Battlefield V (Puan geldi)

NOT: İnceleme iki bölümden oluşacak. İlk bölüm hikaye mod’u, grafikler ve mekanikler üzerine yoğunlaşacak. İkinci bölüm ise çoklu oyuncu mod’undan bahsedecek. Oyunun nihai puanı, artıları ve eksileri de önümüzdeki hafta inceleme tamamlanınca verilecek.

Sanıyorum ki dünya üzerinde insanoğlunun en kötü icadı, savaşın kendisidir. İnsanlık tarihi boyunca sayısız kişinin hayatına mal olan bu icat, son yüzyılda geçmişteki savaşlara nazaran kat be kat yoğunlaşmış, 1. Dünya Savaşında toplamda 20 milyon, 2. Dünya Savaşı’nda ise 50 ila 80 milyon arasında insanın hayatına mal olmuştu. 

Battlefield V incelemesi

Bu iki savaşta da dünya birbirinden kanlı liderler ile tanışmış, her iki tarafta acımasız saldırılar, sivil asker gözetmeksizin herkese kan kusturmuştu. Örneğin Hitler 2. Dünya Savaşı sırasında 12 milyon kişinin hayatından sorumlu tutulurken, kazanan tarafta olan Stalin’in ise 6 milyon kişinin ölümünden sorumlu olduğu belirtiliyor. Tabii ki bu rakamların kazanan ve kaybeden taraflar için manipüle edilmiş olması da hayli muhtemel. Eğer 2. Dünya Savaşını Almanlar kazansaydı, şuan şeytan olarak gördüğümüz Hitler yerine büyük ihtimalle Stalin, Churcill, Roosvelt’e küfrediliyor olacaktı. Ancak tarih daima kaybedenleri kötüler.

“2. Dünya Savaşı Nazi Almanya’sının 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal etmesi ile başladı.”

Bu kısa 2. Dünya Savaşı girişinden sonra gelelim Battlefield serisine ve tabii ki son oyununa. Sizi bilmem ama şimdiye kadar onlarca oyunu çıkan Battlefield serisinin en sevdiğim oyunu Battlefield 1942 olmuştu. Gerek 2. Dünya Savaşına olan ilgim, gerekse de o dönemin ne aşırı gelişmiş, ne de geri kalmış teknolojisi sayesinde bir savaş oyunu yapmaya hayli uygun olması, Battlefield 1942’yi benim için başarılı yapan nedenler arasındaydı. Keza Call of Duty 2’nin yeri de benim için ayrıdır. Ayrıca genellikle 2. Dünya Savaşı oyunlarında gördüğümüz gerçekçiliğe daha yakın temalar ve abartısız renkler, bu dönemi yansıtan oyunları da öne çıkaran özelliklerin başında geliyor.

“27 Eylül’de Varşova teslim oldu. Polonya hükümet yetkilileri Romanya’ya sürüldü. Almanya ve Sovyetler Polonya’yı aralarında bölüştü.”

Ancak zaman içerisinde oyun dünyasında özellikle FPS oyunları modern zamanlara kaydı, Battlefield serisi de doğal olarak bu dümen hareketinden nasibini almış, karşımıza Battlefield 2, 3, Bad Company 1 ve 2, 4 ve Hardline gibi yapımlar ile çıkmıştı. Geçtiğimiz yıllarda ise yine eskiye olan özlemin hatrına DICE Battlefield 1 gibi oyun dünyasında çok nadir karşılaştığımız bir dönemi ele almış, güzel bir dramatik tema ile bizlere sunmuştu. Bir nevi seriyi yeniden başlatan bu hamleden sonra birçok kişi sıradaki Battlefield’ın 2. Dünya Savaşına döneceğini bekliyordu ki keza öyle de oldu. Ancak kafada birçok soru işareti ile birlikte.

“30 Kasım 1939’da Sovyetler Finlandiya’ya saldırdı ve Kış Savaşını başlattı.”

