Army Ranger Mogadishu

CD kabının arkasında sizin yüksek eğitimli Birleşmiş Milletler ordusunun Army
Rangers isimli operasyon kuvveti grubunun komutanı olduğunuzu iddia eden bir
oyun Army Ranger Mogadishu. Sizi, daha yaz sıcaklarının kendini yeni yeni
göstermeye başladığı şu günlerde Somali’ye gönderiyor bir de utanmadan Army
Ranger Mogadishu. Ve üstelik bununla da kalmayıp 3 Ekim 1993 tarihli olayları
yaşattığını ima ediyor Army Ranger Mogadishu. Hatta ve hatta tüm bunları takım
çalışması ile; Go, Engage, Hold Position gibi emirlerle sağladığını söylüyor
Army Ranger Mogadishu. İsmi de uzunmuş; kısaltmak gerek…

Bu motor su kaynattı; bi çay demlesek diyorum?


Amerika’nın zamanında meydana getirdiği çıkartmalar, olaylar ve bölgesel
savaşlar bakınız ne de güzel sonuçlar ortaya çıkartıyor. Bahaneyle oyun
oynuyoruz işte; neden kötü? Irak, Afganistan, Vietnam… Somali’yi üvey mi
sanmıştınız ya?

İkinci Dünya Savaşı’nın suyunu çıkarttık derken pastörize kaymaklı fıstıklı tel
kadayıf kıvamında Brothers in Arms’ı oynamış ve ardından bu türde yeniden bir
bekleme dönemine girmiştik. Her ne kadar WWII ile hiç alakalı olmasa da
şimdilerde Battlefield 2 ile kendimizi buluyoruz; hem bu kez günümüzdeyiz ve
savaş iyiden iyiye gerçekçi, zevkli. Hele bir de online trafiğine girdiyseniz
haftalarca başka bir şeyi değil gözlemlemek, aklınızdan bile geçireceğinizi
sanmıyorum. BF2 ile şimdilerde herkes epey eğleniyor ve bundan en çok mutluluk
duyan kişiler, şüphesiz ki, FPS hayranları. O olmasa bile oynanırlığı yüksek
öyle çok yapım var ki; 1-2 aylık oyunlar arasından her bünyeyi doyurabilecek bir
şeyler seçip gününüzü gün edebilirsiniz. Tabii eğer hala tatil yörelerinde
kendinizi bulmayıp da evin içinde sanal eğlence arıyorsanız.


Army Ranger Mogadishu ise daha yeni piyasaya çıkıvermiş. Oyunumuz bir FPS ve 93
senesinde Somali’de gerçekleşen olayları birebir yaşatmayı tercih ediyor. Oyun
esnasında 10’a yakın silah kullanma şansına sahipsiniz ve düşmanlarınızı alt
edip savaşmak durumundasınız. Tek CD’lik bir oyun Army Ranger Mogadishu ve
sorunsuzca yükleniyor. Gayet sade bir ana mönü karşılıyor sizi; burada
isterseniz ayarlarla oynayıp yeni bir oyun başlatabilir, isterseniz de hiç bütün
bunlara katlanmayıp Exit ile masaüstüne dönebilirsiniz.

Dört zorluk seçeneğinden birini seçtikten sonra oynamaya başlıyorsunuz ve
kendinizi karargah gibi bir mekanda buluyorsunuz. Her bölüm, kendinden önceki bu
minik bölümcük ile start alıyor ve bu bölümlerin sonuna varmak için az ilerideki
helikoptere binmeniz yetiyor. Oyun içi grafiklerle hazırlanmış videolarla sık
olmasa da karşılaşabiliyorsunuz ve bunlar size o anki görevinizle alakalı
bilgiler veriyor.

Orda bir köy var uzakta,,, valla

Dört kişilik bir ekibin başındayız ve görev görev ilerleyerek Somali
topraklarındaki terörist etkinliğinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Oyundaki bizim
dışımızdaki üç kişi güya bize bağlı. Onları F1 ve F2 tuşlarını kullanarak komuta
edebiliyoruz. Army Ranger Mogadishu’ya tahammül ettiğim süre boyunca yanımdaki
askerleri özel olarak kontrol edip onlara taktik vermeye hiç ihtiyaç duymadım.
Zaten sürekli peşinizde ilerliyorlar ve sizin gittiğiniz yerde düşmanlarınız
ortaya çıktığı için karşılıklı bir savaş ortamına girmeniz çoğunlukla mümkün
oluyor. Ama oyunun bunu size tam tadında ne derece yaşattığını ne siz sorun, ne
de ben söyleyim.

