Anthem

Oyun dünyasının en köklü RPG uzmanlarından biri olan Kanada merkezli BioWare 1995 yılında kurulduktan sonra ilk oyunları olan Shatered Steel’ı 1996 yılında piyasa sürmüştü. Ancak firmanın gerçek anlamda ilk başarılı çalışması, Baldur’s Gate olmuştu. Daha sonra Neverwinter Nights, KOTOR, Jade Emprie, Mass Effect, Dragon Age gibi birbirinden başarılı yapımlara imza atan BioWare, Mass Effect: Andromeda‘ya kadar dünyanın en iyi RPG geliştiricilerinden biri olarak görülüyordu. Ancak Andromeda’nın satışa sunulması ile birlikte BioWare için işler ters gitmeye başladı. Beklentileri karşılamayı bırakın, sahip olduğu hatalar ve ünlü yüz animasyonu sorunları ile oyun dünyasında adeta dalga konusu haline gelen Andromeda, çöküşün başlangıcı olarak kabul edildi.

Anthem inceleme

BioWare ise bir kaç güncelleme ile Mass Effect: Andromeda’yı kurtarmaya çalışsa da, kısa süre içerisinde pes etti ve oyun için planlanan DLC’ler ve içerikler de iptal edilmek üzere Mass Effect Andromeda kaderine terk edildi. BioWare ise Andromeda yolculuğundan sonra, hali hazırda piyasada bulunan Destiny ve The Division gibi oyunların başarısını da ön plana alarak benzer bir oyun tasarlamak için harekete geçti. Etkileyici bir tanıtım ile Anthem’ı bizlere tanıtan BioWare, Mass Effect: Andromeda’dan sonra oyuncular tarafından şüphe ile karşılansa da, yapılan açıklamalar ve yayınlanan oynanış videoları ile kendi hype’ını oluşturmayı başardı. Uzun süren bir yapım aşamasının ardından geçtiğimiz hafta EA ve Origin Access sahiplerine açılan Anthem, bakalım beklentileri karşıladımı.

Öncelikle  Anthem’ın ne tür bir oyun olduğunu anlatmak gerek. Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi Anthem bir Looter Shooter oyunu. Yani oyundaki ana amaç sürekli olarak karakterimizi daha güçlü bir hale getirmek. Bunu da oyun içerisinde görevler, Stronghold adı verilen Raid benzeri deneyimler sonucu kazandığımız ekipmanlar ile yapıyoruz. Aslına bakarsak mantık olarak Diablo benzeri bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Anthem’in burada farklılaştığı bir nokta var. Türevi oyunlarda bu tip gelişimler karakterin görsel bütünlüğü ile paralel ilerlerken, Anthem’da karakterin görsel gelişimi ve ekipmanları birbirinden ayrılmış. Geliştiriciler her ne kadar bunu oyuncuları özgür bırakmak için yaptık diyor olsa da, altında yatan amacın tamamen mikro ödemeler yardımı ile kostüm satmak için olduğu gün gibi ortada. Keza oyun açılır açılmaz mikro ödemeler de aktif hale getirildi. EA’in bu konudaki karnesi zaten zayıflar ile doluyken, içeriği tamamen mikro ödemeye odaklı bir oyun tasarımı yapılması, oyuncuları şimdiden ciddi anlamda sinirlendirmiş gözüküyor ki, hem Reddit yorumlar, hem de oyunun Metacritic’deki oyuncu skorlarının ortalamasının 10 üzerinden 2.6 gibi berbat bir seviyede olması bunu kanıtlar nitelikte.

