Tankın cehennem sıcağı kulesi içerisinde vizörün başında büzüşmüş, terden sırılsıklam alnınızı otuz beş santimetre kalınlığındaki çelik parçasına dayamış bekliyorsunuz. Birkaç karış uzağınızdaki 83 mm’lik top, buna bağlı kundak, kundağa zırh delici mermileri taşıyan şerit ve kulakları sağır eden patlamanın şiddetinden tankı koruyacak süspansiyon takımları, parmağınızın hemen altındaki tetik ile birlikte harekete geçip, midesinde bulunduğunuz çelik canavarı canlandıracak. Ama henüz değil, henüz zamanı gelmedi. Çalılıkların arasında bir kıpırtı var ama, bu başka bir tank mı, dost mu yoksa düşman mı henüz belli değil. On beş dakikadır kayalıkların arasında gizlenmiş, her an karşıdan bir Tiger veya Panther çıkma ihtimaline karşın herkesin sinirleri gergin. Motorun tekleyip durduğu yetmiyormuş gibi, cephane de iyice azaldı. Telsiz operatörü terden sırılsıklam olmuş üniforması üzerinde belki bir uyarı gelir diye dakikalardır kulaklıklarından parazit dinliyor. Bekleyiş dakikalarca devam ederken, herkesin yerinden sıçramasına sebep olan korkunç bir patlama yükseliyor. Biri çalılarda saklanan tankı vurdu! “Ama kim acaba?” demeye kalmadan gökten inen ‘Victory’ yazısı ve eşliğindeki skor tablosu ile takımımızın her nasılsa kazandığını öğreniyor ve fare tuşunun üzerinde durmaktan kramp girmiş parmak kaslarımızı gerip, yeni bir savaşa, yeni bir kedi-fare oyununa, yeni bekleyişlere doğru tankımızı sürüyoruz…
Gerçekten… Sıkılmadınız mı bundan?
Tanklar her ne kadar ilginç oyuncaklar olsa da, iki boyutlu bir taktik şemasına bağlı kalmak, yavaş gelişen savaşlar ve kazanmanın en iyi yollarından birinin soteye yatmak olması, bazıları için World of Tanks oyununu yavan bir deneyim olmaktan öteye taşıyamıyor. Daha çok aksiyon, daha çok adrenalin, oyuncu yeteneğinin daha çok öne geçtiği ve bir anda savaşın seyrinin değişebildiği oyunlar arayanlar (yani belasını arayanlar) için Wargaming, yeni oyununun kapalı beta sürümünü başlattı.
World of Warplanes
Wargaming, World of Tanks ile yakaladığı ve kimsenin ummadığı başarısını World of Warplanes ile sürdürmeye kararlı. Bu yüzden, nispeten benzer bir yol izliyor. Oyunumuz, çok oyunculu on-line bir oyun ve hafiften free-to-play mantığı üzerine kurulu.
Önce şu “hafiften” kısmına değineyim. World of Tanks’te olduğu gibi, oyuna gerçek para yatırılarak elde edilebilecek bariz bir başarı veya daha başarılı olmanızı sağlayacak bir eklenti bulunmuyor. Gerçek para ile satın alınabilecekler ya genellikle deneyimli oyuncular karşısında anlamsız kalacak bazı küçük bonuslar ve kendi keyfinize göre düzenleyebileceğiniz görsel çeşitlilikten ibaret. Eğer World of Tanks’e aşinaysanız, forumlarda oyuna gerçek para yatıranlar ile nasıl dalga geçildiğini bilirsiniz. Aynı durum, World of Warplanes’te de gerçekleşecek gibi. Yani “Parası olan kazanır” diye bir şey yok. Hele hele tamamen hava savaşlarından oluşan ve oyuncunun el-göz koordinasyonundan daha önemli hiç bir şeyin olmadığı bir oyunda, para yatırmak daha da önemsiz bir hale geliyor.
Kemerlerinizi bağlayın!
World of Warplanes, World of Tanks gibi aynı mantığı yürütüyor: Basit uçaklar ile savaşa başlıyoru. Deneyim ve para kazandıkça uçaklarımızı geliştiriyoruz. Uçaklar gelişince daha güçlü, büyük, hızlı, manevra veya ateş gücü yüksek, daha modern uçaklar açılıyor ve bunlarla savaşa devam ediyoruz.
