Zoo Tycoon 2

“Baba bu ne?” “Maymun evladım.” “Aaa, ne kadar da bize benziyor!.” “Ya sabır, tövbe tövbe!” Böyle bir diyaloğun, hayvanat bahçesinde bir baba ile çocuğu arasında geçmesi muhtemeldir. Çocukcağız daha ufaktır, merak hormonları doruk noktasındadır ve gördüğü her yeni şey hakkında ağır sorular sorma konusunda üzerine yoktur. Ne zaman ki bir hayvanat bahçesine götürülür, o zaman bu merak olayı daha da abartılı bir hal almaya başlar. Çocuk, hayatında ilk defa gördüğü birçok yaratık ile iletişim kurmaya çalışır. Başarılı olamayınca da çareyi, ailesine öldürücü sorular sormakta bulur. Aile vaktin geçmesi ve eve dönme saatinin yaklaşması ile yanıp tutuşurken, çocukcağız hayatında gördüğü en değişik yaratıklar ile oldukça hoş vakit geçirmektedir. Daha sonra çocuk, bunların genel ismine hayvan denildiğini ve aslında hepsinin de tek tek adları olduğunu öğrenir. Nihayet gün, ağlama ve haykırma sesleriyle, üstelik sevimli bir köpek görme seansından sonra, bir köpek isteme diyaloğu ile sona erir. Görüldüğü gibi, aslında hayvanat bahçeleri, sanıldığından çok daha sosyal yerler.

Aslanın yeleleri alev gibi
Zoo Tycoon serisi de, hayvanat bahçesinin kurulumundan ve gelişiminden sorumlu olmamızı sağlayan bir konsept. Elimizde bulunan boş araziyi, hayvanat bahçesi olarak değerlendiriyoruz. İçine, ziyaretçilerin merakların ilgilerini doruk noktasında tutacak hayvanlar yerleştiriyor, sırf yerleştirmekle kalmayıp onların bakımlarından da sorumlu oluyoruz. Açlıkları, susamaları, kirlenmeleri ve eğlence istemeleri aşikar. Üstelik hepsi de farklı farklı karakterlere sahip. Vahşi hayvanların bakımı daha zor, üstelik iyi bakılmadıkları zaman da oldukça tehlikeli olup dehşet saçabilirler. Hayvanları ziyaretçilere sergilemekten çok, onları eğlence amaçlı kullanarak daha da başarılı olmak önemli. Çeşitli atraksiyonlarda hayvanlarımızı kullanabilir ve onları temiz ve düzgün hazırlanmış çitler içerisinde sergileyebiliriz. Sadece hayvanlarımız değil, parkımızın genel görünümü de çok önemli. Ziyaretçiler, ihtiyaçlarını rahat bir biçimde giderebilmeli ve istedikleri şeyleri tedarik edebilmeliler. Örneğin, karınları acıktığı zaman ellerinin altında restorantlar bulunmalı, ya da susadıkları zaman gereken yerde içecek makinalarını bulundurmalıyız. Bunlar sadece, ziyaretçilerin isteklerinin iki tanesi. Bunların dışında, banklar, danışma masaları, eğitmen bölümleri, ATM makinaları gibi öğeleri de hayvanat bahçemizde bulundurmamız gerekiyor. Hayvanat bahçesi deyip geçmemek lazım. Zoo Tycoon 2, bahsettiğimiz tüm bu öğeleri, ayrıntılı ve eğlence unsuru sağlayacak biçimde bünyesinde barındırıyor. Yalnız, parkı kurmak, yerleştirmek ve hayvanların bakımını sağlama işlerini bir nebze kıvırdıktan sonra, sıra para kazanmaya gelince biraz çuvallıyoruz. İşlerin rayına tam olarak oturabilmesi için uzunca bir süre gerekiyor.

Zoo Tycoon 2, tycoon tarzındaki oyunlardan alıştığımız üzere, farklı ama aslında aşina olduğumuz mod’lar ile birlikte geliyor. Özellikle, ismi her oyunda değişik olarak anılsa da (mesela Sandbox gibi), bu oyunda Freeform olarak geçen mod, en gerekli mod’lardan olma özelliği taşıyor. Burada bize sınırsız para, hayvanat bahçemizde kullanabileceğimiz tüm bina ve hayvanlar açık olarak sunuluyor. Bu mod’dan, oyuna alışma konusunda yararlanabilir, senaryolu kısımlara geçmeden önce, parkımızı ne şekilde dizayn edebileceğimizi deneyebiliriz. Alışmak ve menülere tamamen ısınabilmek için ideal bir mod olarak görülebilir. Burada alışma sürecini tamamladıktan sonra, başarı sağlamaya çalışacağımız esas mod’ları oynamaya başlayabiliriz. Bunlardan birisi Challenge. İstediğimiz iklim ve bölgeye göre bir arazi seçiyor ve parkımızın inşaasına başlıyoruz. Bu sefer, sınırlı paramız, daha açılmamış olan hayvan ve binalarımız bulunuyor. Parkımızı yaparken, oyun içerisinde bize çeşitli görevler veriliyor ve biz de bunlarda başarılı olmaya çalışıyoruz. Bir yandan bahçemizin gelişimi ile uğraşırken, diğer yandan da görevin gerektirdiklerini yapmaya çabalıyoruz, bu da bizi bayağı zorluyor. Bir de önemli mod olarak Campaign var. Burada da, ilk senaryodan başlayarak diğerlerini tek tek açmaya ve campaign’lerin gerektirdiklerini uygulamaya çalışıyoruz. Zoo Tycoon 2’de de genel olarak Campaign ve Challenge mod’ları üzerinde uğraşılacağını tahmin ediyorum. Ayrıca, Campaign modunun içerisinde Tutorial senaryoları var ki, bunlar da öğrenme konusunda önemli rol oynuyorlar. Onlara da göz atmakta fayda var, zaten bir öncekini başardıkça bir sonrakini açabiliyoruz.

