“Delta 1 konumuzunu bildirin. Charlie 2 siz hala yerinizi almadınız mı?
Saat üç yönünden tank saldırısına hazır olun. Tüm birimleri güneydoğu noktasında
toplayın. Aman tanrım bizi kandırdılar! Saat yedi yönünden geliyorlar! Tüm
birimler, tekrar ediyorum tüm birimler, geri çekilin. Ana üsse geri dönün.
Sıhiiiiyeeeee… Tek başıma daha fazla savunamayacağım. Ateş altındayım…
Vurulduuum, haayıııırr…”
“Oynamıyorum ya…”
You will respawn in 15 seconds…
Bundan yıllar evvel savaş simülasyonu denince akla hep Delta Force gelirdi.
Hepimizi kendine bağlayan bu yapımın en büyük özelliği günün teknolojisine uygun
silahlar barındırması o zamana göre epeyce büyük haritalar üzerinde pek çok
oyuncunun birbiri ile savaşabilmesini sağlaması idi. Hatta oldukça acımasız olup
tek kurşunda askerlerin ölmesine neden olan sistemi ile de epey adınan söz
ettirmişti. “Bir devi yerinden ancak başka bir dev kaldırır.” sözü gereği (bu
sözü uydurmuş olabilirim) efsanevi bir oyun çıkageldi; Counter-Strike. Dönemin
önemli FPS’si Half-Life’ın ücresiz bir modu olmasına karşın, bir anda İnternet
kafelerin gözdesi olan ve dünya üzerinde sayısız insanın çılgınlarcasına
oynamasına neden olan Counter-Strike fırtınası, durdurak bilmeden pek çok insanı
peşinden sürükledi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen halen etkisi süren
Counter-Strike’ın tahtını devirecek oyun bir türlü çıkmadı. Aynı mantığı izleyen
ve grafiksel olarak çok daha önde olan pek çok oyun yapıldı ama hiçbiri
Counter-Strike’ın yerini tutamadı… Battlefield ortaya çıkana kadar…
Savaş simülasyonlarında devrim
Tarihler 2002’nin sonbaharını gösterdiğinde Electronic Arts, bahsini ettiğim bu
savaş simülasyonu oyunları piyasasına deyim deyinde ise “dur” dedi. Battlefield
1942 isimli yapım sadece çoklu oyuncu modlarına izin veren yapısı ile ilk başta
insanların antipatisi toplamasına rağmen içerdiği gerçekçilik ve taktiksel
imkânların genişliği ile oyun dünyasında ufak çapta bir devrim yarattı
diyebiliriz. Dile kolay, savaş meydanının içindeki tek bir haritada 64 kişiye
kadar destek veren başka bir oyun o güne kadar çıkmamıştı. Hepsi bir kenara
dursun, savaş esnasında her türlü askeri birimi, envanteri ve mühimmatı
kullanabiliyorduk. Yeri geldiğinde altımıza bir zırhlı araç çekip silah
arkadaşlarımızı toplayarak düşman üssüne saldırıyor, yeri geldiğinde ise, füze
rampalarına sahip devasa boyuttaki bir gemiyi emrimiz altında kullanabiliyorduk.
Battlefield 1942 piyasaya çıktığında eminim ki pek çok insanı şaşırttı. Sunulan
imkânlar çok yüksekti, savaş esnasında yapılabileceklerin sınırı yoktu. Dolayısı
ile pek çok oyuncu server’larda yerini aldı ve haritaların suyunu çıkarana kadar
oynadı. Aradan kısa bir süre geçmişti ki oyunun ek paketi piyasalara sürüldü.
Battlefield 1942: Secret Weapons of WWII ismindeki ek paket temel olarak
orijinal oyunun bire bir aynısı idi. Sadece hikayenin geçtiği zamana uygun
olarak ilk oyundan farklı silah ve askeri birim içeriyordu ve bir iki adet yeni
oyun modu eklenmişti.
