Şüphesiz, FPS severlere en önemli hizmetlerden birini Epic Games’in Unreal motoru sunmuştur. Hem motor hem de oyun olarak karşımıza çıkan Unreal’ın son versiyonu “Unreal 3 Engine” (U3E) geçtiğimiz günlerde Gears of War ile huzurlarımızda idi. X360’ın önemli başlıkları arasında yer alan GOW birçok oyunsevere U3E’in gücünü göstermişti. Bugüne kadar U3E için hep Gears of War konuşulmuştu. Bunun en önemli sebeplerinden biri bu oyunun 3 milyondan fazla kopya satmış olması tabii ki. Ama yavaştan asıl oyunu düşünmeye başlamanın vakti geldi hatta geçti bile.
Unreal Tournament’in önceki versiyonlarını oynayanlar ne derece başarılı ve gelişmiş çoklu oyuncu desteğini beraberinde getirdiğini bilirler. UT3’de bu yapı üzerine kurulmuş. Geniş arenalarda kapışmayı sevenlerin favorilerinden olacağı şimdiden kesinleşmiş gibi. Bu tekli oyunculara destek vermeyeceği anlamına gelmiyor tabii ki. Yapımcılar, son derece sağlam bir senaryo ile bu oyuncuları da mutlu edeceklerini söylüyorlar. Buna da en büyük gerekçe olarak, orijinal CD-key ile oyunu yükleyenlerin çok büyük kısmının multiplayer sunuculara bağlanmamış olmasını gösteriyorlar. Demek ki oyuncular evlerinde de tek başlarına oynamayı seviyorlar.
Hikayenin başladığı nokta
İlk Unreal Tournament oyundan sonra, kötü ırk olan Necris’ler yok oluyordu. UT3 ile geri dönen bu ırk, turnuvayı bozuyor ve Taryd gezegeninin tüm enerjisini sağlanyan Tarydium kaynaklarını kendi çıkarları için kullanmak üzere harekete geçiyorlar. Tarydium madenleri askeri birlikler tarafından korunuyor. Ve bilin bakalım bu askeri birlikler ortaya çıktığına göre kim devreye giriyor? Tabii ki biz. Necris tarafından saldırıya uğrayan madenlerimizi korumak zorundayız. Elimize silahımızı alıp, başlıyoruz savunmaya.
Karakter yaratma zamanı
Askerimiz standart olarak gelmiyor. Tüm geçmişini biz belirliyor ve buna göre başlıyoruz. Bu sayede Role Playing öğeleride eklenmiş oluyor. Her ne kadar tekli oyuncu gibi gözükse de yanımızda bilgisayarın yönettiği bir takım arkadaşımız olacak ve birbirimizin arkasını kollamak için gerekirse kendimizi tehlikeye atacağız. Bu bana daha çok Gears of War’u hatırlatsa da yapımcılar altını çizerek, çok daha farklı bir ilerleme ve senaryo modunu sunacaklarını, bu sayede GRAW serilerinde olduğu gibi taktik aksiyon tarzında daha yakın belirtiyorlar. Karşınıza çıkan düşmanları, zorlukları “öyle elde silah önüne geleni öldür” şeklinde aşmanız büyük ihtimalle sonunuz olacak. Ayrıca savaşlarda yapacağınız hamlelerin ilerleyen aşamalarda savaşın tamamı ile farklılaşmasına sebep olacağını da belirtmek lazım. Mesela düşmanın bir teknolojisini çalıp, bunu kendiniz için kullanabilir ya da madenleri ele geçirip, kaşrı tarafı enerjsiz bırakabilirsiniz. Bu gibi hamleler oyunun akışını olduğu gibi değiştirecek. Unutmadan aynı teknikleri düşmanınızda kullanabilir. Bu yüzden UT3’ü daha çok taktik aksiyon olarak adlandırmak doğru olacaktır.Atımı getirin
Şüphesiz Unreal Tournament’ın en önemli ayrıntılarından biri de binek araçlarının çeşitliliği ve işlevselliği. Unreal 2004’de 14 farklı araç kullanıyorduk. Bunlar olduğu gibi UT3’e de gelmiş. Ve hepsi modifiye edilmiş, kullanılış özellikleri farklılaştırılmış. Necris’lerin kullandıkları araçlar daha çok organic canlılar gibi, Axon’larınkiler ise standart ordu araçları gibi olacak. Tabi ki yeni eklenen araçlarda olacak. Bunlardan bir tanesi sörf tahtası gibi olan Howerboard. Son derece hızlı hareket ve manevra kabiliyetine sahip olan bu araçlar, savunmak yaymak ya da kaçmak için idealler. Harita içinde çok rahat dolaşabilirsiniz. Bir kaza kurşunu yemediğiniz sürece sizi koruyacaktır. Tek sorunu üzerinde iken ateş edemiyor oluşunuz. Ateş edememeniz rakiplerinizi öldüremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Bunu birazdan anlatacağım. (bkz. Grapple Beam) Tankların yerini yanlış hatırlamıyorsam 2. Dünya Savaşı’nda Rus’ların olan Goliath tankları gelmiş. Buradaki tek benzerlik isimleri. Zira hem görüntü hem de etki şekli olarak çok daha farklılar.