Devenin hörgücü dağ gibi
Zoo Tycoon 2, 3D grafiklere sahip. Kamera rahat bir şekilde hareket ettirilebiliyor, zoom in ve out seçenekleri bulunuyor. Zoom yaptığımız zaman parkın içine kadar girebiliyor (gerçi böyle bir görüntü şekli tek başına da mevcut). Yalnız, kameranın en tepede bulunduğu zamanki görüntüsü pek hoşuma gitmedi. Sanki görüntü sınırlı kalıyormuş gibi bir izlenim uyandırdı, yani bir yere birşey döşemek istediğimiz zaman, kamerayı en tepeye alsak bile görüş açısı çok fazla açılmıyor, bu yüzden de kamera ile fazlaca oynamamız gerekiyor. Bunların dışında, kamerayı Guest mod’una alınca, parkımızın içerisinde birinci şahıs görünümünden dolaşmaya başlıyor, oluşturduğumuz bina ve hayvanlara daha yakından bakma şansına sahip oluyoruz. Bunların yanında, bu mod’dayken çeşitli aksiyonlar da göstermek mümkün. Örneğin, yere atılmış olan çöpleri temizleyebilir, hayvanlarımızın yanlarına giderek, onları yıkayabilir, yemlerini tazeleyebilir ya da su verebiliriz. Tuttuğumuz Zoo Keeper’ler yetersiz kaldığı zaman, onlara yardımcı olmak için önemli bir mod bu. Bunların dışında, bir de fotoğraf görünümü bulunuyor. Bu mod’a geçince, bir fotoğraf makinesi tutuyormuşuz gibi görüntümüz oluyor. Görüntüleyebileceğimiz renkli kareleri ya da hayvanlarımızın eğlenirken sergiledikleri mimikleri fotoğraflayabiliriz. Daha da önemlisi, Challenge modunda oynarken, bizden bazı binaların resimlerinin çekilmesi bir görev olarak verilebilir. O zaman da bu mod’dan faydalanacağız. Kendi gözümüzden gördüğümüz mod’a geçtiğimiz zaman, 3D grafiklerden daha fazla istifade edebiliyoruz ama süper kalitede bir iş de beklemeyin. Sonuçta bir strateji oyunu oynamaktayız ve renkli görüntülerle dolu 3D grafikler zaten yeterli olacaktır.

Zoo Tycoon 2’nin ana temasını, bahçemizi düzgün bir biçimde yerleştirmek ve ziyaretçilerin ilgilsini çekebilecek kadar, maksimum hayvan çeşidine ulaşmak olacaktır. Hayvanlarımızı, yaşadıkları doğal bölgelere göre kafeslendirmeli ve gerektiği gibi beslemeliyiz. Genelde hayvanlar, geniş alanları olduğu zaman mutlu oluyorlar. Bu yüzden, onların etrafını çitlerle döşerken, alanı tutabildiğimiz kadar geniş tutmamız gerekiyor. Hayvanların etrafını çitlerle çevirmekle bitmiyor tabii, onlara gereken yiyecek ve içecekleri sağlamalı, konforlarına uyacak biçimde bir kulübe de tahsis etmeliyiz. Bir de eğlence seviyeleri var ilgilenmemiz gereken. Bunun için de, oynayabilecekleri çeşitli materyalleri de çitlerin içine koymalıyız. Canı sıkılan bir hayvan, aynı zamanda da mutsuz bir hayvan olma özelliği taşıyor. Bu açıklamadan sonra, “Hangi hayvan ne yer, neyle oynar, neler ister, ne bilelim?” gibilerinden sorular gelebilir. Bunun için de oyun gayet güzel birşey düşünmüş. Bahçemizde bulunmasını istediğimiz hayvanı seçtikten sonra, sağda hayvana ait olan menüde, danışman butonu var. İşte birçok yerde başvuracağınız ve hayvanlara tanıyana kadar hep kullanacağınız bir opsiyon. Seçildiği zaman, ilgili hayvanın neler yediğini, hangi çitler arasında ve ne gibi kulübelerde yaşadığını, ne gibi materyallerle oynamayı sevdiğini, ne gibi yer şekilleri ve doğa öğeleri istediğini görebiliyor ve hemen orayı kullanarak saniyesinde bahçemize monte edebiliyoruz. Bu özelliğin düşünülmesi, Zoo Tycoon’u daha önce oynamamış ve hayvanların özelliklerini merak edenler için de büyük önem teşkil ediyor. Birbirinden farklı, dişi ve erkek hayvanlar var. Aynı türde, farklı cisnte iki hayvanı birlikte barındırdığınız zaman, dişi olan zamanı geldiğinde hamile kalabiliyor ve aileye yeni bir fert katılabiliyor. Aynı doğaya ve karakterlere sahip olan hayvanları da bir arada bulundurabilirsiniz, ama bir vahşi hayvan ile diğerini aynı yerde yaşatmaya çalışırsanız, o zaman bizim kibar hayvan saldırıya uğruyor ve böylece durduk yere bir hayvanımızdan oluyoruz. Bu ayrımlara da dikkat etmeli, garanti olması için de gerekirse her hayvan için farklı çitler oluşturmalıyız. Olay sadece hayvanlarımızda bitmiyor, onlar ile ilgilenmesi gereken çeşitli elemanlarımız da var. Zoo Keeper dediğimiz bu elemanlar, hayvanlarımızın bakımlarından sorumlular. Onlara yemek ve su veriyor, kirlendikleri zaman da yıkıyorlar. Tekrar hatırlatalım, bu işlemleri, Guest Modu’na geçtiğimiz zaman biz de yapabiliyoruz.