BioWare‘in Anthem ile hedeflediği kitlenin Destiny ve Division oyuncuları olduğu bir gerçek. Ancak böylesine büyük iki markaya rakip olmak için, kendi ürününüzü diğerlerinden daha iyi yapmanız gerekiyor. Oysa Anthem’in birazdan da anlatacağım özelliklerine bakarsak, Destiny ve Division‘dan iyi olduğu tek konu grafikleri gibi gözüküyor ki Division’dan daha mı iyi o konuda da şüpheliyim. Üstelik tek iddialı olduğu konu olan grafik tarafında da çok büyük sorunlar mevcut. Hatta bu sorunlarda oyuna vereceğim puanın böylesine düşük kalmasında büyük bir etki yaptı. Nedir bu sorunlar? Optimizasyon. Evet Anthem sadece PC’de değil, konsollarda da büyük optimizasyon sorunlarına sahip. Hatta bu sorunlar öylesine büyük ki, çevremde oyunu Xbox One X gibi şuan için piyasanın en güçlü konsolunda oynayan arkadaşlarım bile Anthem’i iade etmek zorunda kaldı. PC’de ise durum çok daha vahim. 980 Ti ile oyunu oynamaya çalışan bendeniz, 1080P çözünürlükte bile oyunu 20-30 FPS arasında kalarak oynayama çabaladım, oyunu oynarken öylesine çok FPS düşüşler, çökmeler, bağlantı problemleri ile karşılaştım ki, eğer oyunu inceleyecek olmasam, hayatta elimi bile sürmezdim. Bir hafta süren Anthem boğuşmam sonrasında gelen güncelleme ile tam nefes alacağım derken, güncellemeninin FPS’imi 15-30 seviyesine düşürmesi ile adeta şoke oldum ve BioWare’in kulaklarını çınlattım. 25 yıla yakın bir süredir oyun oynayan bir oyuncu olarak birçok oyunun çıkışında sorunlar yaşattığına şahit oldum, ancak Anthem sorun yaşatma konusunda Arkham Knight’ın PC sürümü ile yarışır olmuş diyebilirim. O yüzden inceleme içerisinde bir şeyler eksik hissediliyorsa, bu oyunu ne yazık ki oynayamamam kaynaklı diyebilirim. Bu arada oyunu 2x GTX 1080‘e sahip olan PC’de de benzer sorunlar yaşayarak deneyimledik. Yani sorun sisteme özel değil.

Yaşadığımız sorunları bir kenara bırakırsak yavaş yavaş oyunun detaylarına inmeye başlayabiliriz. Öncelikle Anthem’in hikaye bakımından neler sunduğuna ufaktan değinmek istiyorum. Her ne kadar Anthem hikayesi ile ön plana çıkmıyor ve online tabanı ile daha çok bir MMO gibi gözüküyor olsa da, herhangi bir spoiler verip deneyiminizi baltalamak istemiyorum. Anthem dünyasında Iron-Man‘in kıyafetine benzeyen ve Javelin adı verilen zırhlı kıyafetleri kullanan Freelancer’lardan biriyiz. Bu Freelancer’lar, oyunun dünyasında yaşayan iyilerin dostu, kötülerin korkulu rüyası olan melek yüzlü kişiler. Oyuna girer girmez tam olarak  sebebini anlayamadığımız bir şekilde devasa bir yaratık saldırısına karşı oyunda Fortress yani kale denilen şehri korumak için bir operasyona çıkıyoruz, operasyon sonucunda yaşanan durumlar ile birlikte bir şekilde şehrin koruyucu melekleri, eski saygınlığını kaybediyor ve taşeron paralı askerler haline geliyorlar. Biz de taşeronlardan biri olarak kale içerisinde çeşitli görevler alıyoruz ve oyuna devam ediyoruz. Oyunun hikayesi ise yavaş yavaş yerine oturmaya ve ne yaptığımızı anlamaya başlıyoruz. Oyunun hikaye anlatımındaki ara sahneler ise başarılı. Özellikle Mass Effect Andromeda’dan sonra yüz animasyonları konusunda BioWare kesenin ağzını açmış gözümüze soka soka “Alın size yüz animasyonu” demiş resmen.

