World of Warcraft Tarihi – Arthas 4

Donuk Taht’a Yarış

Arthas, Azjol-Nerub’un kapılarına geldiğinde kendini cücelerin ateşi altında buldu. Bu cüceler liderleri Muradin’in öldüğünü gören cücelerdi. Şimdi ise Muradin’in bir alt rütbesindeki Baelgun Alevsakal onların başındaydı.  Sapphiron’u dışarda bırakan Arthas, sadece Baelgun’un cüceleriyle değil, hayatta kalan nerubian’larla da savaştı. Anub’arak’ın yardımı yadsınamazdı. Kendisi Arthas’ın yolunu kapatacak olan birçok engeli etkisiz hale getirdi.

Arthas Baelgun’la karşı karşıya geldiğinde, cüce onu kayan toprağın krallığın altındaki kadim bir şeytanı uyandırdığını söyledi. Arthas ve Anub’arak krallığın daha da derinine inmeye devam ettikçe, bu şeytan daha da belirgin hale geldi – Yüzü Olmayanlar, sadece efsanelerde anlatılan hırçın ve güçlü bir ırk. Arthas ve Anub’arak, inanılmaz bir güçte olan Unutulmuş’u bile yenmeyi başardılar.

Üst Krallık’a doğru ilerlediklerinde bulundukları tünelin bir kısmı deprem nedeniyle kapandı ve Arthas’la Anub’arak’ı ayırdı. Genç kral karşısına çıkan birkaç bubi tuzağını kendi yetenekleriyle aşmak zorunda kaldı. Ancak Anub’arak sonrasında kazarak Arthas’ın yanına geldi ve tekrar bir araya geldiler. Bir araya geldiklerinde Crypt lordu genç ölüm şövalyesine neden Ner’zhul’un onu şampiyonu olarak seçtiğini anladığını söyledi. Azjol-Nerub’dan yüzeye çıkarken Lich King, Arthas’la bir kez daha iletişime geçti ve Donuk Taht’taki bir çatlak nedeniyle enerji sızıntısı olduğunu ve gücünün zayıfladığını söyledi. Ner’zhul Arthas’ın güçlerini yeniledi, çünkü sıradaki dövüşte bu güçlere ihtiyacı olacağını biliyordu.

Yüzeye ulaştıklarında ise onları Illidan’ın güçleri bekliyordu. Vashj’ın naga’ları ve Kael’in kan elfleri de Arthas’ın yardımcılarını karşılamaya hazırdı. Anub’arak’ın yardımıyla birlikte Arthas, düşman güçleri arasından sıyrılıp sihirli bir şekilde dört Icecrown Obelisk’ini aktif hale geçirdi ve Donuk Taht’ın kapılarını açtı. Ancak Illidan onu bekliyordu.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Zafer Lich King’in

Kısa ama yoğun bir dövüşün ardından Illidan, dikkatsiz bir şekilde açık verdi ve Arthas bunu kendi lehine çevirdi. Frostmourne’la birlikte iblis avcısının göğsünü yardı. Illidan karlara yıkıldı ve Arthas Icecrown’ın kapılarına döndü. Arthas yürümeden önce, Illidan’ı Azeroth’u terk etmesi ve bir daha dönmemesi için uyardı.

Arthas oyuk buzula girdi ve buzdan çıkan sarmal şeklindeki yapıyı gördü. Kaderine doğru giden basamakları çıktıkça, terkettiklerinin sesleri aklından geçti. Muradin Bronzsakal, Uther ve Jaina’yı ona seslenirken duydu, ancak onları yoksaydı ve ilerlemeye devam etti. Yapının tepesine ulaştığında buzdan bir duvar gördü. İçerisinde bir zırh vardı ve adeta dev bir tahtta oturuyor gibiydi. Şimdi ise ona sadece tek bir ses konuşuyordu – Ner’zhul’un kulak tırmalayan fısıltısı.

