“Kitabı bitirdiğimde oldukça sinirlenmiştim ve daha fazlasını istiyordum.
Tanrı aşkına yazar bendim! Ve bensiz devamı olamazdı.”
Asimov ikinci dünya savaşı sırasında, henüz 21 yaşındayken yazmaya başladı Vakıf
(Foundation) serisini. Eser ilk önce dergilerde kısa hikayeler şeklinde
yayınlandı. Yaklaşık on sene sonra ise üçleme olarak basıldı. Asimov üniversite
eğitimine başlamıştı ve seriden gelen bir miktar para onu tatmin etmişti. Bu
seri üstüne düşeni yaptı ve burada bitti diyerek kitapları rafa kaldırdı. Ama
yanılmıştı. Okuyucuları kitaba ilgi göstermeye devam ettiler. Seri gün geçtikçe
daha fazla ilgi çekmeye başladı. Öyle ki 1966 da bilimkurgu Oscar’ı sayılan HUGO
ödülünü aldı. Yayınevi devamını yazması konusunda sürekli baskı yapmaya başladı.
Sonunda yapılan maddi ve manevi baskılara dayanamayan Asimov seriyi devam
ettirmeye karar verdi. Ama Vakıf serisini eline almayalı yaklaşık 30 sene
olmuştu ve kendisi de ayrıntıları unutmuştu. Sürekli bu serinin neden bu kadar
tutulduğunu anlayamadığını düşünüyordu. Neydi insanları bu kadar çeken? Seriyi
yeniden okumaya başladı. Kitapları okuduktan sonra ise duygularını yukarıdaki
cümlelerle ifade etti.
İmparatorluk ve Vakıf
Büyük galaksi imparatorluğu Asimov’un sadece vakıf serisinde anlattığı bir yer
değildir. Diğer kitaplarında da bu evreni kullanan yazar imparatorluk tarihine
ilişkin başka kitaplar da yazmıştır. Ve bilimkurgu hayranları için hepsi başucu
kitabıdır. Ne yazık ki bu seriler Türkiye’de şimdiye kadar ciddi bir yayın
politikası altında piyasaya çıkmadı. 1980 li yıllarda, bilimkurgunun yıldızının
parladığı dönemde çıkan eserler mevcut. Ama bunlar serinin tamamı olmadığı için
konunun tamamını kavrayabilmek için yeterli değiller. Zaten bu kitapları bulmak
nerdeyse imkansız. Fantastik edebiyatın yükselişe geçtiği bu dönemde İthaki
Yayınevi’nin Vakıf serisini yayınlayacağı haberi bir çok bilimkurgu hayranını
sevindirdi. Ve ilk kitap geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı. Yayınlanan kitap,
serinin ilk kitabı ama yayınlanış sırası biraz karışık. Yazar ölene kadar
yazmaya devam etti ve seride açık gördüğü yerleri doldurmaya çalıştı. Aşağıdaki
liste kendisinin “Vakıf Kuruluyorken” kitabının orijinalinde yer alan
açıklaması. Yazılışına göre son kitap olan “Forward the Foundation” ilk kitaptan
hemen sonra geçse de ve ikinci kitap olarak görülse de yazarın sıralamasına
sadık kalacağız. (Yazar 1992 yılında aramızdan ayrıldığı için.) Bunun haricinde
“İkinci Vakıf Üçlemesi” adında farklı yazarlar tarafından yazılan bir seri daha
mevcut.
1951 | Foundation | Serinin ikinci kitabı. 1942 – 1944 yılları arasında dergilerde yayınlanan dört bölümlerden oluşuyor. |
1952 | Foundation and Empire | Serinin üçüncü kitabı. 1945 de yayınlanan iki bölümden oluşuyor. |
1953 | Second Foundation | Serinin dördüncü kitabı 1948 – 1949 da yayınlanan iki bölümden oluşuyor. |
1982 | Foundation’s Edge | Serinin beşinci kitabı. |
1986 | Foundation and Earth | Serinin altıncı kitabı. |
1988 | Prelude to Foundation | Serinin ilk kitabı. |
1993 | Forward the Foundation | Serinin birinci kitabından 10 sene sonraki olayları anlatıyor. |
Yeni bir bilim dalı
Asimov’un bahsettiği gelecek, günümüzden on binlerce sene sonrası hakkındadır.
Robotlar binlerce sene önce ortadan kaldırılmıştır. İnsanlık tüm galaksiye
yayılmış, 25 milyon gezegende kolonileşmiştir. Ve bu devasa sistem
imparatorlukla yönetilmektedir. İmparatorluk uzun süre altın çağını yaşamış,
kendilerince cehaletin ve barbarlığın hüküm sürdüğü gezegenlere medeniyet
götürmüştür. Ama her şeyin bir sonu vardır ve İmparatorluk da giderek bu sona
yaklaşmaktadır.
Tam bu zamanda karşımıza matematikçi Hari Seldon çıkar. Psikoloji, sosyoloji,
tarih bilimlerini kullanarak bir topluluğun gelecekteki durumu hakkında
matematiksel hesaplamalar yapılabileceğini keşfeder. Bu bir nevi geleceğin
simülasyonudur. Yöntem bir topluluk üstünde etkilidir ve herhangi bir birey
hakkında çıkarımda bulunamaz. Ve çıkan sonuçlar bir matematik hesabıdır ve her
zaman yanılma payı vardır. Hari Seldon bu yeni bilime Psikotarih ismini koyar.