Oynanış tarafında ise Anthem‘in tanıtımından itibaren en çok dikkat çeken yönü, Javelin‘ler ile özgürce uçabilmek olmuştu. Şahsen uçuş dinamiklerinin hem animasyon, hem de zevk bakımından başarılı bir şekilde kotarıldığını söyleyebilirim. Her ne kadar PC sürümünde Mouse ile kullanmak ilk başta zor gibi gözükse de, genel anlamda oyunun dünyasında uçmak, Iron Man vari bir deneyim sunmayı başarıyor. Özellikle uçuşun başladığı andaki animasyonlar ve ses efektleri güzel olmuş. Ancak oyunun performans sorunları nedeniyle sürekli olarak FPS kaybı yaşatması, ne yazık ki bu zevkli baltalayan bir numaralı neden. Ayrıca oyun dünyasının yataydan çok dikey eksenli olarak tasarlanması, uçarken keyif almak için gereken genişliği sağlayamıyor. Tüm bunlara ek olarak uçuş yüksekliğinizin belli bir seviyeden sonra engellenmesi, yahut uzun uçuş sürelerinin kıyafetin ısınması dolayısı ile engellenmesi yine olumsuz durumlardan biri. Ancak yerde herhangi bir su akıntısı, dere veya göl gibi yerlerin üzerinden uçarken kıyafet ısınmıyor. Bu gibi alanlarda rahatlıkla uçabiliyorsunuz. Suyun altında da yine özgürce hareket edebilmek ve su altına dalıştaki efektler başarılı gözüküyor.

Anthem‘ın savaş dinamikleri ise tanıtım videolarından da gördüğümüz üzere TPS bakış açısı ile gerçekleşiyor. Bu yüzden Anthem’ın temasını Destiny‘ye benzetsem de, oynanış olarak ondan ayrılıyor. Keza TPS bakış açısı, güzel animasyonlar ile birleştiğinde keyif veriyor olsa da karakter ile özdeşleşme tarafında eksik kalabiliyor. Ancak genel anlamda güzel animasyonlar desteği ile Anthem’da savaş dinamikleri eğlenceli olmuş. Oyundaki yeteneklerimizin animasyonları da kaliteli bir şekilde tasarlandığı için oyun içerisinde savaş anlarında eğlenebiliyorsunuz. Özellikle kapalı ortamlarda olan savaşlarda, pek FPS sıkıntısı yaşamadığım için oldukça keyif aldım. Tek eksik oyunun uçuş dinamiklerinin bu kadar başarılı iken sürekli olarak yere inmek zorunda kalmam.

Yapımın başarılı olduğu bir diğer nokta ise farklı karakter özelleştirmelerine izin veren bir yapıda olması ve her karakter buildinin farklı hissettirmesi. Oyunda yer alan 4 farklı Javelin sınıfının her biri gerçekten farklı bir deneyim sunuyor. Bu konuda oyun Destiny‘den daha başarılı olmuş. Tank sınıfı bir Javelin aldığınızda ağırlığını ve dayanıklılığını hissedebiliyorsunuz. Oyun içerisinde düşürdüğünüz farklı modüller ile farklı yetenekler kazanmak da keyifli olmuş. Fakat aynı şeyi silahlar için söyleyemeyeceğim. Loot üzerine kurulu bir oyun mantığında silahların çok daha farklı hissettirmesini beklerdim. The Division’ın da en büyük problemi olan bu durum, Anthem‘da da mevcut. Oyunun TPS bakış açısı ile oynanması dolayısı ile bu tip eksiklikler hissediliyor. BioWare’in bu durumu, silahlara daha karakteristik özellikler ekleyerek çözmesini beklerdim. Şuan için silahlar ikinci planda kalmış gibi gözüküyor.

İncelemenin ilk bölümünü burada bitirmek istiyorum. Bu tip online oyunları bir seferde anlatmak veya oyunu 5 günde her detayını görmek ne yazık ki mümkün değil. Şuan için oyunun durumu hoş gözükmüyor. İnceleme bitene kadar bir güncelleme ile sorunlar düzeltilirse oyunun puanı da değişecektir. Ancak önümüzdeki haftayı bekleyemenler için oyun şu hali ile 45 ila 55 puan arasında bir yere yerleşecek gibi gözüküyor.

