda bulunanlara da teşekkür etmeyi ihmal edemezdik. Gerçekten herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz! En kısa zamanda yine yapalım!

Mahmut ve Civilization of Ottoman’ı görme çabaları

Etkinlikten arta kalan zamanlarda farklı planlarım vardı tabii! Evet, oyunu görmek için birçok kez çabaladım, fırsat kolladım, ama görmek nasip olmadı ne yazık ki, en azından mevcut halini. Biliyorsunuz Civilization of Ottoman, üzerinde büyük titizlikle çalışılan, tarihi gerçeklerden destek alan bir strateji oyunu ve tamamen Türk yapımı! Bu oyun ile ilgili sitemizde iki tane röportaja da yer vermiştik, dilerseniz göz atarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Benim amacım ise, üzerinde uzun süredir konuşulan bu oyunun yüklü olduğu laptopu ele geçirip, ortadan kaybolmaktı

İçine doğmuş sanırım, Gürcan’ın yanında öyle bir laptop yoktu. Ancak yine de oyuna dair henüz gösterilmemiş yeni modellemeleri ve bir adet kısa videoyu gördüğümü söylemeliyim. Benim gördüklerim gayet güzel çalışmalardı, eminim siz de gördüğünüzde seveceksiniz. Bu arada, oyundaki çok ufak bir atraksiyon için yazılan kod miktarının sayfalarca olduğunu söylemek istiyorum. Büyük bir emek var sizin anlayacağınız.

Modellemeler ve videoyu, yemek esnasında yan yana geldiğimizde görmüştüm. Eğer vakit olsaydı, otel dönüşünde de Civilization of Ottoman’ın Türkçe seslendirmelerini dinleyecektim. Ne yazık ki buna fırsat olmadı. Ek olarak, oyunun geliştirilmesinde kullanılan kaynak dökümanlar da bir hayli fazla. Yine Gürcan’ın söylediğine göre, COO’ın sitesi yapım aşamasında olmasına rağmen hergün binlerce ziyaretçi ağırlıyor, oyunun artık çıkması için baskı yapılıyormuş. Biraz daha sabredin, bu oyunu beklediğinize memnun kalacaksınız arkadaşlar!


Denize gidelim mi?

Yaşanan ilginç bir gelişmeden bahsetmek istiyorum, tabii sevgili Yiğit Ergenç’in de iznini alarak. Etkinliğin bitmesinin ardından büyük bir grup olarak gezintiye çıktık. Eh, Kıbrıs’a gelirsiniz de gezmemek olur mu, olmaz tabii. Hoş sohbetler ve kahkahalarla geçen saatlerin ardından gece 02:30 civarında otelimize döndük ve odalara dağılmaya başladık. Sabah 05:00’te de uçağa gitmemiz için hazır olmamız gerekiyordu. Kimimiz bu kısa süreci uyumak için kullanmak isterken, kimimizin de uyumaya pek niyeti yoktu gibi. Odama girdikten sonra tam uyuyordum ki, kapı tıkırdamaya başladı. Sanki bir kedi, patileriyle kapıya vuruyordu. Açtığımda karşımdaki kişi, Yiğit Ergenç’in ta kendisiydi. Uykuluydu ve omuzunda da bir havlu vardı. Ben, “Fazla diş macunu var mı?” diye sormasını beklerken, “Yüzmeye gidelim mi?” diye sordu. Eğer sabah uçak olmasa seve seve kabul ederdim, ama olduğu için istemedim. Bunun üzerine pes etmeyen Ergenç, sırasıyla diğer arkadaşların da fikirlerini almayı ihmal etmedi, belli ki kimse yanaşmamıştı bu işe. Ben bu durumu kısaca Twitter’da paylaşırken, Ergenç yüzmeye gitmişti bile. Hatta söylediğine göre, denizin ortasında bir kayalık bulmuş ve üzerine çıkmış. Bu esnada benim mesajımı gören sevgili Gürcan da balkondan videoya alıyormuş bu anları ve benim de yüzdüğümü sanmış. Halbu ki ben odamdaydım ve o sıralarda uyuyordum. Sabah tekrar toplandığımızda ise, herkes bu konuyla selamladı birbirini.

Geri dönüş vakti

Oyun Sektörü ve Oyun Geliştirme Konferansı, tek kelimeyle harikaydı. Herkesin güzel ilişkiler kurduğu ve birçok bilgi elde ettiği organizasyon, bence Türkiye’ye geri dönüş için ertesi sabah uyandığımızda aklımıza ilk gelen ve bizi mutlu eden unsurdu. Tekrardan herkese çok teşekkürler. En kısa zamanda tekrar yapalım!

Ekleme: Belki de önümüzdeki Sonbahar döneminde güzel bir etkinlik daha olabilir belki. Bekleyelim en iyisi.

Minik notlar:

* Mahmut, normal toplam değerleri 1 TL bile olmayan küçük pet şişe su ile, küçük meyve suyuna 15 TL verdi. Evet, otel tarifesi başka.
* Özgür, otel odasında iki saat aramasına rağmen priz dönüştürücüsü bulamadı. Oda servisini çağırdığımızda, gelen görevli 30 saniyede buldu ve taktı.
* En farklı örneklemeler kesinlikle Fasih Sayın’a aitti.
* Yiğit Ergenç, hem imajı, hem de bilgileriyle dikkat çeken bir profile sahip.
* Murat Oktay, yaptığı konuşmayla beğeni topladı. Ayrıca kamerasını da elinden düşürmeyerek Merlin’e Sorun’u çekti.
* Karabük’ten gelen öğrenci arkadaşlarımızla iyi vakit geçirdik. Bol bol fotoğraf, bol bol sohbet ettik. Yolda yürürken bile.
* Gezdiğimiz mekanlarda genel olarak Wi-Fi sorunu vardı, buna hiçbirimiz memnun olmadık.
* Kale içi gerçekten çok güzeldi. Gece vakti ayrı bir huzuru var.
* Gece gezisinde panço kıyafetiyle Sezer Şener, büyük ilgi topladı. Ancak o alçak gönüllülüğünden taviz vermedi.
* Doğu Akdeniz Üniversitesi, gidilesi, görülesi, okunulası bir okul.
* Kıbrıs kedileri çok tatlı.

Exit mobile version