Geçtiğimiz günlerde bir dergide çalışan arkadaşlarımı ziyaret ettiğimde bana inanamayacağım bir oyun gösterdiler. Unreal 2. Pre Alfa Release bile değildi ama gördüklerim beni dehşete düşürmeye yetti. Artık hava atmak için mi gösterdiler yoksa gerçekten beni sevdikler için mi bilmiyorum ama şimdi isimlerini vermeyeceğim bu arkadaşlarıma defalarca teşekkür ediyorum.
İlk screenshotlarında gördüğümüz köprü gibi birçok sahneyi içinde barındıran bu oyunu şu ana kadar elleyebilmiş çok az sayıda insandan biri olarak izlediklerimin inanılmaz ötesi olduğunu belirtmek istiyorum.
Demo bile diyemeyeceğim programcıkta henüz hiçbir optimizasyon yapılmamış, ekran kartının tüm özelliklerini sonuna kadar kullanıyor. Bu sebeple test ettiğimiz makinada ki 64 MB’lik GeForce 2 ekran kartını bile zorluyorda zorluyordu.
Oyun yine oldukça büyük haritalar üzerinde idi. Ama beni etkileyen tabii ki de haritaların büyüklüğü değildi. Ekran görüntülerinde gördüğüm ama inanamadığım yüzey kaplamalarını canlı olarak ve nerede ise pixellerini bile fark etmeden dolaşabiliyor olmamdı.
Suyun içinde dolaştığımda su yüzeyine verilmiş parlaklıkları tüm detayları ile görebiliyorsunuz. Bu netlikte bir yüzeye, Quake 3’ün portallarında bile rastlayamamıştık. Nerede ise suyun iç ve dış yüzeyini ayrı ayrı seçebiliyorsunuz. Bunun birde sis efekti ile olduğunu düşünün. Sisin içinden yüzey yüzey değil gerçek dalgalar halinde geçebileceksiniz.
Yine yeryüzü kaplamaları nerede ise birebir aynı. Toprağın kahverengi tonundan, çimenlerin yeşil tonuna kadar tek bir falso gözükmüyordu. Çimenler arasında pamukçuk dediğimiz çiçeklerden vardı. Üzerine ateş ettiğinizde kopuyor ve havalanıyordu. Yine çimenlere ateş edildiğinde kopan parçaları havaya fırlıyor, kökleri ise artık yarım olarak kalıyordu. Daha önceden pekçok oyunda bir yüzeye ateş edildiğinde parçalarının fırladığnı görmüştük. Ama ilk defa fırlayan parçaların ana cisim üzerinden eksildiğni gördüm.
Silah ateş aldığında ortaya çıkan parıltılar biraz fazla geldi bana. Sanki büyü yapmış bir makinalı tüfek gibi idi. Ama bunun oyunun çıkış tarihi olan 2002’nin ilk çeyreğine kadar düzeltileceğine eminim.
Sesler konusunda hiçbir şey söyleyemiyorum ne yazık ki. Ama grafikleri kadar özenli olursa nasıl olacağını siz düşünün artık.
Unreal 2 hakkında ilk elde edebildiğim izlenimler bunlar. Her zaman için görsel bir ziyafet olan Unreal serisi, yeni oyunu ile bizleri ekran başına değil, tamamı ile içine hapsedecek gibi gözüküyor.