Anthem’ın sıkıntı yaşattığı bir diğer konu ise co-op oynanışta bazı eksiklikler hissettirmesi. Oyun içerisinde arkadaşlarınız ile birlikte Anthem oynarken, nedense herhangi bir takım oyunu ihtiyacı duymuyorsunuz. Farklı Javelin tiplerinin bu kadar farklı hissettirmesi ve oynanışa etki etmesine rağmen iş birliğinin önemsiz kalması, aslında BioWare’in düşman çeşitliliğinde birazcık tembellik ettiğinin kanıtı olabilir. Keza Destiny ile kıyasladığımızda oradaki sınıflar his bakımından Anthem kadar başarılı olmasa da, Warlock’suz bir raide girmek büyük zorlukları beraberinde getiriyordu. Şuan için bu eksik, Javelin’lerin yeteneklerini düzgünce kullanabileceğimiz kadar zeki düşmanlar ile çözülebilir. Her bir Javelin türünün kendine has özelliklerini takım oyunu ile birleştirecek görevler ihtiyaç var.
Burada kast ettiğim şey, Anthem‘ı dostlarınızla birlikte oynarken iletişim kurmaya ihtiyaç duymamanız, oyunun şuan için bir PvP mod’unun bulunmadığını da ön plana koyduğumuzda, yanınızda sanki yapay zeka gezdirip sağa sola ateş ettiğiniz bir oyun hissiyatı hissediyorsunuz. Üstüne hikayenin çok fazla detaya boğulup oyuncunun takibini kaybettirmesi de eklenince genel bir amaçsızlık hakim oluyor. BioWare en azından oyuna bir PvP mod’u ekleseydi, oyuncular güçlenmek için bir sebep bulabilir ve tüm eksikliklere rağmen bir şekilde oyuna devam edebilirdi. Çıkışındaki büyük bir skandal yaratan Fallout 76 dahi eklenen PvP mod’ları ile bir nebze olsun oyuncuları sevindirmişti. Anthem için de PvP mod’unun geleceğini tahmin edebiliyoruz ancak BioWare elini çabuk tutmazsa ipin ucu kaçacaktır.
Anthem’ın biraz da güzelliklerinden bahsetmek istiyorum. Anthem görsel açıdan gerçekten günümüzün en güzel gözüken oyunlarından bir tanesi. Oyundaki grafik kalitesi, performans sıkıntılarını görmezden gelirsek gerçek anlamda kalitesini hissettiriyor. DICE’ın geliştirmiş olduğu ve birçok stüdyonun FPS odaklı olduğu için eleştirdiği FrostBite 3 motoru Anthem’a tam anlamı ile güzel oturmuş. Görsel efektler, ışıklandırmalar, kaplamalar, gölgelendirmeler herşey muhteşem gözüküyor. Üzerine yine motorun yardımı ile eklenen kaliteli animasyonlar da eklenince karşımıza gerçekten kaliteli gözüken bir oyun çıkmış. Daha önce de belirtmiş olduğum gibi özellikle uçuş animasyonları muhteşem bir tat bırakıyor. Hatta bu grafik ve animasyonlar ile bir Iron Man oyunu yapılsa, Spider Man kadar başarılı olabilir demedim değil.
Sesler tarafında da Anthem’ın kulağa hoş geldiğini belirtebilirim. Çevre sesleri, karakter seslendirmeleri, müzikler oldukça başarılı. Hatta oyunda bize yardımcı olan yancımızın sesi Destiny’deki Ghost’umuza fazlasıyla benziyor. Tek farkı kendisinin gerçek bir kişi olması. Müzikler tarafında da BioWare başarılı çalışmalara imza atmış. Keza oyunun müzikleri kulakları tırmalamıyor ve hoş tınılara sahip. Zaten kendilerini bu konuda kanıtlamış bir firma BioWare.
Uzun lafın kısası Anthem şuan için beklentilerimizi karşılamaktan uzak bir oyun olarak göze çarpıyor. Grafikleri muhteşem olsa da yaşattığı performans sorunları, içeriksel olarak eksiklikleri, oyuncuyu oyunda tutmak için yeterli sebep sunmaması ve co-op oynanışı gerektiği kadar desteklememesi sebebiyle Anthem’ın şuan için başarısız bir yapım olduğunu belirtebiliriz. Umuyorum ki Anthem, tıpkı Destiny 2’nin Forsaken ile kendini toparladığı gibi büyük bir güncelleme ile iyi bir konuma gelir. Aksi takdirde hepimizin için önemli bir stüdyo olan BioWare’in mezar taşı haline gelecektir.
Exit mobile version