“Kılıcı ait olduğu yere koy…çemberi tamamla…beni bu hapisten kurtar!”

Büyük bir haykırışla birlikte Arthas, Frosmourne’u Lich King’in buzdan hapsine geri soktu ve lanetli bir çığlıkla birlikte Donuk Taht patladı. Kristal parçaları oraya buraya savrulmuştu. Arthas, ayağının dibine düşen Ner’zhul’un dikenli kaskına uzandı, eline aldı ve hayal edilemeyecek kadar güçlü olan bu yapıtı kafasına geçirdi.

“Şimdi”, aklında Ner’zhul’un sesi yankılandı; “biz biriz!”

O anda Ner’zhul ve Arthas’ın ruhları, Lich King’in bugüne dek planladığı gibi, tek ve güçlü bir varlık haline geldi. Tek bir varlık olarak Arthas, şimdi ise yarısında Azeroth’un bildiği en güçlü varlıklardan biri, yeni Lich King olmuştu.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Scourge’un Lich King’i

Arthas rüyasında insanlığını sürgüne yollamış ve Ner’zhul’un ruhunu baskılamıştı. Böylelikle kendisi Lich King’in baskın kişiliği haline gelmişti.

Lich King olarak Arthas, Azeroth’un Scourge tarafından bir başka istilasını başlatmış, Northrend’de Horde, Alliance, Argent Crusade ve Ebon Blade Şövalyeleri’nin birleşmesiyle oluşan bir karşı gücün doğmasına neden olmuştu. Bu şekilde Northrend’e birçok güçlü kahramanı çekmiş ve onların karşısına birçok farklı engel çıkarmıştı. Bunun amacı zayıf olanları eleyip, güçlü olanların ahlaklarını sorgulamaktı. Bu şekilde dünyanın en muhteşem savaşçılarını kendi saflarına katacak ve aynı kendisi gibi bu savaşçıları kendi yurtlarına saldırtacaktı.

Ölümü

Planı neredeyse Horde, Alliance ve Ashen Verdict güçlerinin Icecrown Hisarı’nı kuşattıktan sonra Tirion Fordring tarafından yönetilen bir grup maceracının Donuk Taht’a kadar ulaşması ve onunla dövüşmesine kadar başarıyla sonuçlanacaktı. Lich King, Tirion’u bir buz bloğunun içine hapsetmişti ve savaşın ortasında maceracıları tek ve güçlü bir darbeyle öldürmüştü. Nihayetinde ölenleri zombi olarak uyandıracakken, Tirion kendini bu bloktan kurdardı ve Ashbringer’la Froustmourne’ı yok etti. Rünkılıcının içindeki tüm ruhlar kurtuldu, Arthas’ınki de dahil. Lich King ciddi şekilde zayıflamıştı ve Tirion’un yanında savaşanları, Terenas yeniden canlandırdı. Babasının ruhu tarafından kucaklanan Arthas, ölmek üzereyken babasına artık her şeyin bitip bitmediğini sordu. Terenas ona “Uzun bir süreden sonra. Hiçbir kral sonsuza dek hüküm süremez, oğlum.” Dedi. Arthas önünde sadece karanlığı gördüğünü söyledi ve gözleri kayıp eli cansız bir şekilde yere düştü.

Mezarı

Bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yok, ancak yeni Stormwind mezarlığındaki yeni ve büyük bir lahit, Arthas’ın mezarının burada olduğunu düşündürüyor. Üzerinde Lordaeron arması olması ve Lordaeron’lu önemli karakterlerin de mezar ve anıtlarının burada olması, kuşkuları güçlendiriyor.

Böylelikle Arthas Menethil’in hikayesinin de sonuna gelmiş oluyoruz. Önümüzdeki hafta, World of Warcraft evreninden bir başka karakterin hikayesiyle birlikte olacağız. Görüşmek üzere.

Exit mobile version