World of Warcraft Tarihi – Arthas 1
World of Warcraft tarihi, bir başka karakterin hikayesiyle devam ediyor. Ork şefi Thrall’ın uzun hikayesinin ardından, Azeroth’un kaderini değiştiren bir başka karakter, Arthas Menethil’le devam ediyoruz.
Arthas Menethil
Ünvanları: Lordaeron’un Veliaht Prensi, Ele geçirilmiş Lordaeron’un Kralı, Kasap (Sylvanas ve Uther tarafından söylenen), Lich King’in Ölüm Şövalyelerinin İlki, Scourge’un Şampiyonu, Lich King
Lordaeron’un Veliaht Prensi ve Gümüş El’in Şövalyesi olan Arthas Menethil, Kral Terenas Menethil II’nin oğlu ve tahtın varisiydi. Işıkgetiren Uther tarafından bir paladin olarak eğitildi ve nazik büyücü Jaina Proudmoore’la romantik bir ilişki yaşadı.
Gelecek vaat eden başlangıcına rağmen Arthas, Azeroth’un görüp görebileceği en güçlü ve zalim varlıklardan biri haline geldi. Lanetli rünkılıcı Frostmourne’u alarak bir ölüm şövalyesi oldu, Scourge’u Lordaeron’u yıkması için şehre getirdi ve Lich King’le birleşti. Lich King’in egemen kişiliği olarak geçirdiği yıllardan sonra Arthas, Alliance ve Horde’un maceracıları tarafından yenildi. Babası Kral Terenas tarafından kucaklanan Arthas Menethil öldü ve Lich King’in kaskını ardında bıraktı.
Kişiliği:
Arthas bir aksiyon adamıydı- cesur, düşünmeden hareket eden ve açık yürekliydi. İlham veren bir liderdi, onu takip eden adamları için bir örnekti. Diğerleriyle konuşmalarında zeki ve sakindi, ancak kendi kararlarına sahip çıkan ve diğerlerinin de bu kararları kabul etmesini sağlayabilen birisiydi. Arthas’ın kendi halkına ve krallığına karşı güçlü bir bağlılığı da vardı.
Diğer bir taraftan ise Arthas kindardı, sık sık kontrolden çıkar ve kaybetmeyi hoş karşılamazdı. Her zaman diğerlerinden kabul görmek ister ve sık sık değerinin anlaşılmadığını düşünürdü. Diğerlerinin onun güvenine ihanet etmeleri düşüncesini kabullenemezdi. Amaçları iyimserdi, ancak Frostmourne’u eline alır almaz, Lich King onun hatalarını ve isteklerini açığa çıkardı. Her ne kadar kılıcı eline halkını savunmak için almış olsa da, bu hiçbir işe yaramadı, halkını korumak istediği yıkımın ta kendisi olmuştu.
Babasının ölümünden sonra Arthas, artık pişmanlık, utanç veya acıma hissetmediğini iddia ediyordu ki bu da ruhunu Frostmourne’a kaybetmesiyle açıklanabilirdi. İşte orada yeni bir Arthas doğmuştu, kötü bir espri anlayışına sahip, acımasız ve küçümseyen biri.
Buna karşın, onun derinlerdeki bir kısmı hala yaşıyordu ve karanlığa karşı savaş veriyordu. Onun kişiliğinden kalan bu son parçayı da Lich King yok etti. Frostmourne kırıldığı ve Lich King yenildiğinde, onun da ruhu serbest kalmıştı.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Biyografi:
Annesi Lianne Menethil’in Kral Terenas Menethil II’ye verdiği ilk çocuk olan Prens Arthas Menethil, İlk Savaş’ın başlamasından 4 yıl önce doğmuştu. Genç prens, Azeroth’un savaşın yıkımıyla çalkalandığı, Alliance’ın çatırdadığı ve ufukta kara bulutların göründüğü bir dönemde büyümüştü. Genç bir çocukken Varian Wrynn’le dost oldular.
