Oyun İncelemeleri

Valiant Hearts: The Great War

Var olan savaşların her biri sayısız can yakmıştır. Hatta asıl derinden etkileyen, insanın ruhunda açılan deliklerin sayısız olmasıdır. Hani tahtaya yığınla çivi çakarsınız ve her biri farklı bir iz bırakır ya, tıpkı elimizin ayarının olmaması gibi. Duygularımıza bağlı olarak değişen vücut hareketlerimiz, bu sefer yüzümüzdeki tebessümle bir araya gelecek ve bizi 1. Dünya Savaşı’nın en derin hikayesiyle bir araya getirecek; Valiant Hearts: The Great War.

Ah sen ne yatın be Ubisoft!
Ubisoft Montpellier’ın yapımcılığını üstlendiği Valiant Hearts: The Great War, bulmaca ve aksiyon severleri bir araya getiriyor. İnanılmaz bir hikaye ve son derece etkileyici atmosferi ile son zamanlarda oynadığınız oyunlardan oldukça farklı olacağının garantisini verebilirim. Hikayemiz kırık bir aşkın ve fedakarlığın doruk noktasını son saniyesine kadar yaşatan, savaş ve göz yaşı dolu bir grup insanla bizleri tanıştırıyor. Ayrıca oyunun hayal gücünden daha fazlasına sahip olduğunu, 1. Dünya Savaşı sırasında (WW1 – Great War) bulunan mektuplardan esilenerek oyun dünyasındaki yerini aldığını belirteyim. Batı cephesinde yaşanmış olan beş farklı hikaye… Hatta oyun boyunca, yeri gelecek aşk mektuplarını okuyacağız, yeri gelecek bir babanın oğluna yolladığı kartpostalları toplayacağız ve yeri gelecek bir annenin hatıra olarak sakladığı küçük kızının kurdelesini göreceğiz.

Valiant Hearts: The Great War, savaşın korkunç ve soğuk nefesinden kaçan bir Alman gencin, aniden askere alınması ve ailesinden koparılmasıyla başlıyor. Gencin henüz bebeği olmuştur, eşi ve babası ondan bir türlü haber alamazlar. Bu durumda savaş alnına gitmeye karar veren baba, kendisini inanılmaz bir maceranın eşiğinde bulur çünkü 1. Dünya Savaşı’nı yaşayan ve hatta yaşatan önemli biri haline gelecektir ancak kendisi Fransa ordusundaki yerini alır. Bu durumda farklı orduların askerleri olarak karşılaşacaklardır.

Atmosfer mi desiniz, alın size atmosfer

1914 yılının en korkunç zamanlarını gözler önüne seren Valiant Hearts: The Great War, Almanya ve Fransa arasındaki mücadeleyi oyuncuya resmen yaşatıyor. Özellikle o zamanları tarih kitaplarından derinlemesine okuyan okurlarıma sesleniyorum, kendinizi savaşın içerisinde hissedeceksiniz. Evet, ilk bakışta çizimler sizlere biraz tuhaf gelebilir ancak karşımızda Child of Light ve Rayman Legends gibi iki başarılı oyunun yapımcısı mevcut, doğal olarak pek de normal şeyler beklememek lazım.

Özellikle bazı  oyunlarda, atmosfer konusunda beklentilerimin yüksek olduğu şu son zamanlarda Valiant Hearts: The Great War, içimdeki yanan ateşe su serpmekten farksızdı. Tarihin tozlu sayfalarından kopup gelen 4 askerin (aslında hepsi tam olarak asker sayılmaz ancak kader, onları birer savaşçı olmaya yöneltiyor) her biri, bambaşka bir hikayeyle karşıma çıktı ve bir şekilde birbirlerine bağlandılar, hem de farklı ülkenin insanları olmalarına rağmen.


DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

O bulmaca senin, bu bulmaca benim
Valiant Hearts: The Great War, bölüm bölüm ilerleyen bir bulmaca oyunu ve her bölümde farklı bir karakterin, drama dolu öyküsüne şahitlik etmemizi sağlıyor. Hatta hemen hemen her dakikasında, bir şeyleri sağdan soldan toplayıp, başka olaylarla bir araya getiriyoruz. Dişlisi kaybolmuş bir çanı tamir ederken, yardıma muhtaç olan küçük bir kızın çığlıklarını bile takip edebiliyoruz. Yaşlı bir çiftin duman altında kalan evini kurtarmaya çalışırken, yaralanmış bir askerin bacağını bile sarabiliyoruz. Yani gerçek anlamda, aklımıza gelebilecek hemen hemen her eşya, bir işe yarayabiliyor.

