Kaçımız bu oyun tutkusu yüzünden ara ara hayattan koptuğumuzu düşünmüşdür? Evet, oyun oynamak çok eğlenceli ve zor bir iş. Zor çünkü artık günümüzde çıkan oyunlar şu tuşa bas bu tuşa bas şeklinde altından kalkılacak oyunlar değil. Yaşınız kaç olursa olsun sizden belli bir derecede zeka ve fiziksel kabiliyet istiyor. Üstelik bir de kendisinin oyun oynamayacak kadar üstün olduğunu düşünen kişiler var ki onlar ayrı bir hikaye.
“Bu yaşında hala oyun mu oynuyorsun” laflarını duymaktan sıkıldıysanız siz de benim gibi yapın ve onu söyleyeni bir adventure oyunun karşısına oturtup zor bir bulmaca açın ve “Hadi yap bakalım!” deyin ve bir kola almaya gidin. Döndüğünde ya sinirli bir şekilde “Ne saçma bir şey bu ya!” deyip koşarak kaçtığını ya da sinirden ağladığını göreceksiniz. Sakın arkasından kahkaha atmayı unutmayın.
Ancak bazen de öyle anlar gelir ki oyunlar ciddi anlamda sizlerin hayatlarında yıkıcı etki gösterebilir.
Özellikle oyunda yaptıklarını dış dünyada da yapabileceğini sanan kişiler en sonunda gerek kendilerine gerekese etrafındaki insanlara zararlar verir. Bu bağımlılığın en düşük seviyedeki zararı bile aslında insan hayatında giderlemeyecek bir boşluğa yol açar; bir sevgiliye.
İşte güzeller güzeli Jade Raymond’ın da bir parçası olduğu Ubisoft (onun oyunla hiçbir alakası yok sadece bu yazıda adı geçsin istedim, hatta bu yazımı ona itaf ediyorum) oyuncuların bu sorununu fark etmiş ve onlar için hem eğlenceli hem de etkili bir yol bulmuş.
Her şey bir Move kumandasıyla başladı
We Dare bir flört etme oyunu. Tek bir amacı var eğlenmek ve hoşlandığınız kişi ile etkili bir yakınlaşma yaşayabilmek. Dolayısı ile oyunlar hakkında bildiğiniz geri kalan tüm şeyleri bir kenara bırakın çünkü burada amaç oyunu bitirmek, achivement’ları açmak, gizli bölgeleri bulmak ya da hapsolduğunuz odadan kaçmak felan değil. Hoşlandığınız kişiyle oyun bahanesini kullanarak daha da yakınlaşmak ve arkadaşlarınızla güzel vakit geçirmek. Zaten oyundaki puanlamayı da bu yazdığım cümleye dayanarak yapacağım, sonrasında haksız şikayetler istemem.
İlk başta şunu söyleyelim ki bu oyun bir Rocco Strips ya da Armani takım değil. Sizi ne yakışıklı gösterir ne de nefenizi ferahlatır ve dolayısı ile bir sevgili bulmanızı da sağlamaz (gerçi Rocco da aynı şeyi söylüyor ama olsun). O yüzden bu oyunu oynamayı düşünüyorsanız öncelikle bir sevgili adayınızın olması gerekiyor.
İşin şakası bir yana We Dare gerçekten de iddialı olduğu konuda etkili bir güce sahip. Yani partneriniz ile etkili bir yakınlaşmaya girmek istiyorsanız oyun bu olanağı size gani gani sağlıyor.
Sonra onu aramıza aldık
We Dare her ne kadar 1-4 kişilik bir oyun olsa da kesinlikle tek başına oynamak için düşünülmüş bir şey değil, hele hele iki erkekle kesinlikle oynanmaz bu konuda uyarayım. Oyunun zevki en güzel dört kişiyle çıkıyor. Zaten oyun da size bunu ısrarla tavsiye ediyor, ancak sevgiliniz ile birlikte baş başa oynayarak da eğlenceli bir vakit geçirebilirsiniz.
Peki bütün bu gürültü patırtının kopmasına, reklamların yasaklanmasına ve bazı tarafların şiddetle eleştirmesine sebebp olan şey nedir bu oyunda? İşin aslına bakarsanız We Dare temelde klasik bir Move oyunundan farksız, hatta grafikler ve oyun zorluğunu da göz önüne alırsanız onlardan oldukça alt seviyede, ancak oyunu oynayış tarzınız We Dare’ın derecelendirme seviyesini 3 saniyede 0’dan 100’e çıkartabilir. Nitekim en basit haliyle tek başınıza We Dare oynuyorsanız yapacağınız şey Move kumandasını elinize almanız ve kumandayı sallamanız. İşte bu, bitti, hepsi bu kadar.
Öte yandan oyunu amacına yönelik oynarsanız o zaman işler biraz değişiyor, ama bu konuya devam etmeden önce dilerseniz oyuna makul bir girizgah yapalım.