Oyunun fazlasıyla göz önünde olan kısımlarından birini düşük sistem ihtiyacı
olarak belirtmekte yarar var. Şimdilerde bilgisayarınızı zorlayacağını düşünüp
de sisteminize yüklemekten çekindiğiniz oyunların yanında Army Ranger Mogadishu
neredeyse hiçbir şey. Ama bunun niye böyle olduğunu oyunla ilk dakikalarınızı
paylaşırken anlamak çok kolay. Zekadan nasibini almamış köylü düşmanlarınız
karşısında onları vurarak ilerliyorsunuz ve kendinizi House of Dead gibi bir
Shoot’em Up, Zelda gibi bir icon adventure veya Warcraft gibi bir puzzle
oynuyormuş hissediyorsunuz. Üzerinize gelmekten başka yaptıkları bir şey yok.
Önceden hazırlanmış bazı noktalarda ise kendilerince baskın yaptıklarını
sanıyorlar; ama biz şaka maksadıyla inanmış gibi davransak da birkaç saniyede
bütün grubu öte tarafa gönderiveriyoruz. Yapmanız gereken tek şey sadece vurmak
ve askerinizi kontrol etmek. İlerleme ve sağa sola dönme şansına sahipsiniz;
üstelik vurduğunuz adamlar cidden ölebiliyorlar ve hatta, günümüz oyunlarında
ender rastlanan bir durum olarak, öldüklerinde duvarların içine geçerek son
nefeslerini verebiliyor veya ayak başparmakları ile bir kutuya tutunarak fizik
kurallarını hiçe sayıp boşlukta yatay olarak bu dünyadan göçüp gidebiliyorlar.
Sakın hakir görmeyin; şimdilerde hangi oyunda bunları görüyorsunuz? Sorarım???

Grafikler de fazlasıyla boş ve dokular da hiç derin değil. Silahların çizimleri
çok bayağı bir görünüm sergilerken ekranın neredeyse 3’te 1’ini kaplaması görüş
açınızı gereksiz derecede engelliyor. Ayrıca grafikler bazı noktalarda o kadar
karışabiliyor ki, kutuların arasındaki az sonra ölecek olan zavallı teröristi
bile çok zor seçiyorsunuz. Bu olay, dakikalar geçtikçe çekilmez bir seviyeye
gelebiliyor. Sağ tarafta silah, üzerinde fazla işlerliği olmayan bir pusula ile
ekranın sağı diye bir şey yok denebilir. Oyunun sesleri ise belki de ele
alındığında oyunun parçalanmadığı tek yeri. O kadar kötü değiller ve aralarda
çalan müzikler idare eder seviyede. Müzikler daha sık olsaydı ve olduğunda da
aniden kesilmeseydi daha iyi olabilirdi. Silahlara göre sesler tok ve, en
azından, mantıklı.

Buna bu kadar yeter

Army Ranger Mogadishu’ya sadece sabır gösterebilir, yalnızca tahammül
edebilirsiniz. Sistem ihtiyacı düşük olduğu için yüksek gereksinimi olan
oyunları oynayamayan oyunculara bu oyunu önermek isterdim; ama yazı boyunca
ettiğim kelamlar yüzünden bunu demeye harbiden de dilim varmıyor. Seçim sizin.
Şimdilerde piyasada çok daha iyi oyunlar var ve onlara zaman ayırmanız çok daha
akla yatkın. Alternatifi sayısız bir oyun Army Ranger Mogadishu ve kendisi
hiçbir oyunun alternatifi olamaz. Zevksizlik abidesi ve zaman kaybından başka
bir şey olmadığı kanısındayım. Şimdilerde piyasada “gerçekten de” iyi oyunlar
olmasaydı belki farklı değerlendirilebilirdi; ama şu gün itibariyle asla
ağzınızın tadını bozmanızı istemem; der, giderim…

Exit mobile version