Savaş alanının yeni rotası Vietnam
Geçtiğimiz sene içerisinde bir ek paketten çok yeni Battlefield oyunu olarak
lanse edilen Battlefield: Vietnam sürüldü piyasaya. Hikayenin geçtiği ortamdan
olsa gerek ilk başta göze gerçekten farklı geliyordu bu yeni oyun. Vietnam
savaşının yapısı gereği sayısı epey arttırılmış silah ve araç emrimize amade
idi. Fakat işin temeline indiğimizde maalesef oyunun en kötü yanı ise bot’lardı.
Çünkü bot’lara karşı oynadığımızda yapay zekânın düşük olması nedeni ile pek çok
problem yaşanıyordu. Yine de ilk oyunun en büyük eksikliği olan tek kişilik
oyunun olmayışını az da olsa telafi eden bu oyun ilkinden daha fazla sevildi.
Battlefiled’ın Vietnam versiyonunun bizler için hazırlanmış göstermelik bir
yapım olduğunu kısa süre sonra anladık. Çünkü Electronic Arts’ın kanatları
altında olan Digital Illusions başarılı oyunlarının yeni versiyonunu duyurdular.
Battlefield 2…
Üçüncü oyun ikinci devrim
Battlefield Vietnam’ı ikinci versiyon olarak düşünürsek gerçek anlamda üçüncü
oyun olan Battlefield 2, duyurulduğu ilk günden itibaren büyük ilgi ile
karşılandı ve insanları müthiş bir bekleme sürecine itti. Vadedilenler o denli
yüksekti ki; pek çoğumuz oyunu çalıştıracak sisteme sahip olamamaktan ve ekran
görüntülerine bakmak zorunda kalmaktan kortkmuştuk. Neyse ki herhangi bir
gecikme yaşanmadan tam beklenildiği üzere haziran ayı içerisinde Battlefield 2
piyasaya sürüldü.
Battlefield 2, daha evvel oyunun herhangi bir versiyonunu oynamış insanlara göre
çok kolay anlaşılacak yapıda ve hemen hemen hiçbir şey değişmemiş gibi görünür
halde. Fakat oynadıkça görülecek pek çok yenilik içeren Battlefield 2’de
yapımcılar, zaten çok başarılı olan bir savaş sistemine dokunmayarak bence en
iyisini yapmış, üzerinde insanların hep istedikleri eklentileri eklemişler.
Kurulum aşamasının ardından çıkan kulaklık ve mikrofon ayarları ile oyunumuzun
en güzel özelliği olan iletişim ayarlarını sağlamış oluyoruz. Battlefield 2’de
standart olarak kulaklık mikrofon ile iletişim desteği bulunuyor. Böylece oyun
içerisindeki klavyeden yazı yazma karmaşasından ebediyen kurtuluyoruz.
Tek kişi oynamak mümkün
Kurulum bitip oyunumuza geçtiğimizde ise bir defaya mahsus olarak sistem
taraması yapılıyor. Böylece oyun sisteminizin maksimum verim sağlayacağı
ayarlara çekiliyor ve sizi hemen oyunun atmasferine dahil olmanız için
hazırlıyor. Ekrana çıkan ilk menü ise; “Battlefield 2 tek kişilik oynanacak mı?”
sorularını yönetenlere cevap niteliğinde. Eğer oyunu öğrenmek istiyor ya da tek
başınıza haritaları irdelemek ve birazda botlarla kapışmak istiyorsanız tek
kişilik bölüm artık emrinize amade.