Oyunda şu anda oynanabilir durumda dört ülkenin uçağına yer verilmiş: ABD, Almanya, Japon İmparatorluğu ve SSCB. Rus uçaklarını daha çok sevdiğimden ve başla oyunlarda da genellikle Rus uçakları ile oynadığımdan, World of Warplanes’i öncelikle Rus uçakları ile denedim.
Uçaklarınızın bulunduğu hangar, World of Tanks’teki hangar ile hemen hemen aynı. Aynı işlevlere sahip: Teknoloji ağacı, uçak ağacı, cephane seçimi, uçağımız üzerinde görsel değişiklikler yapma ve tabi ki savaşa katılma.
Uçak kullanmak, haliyle tank kullanmaktan biraz daha zor olduğu için Wargaming, bu sefer tek başımıza bot’lara karşı savaşa girip, multiplayer’da rezil rüsva olmadan önce biraz yeteneklerimizi geliştirmemizi ve uçakları tanımamızı sağlayan tek kişilik bir savaş seçeneği de koymuş.
Şu an kapalı beta’da açık olan diğer savaş seçeneği ise, doğrudan bir savaşa girmek. Savaşlar, 16’şar kişilik iki takımın kapışmasından oluşuyor ve takımlarda hangi uçakların olacağı oyuncuların deneyimine ve uçakların gücüne göre belirleniyor. Ama her takım aynı milletten olacak diye bir kural yok. Ruslar, Japonlar, Almanlar ve Amerikalılar yan yana savaşabiliyorlar. Bütün bu milletlerin uçak tasarımları ve uçaklarını boyarken tercih ettikleri şekiller farklı olduğu için, kendinizi sanki uçak bir sirkin ortasında hissediyorsunuz.
Kullanabildiğimiz uçaklar üç çeşit: Hafif avcılar, ağır avcılar ve bombardıman uçakları. Zaten adlarından bu uçakların ne işe yaradıkları üç aşağı beş yukarı anlaşılıyor. Oyunun ilerleyen zamanlarında Wargaming, başka uçak çeşitleri de oyuna dahil edecek. Oyun içerisinde, savaş yıllarında yalnızca çizim masasında kalmış ve hiç üretilmemiş uçaklara da yer veriliyor.
Kontroller
Uçaklar klavye ve mouse ile kontrol ediliyor. Zaten havada uçarken savaşa başlıyorsunuz, yani kalkış ve iniş dertlerimiz yok. Mouse ile uçağın nişangahını, dolayısı ile uçtuğu yönü ayarlıyoruz. Bu kadar. Geri kalan tüm kontrolleri, gereken pitch, yaw ve benzeri açıları, dümen açısını ve bir simülasyon olsa uğraşmamız gereken tüm ayarlar otomatik olarak yapılıyor. Klavyeden ise uçağın motor gücünü, dolayısı ile ne kadar hızlı uçtuğumuzu, varsa roketlerimizi ve bombalarımızı yönetiyoruz. Kontroller oldukça basit. Ama benim gibi simülasyon oynamaya alışmış kişiler için biraz fazla basit ve bu basitliğin getirdiği bazı dezavantajlar var.
Örneğin, kuyruğunuza yapışmış ve üzerinize 7 mm’lik otomatik topları ile izli mermi yağdıran bir avcı uçağından kaçmak için normalde yapılabilecek bir çok karmaşık manevrayı bu kontrol basitliği ile yapmanız pek mümkün değil. Zaten, uçakların mouse’a verdikleri tepkiler de bir garip. Sanki havada değil de bir jölenin içinde uçuyormuşsunuz gibi geliyor. Bilerek uçağın havada dengesini bozup birden bire irtifa kaybetmek ve böylece uçaksavar ateşinden kaçmaya çalışmak gibi simülasyonlarda sık kullanılan hileler bu oyunda geçerli değil. En azından şimdilik.