Onu hunharca bir o yana bir bu yana salladık
Oyuna başlar başlamaz öncelikle oynayacak grubun bulunduğu ruh halini seçmeniz gerkiyor. Nitekim oyunun içerisinde çıkacak mini oyunlar da buna göre değişiklik gösteriyor. Ruh halleri içerisinde büyüleyici, ikna edici, arsız, maceraperest ve zeki seçenekleri mevcut. Daha sonradan oyuna başlamak için karakter seçim ekranı geliyor karşımıza. Dilersek bu karakteri kendimiz oluşturablir, dilersek de sekiz hazır karakterden bir tanesini seçebiliriz. Karakter yaratma işlemi detaylı ancak oldukça basit göz renginden bakış şeklinize sakalınızdan saç biçiminize kadar pek çok özelliğinizi belirledikten sonra henüz oyunun başında olduğumuz için bize sunulan kıyafet ve aksesuarlarla donatıyoruz avatarımızı.
Bu sırada karakter yaratma ekranında yine yaratacağımız avatarın da kendi karakter yapısını belirliyoruz. Bayan karakterler için erkek fatma, vahşi cazibe, komşu kızı, sert iradeli, cazibeli ve dominant seçenekleri mevcut. Erkekler içinse inek (geek), şakacı, spor tutkunu (jock –esasen İskoç demek), problem çözücü ve patates çuvalı yani tembelin önde gideni gibi seçenekler var.
Oyunun başında grubumuz için seçtiğimiz ruh halleri oyunun içerisinde de yer alıyor. Demin de bahsettiğimiz gibi We Dare içerisinde 35 tane ufak oyun var ve amaç ise yakınlaşmak istediğini kişi ile bu oyun sayesinde bir bağ kurmak. Oyunlar ise demin bahsettiğim beş kategoriye eşit olarak dağılmış durumda.
Sonra ona sıkı sıkı sarıldık
Şimdi az önce yarım bıraktığımız oyunu amacına göre oynama kısmına geri dönecek olursak; evde dört arkadaş toplanmışsınız, tesadüf bu ya iki arkadaşınız zaten halihazırda birbirilerinin sevgilisi ve üçüncü kişi de onların sizinle tanıştırmak istedikleri ortak arkadaşları. Bu yabancı aslında çok hoş ve size karşı da boş değil ancak aceleyle yapılmış zamansız bir hamle en sağlam köprüleri bile yıkabilir unutmayın. Dolayısı ile karşı tarafa belli bir tarzda yaklaşmak istiyorsunuz. İşte o anda aklınıza geliyor ve PlayStation 3’ünüzü açıp We Dare’ı takıyorsunuz ve her oyuncuya bir Move kumandası verip eşler halinde oyuna başlıyorsunuz.
Peki ama ne işe yarayacak bu demeyin. Oyuna ilk başladığınızda özellikle de Brainy kısmında “Neler oluyor Allahım? Bu ne?” diye geçirebilirsiniz içinizden çünkü adı üzerinde bu Brainy, burada sizden istenen şey zeka. Ama merak etmeyin elbette tutup logaritmik fonksiyonlar sormuyor oyun. Daha çok genel kültüre dayalı film, müzik ve kız-erkek ilgi alanlarına dair sorularla karşınıza çıkıyor.
Bu sıkıcı anı atlattıktan sonra işler biraz hareketlenmeye başlıyor ve işin içine dans giriyor, tekli danstan eşli dansa, kareografiye kadar değişik şekillerde dans ederek en azından aranızdaki uyumun derecesini anlamaya başlıyorsunuz. Dans olayı oyundaki hemen her ruh hali içerisinde var. Fakat elbette hepsi bu değil. Oyun ilerledikçe ve siz puanları topladıkça faklı oyunlar karşınıza çıkmaya başlıyor ve işler o anda değişiyor.
Bilmece, bulmaca dans derken bir anda oyun sizden eşinizle birlikte elma yeme yarışması yapmanızı istiyor. Siz ikiniz yüz yüze dururken üçüncü bir kişi kumandayı yukardan sarkıtıyor ve siz de onu elmaymış gibi ısırmaya çalışıyorsunuz. Amaç elleri kullanmadan Move kumandasının Move tuşuna ve tetik tuşuna aynı anda en az üç kere basabilmek. Eh sabit durmayan bir kumandayı karşı karşıya duran iki kişi burnu ve ağzıyla yakalamaya çalışınca, o zaman içinizden “Hee şimdi anladım!” diyorsunuz.
Ya da bir başka oyunda arka plandaki fotoğrafın simgelediği döneme uygun bir şekilde avatarınızın kıyafetini değiştirmeniz gerekiyor. Bunun için de kumandayı arka cebinize sokup kalçanızı sallayarak avatarınızın üstünü uygun dönemin kıyafeti gelene kadar değiştiriyorsunuz. Kalçanızı ne kadar iyi sallarsanız o kadar başarılı oluyorsunuz. Ya da kumadayı partneriniz ile aranızda sıkıştırıp (elleri kullanmadan) bir onun tarafına bir kendi tarafınıza eğilerek yağmurdan kaçmaya çalışıyorsunuz.
