Warcraft Movie

Dile kolay 10 yıl… Warcraft evreninin beyaz perdeye aktarılacağı söylentileri çıkalı 10 yıl oldu. Biz Warcraft hayranları ise merakla ve sabırla bekledik bunca sene boyunca. Ve en nihayetinde bekleyişimiz sona erdi. İnsanlar ve orklar arasındaki İlk Savaş’ı konu alan Warcraft: İki Dünyanın İlk Buluşması, bugün itibariyle Türkiye’de vizyona giriyor. Peki izleyicileri neler bekliyor? Warcraft oyuncularını tatmin edecek bir film mi? Peki ya bu evreni hiç bilmeyenler için ne ifade edecek? Ön gösteriminde izleme şansı bulduğum film ile ilgili akla takılan bu sorulara gelin beraber cevap bulalım. Merak etmeyin! Yazı herhangi bir spoiler içermemektedir.

Duncan Jones’un yönetmenliğinde Warcraft evreninin ilk oyunu olan Orcs & Humans’ı ve beraberinde yaşanan İlk Savaş’ı konu alan film, dünyaları yok olmakta olan orkların Azeroth’u işgal etme amacıyla başladıkları yolculuğu anlatıyor. Dark Portal’ın açılma sahnesiyle orkların Azeroth’a adım atmaları filmin başlangıcını oluştururken çok da uzun bir bölümü kapsamıyor. Geri kalan kısmına çok fazla değinmeyeceğim zira spoiler olsun istemiyorum. Azeroth ise gerçekten çok güzel yansıtılmış, özellikle de Ironforge ve Stormwind gibi oyunda da büyük önem taşıyan ve oyuncular tarafından oldukça sevilen şehirlerin betimlemeleri söz konusu olduğunda gerçekten muazzam bir iş çıkarmışlar. Ancak unutmayalım ki filmdeki Stormwind, şehrin yakılıp yıkılmadan önceki hali olduğundan oyundaki ile birebir aynı mimari yapıya sahip değil. O yüzden “Katedral neden burada?!” gibi tepkiler vermeyin.

Gelelim karakterlere… Sadece daha fazla güç elde etme amacı ve şahsi menfaati uğruna hareket eden, bu yolda ırkdaşlarını hiç düşünmeden meşum fel büyüsünün köleleri haline getiren Gul’dan’ın o karanlık doğasını iyi yansıttıklarını söyleyebilirim. Khadgar’ın genç halleri ve toyluğu, Medivh’in belirsiz ve mesafeli yaklaşımları, Orgrim’in arada kalmışlığı ve kararsızlığı güzelce yedirilmiş film boyunca. Ancak bu noktada özellikle belirtmem gerekiyor ki en başarılı karakter ödülünü kesinlikle Durotan’a vermek gerekiyor. Her ne kadar orklar için CGI ve hareket algılama tekniklerini kullanmış olsalar da Durotan’ın hislerini yüzünden rahatlıkla okuyabileceksiniz; öylesine iyi ve rahatsız etmeyecek şekilde yedirilmiş. Film çıkmadan önce yayınlanan fragmanlara bakıp çok fazla kötü eleştiri yapan olmuştu. Bunlara kulak asmamanızı tavsiye eder ve sadece şu kadarını söyleyebilirim: Orklar, insanlardan daha gerçek! İnsanlar demişken… Enteresan bir biçimde Stormwind Kralı Llane Wrynn’i canlandıran Dominic Cooper’ın performansını oldukça düşük bulduğumu söyleyebilirim. Öyle ki Kraliçe Taria çok daha inandırıcı bir karakter olarak çıktı karşıma.

Anduin Lothar ise bizim klasik hikâyede bildiğimiz Lothar’dan biraz daha farklı, daha genç ve kişilik olarak da daha bir “oturmamış” duruyor –ki bu noktada Travis Fimmel karaktere iyi oturmuş diyebilirim. Alliance tarafında oyunculuk ödülünü kime verirsin derseniz, kesinlikle şahsi fikrim olarak Khadgar derim. İzleyin, göreceksiniz.

Büyük şaşkınlık ve hayranlıkla izlediğim sahneler ise kesinlikle büyü kullanılan sahnelerdi. Gerçekten çok uğraşıldığı ve hakkıyla yapıldığı her türlü belli olan sahnelerde sizler de elinize bir şeyler alıp bir yerlere rün çizmeye başlayabilirsiniz. Bu kadar başarılı olmasının ardında yalnızca iyi bir görsel efekt ekibi olması yatmıyor. Yönetmen Duncan Jones ve Orgrim Doomhammer’ı canlandıran Rob Kazinsky ile Pax East 2016’da yapılan bir söyleşide anlattıklarına göre Medivh’i oynayan Ben Foster, büyü işini o kadar ciddiye almış ki büyüleri yaparken nasıl hareket etmesi ve ne söylemesi gerektiği konusunda yardım istemiş; bunun üzerine çekim ekibi de hemen bir kareograf ile çalışmaya başlamış. Çok yerinde bir karar olmuş açıkçası.

Filmin müziklerinin ise Game of Thrones, Person of Interest, Prison
Break, Pacific Rim gibi yapımların müziklerine imza atan Ramin Djawadi
olduğunu söylememiz sanırım ne kadar iyi oldukları hakkında bir fikir
verecektir. Ancak bu noktada özellikle Warcraft oyuncularına kötü bir
haberim var: Oyun içerisinden müzik kullanılmamış, o yüzden ilk başta
hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz ama hem parçalar çok güzel hem de
sahnelere çok iyi yedirilmişler. O yüzden beğeneceğinize inanıyorum.