Zoo Tycoon 2’de en önemli durumlardan birisi de ruh durumları. Bunu yüzde olarak dağıtmak gerekirse %60 hayvanlarımızın, %40 da bahçemizi ziyarete gelen insanların ruh durumları ile ilgilenmemiz gerekiyor. Hayvanlarımız mutsuz, rahatsız ya da aç oldukları zaman çok agresif, hatta tehlikeli olabiliyorlar. Bunun için devamlı şekilde Zoo Keeper’larımızı hazırda bekletmemiz lazım. Geniş yerlerden hoşlandıklarını da bir kez daha hatırlatalım. Zoo Keeper’ların dışında, ziyerete gelen insanlara eğitim ve hayvanlar hakkında bilgiler verecek olan Educator’lerimiz ve çevrenin temizliği ile görevli olan adamlarımızın önemi de büyük. Ziyaretçiler için, hem hayvanların çeşitliliği ve bakımı, hem de hayvanlar dışında çevreye monte ettiğimiz eşya ve binalar önemli. Bir ziyaretçi, ihtiyacı olduğu zaman rahat biçimde ATM kullanabilmeli, acıktığı zaman elinin altında bir restorant ya da hot dog dükkanı olmalı, susadığı zamanlarda içecek makinalarına başvurabilmeli, çok daha önemlisi, rahatlamak için oturacağı bank’ların olması lazım. Tüm bunlar ile ilgilenmek insanı gerçekten uğraştırıyor ama başarılı olduğumuz zamanlarda dayanılmaz bir keyif alıyorsunuz. Üzülerek söylüyorum ki, ilk başta bol bol başaramayacaksınız. Ya paranız yetmeyecek, ya da doyumsuz ziyaretçiler ile karşı karşıya kalacaksınız. Özellikle para durumunu düzeltmek oldukça külfetli. Aslında, bahçenin girişinde ödenecek miktarı, içecek ve yiyecek stand’larında fiyatları ayarlayabilmek mümkün. Yine de, maddi durumunuzun iç açıcı bir hal alması için ya çok dikkatli para harcayacaksınız, ya da uzunca bir süre bekleyip, fiyatları da maksimum seviyeye çekeceksiniz. Parkımızın bakımı gerçekten çok önemli, çünkü iyi bakım yaptığımız zaman, ödüller de kazanabiliyoruz.

Haydi oğlum eve gidiyoruz!
Sesler aslında vasat sayılır. Daha doğrusu, kaliteli ses alabileceğimiz çok fazla bir öğe bulunmuyor. Genelde doğa ve hayvan sesleri duyacağız. Bahçemize ziyaretçiler dolmaya başladığı zamanlarda da onların konuşmaları ve tepkilerini de duyabilirsiniz. Zaten genelde “Aaa, Ooo!” gibilerinden ünlemler ile karşılaşıyoruz. Zoo Tycoon 2, bir hayvanat bahçesi simulasyonu olarak beklentilere gayet normal cevap verebiliyor. Hayvanat bahçesine gittikten sonra, kendileri de bir hayvanat bahçesi kurmak isteyenler, Zoo Tycoon 2 ile sanal da olsa fazlaca zevk alacaklardır. Negatif yönü olarak, biraz zor olması görülebilir. Ama herşey rayına oturana kadar, ondan sonra da kendi hayvanat bahçenizi gezmeye başlayabilirsiniz…

Exit mobile version