Arthas’ın babası Kral Terenas ve annesi Lianne
Arthas gençliğinde cüce kral Magni Bronzsakal’ın kardeşi Muradin Bronzsakal tarafından eğitildi ve becerikli bir kılıç dövüşçüsü oldu. Işıkgetiren Uther’in korumasındaki Arthas, Gümüş El Şövalyeleri’ne henüz 19 yaşındayken katıldı. Katılım seremonisi Stormwind şehrindeki Işık Katedrali’nde gerçekleşti ve aynı gün “Işığın İntikamı” adındaki kutsal gürz verildi.
Işığın İntikamı (Light’s Vengeance)
Aceleci ve inatçı tavrına karşı Arthas, tanınmış bir savaşçı oldu. Ünlü saldırılarından biri, Zul’Aman’dan Quel’Thalas’a saldıran bir grup orman troll’üne karşı hazırladığı beklenmedik saldırısıydı.
Bu saldırı sırasında Arthas, Daelin Proudmoore’un en küçük kızı, büyücü Jaina’yla tanıştı. Yıllar geçtikçe iyi bir dostluk başladı ve bu dostluk, duygusal bir hale dönüştü. Birbirlerine çok âşıktılar. Ancak nihayetinde Arthas, birbirleri için hazır olup olmadıklarını sorguladı. Sonucunda Arthas, Jaina’nın Dalaran’daki büyü çalışmalarına dönmesi ve kendisinin de Lordaeron’a karşı olan sorumlulukları nedeniyle bu ilişkiyi sonlandırdı. Kısa bir süre sonra aşklarını yeniden alevlendirme konusunda anlaşmışlardı, ancak bu tam da Scourge istilasının başlangıcına denk geliyordu ve ikisinin de hayatları sonsuza dek değişecekti.
Undeath Vebası
Lordaeron’da sıkıntılar başgösteriyordu. Ork’lar toplama kamplarından kaçıyor ve kuzey topraklarından gelen bir “veba”nın haberleri yayılıyordu. Arthas ve Uther, Strahnbrad’a kasabayı ork baskınlarına karşı savunmak için gönderildiler. Genç prens kara ejder Searinox’u öldürdü ve kalbini cüce Feranor Steeltoe’ya bunu bir alev küresine koyması için verdi. Arthas bu büyülü nesneyi, Blackrock Klanı’nın baskınlardan sorumlu olan kılıç ustasını yenmek için kullandı.
Fakat zombi vebası şeklinde daha tehlikeli bir tehdit ortaya çıktı. Jaina ve Yüzbaşı Falric, şimdi 23 yaşında olan Arthas’a katılmak ve bu ilginç vebayı araştırmak için gönderildiler. Vebanın yayılmış olduğu bir tahıl ambarında undead ordusuyla savaştılar. Brill kasabasında büyücü Kel’Thuzad’la karşılaştılar ve onu Andorhal’a kadar takip ettiler.
Kel’Thuzad çoktan Androhal’de depolanan tahıla veba bulaştırmış ve diğer köylere göndermişti. Arthas onu öldürmeden önce Kel’Thuzad, Scourge’u yöneten bir Nathrezim iblisi olan Mal’Ganis’ten bahsetti. Jaina ve Arthas kuzeye, Stratholme’e onu karşılamaya gittiler.
Arthas ve Jaina, yolda Hearthglen köyünde dinlenmeyi umarak durdular. Ancak yaklaşan bir undead ordusu konusunda uyarıldılar. Arthas Jaina’ya Uther’i bulmasını ve kasabayı savunmak için kalırken onun yardımına ihtiyaç duyacaklarını söyledi. Arthas vebanın toplu bir katliam olmadığını, masum kasabalıları zombi yaratıklara dönüştürdüğünü keşfetti. Arthas’ın kuvvetleri zar zor saldırıyı tutarken, yenileceği sırada Uther ve ek kuvvetler yetişerek köyü kurtardılar.
Stratholme yolunda Arthas, gizemli elçi Medivh’le karşılaştı. Medivh ona, Terenas’a verdiği tavsiyenin aynısını verdi – batıya, Kalimdor’a gitmek. Arthas ona yerinin halkının yanı olduğunu ve onları geride bırakmayacağını söyledi. Jaina elçinin doğru söylüyor olabileceğini belirtti ancak Arthas ona önem vermedi ve Stratholme’e devam etti.
Haftaya Arthas’ın hikayesinin devamıyla sizlerle birlikte olacağız. Hoşçakalın!