American Chopper, Discovery Channel’da yayınlanan, kendini motorsikletlerine
adamış insanların hayat hikayesini anlatan dizinin bilgisayar oyunu olarak
karşımıza çıkıyor. Hani vardır ya iri yarı, kimisi göbekli kimisi kaslı adamlar,
işte onların kültürünü yansıtıyor bir bakıma. Gerek müzik anlayışları gerek
görüntüleriyle, o yükte ve pahada ağır makinalara pek yakışıyorlar.
Motor şart!
American Chopper’ı çalıştırdığımızda son derece basit ve gözleri rahatsız
etmeyen bir menü karşılıyor bizleri. En önemli nokta, kariyer modu. Fakat
öncelikle “Extras” kısmından bahsetmek istiyorum. Burası; istatistikler, güzel
sanatlar ve motorlar adında üç bölüme ayrılmış. İstatistikler, kaç defa kaza
yaptığınızı, ne kadar süre oyunda kaldığınızı ve en yüksek hızınız gibi birçok
ayrıntıya sahipken, Arts ise karakterlerden mekanlara, motorsikletlerden
objelere kadar bolca resim içeriyor.Özellikle Arts ekranı, Knight Rider-2’de de
bu şekilde kullanılmıştı. Motorlar ekranına baktığımızda, araçların 3 boyutlu
çizimleriyle karşılaşıyoruz. Çok gerekli olmasa da güzel bir ayrıntı.
Kariyer şart!
Kariyer modu, piyasadaki hemen hemen tüm yarış oyunlarında bulunan ve artık
olmazsa olmaz bir özellik halini aldı. Yapımcı Creat Studio da böyle düşünmüş
olacak ki, şu iri yarı motorcuların dünyasına giriyoruz. Training bölümü alışmak
için hazırlanmış. Fakat oyunu ortalama 15 dakikada çözebileceğiniz için, burada
vakit kaybetmeyin. Çünkü ana hatlarıyla oynamak çok kolay. Ok tuşları malum
görevlerini yerine getirirken, “C” tuşu geriye bakmanızı sağlıyor. “Q” vites
küçültürken “E” vites arttırıyor. Bir de kamera için “1” tuşuna basmak
gerekiyor. İşte bu kadar basit.
Genel olarak bakıldığında, kariyer modunun mantığı; haritada belirtilen yere
git, oradan çık daha ileride bir yere git, şimdi taa en başa geri dön mantığıyla
ilerliyor. Bir de ara ara drag yarışı yapıyorsunuz. Oyun gayet kolay. Bu yüzden
herhangi bir kaza sonucu motordan düşseniz bile rakibiniz arayı pek fazla
açamıyor. Siz de kısa süre sonra ensesinde oluyorsunuz.
Trafik şart!
Sokaklarda geçtiği için trafiğe çok dikkat etmelisiniz. Özellikle iki yönlü,
birer şeritli yollarda araç sollarken, çok heyecan verici anlar
yaşayabiliyorsunuz. Şeridinizi terk edip karşıdan gelen araçların bulunduğu
şeride geçtiğiniz anda, bir otomobil tam karşınıza peydah oluyor. Çünkü
kullanılan oyun motoru, uzaktaki araçları görmenize izin vermiyor. Hal böyle
olunca, bir anlık dalgınlığınızın bedelini, şiddetli bir trafik kazası
sonucunda, asfaltta boylu boyunca yatarak ödüyorsunuz.
American Chopper’da, bir nebze olsun daha da zorlaştırmak için yollara polis
serpmişler. Böylelikle “gideceğiniz yolun üzerinde polis varsa, yüksek hız
yapamıyorsunuz” demek isterdim fakat tam tersi, hız yapıp kısa bir süre sonra
polisi atlatmanız gayet kolay. Oyunda bir de yaya faktörü var. Bunlar isteğe
bağlı olarak ezilebiliyorlar ama tıpkı kaza yaptığınızda olduğu gibi puanınız
düşüyor.
Zorlaştırmak adına yapılan bir başka hamle de yakıt ve hasar sistemi. American
Chopper’da yakıtınız tükenebilir. Bu gibi durumlarda yolda bulunan yakıt
logolarını toplamanız gerekiyor. Tıpkı seneler önce oynadığımız Lotus adlı yarış
oyununda olduğu gibi. Hasar sistemine gelince, tam düşündüğüm üzere görünürde
bir hasar yok. Sadece ekranın sol alt köşesinde, aşağıda bulunan bar doluyor.
Sonunda da kaybetmiş oluyorsunuz.
Atmosfer şart!
Oyun boyunca haritanın bir köşesinden bir başka köşesine sürülüyoruz.
Varacağımız noktalar yeşil daireler içinde belirtilmiş. Bunların içerisine
girdiğimizde, görev tamamlanmış oluyor. Tam bu noktada yükleme ekranı çıkıyor.
En önemli artılarından biri, kısa yüklemeleri. Böylelikle akıcılığa bir nebze
olsun katkı sağlanıyor.
Sesler beklenilenin altında. Gerek motor sesleri gerekse menülerdeki buton
sesleri olsun rahatsız edici. Özellikle menülerde dolaşırken hoparlörünüzü
kapatmanızı tavsiye ederim. Çünkü öyle kötü bir tercih yapılmış ki. Sanki
menülerde dolaşmayıp, direk oyuna başlamamız için seçilmişler. Müziklere
gelince, şu iri kıyım adamlar saatlerce dinlerler belki ama bende bir süre sonra
baş ağrısı yapıyor.
American Chopper grafiksel anlamda oyuncuyu kesinlikle memnun etmeyecektir fakat
renk uyumları öylesine güzel yakalanmış ki, göze batan bir sorun olmaktan
çıkıyor. Ayrıca görevleri bazen gece bazen gündüz oynuyorsunuz. Böylelikle
atmosfere bir ilave de buradan geliyor. Sonuç olarak American Chopper,
seçilebilecek 9 adet motoruyla sadece meraklılarını bekliyor. Geriye kalanlar
ise mümkün mertebe bu oyundan uzak dursunlar. Çünkü kısa süre sonra sıkıcı bir
hal alıyor. Böylelikle uzun bir oynanabilirlik vaat etmiyor. Oyuna dalıp gerçek
hayatı unutmamanız dileğiyle…