Watch Dogs 2

İlk olarak 2014 yılında piyasaya sürülen Watch Dogs çok büyük tartışmalara sebep olmuş ve bundan dolayı da mimlenmiş bir oyundu. Tartışmaların asıl sebebi de oyunun kötü değil, Ubisoft’un tanıttığı kadar iyi ve etkileyici olmamasıydı. Ubisoft Watch Dogs’u öyle bir tanıtmıştı ki, grafikleri, oynanış mekanikler, şehirdeki görseller ve çok daha fazlası gerçekten mükemmel görünüyordu. Ancak oyunun çıkışından sonra karşılaştığımız ve ilk olarak Watch Dogs’da tam olarak tanıştığımız ‘downgrade’ muhabbeti gerçekten can sıkıcı olmuştu. Watch Dogs güzel bir oyundu, ancak tanıtımlarında gösterilen birçok şey kısıtlanmıştı.

Ana tema olarak günümüzün en ilgi çekici konularından birisi olan hackerlık ve ana akımcılığı işleyen Watch Dogs, ilgi çekici bir ana karakter ve sürükleyici bir hikayeye de sahipti. Zayıf sürüş mekanikleri ve düşürülmüş grafikleri gibi büyük problemleri vardı elbette ancak genel anlamda kabul edilebilir, güzel bir oyundu.

Serinin ikinci oyunu olan Watch Dogs 2 de önümüzdeki ay, 15 Kasım’da piyasaya çıkacak ve ben şimdiden heyecanlanmaya başladım. Yeni oyunda da tıpkı ilk oyunda olduğu gibi sınırsız hack kabiliyetine sahip olacağız. Bu kez ilk oyundaki Aiden Pearce’den farklı olarak daha kendine has ve günümüze daha uygun bir karakter olan Marcus Holloway’i oynayacağız. Aiden Pearce de elbette gayet iyi bir karakterdi ancak kendine fazla bağlayamıyordu. Günümüz oyunlarında ana karakterlerin kendi kişilikleri bayağı önemli bir rol oynamakta. Bu yüzden oyunda da kabul edilebilir ve gerçekçi bir ana karakter kullanmak işleri daha güzel hale getirebiliyor.

Marcus ilk oyundan da bildiğimiz siber aktivizm (hacktivism) ağı DedSec’in bir üyesi. Şimdilik bildiğimiz kadarıyla Marcus Holloway’in üzerine işlemediği bir suç yıkılıyor ve kendisi de hacker kabiliyetlerini kullanarak şehrin altını üstüne getirip adını temizlemeye çalışacak. Elbette hikayenin böyle yüzeysel devam etmeyip, daha komplike bir yola gireceğine eminim. Özellikle bu sefer karakter çeşitliliği de farklı kişilerin hikayelerini tecrübe etmemizi sağlayacak gibi duruyor.

San Francisco’da geçecek olan Watch Dogs 2’nin haritası, ilk oyunun haritasına oranla çok daha büyük ve detaylı bir şekilde karşımıza çıkacak. Bu büyük şehirde seyahat etmek artık ilk oyundaki kadar sıkıcı olmayacak. İlk oyunda baş gösteren berbat sürüş mekanikleri bu kez oyunculardan gelen geri bildirimler sonucu düzeltilmiş gibi duruyor. En azından yayınlanan oynanış videolarında araba sürüşünün biraz daha düzgün bir hale getirildiğini görebiliyoruz. Üstelik bu kez şehir içindeki arabaları ve diğer mekanik araçları hackleyip uzaktan kontrol edebiliyoruz. Bu özellik görevlerde bayağı bir işimize yarayacak anlaşılan.

Hack demişken, elbette oyunun can damarlarından birisi olan hack olayı da bu kez büyük oranda geliştirilmiş durumda. İlk oyunda da oldukça detaylı bir hack sistemine sahip olan Watch Dogs her ne kadar bu konuda güçlü olsa da, özelliklerin kullanılmasını fazla gerektirmiyordu. Yani ilk oyunu belirli senaryolar dışında hack özelliklerini kullanmadan bitirdiğimi biliyorum. Watch Dogs 2 bu açıdan daha fazla seçenek sunacak ve kullanımı daha kolay bir sistem ile gelecek. Artık tek bir tuş ile o anki duruma göre birden fazla eylem gerçekleştirebileceğiz. Sokak lambalarını kapatıp açmaktan tutun, köprü barikatlarını indirip kaldırmaya kadar bir sürü eylem tek tuşla gerçekleştirilebilecek.

Yine tek bir hack tuşuna basılı tutarak bu kez daha fazla hack seçeneği karşınıza çıkacak ve hiçbir yan menü ile uğraşmadan aradığınız eylemi direkt olarak bulabileceksiniz. İlk başta bu kadar fazla seçenek biraz kafa karıştırıcı olacaktır elbette ancak koca bir şehir oyun alanımız olacağından, tüm özellikleri deneyerek neyin ne olduğunu öğrenmek de ayrı bir keyifli olacaktır bana kalırsa.

