Vampyr

İlk olarak Remember Me ve daha sonra Life is Strange serisi sayesinde kendinden söz ettirmeyi başaran Dontnod Entertainment’ın yeni oyunu Vampyr, bizi İngiltere’nin puslu sokaklarına geri götürmek için geliyor. PC platformunda oynanabilecek en şahane oyunlardan bir tanesi olan Vampire: The Masquerade gerek vampir teması, gerek ise oynanış dinamikleri sayesinde döneminin vazgeçilmezleri arasındaydı. Eğer Castlevania’nın aksine daha yavaş ve derin şekilde ilerleyen vampir temalı oyunlara hasret kaldıysanız ve Vampire: The Masquerade’ı halen arada açıp oynuyorsanız, çıktığı zaman Vampyr’a bir şans vermenizi öneriyoruz.

E3’te sırasında kapalı kapılar ardında anlatılanlardan ve yabancı basının yaptığı röportajlardan yola çıkarak sizler için elimize geçenleri derledik.

Ana karakterimiz Jonathan Reid hem vampir, hem de doktor olarak karşımıza çıkacak. Ayrıca doktorumuz aynı zamanda hikayede hastalarına zarar vermemek için kendi kendine yemin etmiş durumda. Fakat günün sonunda evine vampir olarak dönen Reid’in bu özelliği, hikayede zorlu seçimler yapmamıza sebep olabilir. 1918 yılının İngiltere’sinde geçen Vampyr’ın sokakları, H1N1 virüsünün bir alt türü olan İspanyol Gribi yüzünden kırılma noktasına geliyor. Bir doktor olarak insanlara yardım etmekle yükümlü karakterimiz, bizim seçimlerimize göre istemediği kişilere yardım etmeyebiliyor. Senaryo tarafında elimizde bulunan bilgiler şimdilik bunlardan oluşmakta. Bu arada bazı bilgilerin söylentilerden ibaret olduğunu belirtelim. Oyunun çıkış tarihi yaklaşınca, hikayeye dair daha net bilgiler elde edeceğimizden eminimiz.

Oyunun bölüm tasarımcısı Florent Guillaume, oyunda diğer vampirler ile karşılaşabileceğimizi E3 fuarı sırasında açıklamıştı. Bizim gibi diğer vampirlerin de sosyal bir hayatı olduğunu vurgulayan Guillaume, seçimlere dayalı olarak bazı vampirlerin dost, bazılarının ise düşman olabileceğinin altını çizdi. Hikayede ilerledikçe daha fazla dost veya düşman kazanacağımızı söyleyen geliştirici, vampir avcılarının sizin için sokaklarda kol gezdiğini söylüyor. Sokakları canavarlardan temizlemek için yeminli olan vampir avcılarının tek önceliği insanlığı korumak. Oyunun ilerleyen saatlerinde karmaşıklaşan seviye atlama sistemi yüzünden, ana karakterimizi istediğimiz şekilde güçlendirebiliyoruz. Tecrübe puanlarını harcayarak yeni yetenekler kazanabildiğimiz Vampyr’da, Doktor Reid’i vampir avcılarının korkulu rüyası yapmak tamamen sizin elinizde. Fakat Bir vampir olarak sürekli insan öldürmek zorunda değilsiniz. İnsan öldürmeden de tecrübe puanı kazanabileceğinizin altını çizelim. Oynanışı etkileyen bu unsuru sevmezseniz ise tecrübe puanı kazanma işini normal yollarla, yani insanları öldürerek de halledebilirsiniz. Oyun sırasında ne kadar çok insanın kanını emersek Londra şehrinin o kadar kötü bir hal alacağını bilmeniz gerekiyor. Böyle bir sistem ile daha önceden Dishonored’ı oynarken karşılaşmıştık. Ancak tam tersi şekilde oynamaya devam edersek Doktor Reid güçsüzleşebiliyor. Yani oyunda belli bir dengeyi tutturmak zorundayız. Aksi takdirde ya Londra yok olacak, ya da bizim güçlerimiz tükenecek.

Bilmeniz gerek başka bir unsur ise masum kişiler üzerinde vereceğiniz kararlardan oluşmakta. Eğer herhangi bir suça karışmamış bir insanı öldürürseniz, kendisinin anılarına ve bunun doğrultusunda sosyal hayatta nasıl biri olduğuna veya ailesine erişebiliyorsunuz. Geliştiricilerin söylediğine göre oyunun geçtiği zamanın Londra’sında bütün ailelerin aralarında az da olsa bir bağı bulunuyor. Bu sebeple öldürdünüz masum insanlar yüzünden bolca düşman toplayabilirsiniz. Veya görev için masum bir insanı öldürmek zorunda kalabiliriz. Diğer bir yandan örnek olarak bir anneyi öldürürseniz, annesinden başka kimsesi olmayan bir çocuğu kimsesiz bırakma gibi kötü ihtimaller de oluşturabiliyorsunuz. Sonuç olarak bu mekanik sayesinde kimin kiminle bağlantısı var, hangi kötü kimse kime bulaşıyor gibi dedikodu hikayelerine girmeden hedefimizi anında bulabiliyoruz. Fakat bu oynanış mekaniğinin, oyuna makul bir seviyede zarar verebileceğini söyleyebiliriz. Çünkü yan hikayelerde senaryoyu yüzeysel bir biçimde yazmanın en kısa yolu bu mekanikten geçiyor. Ancak aksi şekilde hikayeye heyecanlı bir şekilde devam ederken ters köşeye yatma şansımız da var.

Seçim kısımlarında ise oyuncunun moralini etkileyecek elementlerin en az seviyede tutulduğu söyleniyor. “Oyunda siyah veya beyaz yok, bolca gri var.” diyerek oyunun oyuncuyu yargılamasına izin vermeyen geliştiriciler bu konuda oyuncuyu biraz daha serbest bırakmak istemiş. “Eğer birini öldürmek zorundaysanız, öldürmek zorundasınız.” söyleminde bulunan Guillaume, karakterimizin hayatta kalması için her şekilde ölüme başvuracağını belirtiyor. Oynanış tarzımıza bağlı olarak ana senaryonun 15 ile 30 saat arasında bitebileceği belirtildi. Oyunun dövüş mekaniğinin detaylarını ise ilerleyen dönemlerde yayınlanan videolar sayesinde öğrenebileceğiz. Ama yayınlanan görüntülere göre kan ve şiddet dolu sahnelerin bizi beklediğini tahmin edebiliriz.

Sona geldiğimizde yakın zamanda karşılaşmakta zorluk çektiğimiz vampir temasının geri dönmesi oldukça sevindirici. Ayrıca oyunun eski Londra’da geçmesi ve alacağımız kararların çeşitli sonuçlar doğuracak olması kişisel olarak beni çok heyecanlandırıyor. RYO öğeleri ile bezenmiş Vampyr’ı sabırsızlıkla bekliyorum. Keşif, aksiyon, trajedi ve dram dolu bir hikayeye sahip olması beklenen Vampyr PC, PlayStation 4 ve Xbox One platformlarına Kasım ayında çıkış yapacak.

Exit mobile version