Tek kişilik mod standart olarak bulunmasına rağmen çoklu oyuncu modlarına
nazaran daha az seçenek sunuyor. Toplamda on harita sunan tek kişilik bölümde en
fazla 16 oyuncuya kadar destek var. Sekizerlik takımlar halinde bu on harita
içinden istediğimiz birini seçip hemen oyuna başlayabiliyoruz. Seçebileceğimiz
askeri birimlerin ise çeşitleri şu şekilde:
Special Force: Seri makineli tüfeğe sahip özel askeri birim. Silah olarak
yarı otomatik dürbünlü bir tüfek, standart tabanca, el bombası, bıçak ve C4
bombası taşır. Otomatik silahın dürbünü sayesinde daha rahat atış yapılabiliyor
veya dürbün ile gördüğümüz birimlere atış emri verebiliyoruz. Söz gelimi bir
tanka rastlarsak bu dürbünden bakıp, ateş emri vererek topçuların buraya ateş
etmesini sağlayabiliyoruz.
Sniper: Dürbünlü tüfek sahibi olduğundan pusuya yatarak, gelip geçeni
avlamaya çalışanlar için birebir. Bir adet ağır hasar veren (kafaya ateş
ettiğinde tek kurşunla öldüren) dürbünlü tüfeğe ve el bombasına sahip olan
sniperlar için pek çok konumda pusu noktaları hazırlanmış.
Assault: Silahları; bomba atma mekanizmasına sahip otomatik tüfek, gaz
bombası ve zırh. Özellikle yakın mesafe çatışmalarda hem hücumsal olarak hem de
defansif olarak oldukça kuvvetli. Her an hareket halinde olmayı tercih eden
oyuncular için birebir.
Support: İsmi ile tamamıyla uyuşan destek birimi. Ek cephaneye, ağır
makineli tüfeğe, el bombasına ve zırha sahip olan bu asker çeşidi assault
biriminin daha hantalı diyebiliriz. Yani yine aksiyonu seven fakat daha yavaş ve
temkinli ilerleyen oyuncular için düşünülmüş.
Engineer: Medic ile birlikte savaşın içinde en gereksizmiş gibi
gözüküp hayati öneme sahip olan birim. Mühendis olan bu askerler yanlarında
mayın, ingiliz anahtarı ve el bombası taşıyor. Standart silahı pompalı tüfek.
Bunun anlamı ise yakın mesafede düşmana acımayıp, uzak mesafede hiç şansınızın
olmaması. Bu birim sayesinde üssünüzün girişine mayın yerleştirebilirsiniz.
Ayrıca askeri araçların tamirini de yapabiliyorsunuz. Akıllıca kullanılan
mühendisler sayesinde imha edilemez araçlar yapmak mümkün!
Medic: Doktor ya da sıhhiye askeri. Yanında taşıdıkları; basit yarı
otomatik silah, el bombası ve sağlık birimi. Sağlık birimi sayesinde hem
kendinizi hem de asker arkadaşlarınızı iyileştirebiliyorsunuz. Medicler düzenli
olarak kulaklıktan emir almayı, yardım için bağıranları takip etmeliler ve
mümkün olduğunca çatışmalara katılmamalılar. Medicler savaşın en vazgeçilmez
birimleri.
Anti-Tank: Araçların korkulu rüyası bazukalı asker, otomatik bir silaha,
zırha ve en önemlisi bazukaya sahip. Tankların, helikopterlerin ve zırhlı
araçların korku saldığı yerlerde köşelerden bir anda çıkıp intikam almaya
yarayan bu birim, takımların olmazsa olmazlarından.
Tüm bu birimlerin haricinde bir de kumandan seçeneği mevcut. Her takımda bir
kişi kumandan olma için başvuru yapıyor ve diğer kullanıcılar kabul ederlerse
kişi kumandan oluyor. Kumandan normal askerlerin haricinde bir özelliğe daha
sahip; bombardıman yaptırma. Kumandan olan asker oyun esnasında Caps Lock tuşuna
basarak haritayı görebiliyor ve burada minik bir tarama yaparak düşman
noktalarını uydudan tespit ediyor. Sonra bu bölgeye uçak saldırısı ya da
bombardıman saldırısı düzenleyebiliyoruz.
Tepelerin kralı olacağım
Savaşın içine girmeden evvel, yapılacak çarpışmanın çeşidini seçerken minik bir
şok yaşayabiliriz. Çünkü oyunumuzda sedece bir tek mod var. O da; diğer çoklu
oyuncu FPS’lerinde “King of the Hill” adı verilen bölge ele geçirme oyunu. Bu
sisteme göre her haritada belirli stratejik noktalar var ve savaş halinde olan
taraflar bu noktaların hepsini ele geçirmeye çalışıyorlar. Bahsini ettiğim
stratejik bölgeler, içinde birer bayrak direğinin bulunduğu alanlar aslında. İlk
başlanıldığında her askeri tarafın kendi bayrağı dalgalanmasına rağmen ele
geçirilmemiş stratejik bölgelerde beyaz bayrak sallanıyor. Amaç en hızlı şekilde
bu ele geçirilmemiş bölgeleri edinmek. Daha sonra ise yavaş yavaş düşman
birliklerinin bölgelerine ilerlemek.
Basit bir savaş sistemi üzerine kurulu gibi gözükse de aslında Battlefield 2 çok
kapsamlı savaş stratejilerini kullanmaya müsait bir oyun. Örneğin yeni ele
geçirilecek bir alana gittiğinizde önce bölgenin güvenliğini sağlamalı, ardından
bayrağın yanında durmalıyız. Eğer ele geçirmeye çalıştığımız bölge karşı tarafa
ait ise önce onların bayrağını indirmeli ardından kendimizinkini göndere
çekmeliyiz. Bunun anlamı ise bahsi geçen konumda 2 kat daha fazla süre durmak
demek. Bayrağın göğe çekilmesi esnasında aslında yapmamız gereken sadece o
noktada durmak, ancak tek başımıza durmamız tek kelime ile intahar olacaktır. Bu
yüzden mutlaka bayrağı çeken kişiyi koruyan bir grubun daha olması gerekli.
Savaşın ortasında kalmak
Battlefield 2’nin en önemli özelliklerinden biri her silahın ve aracın zayıf
yanını değerlendiren bir alternatif silahın olması. Söz gelimi belirli bir
noktayı korurken karşıdan tank gelmesine karşı savunmasız olduğunuzu sanmayın.
Eğer bir haritada tank ve helikopter varsa mutlaka onlara karşı
kullanabileceğiniz bir iki silah da çevrede bulunmakta. Havadan gelipte
bulunduğunuz mekanda terör estiren bir helikopteri ısı füzeleri ile kolayca alt
edebilirsiniz. Tabi düşmekte olan helikopterin pilotu akıllıca davranırda sizin
üssünüze düşerse bu sefer zararlı siz çıkarsınız.
Birliğin komutanına verilen en önemli özellik olan istediği noktaya
bombardıman yaptırması stratejik açıdan büyük önem taşıyor. Düşmanın tüm
kuvvetiyle koruduğu bir noktayı bu bombardıman taktiği ile kolayca ele
geçirebilirsiniz. Unutmamanız gereken ise bu tip bombardımanları yapmadan evvel
mutlaka kendi askerlerinize saklanmalarını emretmelisiz. Aksi halde yarattığınız
kıyım yüzünden, kumandanlığınız uzun sürmeyecek sizin yerinize başkasını komutan
olarak atayacaklardır.
Diyelim bir bölgeyi ele geçirdiniz ve yeni stratejik noktaya gidiyorsunuz. Bu
sefer arkanızda bıraktığınız noktayı mutlaka korumalısınız. Aksi halde yeni
bölge ele geçireyim derken eski üssünüzden olursunuz. Bölgeleri korumak ise bir
ayrı dert. Çünkü ilgili noktaya bir iki piyade bırakıp, bir de tank savar
koysanız bile kesinlikle o bölgeyi korayacaksınız diye bir şart yok. Karşı grup
tüm gücü ile saldırabilir ya da bombardıman yapabilir. Kısacası oyun içinde
savaş stratejilerinin sonu yok.
Yapay zekâ’dan ne haber
Tek kişilik oyunun mümkün olması ve bizim haricimizdeki 15 kişiyi bilgisayarın
yönetiyor olmasından dolayı hemen akla botların yapay zekâ seviyesi geliyor.
Bölümlere başlamadan evvel üç zorluk derecesi seçiyoruz ve bu üç seçeneğe uygun
olarak botların oynama stilleri değişiyor. Fakat genel yapı itibariyle konuşmak
gerekirse aynı haritayı defalarca oynamadığınız müddetçe botların gayet akıllı
olduklarını söyleyebiliriz. Her takım ele geçirmeye çalıştığı bölgeye belli bir
taktikle ilerliyor. Mesela toplam dört gruptan oluşan birlikseniz, her grup
farklı konumları kontrol ederek ilerliyor. Böyle durumlarda tek başınıza
ilerlememeli ve komutanın sözünü dinleyerek, takım halinde hareket etmelisiniz.
Yapay zekâ ne kadar iyi gibi gökükse de yeri geldiğinde çuvallayabiliyor. Bazen
yanınızdan transit geçen tanklara ve arkasını size dönüp sağa sola ateş eden
düşmanlara rastlayabiliyorsunuz. Belli noktaya pusu kurup birisini öldürürseniz
bir sonraki asker sizin yerinizi tespit ettiği için ona göre hareket ediyor ve
tuzağı bu kez o kuruyor. Böyle bir durumda nişancılığınızı kullanır bir kez daha
düşmanı ekarte ederseniz kötü sonla karşılaşmaya hazır olmalısınız. Çünkü her an
başınıza bombalar yağabilir ya da düşmanların koşarak gelmesini beklediğiniz
yerden bir tank çıkıp, topu ile size selam yollayabilir.
Asıl güzellik çoklu oyuncu modlarında
Bilmeyenler için kesinlikle açıklanması gereken bir unsur var. Battlefield
bildiğimiz savaş oyunlarından çok daha ötede bir savaş simülasyonu. Yani bu
oyunda elinizde silah “hürra” diye düşmana saldırmak azrail ile yüz göz olacak
kadar çok karşılaşmanıza neden olacaktır. Bu savaşta ilk husus kesinlikle takım
çalışması. İş böyle olunca çoklu oyuncu modlarında daha evvelden planını ve
strajesini belirlemiş arkadaşlar ile oynamak gerekli.
Çoklu oyuncu modlarının en kritik noktası ise kulaklık mikrofon sistemi. Bu
sistem sayesinde oyunun her anında takım arkadaşlarınızla konuşabiliyorsunuz.
Mesela bir askeri birimin alt grubundasınız, ister sadece kendi
grubunuzdakilerle, ister kendi takımınızdaki herkesle ya da oyuna bağlı olan
herkes ile konuşmanız mümkün. Düşman askerini yere serdikten sonra ana kanala
bağlanıp kahkaha atmak size kalmış.
Daha önce bahsettiğim gibi komutan olmak için mutlaka diğer oyuncuların
oylamasına gidiliyor. Bu durumda ilk bakılacak nokta o askerin daha evvelki
istatistiklerinden çıkan tecrübe puanları. Çok sağlam istatistik verilere sahip
olan Battlefield 2’de bugüne kadar yaptığınız tüm savaşların istatistikleri,
hangi silahı daha çok kullandığınız gibi bilgiler saklanıyor. Girdiğiniz oyunda
komutan olmak için başvurduğunuzda bu bilgiler göz önünde bulunduruluyor. Çoklu
oyuncu modunda sık sık karşılaşılan kurallara uymama ve başınabuyruk dolşamayı
tercih eden oyuncular ise oy birliği ile serverdan atılabiliyor. Oldukça iyi
düşünülmüş bir ayrıntı.
Teknik detay mı dediniz?
Battlefield 2 tıpkı vadedildiği gibi müthiş grafikler ve efektler sunuyor. Tüm
silahların ve araçların detayları tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi düzenlenmiş.