Şimdi
gelelim işin biraz daha Warcraft oyuncularını ilgilendiren kısma.
Filmden alacağınız tatmin hissi sizin nasıl bir beklentiyle gittiğinize
ve evrenin hikâyesine ne kadar hakim olduğunuza göre değişkenlik
gösterebilir. Özellikle çekim ekibi ve yönetmen tarafından da defalarca
söylenen, unutulmaması gereken bir nokta var ki o da filmin birebir
oyunun hikâyesi üzerinden çekilmediği. Evet, kaleme alan kadro arasında
Chris Metzen olabilir ancak yine de birçok değişiklik olduğunu anlamanız
uzun sürmeyecek. Bazıları oldukça iyi yedirilirken kimi sahnelerde
yüzümü buruşturduğumu itiraf etmem gerek; özellikle de orijinal hikâyede
o sahnenin çok daha iyi olduğunu biliyorsanız siz de aynı tepkileri
verebilirsiniz. Hani daha fazla izleyici çekme amaçlı mı yapılmış, o
kısmı bilemiyorum ancak kimi değişiklikleri hiç yapmayıp orijinal
halleriyle bıraksalarmış kesinlikle çok daha etkileyici olurmuş.

Peki
neden film eleştirmenleri Warcraft’ı bu kadar yerden yere vuruyor?
Bunun birkaç sebebi var diyebilirim. Öncelikle çok fazla CGI kullanılmış
olması kimi sinema eleştirmeninin şahsen hoşuna gitmemiştir diye
düşünüyorum; ancak içiniz rahat olsun, kesinlikle rahatsızlık vermiyor
ve bir noktadan sonra CGI mı gerçek mi, ayırt etmekte zorlanıyorsunuz.
(O Durotan gerçek, tamam mı?!) Aynı zamanda film inanılmaz hızlı
ilerliyor, olaylar çok çabuk gelişiyor. Warcraft evrenini hiç bilmeyen
bir izleyici, “Neden bunu yapıyorlar? Ne ara bu olay oldu? Ne zaman
oraya gittiler yahu?” diyebilir. Çok sayıda karakter olması da olayların
hızlı gelişmesiyle birlikte negatif etki yaratabilir, zira karakter
derinliği bazı noktalarda tıkanıyor. Tam tanımaya başladım derken film
bitebilir, benden söylemesi. Ancak kimi eleştirmenin filmdeki oyunculuğu
yerden yere vuruşunu çok anlamış değilim. Fragmanlardan sonra
insanlarda oluşan bir ön yargı vardı, doğru, ancak filmi izleyince hem
bu ön yargının hem de gelen ağır eleştirilerin bir kısmının çok haksız
yapıldığını düşünmeden edemedim. Ben Foster’ın Medivh oyunculuğu
olmuştu, aynı şekilde Paula Patton ise Garona’yı iyi oynamıştı (her ne
kadar bir kısım sevmemiş olsa bile bence gayet oturmuştu); Ben Schnetzer
şahane bir Khadgar’dı ve büyücünün o genç hallerine fiziksel olarak da
uyan bir seçimdi; Travis Fimmel’in oyunculuğu ise ciddiyetten nispeten
uzak olarak yansıtılmış Anduin Lothar’a uygundu. Yukarıda da belirttiğim
gibi bende beklemediğim bir hüsrana sebep olan oyuncu, Kral Llane
Wrynn’i canlandıran Dominic Cooper’dı. Orklara çok değinmeyeceğim,
izleyip görün isterim. Gerçekten çok başarılılar.

Sonuç olarak
Warcraft oyuncularını tatmin edecek ancak “İşte beklediğim film buydu!”
dedirtmeyecek bir yapım olmuş. Kötü bir film demiyorum kesinlikle,
izlerken vaktin nasıl geçtiğini ve ne ara filmin sonuna geldiğinizi
anlamayacaksınız. Eğer Warcraft oyuncusu değilseniz bu film size pek
hitap etmiyor olabilir. Ya da gaza gelip World of Warcraft oynamaya
başlayabilirsiniz. Çok emin olamadım. Beklentilerimiz bu filmden
çıkartılacak çeşitli derslerle devam filminin çok daha iyi bir yapım
olarak karşımıza çıkması. Hayır, devamının geleceğine dair bir açıklama
yapılmadı ancak filmin orijinal isminin “The Beginning” olması ve film
sonunda gösterilen ek bir sahne (Aman biter bitmez çıkmayın sakın!) ile
bir sonraki yapıma göz kırpar gibiler. O da bir on sene sürmesin de…

Hâlâ
neden Azeroth’ta yaşamadığımı sorgulayan biri olarak delicesine
sevdiğim bu dünyayı beyaz perdede görmek çok büyük bir hazdı açıkçası.
Beğenmediğim kısımları olabilir ancak unutmayalım ki bu ilk film ve
düzgün bir geri bildirim ile devamını daha iyi yapacaklarına inanıyorum.
Vakit kaybetmeden izleyin derim.

O değil de murloc var! Verip vereceğim tek spoiler buydu. ☺

Exit mobile version