Wars & Warriors: Joan of Arc

Joan of Arc güzel, güzel olduğu kadar da iyi bir savaşçıdır. 1429’lu yıllarda
yaşadığı yere İngilizler tarafından bir saldırı düzenlenir. Bütün kasaba alt üst
olmuştur. Yaşayan herkes gibi güzel Joan’ın da hayatı değişmiştir. Bu durum
üzerine kendisi ve arkadaşları bu saldırının intikamı ve yaşadıkların yerin
şerefi uğruna İngilizler ile savaşmaya karar verirler. Aynı film senaryosu gibi.
Öncelikle belirtmeliyim şu yazının çıktısını alıp, giriş videosunu izlerken
başka bir arkadaşınıza okutursanız eminim kendinizden geçeceksinizdir. Sitemizin
böyle yararları da vardır.

koş Joan koş

Oyunumuz çok sevilen ve çoğu oyuncu tarafından bilinen 2 oyunun ortasında
kalmış. Biri Diablo diğeri ise Morrowind. Diablo’ya benziyor çünkü “hack’n slash”
denilen yani vur kır parçala türünün güzel bir örneği. Morrowind’e benziyor
çünkü grafikleri oyunu inanılmaz anımsatıyor. Detaylara geçelim. Görüntü olarak
üçüncü gözden oynuyorsunuz fakat kamera açısı sizin elinizde. Karakterin dibine
kadar da girebilirsiniz ki az daha girebilseniz FPS olacak yada en tepeye
çekebilirsiniz ki savaşlarda inanılmaz derecede işinize yarıyor. Sadece bir kaç
dakikalık yalnızlığın ardından hemen yanınıza bu yola baş koymuş arkadaşlarınız
katılıyor. Dolaştıkça ise kurtardığınız köylerden askerler alıyorsunuz. Asker
sayısı yada özellikleri sizin elinizde değil. Kurguya göre veriliyor. Bu şekilde
oyunun ortalarına doğru neredeyse bir ordu ile gezmeye başlıyorsunuz. Tabi ki
ordu ile gezinmenin iyi yanları kadar kötü yanları da var. Görevler sayınıza
göre zorlaşıyor. Daha büyük ve kalabalık savaşlar yapıyorsunuz. Ayrıca iyi bir
sisteminiz yok ise bu savaşları yapmak daha da zor oluyor. Neyse grafiklerden
sonra söz ederim. Dövüşme olayı ise çok güzel geliştirilmiş. Hep aynı şekilde
vurmak yerine onlarca kombinasyon yapılmış ve bunları kendinize göre, daha
doğrusu yaratmak istediğiniz karaktere göre sizler belirliyorsunuz. Bence çok
başarılı olan bir level sistemi yapılmış. Öldürdüğünüz düşmanlarınızın zorluk
seviyesi ve sizin öldürme tarzınıza göre yetenek puanları alıyorsunuz. Uzaktan
ok ile öldürdüğünüz düşmandan atıyorum 100 puan alırsanız gidip daldığınızda 300
puan alıyorsunuz. Tabi olay bu kadar basit değil ama genel olarak bu tarz bir
denge kurulmuş. Yetenek puanlarınız belli bir seviyeye geldiğinde ise level
atlıyorsunuz. Bu şekilde daha fazla sağlık kazanırken, isteğinize göre
karakterinizin hareketleri daha başarılı yapmasını yada farklı hareketler
yapmasını sağlıyorsunuz. Bu hareketlerden kastım ise dövüşürken yaptığınız
kombinasyonlar. Farenin sağ tuşu ve sol tuşuna kombo şeklinde bastığınızda
ortaya seri hareketler çıkıyor. Normalde sağ tuş saldırı iken sol tuş “power”
denilen yani daha kuvvetli vurmanızı sağlayan işleve sahip. Bu “power” olayını
her zaman kullanamıyorsunuz. Belli bir seviyesi var tıpkı Diablo’daki büyü
yapabilme miktarı olan mana gibi. Bu seviye siz level atladıkça artıyor.
Komboları çok iyi öğrenmek gerekiyor. Zorunlu değil tabi fakat kalabalık ordular
ile başa çıkarken hem daha az can kaybediyor hem daha fazla düşmana zarar
veriyor hem de görsel açıdan tam seyirlik görüntüler açığa çıkıyor. Bu kombolara
karakterinizin özelliklerini gösteren menüden ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca aynı
menüden sağlık, güç durumunuzu, yanınızdaki eşyaları, kullandığınız silahı
görebiliyorsunuz. Gene aynı menüden yanınızdaki karaktere herhangi bir eşyayı
kolaylıkla verebiliyorsunuz.