Oyun boyunca, farklı ülkelerin, farklı insanları bir araya gelecek demiştim. Anna (Fransız bir doktor), Karl (Alman bir asker), Freddie (Amerikalı bir adam), Emile (Karl’ın kayınpederi ve çiftçi) ve son olarak oyunun ilk bölümünde tanıştığımız yardımsever köpeğimiz Walt, her bulmacada farklı bir rol üstelenbiliyorlar. Araç kullanma konusunda oldukça başarılı olan Anna, tamir işlerinde ve yeri gelince kaba kuvvette ön plana çıkan Freddie, ufak tefek noktalardan geçişlerde kullandığımız yardım köpeğimiz Walt ve bir süre elinde kepçesiyle dolaştığımız aşçımız Emile, ayrıca askerlik deneyimlerinden yararlandığımız Karl; Valiant Hearts: The Great War boyunca bizlerle olacak.

Yardımlaşmak önemlidir

Savaş, birçok insanı çılgına çevirir ve bazen de içimizdeki sönmez hırs, bizi zarara götürür ve farkında olmadan sevdiklerimize bile zarar verebilecek duruma geliriz. Evet, savaş bu kadar korkunç hale gelebiliyor ve Valiant Hearts: The Great War, bizlere Paris’in ışıldayan yıldızlarını değil, zehirli gaz dolu sokaklarıyla merhaba diyor ya da Belçika’nın yıkılmış sokaklarıyla oyuncuyu etkiliyor.

Bulmaca demişken, değinmeden edemeyeceğim. Valiant Hearts: The Great War’da bulmacalar o kadar da kolay değil, yani eğer kolay pes eden bir kişiliğiniz varsa, oyun size çok zor gelecektir ancak genel yapısı, insanı mutlu etmeye yetiyor.

Her karakterin kendi rolü, bir diğerini etkileyebiliyor. Yani her ne kadar farklı kişileri yönlendirsek bile, bulmacaları çözerken, her karakterin kendisince profesyonel olan noktalarını kullanmamız gerekiyor. Kazılı olan bir kemik için Walt’a, yardıma ihtiyacı olan bir askerin yaralaırnı sarmak için Anna’ya veya moloz parçalarını bir kenara çekip, ilerlemek için Emily’ye ihtiyacımız olabiliyor.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Müziğin ritmiyle, kurşunlara göğüs gerin
Birçok oyunda olduğu gibi notaların gücünü Valiant Hearts: The Great War’da da görüyoruz. Özellikle Child of Light ve Rayman Legends gibi, müziğin ritmiyle hareket ettiğimiz zamanlar da oluyor. Anna, aracını kullanırken tepemize düşen bombalar, resmen klasik bir müziğe eşlik edermişçesine her yeri tozu dumana katıyor ve bu da oyunu daha eğlenceli bir hale getiriyor.

Grafik ve daha fazlası
Aranızdan özellikle, Valiant Hearts: The Great War’un görsellerini yadırgayanlar olacaktır. Rayman Legends’in oyun motoru UbiArt ile geliştirilen Valiant Hearts, gizlilik öğeleriyle çözmesi zor bölümlerin birleşmesinden oluşuyor.

Karikatürize edilmiş görsellerin, aslında oyuncuya alttan verdiği mesajlar gerçekten çok derin. Sokak kenarında simidini yiyen bir çocuk ile, koca kazan başında sosisleri löpür löpür götüren amcalarımız ve hatta Almanların yanından eksik etmedikleri biraları… Kimi zaman araya eklenen beklenmedik kara mizah ile, öykü tam olarak savaş çanlarını çalmış oluyor.

Kısacası kendinizi müzikle uyumlu, gerçekten başarılı bir hikayeyle süslenmiş, arşivlik bir bulmacaya hazırlayın. Her ne kadar bazı karakterlerin, hikaye olarak geri planda kalması veya tam olarak asıl olayını anlayamasak bile, 1. Dünya Savaşı’nın insanlara neler yaşattığını az çok anlayabiliyoruz. Özünde tarihten birebir alınmayan bazı olaylar da elbette ki var.

Ayrıca karakter seslendirmelerinin tam olarak var olmadığını ve hikaye geçişleri dışında, sadece duyguların ön plana çıktığının da altını çizeyim. Konuşma balonları zaten oyun boyunca yeterince yardımcı oluyor ve ayrıca topladığımız her eşya da bizlere belirli başarım puanları kazandırıyor. Eski bir pantolon veya kırık bir çekmece içinde bulduğumuz madalyon bile, bizlere farklı bir öyküyü anlatıyor.

Umarım siz de benim gibi Valiant Hearts: The Great War’a şans verilmesinden yanasınızdır. Zira her zaman bu kadar güzel bir hikayeyle karşılaşmıyoruz. Oyun, sadece senaryosu ve müziğiyle bile, kendisini ön plana çıkarmaya yetiyor.

VİDEO İNCELEMEMİZ DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu