Virtua Tennis 4: World Tour Edition
PS Vita’nın piyasaya çıkışının üzerinden 1 ay kadar geçti. Çeşitli türde oyunlar yapılan bu yeni konsolda FIFA Football ve Everybody’s Golf dışında pek de bir spor oyunuyla karşılaşamadık. Tabi ki Table Football isimli AR oyununu hiç bu oyunların arasına katmıyoruz. Ancak SEGA, PS Vita için ilk oyununu Virtua Tennis serisinden seçti. Bakalım Virtua Tennis 4: World Tour Edition, bize bu yeni konsolda tenis sporunu sevdirebilecek mi?
Elimde raket geziyorum dünyayı
Her ne kadar ülke olarak bu spora uzak olsak da son senelerde TV’lerde yayımlanması ve ülkemize önemli isimlerin gelmesiyle yavaş yavaş tenis sporunu sevmeye başladık. Benim de yıllar önce bir süre sırf boş zaman doldurmak amaçlı ilgilendiğim bu spor, izlendiği kadar kolay görünmüyor. Hem taktiksel, hem de fiziksel açıdan aynı anda güçlü olmanızın gerektiği, stratejilerinizi anlık şekilde değiştirmeniz gerekebilen yorucu bir spor dalı tenis. Bu yüzden olsa ki Virtua Tennis 4: World Tour Edition’da iyi bir yere gelmek, bacaklarınızı olmasa da parmaklarınızı yoran bir aktivite.
Virtua Tennis’in ön plana çıkardığı ve oynayacağınız asıl mod World Tour. World Tour’a girdiğinizde bir tenisçi yaratıyorsunuz. PS Vita’nın ön ya da arka kamerasını kullanarak kendi yüzünüzü verebilmeniz mümkün. Ancak sonuçlar biraz korkunç. Yine de kendime benzeyen bir arkadaş yaratmayı başardığımı söyleyebilirim. Karakterinizin yeteneklerinizi belirlemeniz mümkün değil. Zaten World Tour’a başladığınızda bunun nedenini de anlayabiliyorsunuz.
Az da olsa bana benziyor değil mi?
Ekrana gelen harita üzerinde adeta bir masaüstü oyunu gibi karakterinizi ilerletmeniz için gereken “Ticket”lar mevcut. Elinizde 1,2,3,4 hareketlik “ticket”lar bulunuyor. Bu ticket’taki sayı kadar haritada adım adım ilerleyebiliyorsunuz. Bunun dışında kondüsyonunuzu arttıran “Recovery” ticket’ları ve kazandığınız “Star”ları arttırmaya yarayan “Agent” ticket’ları da mevcut. Genel olarak bu haritada yollar üzerinde gidebileceğiniz farklı yerler bulunuyor. Morla belirtilen yerlerden paranızla benzer ticket’lar satın alabilirken, mavi renkli noktalarda ise farklı özelliklerinizin gelişmesini sağlayacak “training” oyunları oynayabiliyorsunuz. Sarı renkli noktalarda hayranlarınızla buluşmaktan özel maçlar yapmaya kadar çeşitli aktivitelerle “Star” sayınızı arttıran aktiviteler bulunuyor. Tabi ki bu aktiviteler kondüsyonunuzun belli oranlarda düşmesine sebep olabiliyor. Kırmızı noktalar size maddi ve fiziksel olarak zarar veren durumları içeriyor. Bunun dışında turnuva maçlarını da harita üzerinde görmek mümkün.
Dünyayı adım adım turlamak
Amacımız ise olabildiğince dengeli şekilde giderek, hem bu turnuvalara vaktinde katılarak dünya çapındaki sıralamada yükselmek, bununla birlikte pratik ve çalışma yaparak istatistiklerinizi de üst seviyede tutmak.
Her aktiviteyi tamamlamak, bize genel olarak “Star”, para, çeşitli giysi ve ekipman olarak dönüyor. Ünlü tenisçileri özel maçlarda yenerek onların kıyafetlerine bile sahip olabiliyorsunuz. Hatta sırtında “TENISMAN” yazan iğrenç bir tişört bile kazanmanız mümkün. 4 sezon süren World Tour’u bitirdikten sonra karşınıza “Tennis God” isimli, bıyıklı ve 1930’lardan fırlama bir karakter çıkıyor.
Bu kadar kolay anlattığıma bakmayın, birkaç saatlik Vita seansından sonra World Tour bitiyor. Ancak World Tour az az oynanacak, eğlencelik bir mod. Yani günde 1 saatinizi harcasanız yeter. Bununla birlikte bitirdikten sonra tüm açılabilecek giysi ve ekipmanları açmış olmuyorsunuz.
Bu modu kesinlikle en kolay zorluk derecesinde oynamanızı tavsiye ediyorum. Yoksa her maçı kazanarak ilerlemek oldukça sıkıcı. Tüm sezonlar boyunca sadece Boris Becker efsanesine yenildiğimi ve sezonlar sonunda çıkan Tennis God’ı kolayca altetmem çok mantıksızdı. Ancak bu mod kesinlikle oldukça eğlenceli.
Mini mini oyunlar
Tenisçinizin yeteneklerini yükseltmek ve yeni vuruşlar kazanmak için mini oyunlardan oluşan antremanları yapmanız gerekiyor. Çeşitli ve komik antremanlar mevcut. Mesela kondüsyonunuzu geliştirmek için korttaki yumurtaları toplayarak peşinize civcivleri takıyor ve karşıdan gelen tenis topundan kaçarak civcivleri kümese teslim etmeye çalışıyorsunuz. Ya da servisi futbol topuyla yapıyor ve hareket eden kaleci ve barajı altederek topu kaleye göndermeye çalışıyorsunuz. Bu ve bunun gibi mini oyunlar, “ciddi” bir tenis oyununu eğlenceli hale sokabiliyor. Zaten bir de kıyafet balosu tarzındaki çiftler maçlarına denk gelirseniz, işte o zaman kahkahayı patlatıyorsunuz. Ellerinde raket biçiminde zilli tefler bulunan rengarenk peruklu ve 3D gözlük takan rakiplerinize karşı ne yapacağınızı şaşırabiliyorsunuz.
Teknik olarak tenis
Bir PS3 portu olan Virtua Tennis 4: World Tour Edition, PS Vita’nın en güzel görünen oyunlarından biri. Bazen frame rate düşüşleri yaşansa da görsel olarak oldukça tatmin edici bir yapım. PS Vita’nın kamerasından yararlandığımızı söylemiştik. Ayrıca dokunmatik ekranını da kullanabildiğimizi belirtelim. Ancak oynanışa çok da büyük bir etki etmiyor. Bu yüzden klasik analog çubuk ve tuş kombinasyonunu tavsiye ediyorum.
Çevrimiçi oyunlarda arkadaşlarınızla birbirinize karşı oynayabiliyorsunuz. Ancak bazı zamanlarda yavaşlamalar görülebiliyor. Tipik modlardan pek bahsetmeme gerek yok. Ünlü raketlerden seçip teke tek ve çift maçları yapabiliyorsunuz. Ancak dediğim gibi asıl önemli olan World Tour modu ve bu modu kesinlikle denemeniz gerekiyor.
Kısacası Virtua Tennis 4: World Tour Edition, tenis severler için kaçırılmayacak, PS Vita sahibi arkadaşlar içinse iyi bir spor oyunu. Henüz spor anlamında pek fazla seçenek bulunmayan Vita konsolunda her şeyi oynadıysanız Virtua Tennis 4’ü de edinin.