Oyun İncelemeleri

WarPath

Eğer daha önceden iyi bir oyun yaparsanız ve cidden beğenilirseniz, sizden
bir daha iyi bir yapım beklenir. Genel konsept aslında bu şekilde çalışır, güzel
bir proje ve olumlu sonuç. Ancak bazı zamanlar iyi bir oyun arkasından, kötü bir
yapım çıkartırsanız ki; işte bu hem itibarınıza gölge düşürür, üstüne bir de
size olan güveni azaltır. Nedense arada çıkan böyle ilginç firmalar vardır,
bunlardan biride Digital Extremes. Unreal Tournament 2003 gibi güzel bir oyuna
imza atıp, Xbox platformunda da Unreal Championship ile iyi bir başarı
yakaladılar. Dark Sector dediler, ağzımızın suyu akıttılar. Ama ondan uzun bir
süre ses soluk çıkmadı. Ne oldu da bu hale geldi bu firma? 2004’te E3’te
gösterdikleri Pariah için çok umutluydum. Ancak gel gör ki, Pariah piyasaya
sürüldü bir adet hayal kırıklığı yaşadım. Bu yakışmadı diye düşünüyordum,
WarPath duyuruldu. İşte kurtarıcı geldi dedim, Pariah’tan daha beter etti beni.

Bir kez daha hayal kırıklığı

Kaladi adlı bir gezegen bulunuyor. Klasik konu bütünlüğü bakımından, bu gezegen
oldukça zengin, önemli bir yer filan. İşte bu sırada; Ohm, Kovos ve Coalition
isimli üç ırk birbirine dalıp, burayı ele geçirmek istiyor. Bizde savaşan
karakterlerden biriyiz. Derin bir senaryo ve harika oynanış, Warpath’ı sizlere
takdim ederim.

Klişe ve basit bir konuyla hafiften oyalandıktan sonra direk olarak oyuna
bakıyoruz. Aslında bakamıyoruz, çünkü bakacak pek fazla bir şey yok. İlk olarak
karşımızda Pariah için modifiye edilmiş Unreal grafik motoru çıkıyor. Geçen sene
gözü okşayan ve iyi gelen bu grafikler, bu sene biraz daha heba edilmiş ve
aceleye getirilmiş. Genelde donuk ve mat dokuların ahenkle halay çektiği
görüntülerde, tırtıklı ve aceleyle yapılmış çevre modellemesi göz bozuyor.
Yinede başarılı bazı patlama efektleri ve biraz iyi resmedilmiş karakter
modellemeleri durumu kurtarıyor gözüküyor. “F” tuşuna basarak bir anda hızlı
gidebiliyoruz, işte bu sırada ekran bulanıyor ve hızlanıyor. Bu efekt de fena
durmuyor. Birkaç nokta dışında grafikleri vasat buldum. Açıkcası daha iyi bir şeyler yapılabilirdi.
Ancak oyunun genelinde rezil edilmiş, o güzelim Unreal teknolojisi
var.

Bu kadar kaba grafiklere biraz da yontulmuş sesler eklenince tadında yenmiyor.
Ne olduğu belirsiz konuşmalar veya bazı zamanlar birbirini çağrıştıran silah
efektleri ciddi anlamda başarısız. Arada sırada kulak tırmalayan bazı efektler
olabiliyor. Gene de bir iki seslendirme fena durmuyor, ama
gerisi boş açıkçası. Havok fizik motoru Warpath’ta kullanılmış, ama bu sözde
kalmış; çünkü Havok’un fizik modellemesi sadece siz öldüğünüzde veya karşıdaki
öldüğü zaman işe yarıyor. Ölen kişinin cesedi çuval gibi sallanıyor ki,
yapımcılar ölüm gerçekçi olsun derken bunu da başaramamışlar. Bunun dışında
çevre etkileşimi vs… hiçbirinde Havok rol almıyor. Güzelim fizik motorunu bari
hiç kullanmasaydınız daha iyi olurdu, bu kadar kodlamaya zamana yazık.
Ne anlarım ben böyle fizik modellemesinden.Genel içerik

Warpath, kendini grafik ve diğer açılardan gösteremeyince bari içeriği iyi olabilir diyoruz. Ancak bu düşünce de nanay çıkıyor. Karşımızda Unreal Tournament’ın Pariah grafiğine batırılmış,
ancak başarılı olmayan ucube bir benzetmesi var. Yapımı sadece bir iki dakika
oynadıktan sonra menülerinin Pariah’a, oynanmasının da UT’ye benzetilmeye
çalışıldığını her oyuncu anlar.

Single Player ve Multiplayer’da dört farklı oyun mod’u bulunuyor ki, bunlar;
Deatmatch, Team Deatmatch, Capture the Flag ve Frontline Assault. Herkes
birbirine karşı, takım olarak birbirini karşı veya bayrağı kap kaç, bunların
üstüne savunma ve saldırı merkezli iki grubun mücadelesi Assault’u da (UT sağ
olsun) öğrendik. Warpath, artık alıştığımız bu mod’ları bize ne yazık ki
sunamıyor bile. Oyunun tekli veya çoklu oyuncusu elle tutulur değil.

Warpath’a biraz alışayım deyip, Single Player’da takılırsanız şapa oturursunuz.
Burası tam bir tuzak aslında. Tuzağın kendisi de herhangi bir zekası bulunmayan
düşmanlar. Özellikle Capture the Flag bu konuda evlere şenlik. Rakip olarak
karşınıza çıkanlar, sadece bayrağı alana ateş edip, onu geri getirmeye
uğraşıyor. Bunun dışında bayrak sizde olmasın, yanınızdan transit geçer, ateş
etmez, selam verebilirsiniz. Hatta düşman bölgesinde ve bayrağın hemen dibinde
öylece durdum. Ancak güya bayrağı koruyan rakibim bırakın beni vurmayı, orada
piknik yapsam benimle yemek yerdi. Deathmatch’ta botlar birbirlerine karşı, ama
size karşı değiller. Böyle kolay düşmanlara karşı oynayıp hazır olduğunuzu sanabilirsiniz. Hemen Multiplayer’a geçtiniz. İşin diğer güzel yanı burada karşınıza çıkıyor, çünkü oynayacak adam yok. Adamı bırakın Digital
Extremes’ten kimsenin gelip, burada oynadığı yoktur.

Oyunumuzda UT ve Pariah’tan bozma silahlarımız yer alıyor. Çeşit olarak varlar,
ancak onları açmak ve kullanmak mesele. Direk Single Player olarak başlarsanız,
silahların sadece ikisinin açık, diğerlerinin kapalı olduğunu görebilirsiniz. Ne
kadar çok senaryo kısmını uzun bir süre oynarsanız, silahlar kafalarına göre
takılıp kilitlerini açabilir. Böylece sizde onları bu şekilde kullanırsınız.
Ancak ben en baştan hepsinin tadına bakacağım derseniz, Multiplayer ve onun
alıştırması için Pratice Mod’a el atabilirsiniz. Burada tüm hepsi açık.

Son dönem modası

Araç kullanmak artık oyunların çoğunda standart olarak yer alıyor. Warpath
içinde de böyle bir özellik var. Araç bulunuyor, ancak kullanacak yer yok. Bunun
üstüne kötü bölüm ve harita tasarımlarını da ekleyelim. Hal böyle olunca,
Warpath’a bilgisayardan kaldırılma yolu gözüküyor. Digital Extremes, bize böyle
oyunları sunacağına uzun zamandır üzerinde çalıştığı Dark Sector’u çıkartsın
diyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu