Astro Boy

Astro Boy; 60’lı yılların başında Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada
okuyucu ve izleyici kitlesi yaratan, Osamu Tezuka imzalı bir anime-manga.
Avrupa’da anime kültürünün oluşmasında başı çeken Astro Boy, büyük software
şirketlerin, büyük meblağlar ile satın almaya çalıştığı Sega’nın anime
dünyasından konsollara kazandırdığı vasat bir oyun.

Sega diyorum ama aslında oyunun yapımcısı Sonic Team. Sonic’in yaratıcıları
olmalarının dışında Phantasy Star, Puyo Puyo, Samba De Amigo gibi oyunların da
yapımcıları olan Juri Naka ve grubu, 1988 yılında ilk olarak Phantasy Star ile
işbaşı yapmış ve 1991 yılında meşhur kirpi Sonic’i yaratıp, aynı yıl Sega’ya
bağlı olarak Sonic Team’i kurmuşlar. Sonic Team’in Sega’nın bünyesinde bulunan
oyun yapımı gruplarından en tecrübeli ve başarılısı olduğunu da söyleyebiliriz.

Nerede bu robotlar?

Oyunun konusu, revize edilen çizgi dizinin konusuyla benzerlik gösteriyor;
Astro, Dr. Tenma’nın kaybettiği çocuğunun üzerine geliştirdiği supersonic bir
robottur, ama o çocuk eski çocuk değildir; ayaklarının yerine uçmasını sağlayan
roket ayaklar gelmiş, kulakları bir yarasanınki kadar keskinleşmiş, elleri ise
balyoz kesilmiştir. Dr.Tenma, işte bu süpersonic çocuğunu sınamak için şehirde
kaos yaratmaya başlamış, bu durum robotlar arasında “en büyük kim” yarışı
başlamasına sebep olmuştur. Bu noktada Astro’nun görevi de robot asayişini
sağlamak ve düşman robot istilalarına karşı şehrini savunmaktır.

Robot savaşları, Astro’nun uçması ve bilimum gerçek dışı olayların 2000 yılında
geçmesini ise Osamu Tezuka’nın pek ileri görüşlü olmamasının bir göstergesi
sayabiliriz; aslında çoğu geçtiğimiz yüzyıl yazarının ve bilim adamının şu
yaşadığımız dönemde uzay araçları, atmosfere yaklaşan evler, robot egemenliği
vb. olacağı yönündeki düşüncelerinin gerçekleşmediğini gördük. Osamu Tezuka’nın
da 50 yıl önce Astro Boy’un çizgi romanına başlaması, 50 yıl içinde bu kadar
fazla değişikliğin imkansız olmasını düşünememesi de ayrı bir konu. Neyse biz
oyuna dönelim…

100,000 beygir gücü !

Oyun Sonic Adventure kıvamında bir ilerleyişe sahip. Ana mekan ise Metro City
adlı bir bölge, buradan Ministry of Science, Bay Area, Central City ve Factories
adlı mekanlara portallar aracılığı Astro’nun uçuş yeteneği sayesinde geçiş
yapılıyor. Her zaman aktif olan bu mekanlarda Astro başlangıçta öncü robotlarla
karşılaşıyor ve bölüm sonlarında bir boss ile karşılaşıyor. Bu boss’lar oyunda
oldukça önem taşıyor çünkü onların dışında çok uğraş gerektiren bir durum yok.
Söylediğim mekanlar dışında birde evimiz bulunuyor ki Astro burada şarj
olabiliyor, ayrıca oyun boyunca kız kardeşinin Astro’dan istediği robot
kartlarını; hafıza oyunu, kaçırılmış çocukları bulmak gibi mini oyunlar
kazanarak topluyoruz. Birde oyun ilerledikçe Astro yeni güçler kazanıyor,
bunlar: Arm Cannon, Super Sight, Rocket Feet, Electronic Brain, Finger Laser,
Supersonic Hearing ile 100,000 Horsepower Strength gibi güçler.

Astro Boy, her Sega patentli oyunda olduğu gibi iyi sayılabilecek, en azından
vasatın altına düşmeyecek grafiklere sahip. Özellikle dış mekan modellemelerinin
iyi olduğu söylenebilir. Ara videoların çizgi film kıvamında olmaları da
görselliği oldukça arttırıyor; ancak karakter modellemelerinin çok fazla
sırıttığını ve 2-3 yıl öncesinin teknolojisinin kullanıldığını görmekteyiz.
Uyumlu müziklerin yanında karakterlerin seslendirmeleri bizzat çizgi filmi
seslendiren aktörler tarafından yapılmış ve bunlar da oldukça başarılı. Oyunun
kontrolleri ise çok iyi oturtulmuş, sol analog çubukla Astro’yu yönlendirirken,
sağ analog sayesinde de uçmasını sağlıyoruz.

Oyunun adına bakıp beklenti içine girenler Astro Boy’u oynayınca hayal kırıklığı
yaşayabilirler. En azından oyunda daha fazla düşman ve aksiyon olabilirdi, çünkü
kart toplamak, benzer mekanlarda aynı tip düşmanlarla karşılaşmaktan daha
fazlası gerekliydi. Oyunun çok kısa olması da ayrı bir eksi, yani kısacası Astro
Boy biraz çocuk işi.

Astro Kâr

Aslında bu oyunun, yeniden çizilen ve yayınlanmaya başlanan çizgi dizinin
pazarlama stratejisinin bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Oyunun çocuklara
yönelik yapılmasını da buna bağlamak gerek, yani yeni çizgi dizi ile birlikte
ufak yaştaki insanlardan taze bir hayran kitlesi oluşturuluyor ve maskotlar,
patates ciplerinden çıkan kartlar gibi ürünlerle de büyük miktarlarda kâr elde
ediliyor. Bu hepimizin alışık olduğu bir durum, büyük ihtimalle Astro Boy içinde
böyle bir strateji izlenecektir. Sonuç olarak Astro Boy isminin hakkını vermeyen
ve sadece küçük yaştaki oyuncuların oyalanabileceği basit bir oyun.
 

Exit mobile version