Bu kez çoklu-hack özelliği de oyuna eklenmiş durumda. Aslında ilk Watch Dogs’da da böyle bir özellik vardı ancak pek fazla kullanılmıyordu. İlk bölümde elektrikleri kesiyorduk ve ufak çaplı bir kaos yaratıyorduk, hatırlarsınız. Bu Watch Dogs 2’de biraz daha agresif bir statüye bürünecek. Aklınıza terörizm gelmesin. Sivillere zarar vermeden amacımıza ulaşmak için kullanmamız gereken çeşitli özellikleri bu çoklu-hack sistemi ile kullanabileceğiz. Örneğin bir binaya gizlice girmemiz gerekiyor ve etrafta bir grup insan bulunmakta. Direkt olarak bu insanların telefonuna “tehlikedesiniz, birazdan bulunduğunuz yerde bir patlama olacak!” gibi bir mesaj atabilir ve ufak çaplı bir kaos yaratarak insanların oradan oraya kaçışmasını sağlayıp, bu fırsattan istifade içeri sızabilirsiniz.

Bu tür çoklu-hack seçenekleri sayesinde hem gereksiz silahlı çatışmalardan kurtulacak, hem de görevlerde daha büyük başarılar elde edebileceksiniz. Artık DedSec’in sağladığı yeni oyuncaklar sayesinde bir göreve girişmeden önce dilerseniz havadan bir drone yollayarak içeride kaç düşman olduğunu, giriş çıkış bölgelerini ve kullanabileceğiniz fırsatları görebiliyor ve buna göre de bir plan yaratabiliyorsunuz. Artık öyle harala gürele çatışmaya girmek yok.

Bu yeni DedSec oyuncaklarını şehir içinde çeşitli noktalarda da kullanabileceksiniz. Fazla yaklaşmamanız gereken ve belli bir tehlike aralığına sahip olan bir bölgeye direkt olarak bir drone yollayıp hacklemek istediğiniz noktayı uzaktan hackleyebileceksiniz. Hani bazı görsellerde ve videolarda Marcus’u bağdaş kurmuş bir şekilde kucağında laptop ile otururken görmüştük ya, işte oralarda bu işlemi yapıyor Marcus. Laptop’tan robotlara bağlanıp görevleri uzaktan, güvenli bir şekilde gerçekleştiriyor.

Watch Dogs 2’de yöneteceğimiz Marcus Holloway’in tipi birçok kişi tarafından eleştiriliyor. Ubisoft’un sırf günümüz akımına uymak amacıyla oyuna afro-amerikan bir karakter eklemiş olduğunu düşünen bir kesim Watch Dogs 2’nin ana karakterinden hiç memnun değil ancak ben ön yargı ile yaklaşmamayı ve oyunun çıkışından sonra karar vermeyi tavsiye ediyorum. Son zamanlarda çıkardığı oyunlar ile günümüz modasına ve insanlarına uyan Ubisoft’un sanat yönetmeni ve karakter tasarımcısı kimse gidip alnını öpmek istiyorum. Ubisoft, yeni oyunlarında modayı öyle güzel takip ediyor ki, hem kendi karakterimiz hem de çevredeki diğer insanlar tam günümüze göre, gerçekçi bir giyime sahip oluyor. Watch Dogs 2’de de karakterimizin görünümünü özelleştirirken modadan yararlanacağız. Yayınlanan çoğu video ve görselde Marcus Holloway’in giyim-kuşamının oldukça fazla çeşitliliğe sahip olduğunu ve karaktere de gerçekten yakıştığını görmüştük. Anlaşılan Ubisoft bu kez palto rengi değiştirmekten de ileri gitmiş.

Marcus Holloway’den bahsetmişken, ana karakterimiz bu kez çok daha genç ve çevik bir karakter. Bu bağlamda da oyuna yeni parkur özellikleri eklenmiş. Tıpkı Assassin’s Creed serisinden alışık olduğumuz gibi kimi zaman çatıdan çatıya atlayacak, kimi zaman ise sokaklarda yasalardan kaçarken kendimizi çeşitli engellerin üzerinden atlarken bulacağız. Bu özellik hem oynanışı daha akıcı bir hale getiriyor, hem de sadece araba kullanarak seyahat etmenin monotonluğunu ortadan kaldırıyor.

Ubisoft bu kez Watch Dogs 2’nin çoklu oyuncu modunu da geliştirmiş. Yeni ‘Bounty Hunter’ modu ile paraya ve puana ihtiyacınız olduğu bir anda kendi kafanıza bir ödül koyabilecek ve belirlenen süre içinde diğer oyunculardan kaçıp yakalanmamaya çalışacaksınız. Yakalanmayıp görevi başarıyla tamamladığınızda da belirli bir miktar para ve karakter geliştirme puanına sahip olacaksınız. Bu tür kovalamacalar ile oldukça heyecanlı bir çoklu oyuncu modu bizleri bekliyor.

Watch Dogs 2’ye ilk oyun yüzünden biraz önyargı ile yaklaşılıyor, farkındayım. Zaten bu da haklı bir yaklaşım. Ancak ben bu kez Ubisoft’un Watch Dogs 2 ile güzel şeyler başaracağını düşünüyorum. Watch Dogs 2, 15 Kasım 2016’da PlayStation 4 ve Xbox One, 29 Kasım’da da PC platformu için çıkacak.

Exit mobile version