İsterseniz oyunu joystick ile de oynayabiliyorsunuz. Uçakların joystick’e verdikleri tepkiler çok daha düzgün. Çok daha iyi bir uçma hissiyatı var ve uçağın yapmasını istediğiniz manevraları daha rahat yapabiliyorsunuz. Ancak, mouse’un hassasiyeti, özellikle ateş ederken doğal olarak joysitck’de yok.
Açıkçası her ne kadar mouse ile uçak vurmak daha kolay olsa da, ben oyunu denemek isteyenlere joystick öneriyorum. Çünkü savaşlar havada yapılıyor ve saklanabileceğiniz, soteye yatabileceğiniz, çok fazla hasar görürseniz çekilebileceğiniz bir yer yok. Havadasınız işte! O yüzden, bu oyunda vurulmamak, vurmaktan çok daha önemli. Zaten her savaşta tek hakkınız var ve uşağınız düşerse savaş sizin için bitiyor. Tabi ki hangara geri dönüp, eğer varsa başka bir uçağınızı seçip başka bir savaşa katılabilirsiniz.
Kokpitten dışarı baktığımda…
Oyunun grafik motoru World of Tanks’teki ile aynı. Dolayısı ile aynı grafik kalitesine sahip. Farklı olan tarafı ise, haritaların çok büyük olması. World of Tanks’te en büyük haritalar bile 1 kilometre kare kadar bir alanı kaplarken, World of Warplanes’de 220 kilometre kare. Bu kadar büyük olmaları çok normal. Tanklarla oynarken en fazla 60 KM hız yapabilen savaş araçlarını kullanıyoruz ve genellikle arazien yararlanıyoruz. Uçaklar ise rahatlıkla 600-700 KM hızla uçuyorlar ve durmuyorlar. Ayrıca yerden 2000 metre yükseklikteyken etrafımıza baktığımızda harita sınırlarını görmemiz sinir bozucu olurdu. Dolayısı ile haritalar büyük ve nispeten detaylı hazırlanmış. Peki madem uçuyoruz, yerdeki dağlar, göller, kanyonlardan bize ne?
Oyundaki savaşları kazanmanın iki yolu var. Birincisi ve çok bariz olanı, düşman uçaklarını yok etmek. İkincisi ve aslında oyuna gerçekten taktiksel değer katan yol ise, düşmanın yer hedeflerini vurmak. Bu yer hedefleri tanklar, depolar, uçaksavalar olabiliyor. Yer hedefleri vuruldukça takımınız puan kazanıyor ve rakip takıma karşı ezici bir puan üstünlüğü kazandığınızda da savaşı kazanmış oluyorsunuz. Bombardıman uçakları haliyle yer hedefleri tamamen haritadan silebilecek güce sahipler. Ama bombardıman uçaklarının korunması gerekiyor. Bu da özellikle hafif avcıların bir tür koruma görevinde olmalarını gerektiriyor. Oyunun bu basit yapısının anında grup taktiklerini ortaya çıkartması gerçekten çok güzel. İlk başlarda savaşlarda doğal olarak bir kaos ortamı hakim oluyor, ama konularında daha özelleşmiş ve daha güçlü uçaklar açıldıkça, grup taktikleri kullanarak savaşmak gerekiyor. Çünkü bir bombardıman uçağının bir ağır avcı uçağa karşı neredeyse hiç bir şansı yok.
Kötü yanı ne?
Oyunun kapalı betasını denerken “hata” denilebilecek hiç bir durumla karşılaşmadım, ama “eksik” olarak nitelendirebileceğimiz bir çok yönü var. Örneğin, uçakları hep dışarıdan görüyoruz, kokpit içi görüntü yok (varsa bile ben bulamadım). Doğru düzgün bir trainer yok. Oyun içinde, kontrollerin ne işe yaradığını gösteren herhangi bir yazı, toplu veya video yok. Oyunun simülasyon veya realistik modu yok. Yani gerçekten bir savaş uçağı kullanma deneyimi yaşamak istiyorsanız, World of Warplanes yanlış oyun. Ama “arcade” tarzda hava savaşları yapmak ve İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan uçakların neye benzediklerini merak ediyorsanız, World of Warplanes ileride iyi bir oyun olacakmış gibi duruyor. Açıkçası, ben simülasyon meraklısı olduğum için beni pek açmadı. Ama bir çok kişinin hoşuna gideceğinden eminim.