Küçük bir not ise; yapımcılar Battlefield 2 ilk duyurulduğunda oyunun Havok
fizik motorunu kullanacağını ve duvarların, binaların yıkılabileceğini
söylüyorlardı. Evet oyun Havok fizik motorunu kullanıyor ve tüm araçlar
patladıklarında dört bir yana parçalarını fırlatıyorlar, ama binalar ve duvarlar
yıkılmıyor.
Silahların ateş edildiği noktada bıraktığı kurşun efekti, havada uçuşan
roketlerin duman efekti göze hoş geliyor. Minik bir ayrıntı ise oyun içideki
arabirimi istediğimiz gibi değiştirebiliyoruz. Hatta bu arabirimdeki harita,
nişan alma noktası gibi özelliklerin renklerini transparanlıklarını
ayarlayabiliyoruz. Battlefield 2’de harita dizaynları oldukça başarılı. Yıkık
dökük harabe şehirlerden, sanayileşmeden nasibini almış petrol istasyonlarına,
seyrine doyum olmayan şelalerle kaplı doğa güzelliklerine sahip mekânlardan,
stratejik roket rampalarına kadar sayısız harita bizleri bekliyor.
Ses konusunda ise Battlefield 2 grafiklerinden daha fazla puan topluyor. Savaş
esnasında duyduğumuz ses efekteri bir harika. Yanımızdan geçen kurşunların
vınlaması, yakınlarda bomba patladığında yaşanan geçiçi sağırlık ve kulak
çınlaması oyuna müthiş bir atmosfer sağlıyor. Askerimizi koşturduğumuzda zemine
bağlı olarak çıkan sesler ve askerimizin nefes nefese kalması gibi ayrıntılar da
cabası. Müzikler ise yer ve mekâna göre müthiş uyum sağlıyor.
Benim sistemimde çalışır mı?
Grafiklerin güzelliklerini görebilmek için gerçekten iyi bir sisteme ihtiyaç
var. Battlefield 2’nin minimum sistem ihtiyacı: 1.7 Ghz işlemci, 512 MB RAM, en
az 128 MB’lık NVidia GeForce FX 5700, ATI Radeon 8500 veya ATI Radeon 9500 ve
üstü ekran kartı. Üstelik oyuncu sayısı arttıkça oyun performansının düşeceği de
göz önüne alındığında, oynadığımız grafik ayarlarının bir altına bile düşmemiz
gerekebilir.
Battlefield 2’yi iki farklı sistemde deneme imkânı bulduk. Birinci sistemimiz
Pentium 4 2.8 GHz işlemciye, 1GB RAM’e ve Radeon 9800 PRO ekran kartına sahipti.
Oyunun kendi taraması sonucunda tüm ayarlar otomatik olarak medium’a çözünürlük
de 1024×768’e getirildi. Biz deneme amaçlı grafikler biraz daha arttırdık.
Grafikler elbette çok daha güzel bir hal aldı. Oyunun akıcılığında ise baştan
pek bir şey değişmedi fakat çatışmalardaki asker sayısı artmaya başlayınca minik
takılmalar oldu. Böyle bir oyunda saniyelerin çok önemli olduğunu varsayarsak
kesinlikle akıcı oynamak için grafiklerden taviz vermemiz gerektiğini düşündük.
Test ettiğimiz ikinci sistem ise Pentium 4 2.4 Ghz işlemciye, 512 MB RAM’e,
GeForce 5700 LE ekran kartına sahipti. Bu sistemin oyun tarafından yapılan
taraması sonucunda tüm ayarlar low’a, çözünürlük ise 800×600’a indi. Akıcılık
bakımından gayet iyi olmasına karşın grafiklerde hatırı sayılır gerileme göze
çarptı. Sonuç olarak Battlefield 2’yi oynayabilmek için iyi, büyük savaşlara
katılabilmek için ise, gerçekten güçlü bir sisteme ihtiyaç var.
