Alien Syndrome

SEGA firması tarafından yayınlanan 3D aksiyonlara sıklıkla rastlamıyoruz.
Aslında PSP konsoluna çıkan Alien Syndrome’da bunun nedenini açıklar nitelikte.
Eski yapımları yeniden piyasaya sürmek gibi bir adet edinen SEGA, 1987 yılında
oynanabilir olan bilim kurgu içerikli Alien Syndrome’u yeniden yaparak günümüze
getirdi. Ancak ne yazık ki çoğu zaman olduğu gibi kimi yapımların geçmişte güzel
oldukları, en azından hafızalarda o şekilde kalmaları gerektiğini aşamayıp,
ortaya kötü sonuçlar çıkmaya devam ediyor.

Kara delik

Şu bir gerçek ki, Wii platformunda da boy gösteren yapım, PSP’de en azından daha
iyi bir iş çıkartıyor. Muhtemelen çözünürlüğün bu platformda biraz daha yüksek
olması buna neden olduğu da söylenebilir. Genellikle bilim kurgu yapımlarında
hikaye bayatlamış, benzer karakterler içeren ve sonu tahmin edilebilir
yapıdalar. Ne yazık ki Alien Syndrome’da benzer aksiyon, bilindik hikaye ve
karakterleri ile çoğu bilim kurgu oyun ve filminden farklı bir deneyim vaat
edemiyor. Oyun tahmin edileceği üzere uzaylılar, uzaylı gemisi ve canlı
araştırması gibi konulara yoğunlaşıyor. Aksiyona girmeden öncede beş farklı
karakter sınıfından birini seçmemiz isteniyor. Seçilen karakterlerin uzmanlık
alanları ve kullandıkları silahlar olduğu elbette şaşırtıcı bir sonuç değil.
Ancak asıl şaşırtıcı olan nokta, kilitli olan silahları elde etmek için
harcadığımız puanların, elimizdeki ya da bulunabilen bir silahtan daha üstün bir
silah için harcanmıyor olabilmesi.

Yapım boyunca genel olarak biraz labirent biçimlerdeki haritalarda yaşam izi
arıyor, karşımıza çıkan uzaylıdan çok gulyabaniye benzeyen yaratıklara ateş
ediyoruz. Başlarda bu durum iyi sayılabilecekken, birbirini tekrar eden düşman
ve bölüm tasarımları nedeni ile büyük ölçüde baltalanmakta. Ayrıca sürekli
gizlenen, ateş hattından kaçan bazı yaratıkların yanından koşarak, bir sonraki
kontrol noktasına ulaşmak da yapay zekanın yeterli düzeyde olmadığını
gösteriyor. Ara ara yapılan ve çok da zor olmayan Boss savaşları ile daha fazla
puan toplamakta mümkün. Her ne kadar bazıları işimize yaramasa da toplanabilen
silahlar dışında çeşitli zırh ve ekipmanlara erişmekte mümkün kılınmış.
Karakter, silah ve ekipman toplamak, deneyim puanı kazanmak ile
gerçekleştirilerek bir miktar RPG havası katılmaya çalışıldıysa da, içerikteki
hatalar nedeni ile (Silahlar hiyerarşisinde olduğu gibi) istenilen düzeye
ulaşamıyor.

Genel gidişat

Kontroller açısından da Wii ile ayrılan yapım, karakter kontrolü ve hedef alma
işini analog kola bırakıyor. Düşmanla yapılan mücadeleler gibi bazı durumların
ise bu platformda daha başarılı olduğu görülüyor. Kamera kontrolü açısından iyi
iş çıkartan yapım, üçgen tuşuna basılı tutarak analog kol sayesinde istenilen
pozisyondan bakmaya da izin veriyor. Dört kişiye kadar destekleyen multiplayer
modu ile aksiyonu arkadaşlarınız ile birlikte yaşamanızda mümkün. Ancak ne yazık
ki multiplayer modunda online oyun desteği bulunmuyor. Grafikler bakımından
PSP’de şaşırtıcı şekilde Wii’den daha iyi görülen Alien Syndrome, TV’den daha
yumuşak hatlar çiziyor. Bu tabi ki grafiklerin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor.
Keza düşmanların poligon sayılarının PSP’de daha düşük olduğu da aşikar. Yapım
genel olarak bakıldığında klasik bir bilim kurgu oyunundan farksız görülüyor.
İçerikteki bazı hata ve eksikliklerde birleşince ortalamayı aşamıyor. Ancak türe
daha bir ilgisi olanlara önerilebilir.

Exit mobile version