At üstünde Joan

Bölümler sırasında değişik atraksiyonlar olabiliyor. Mesela bazılarında “boss”
denilen aşmış düşmanlar oluyor. 3-4 arkadaş zor öldürüyorsunuz. Tabi
karşılığında kaliteli bir eşya alıyorsunuz. Bu aşmış adamların dışında ilginç
bir olay da at bulabilirseniz ki ben buldum binip onun üzerinde
savaşabiliyorsunuz. Harika bir zevk. Koşturarak düşmana vurduğunuzda bazıları
bir seferde bile ölebiliyorlar. Bunun dışında gitmeniz gereken yerler sağ üst
köşedeki haritada belirtiliyor.

Düşmanların yapay zekası ise bazen sapıtabiliyor, oyun aşırı zorlaşıyor.
Örneğin bir araya gelmiş 3 tane okçu sizin koskoca ordunuzu al aşağı
edebiliyorlar. Devamlı ayrı ayrı yönlere kaçışarak ok atıyorlar. Gerçekten çok
güzel bir yapay zeka örneği. Fakat kalenizin giriş kapısına dayanmış onlarca
düşman askerine nedense yanınızdaki okçular ok atmak istemiyorlar. Kapı derken
normal kapı değil parmaklık halin olandan bahsediyorum. Ara sıra yanınızdakiler
bir yerlere takılabiliyorlar. Bu tür ufak tefek yapay zeka sorunları olabiliyor.

Kızıl bir gün batımında, savaşın tam ortasındaydık

Geleyim görüntülere. Baştan söylüyorum, grafikler kasık. Gerçekten kuvvetli
bir ekran kartı ve iyi halli işlemci, ram gerektiriyor. Başlarda pek öyle
görünmese de, eğer grafik ayarlarını kökler ve savaş sahnelerini görmeye
başlarsanız ister istemez oyun kasılıyor. Hatta grafik ayarlarını düşük tutsanız
bile orta halli bir sisteminiz yok ise gene bu savaş durumlarında kasılmalardan
kurtulamıyorsunuz. Aslında grafikler çok abartı değil. Normalde fazla kasılma
olmamasına karşın büyük ordular ile girilen savaşlarda ekranda inanılmaz
derecede atraksiyon olduğundan yavaşlıyor. Çevre öğeleri ve özellikle üstüne
basa basa anlattıkları çalılar, otlar gerçekten göz alıcı. Zaten bu kasılmaların
bir çoğu bu çalı çırpıdan meydana geliyor. Rüzgar yönüne göre sallanmaları felan
grafik yönünden zorluyor sistemi. Aslında bu denli sistemi zorlamayan ama daha
başarılı grafikler de görmüştüm. Karakterlerin modellemeleri güzel olmuş. Tabi
siz ayarları kıstıkça bir şeye benzemeyeceklerdir. Bir diğer ilgicime giden
görsellik ise bahsettiğim “power” ile yaptığınız vuruşlardaki düşmanın
görüntüsü. Sanki osmanlı tokatı atmışsınız gibi şöyle bir kendi etrafında dönüp
yere yığılışı var ki evlere şenlik. Eğer bu olayı kısıtlı yapmasalarmış devamlı
bu şekilde dövüşmek isterdim doğrusu. Oyunda aynı zamanda gece gündüz gibi
kavramlar da var. Hava kararıyor ve bu zaman diliminde orman içindeki okçuları
görmek iyice zorlaşıyor. Fakat zaman ilerletme gibi bir durum olmadığından
mecburen o şekilde savaşmak gerekiyor. Müzikler aslında hoş fakat duruma tepki
vermek yerine kafalarına göre çalıyorlar. Sanki arka fonda oyuna girmeden önce
winamp açmışım, kafasına göre çalıyor gibi. Tam savaş ortasında gaz verici bir
müzik çalıyor pat diye bitiyor, ardından 5-10 saniye sessizlik, sakin bir müzik
çalmaya başlıyor. Bunun dışında her karaktere ses verilmemiş. Dosyaların fazla
yer tutmaması açısından böyle bir yola gidilmiş olabilir fakat konu ile ilgili
karakterlerin de sesleri olmayışı ve olayları anlamak için devamlı altyazı
okumak da oyuncuyu sıkabilir. Unutmadan oyunda takıldığım bir noktadan
bahsedeyim. Düşmanlarınıza vururken çıkan “dış dış” sesi beni illet etti. Uzun
süre oynadıktan sonra ve eğer kulaklık kullanıyorsanız kafanızda yer ediyor. O
ne efekttir be kardeşim.

Son Sözler :

Bazı yönlerden oyun beni tatmin etti doğrusu. İnsanı eğlendiriyor, uzun süre
başından kalkamıyorsunuz. Fakat devamlı savaş halinde olmak özellikle uzun süre
oynadıktan sonra insanı sıkıyor. Çünkü oyun kendini tekrarlamaya başlıyor.
Grafiklerin kasıntı olması da ayrı bir dert olabilir. Herşeye rağmen Wars &
Warriors: Joan Of Arc güzel bir RPG oyunu.

Exit mobile version