Güle güle savaşın
Şu bir gerçek ki Electronic Arts, oyun piyasasının her alanında ismini duyurmayı
hedefleyen bir firma. Hangi projeye elini atsa, mutlaka başarılı oluyor. İlla
ortaya çıkan yapımlarının güzel olması gerekmez. Kimi zaman doğru stratejilerle
ve doğru sunum ile güzel olmayan oyununu bile sevdiriyor, pek çok insanı
peşinden sürüklüyor.
Sonuç olarak oyunumuza bir kez daha bakarsak Battlefield 2, sadece online savaş
oyunları arasında değil bu yılın en iyi savaş oyunlarından biri olarak
gösterilebilir. Yazı boyunca anlatamadığım daha pek çok detayı içinde
barındırıyor. Grafiksel olarak mükemmel derecede güzel olmasının yanında savaş
sistemi ve sunduğu stratejik imkanlar ile benzeri olan oyunlardan kolayca
sıyrılıyor. Tek eksi yanı yüksek sistem ihtiyacı olan Battlefield 2, tüm PC
kullanıcıların mutlaka tatması gereken bir keyif.
Ne dediler?
Murat Oktay
Bunlar adam olmaz. Bütün işi gücü bıraktılar, iki gündür siteyi bile güncellemiyorlar. Yok Sniper için daha güzel bir sota noktası bulacaklarmış, yok kuledeki adamı tankla uçuracaklarmış. Kardeşim insan azıcık diğer işleri ile de ilgilenir. Bakın ben iki gündür hep işimle ilgili çalışıyorum, Diablo… Upppss. Haber giriyorum, resim yüklüyorum. Burada resmen iflahım kesildi. Patron muyum yoksa çaycı mı onu bile anlamadım. Adamlar oynayacak diye resmen kahve servisi bile yapıyorum. Ama siz… Azıcık şu oyunu oynamayı bırakıp makinanızın başından kalksanız hemen yerinize oturacağım ama nerdeeee…
Aykut Göker
Battlefield 2’nin masaüstündeki ikonuna, iki dakikalık bir gönül eğlendirme
amaçlı tıkladığımdan bu yana ne kadar zaman oldu hatırlamıyorum. Ancak şimdi
sabah olmuş ve benim karnım açıktı. Birşeyler mi yemeye gitsem, yoksa “kuzudan
ayrılanı kurt kapar” mantığıyla, pusu kurup geleni gideni avlasam mı? Yok yok
ben en iyisi yemek yiyeyim. Hayır olmaz! Yemek yemeye gidersem, biri benim
makineme oturabilir. Bu MK ofisi bu yönden çok tehlikelidir(!) Tamam ben
kararımı verdim. 1 adam daha öldürüp, gidip yemek yiyeceğim. Yahu ben dünde
böyle dememişmiydim? İmdaaat Tank geliyor! Sıhiye!!!!
Metin Üner
Yaklaşık 5 yıldır Counter oynuyorum. Bunun son 2,5 senesini internette oynayarak
geçirdim. Ve açıkçası online FPS olarak başka bir oyuna geçmeyi düşünmedim şu
güne kadar. Battlefield’i de oynadım denemek amaçlı fakat sarmamıştı çünkü gerek
oyunun yapısı gerekse Türkiye’deki server’ların hali olsun, beni oyundan
soğutmaya yetti. Fakat geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla konuşurken
Battlefield2’nin demosunu çıktığını duydum ve zaman kaybetmeden indirdim. İyi ki
de öyle yapmışım tek kelime ile muhteşem bir oyun. Grafiklerin akıcılığı,
oynanışın basitliği ve bunların hepsinden de önemlisi multiplayer modunun çok
sağlam olması, oyunu uzun süreçli bir yapım haline getirmeye yetiyor da artıyor
bile. Umarım Türk Server’ları da bir an önce açılır da kendi dilimizde savaşlar
yapmaya başlarız.