Sonra bir baktık meğer kumanda aradan kayıp düşmüş
İşte bu ve bunun gibi oyunlardan sonra hoşlandığınız kişi ile belki de hiç ummadığınız kadar yakınlaşıyor ve ne kadar uyumlu olup olmadığınızı görüyorsunuz. Zaten oyun da bu konuda size sonuna kadar yardımcı oluyor. Mesela bir bölümü bitirdikten sonra teker terker oyuncuların aşk karakterlerini, hangi oyunlarda başarılı hangi oyunlarda başarısız olduğuna göre ortaya çıkartıyor (bana heartbreaker çıktı mesela, gülmeyin bununla övündüğüm falan yok). Üstelik bununla da kalmıyor oyunculara içlerinden en iyiyi belirlemek için birbirlerine oy vermesine de olanak sağlıyor. En güzel yanı ise her seans sonunda acayip derecede gelişmiş bilgisayar teknolojisi oynayan dört kişi arasından en iyi potansiyel eşleşmeyi size gösteriyor.
Teknik kısma kısaca bir göz atacak olursak yazının başlarında da bahsettiğim gibi bu oyundan o manada hiçbir beklentiniz olmasın. Zaten eğer amacına uygun oynuyorsanız, ki neden farklı bir sebepten oynayasınız o da ayrı bir mevzu, bu konulara sizler de takılmayacaksınız eminim.
Nitekim oyunun grafikleri klasik Wii grafikleri ile birebir aynı. Hatta ilk başta bir Nintendo oyunu oynadığınızı bile düşünebilirsiniz. Oyunda bronz, gümüş, altın ve platin olmak üzere dört seçenek var. Bunlar mini oyunlardaki zorluk derecesini arttırmaktan çok o seansta toplamanız gereken toplam puanı arttırıyor. Bu arada seanslar otuz, kırkbeş ve 60 dakika olmak üzere üç şekilde belirlenebiliyor. Oyunun arabirimindeki müzik ve sesler de oldukça basit. Özellikle soru oyunlarında sesler bir süre sonra baymaya başlıyor fakat dans bölümlerindeki lisanlı müzikler oldukça iyi ve popüler müziklerden seçildiği için gayet hoş.
We Dare’in atmosferi oldukça neşeli bir yapıya sahip ki amacı doğrultusunda olması gereken de bu zaten. Ana menüsü sadenin de ötesinde. Neredeyse adamlar sadece “oynuna başla” ve “oyundan çık” seçeneklerini koyacaklarmış. Her seans üç yarışmadan oluşyor ancak her kategoride yedi farklı yarışma olduğu için seanslar arasında farklılıklar oluyor.
Yükleme ekranında ise oyun sizlere ilişkiler hakkında bilimsel deneylerden elde edilen bulguları ve genel düşünceleri aktarıyor. Seasnları başarı ile tamamladıkça sizin aşk karakterinize verdiği dereceye göre yeni giyisi ve aksesuarlara erişebiliyorsunuz.
Her şeyden önemlisi oyunun esas espirisi Move kumandasını olağan dışı şekillerde kullanmaktan geçiyor.
Ve sonra perde çekildi, ışıklar kapandı
Genele bakacak olursak We Dare size güzel bir flörtten ve arkadaşlar arasında eğlenceli bir geceden başka hiçbir şey vadetmiyor. Yukarıda bahsettiğim gibi grafikler, sesler ve ara menü müzikleri orta seviyede bir Wii oyunu gibi. Elbette We Dare’da pek çok eski yönler mevcut. Sonuçte herkes herkese benzemez ve dolayısı ile bir kişinin sevdiği şeyi bir başkası beğenmeyebilir. Misal oyun içindeki bazı mini oyunlar daha 30 saniye geçmeden sizi sıkabilir veya artık oyunun geneli size ilk baştaki tadı vermeyebilir. Zaten bitirip baştan tekrar oynayacağınız bir oyun da değil We Dare ki oyunu tamamen bitireceklerin sayısı bile tüm dünya oyuncuları arasında bir elin parmaklarını geçmez.
Eğer bu oyunu bir oyun gibi düşünürseniz o zaman vasatın altında bir oyun olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak amacı doğrultusunda oynanınca da oldukça güzel bir eğlence ortamı oluşturyor.
We Dare size hemen gidin alın, mutlaka deneyin diyebileceğim bir oyun değil nitekim gerekli koşullar sağlanmazsa hiçbir zevkli yanını göremez ve boşu boşuna paranızdan olursunuz, ancak eğer böyle bir imkanınız varsa o zaman hiç yoktan bir deneyin derim.