Hazır ateş etmekten bahsetmişken silahlardan da bahsetmek lazım. UT 2004’de yenilenen silahlar yerine
ilk versiyondaki silahlara dönüş yapılmış. Mesela Lightgun yerine, Sniper Rifle gibi. Az önce söylediğim Grapple Beam’i unutmadınız değil mi? Bu silah ile uzaktaki cisimleri yanınıza çekebileceksiniz. Etki mesafesi 5 mt. Kadar olacak. Bunu birkaç şekilde kullanabileceğiz muhtemelen. İlki rakibinizi sürüklemek için. Bir diğeri ise henüz tam olarak açıklığa kavuşmamakla birlikte, üzerine takılacak bıçak gibi bir aparat sayesinde rakibinizin kafasını uçurabilmenizi sağlayacak. Görülen o ki, oyun için ne üretildi ise hepsi tek bir amaca hizmet edecek. Daha fazla frag…
Oyuna yeni bir modda eklenmiş. Assault ve Onslaught modlarının karışımı olan bu yeni mod “Power Orb” adını taşıyor. Benzin objelerinin etrafında dönen bir oyun olacak. Belli noktaları birleştirerek düşmanınızın üssüne kadar ulaşmanız gerekiyor. Bu noktaları ele geçirdikçe, her power orb’un kendisine ait olan ekstra özelliğine de sahip oluyorsunuz. Son olarakta rakibinizin üssünü havaya uçuruyorsunuz. Diğer modlardan en önemli farklılığı, araçlarınızı kullanarak yapabiliyor olmanız. Yapımcıların henüz tam olarak ne demek istediklerini bilmesekte, önümüzdeki günlerde bu modun tüm detaylarının açığa kavuşmasını bekliyoruz.
Tüm bu anlatılanlar oldukça eğlenceli değil mi? Ama en önemli olduğuna inandığım konuyu en sona bıraktım. O da bölüm editörlerine verilen önem. Birçok oyunun bölüm editöründe ona ait programla dilini öğrenmeniz gerekiyor. UT3’de ise kullanım ve üretim kolaylığına oldukça önem verilmiş. Bu sayede hiçbir bilgisi olmayan oyuncular bile rahatlıkla kendi bölümlerini oluşturabilecekler. Bölüm editörünün kolaylığı sadece programlama ile kalmıyor tabi ki. Yüksek poligon sayılarından dolayı ufak bir objeyi bile oluşturmak uzun vakitler alabiliyor. Ama bu araçlar sayesinde koskoca bölümleri tasarlamak bile birkaç günden fazla süre almayacak.
Oyunun önceki versiyonlarının her çıkışında bir devrim yarattığını hatırlatırsak, UT3’ün de selefleri kadar devrimci bir yapı ile karşımıza çıkacağından emin olabilirsiniz. PC, PS3 ve X360’a çıkacak olan oyun, bir erteleme olmaması durumunda, bu yılın son çeyreğinde bizler ile buluşmuş olacak.