Seldon psikotarih hesaplamaları sonunda imparatorluğun kısa süre sonra
çökeceğini fark eder. Bu çöküşten sonra galakside on binlerce sene sürecek bir
kaos ve anarşi ortamı oluşacaktır. Bunu önlemenin yollarını arayan Seldon
galaksinin iki köşesinde birer vakıf kurulması gerektiğini hesaplar. Birinci
vakıf yeni imparatorluğu kuracak vakıftır. Diğeri ise onu denetleyen, psikotarih
hesaplamaları sonucunda oluşacak hataları düzelten ikinci vakıftır. Sonunda
imparatorluk çöker ve artık görev vakıflarındır.
Vakıf Kuruluyorken
Kitap Hari Seldon’ın Trantor gezegeninde Onuncu Yıl Kongresinde Psikotarih
biliminin teorik olarak mümkün olduğunu göstermesinden sonra başlıyor. Bunun
sadece matematiksel bir buluş olduğunu düşünen Seldon’a göre bu teorik olarak
mümkün ama uygulanabilirliği olmayan bir bilimdir. Kongreden hemen sonra kendi
gezegenine ve diğer çalışmalarına devam etmek için dönüş hazırlığı yapan
Seldon’ın hesaba katmadığı şeyler vardır. Her ne kadar psikotarihin pratikte
uygulanmasının mümkün olmadığını söylese de İmparator onunla görüşmek
istemektedir. Tamamı tek bir şehirden oluşan Trantor, imparatorluğun merkezidir.
(Birisi Star Wars mu dedi?) Ve imparatoru görmek çok az insanın sahip olduğu bir
şereftir. Görüşmeleri sırasında psikotarih bilimini kendisini desteklemesi için
kullanmak isteyen imparator, Seldon’ı ikna etme çalışır. Ama Seldon’a göre bunun
pratik olarak uygulanması imkansızdır. Teorik olması sadece matematiksel bir
olaydır. İmparator’a bunu yapamayacağı söyleyen Seldon kongrede yaptığı açıklama
ile gücü elinde tutanların dikkatini üstüne çektiğini yeni fark eder. Yaptığının
yanlış olduğunu düşünürken tanıştığı bir gazeteci onu kendi gezegenine dönmeme
konusunda ikna eder. Yaklaşık 40 milyar insanın yaşadığı Trantor gezegeninde
durmak onun için tehlikelerden kaçmanın en iyi yoludur. Böylece Hari Seldon
psikotarih üstündeki çalışmalarını ilerletmek üzere Trantor’daki macerasına
başlar.
Vakıfı okurken
Kitabın çevirisi oldukça iyi. Üstünde oldukça uğraşıldığı belli ve okuyucuyu
yormuyor. Asimov’un kendi akıcı üslubu oldukça iyi yakalanmış. Daha önce
söylediğimiz gibi Vakıf serisi bilimkurgunun temel taşlarından biri. Seri
oldukça iyi olsa da tek başına kitabın eksiklikleri yok değil. En büyük eksik
ise kitap yazıldığı zaman diğer kitapların piyasada olması. Zaten çok sevilen ve
tutulan bir serinin nasıl başladığını öğrenmek ilginç bir deneyim. Ama kitap
seriye iyi bir giriş yapmakta zorlanıyor. Önce diğer kitapları okuyup sonra bu
kitabı okuyanlar için problem olmayacak bir şey bu. Ama eğer bu seriyle yeni
karşılaşıyorsanız sizin için kitabın orta kısımları biraz sıkıcı olabilir. Fakat
sonu için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Usta yazar bizi hiç beklenmedik bir
sona ulaştırıyor ve kitabı bitirdiğinizde okuduğunuza değiyor.
Sıkı hayranları ve imkanı olanlar seriyi daha önce mutlaka okumuşlardır.
Okuyamayanlar ve yeni tanışanlar içinse bu kaçırılmaması gereken büyük bir
fırsat. Bilimkurgu hayranı olmasanız bile Asimov’u tanımak ve onun kıvrak
zekasını görmek için okumalısınız. Her ne kadar kitap yer yer sizi sıkabilecek
olsa da bundan sonra gelecek eserlerin çıtayı üst seviyeye taşıdığını Vakıf
serisinin gerçek bir klasik olduğunu göreceksiniz.
Asimov hakkında kısaca…
Bilimkurgu tarihinin en üretken yazarlarından birisi. Bilimsel konuları da
içeren bir çok konuda 500 e yakın eser yazdı. Özellikle Robotlar üstüne olan
hikayeleri, 3 robot yasası, imparatorluk ve vakıf serileriyle hepimizin kalbinde
yer edindi. İçinde George Lucas’ında bulunduğu birçok kişiye ilham kaynağı olan
ve kendisi de bir bilim adamı olan Rus asıllı Amerikan yazar 1992 senesinde 72
yaşında aramızdan ayrıldı.