Hatırlayacağınız üzere Battlefield V internet üzerinde uzun süre konuşulan bir fragman ile duyuruldu. Fragman içerisinde neredeyse Deus Ex’ten fırlayan takma bacaklar, kollar, Steam Punk kokan kıyafetler ve kadınların bulunması, gerçekçi bir tema arayan Battlefield severleri hayli kızdırmıştı. Şahsen bu eleştirilerin tamamına ben de katılıyordum. Her ne kadar kıyafet seçeneklerini, DLC’lerin ücretsiz olarak dağıtılacağı için oyunu finanse etmek amaçlı var olduğunu kabul edebiliyor olsam da, kadınların bu kadar yoğun bir şekilde oyunda bulunması, gerçekten 2. Dünya Savaşına ilgi duyan, dönem belgesellerini izleyen, kitaplarını okuyan ve az çok o tarihe hakim olan oyuncuların tepkisini çekti. 2. Dünya Savaşında toplamda milyonlarca kadın görev yapmış olsa da, bunların gerçek anlamda silah tutup savaş görmüş olanlarının oranı, erkek askerlere kıyasla %1’den bile küçüktü. Bu küçük oranın yine büyük çoğunluğunu ise Sovyet Ordusunda keskin nişancı olarak görev yapan kadınlar oluşturuyordu.

“9 Nisan 1940’da Almanya Danimarka ve Norveç’e saldırdı. Danimarka bir gün içinde teslim oldu. Norveç ise 9 Haziran’a kadar dayanabildi.”

DICE ve EA tabii ki bütün eleştirilere kulaklarını tıkadı, oyunun daha gerçekçi ve atmosferinin daha etkileyici olması için öneri sunan tüm oyuncuların isteklerini geri çevirdi. Hatta EA tarafından bu özellikleri eleştiren oyunculara çok sert cevaplar dahi verildi. Sonuç olaraksa oyunun açılışında oyuna girdikten sonra sürekli olarak çığlıklar duyduğumuz, kısa bir oyun deneyiminden sonra “ya bu iş böyle olmadı” diye isyan ettiğimiz bir durum ortaya çıktı. Ancak az önce belirttiğim takma ayakların ve kolların şuan için mevcut olmadığını belirtebilirim. Ya da ben hiç görmedim. En azından bu konuda DICE bir geri adım atmış gözüküyor. Ancak yine de en azından ayarlar menüsünde gerçekçi atmosfer seçeneği oyunculara sunulabilirdi. Bu ayar aktif edildiğinde ise abartılı kıyafetler yerini standart 2. Dünya Savaşı üniförmalarına sadece ayarı açan oyuncu için aktif edilir, ayrıca abartılı kadın karakter sayısı da ciddi oranda azaltılabilir yahut tamamen kapatılabilirdi. Geçmişte olan neredeyse tüm 2. Dünya Savaşı oyunlarında kadın karakterlerin sayısı çok azdı, çoklu oyuncu tarafında ise seçebildiğimiz bir kadın karakter bulunduran oyun dahi hatırlamıyorum, ancak yine de bu oyunların hiç birinin “yahu neden kadınlar yok” diye tepki aldığını da hatırlamıyorum. Günümüzün sosyal adalet savaşçıları ne yazık ki bu alana da saldırmış gözüküyor.

“10 Haziran 1940’da İtalya Mihvet devletler safında savaşa girdi. 21 Haziran’da ise Güney Fransa’yı işgal etti.”

Neyse, bu mevzuyu gereğinden fazla uzattığımın farkındayım, ancak DICE’a çok öfkeli olduğum için yazmadan edemedim, ayrıca hiçbir şekilde kadın düşmanı falan da ilan edilmek istemiyorum, modern zamanlarda geçen her oyunda kadınların olmasına hiç bir zaman itiraz etmedim, geçmiş incelemelerimi inceleyebilirsiniz. (Feminist dostlar lütfen dava etmeyiniz 🙂

“14 Haziran ve 6 Ağustos 1940 tarihleri arasında Sovyetler Baltık Devletleri işgal etti, her birinde Komünist darbe yaptı ve daha sonra Sovyetler Birliğine kattı.”

Gelelim Battlefield V’in hikaye olarak bize neler sunduğuna, yazının başında belirtmiş olduğum gibi şuan hem optimizasyon, hem de sunucularda yaşanan ciddi problemler nedeniyle oyunun çoklu oyuncu kısmını önümüzdeki hafta inceleyip, puanını da daha sonra vereceğiz.

“10 Temmuz ila 31 Ekim 1940 tarihleri arasında Almanla ile İngiltere arasında İngiltere Savaşı olarak adlandırılan hava savaşı çıktı ve Nazi Almanyası bu savaşı İngilizler’in radar teknolojisinin de desteği ile kaybetti.”

Battlefield serisi, özellikle Battlefield 1 ile birlikte savaş atmosferini oyuncuya yansıtma ve dramatize etme konusunda büyük bir yol aldı. Battlefield 1 ile birlikte başlayan ve küçük hikayelerden oluşan Savaş Hikayeleri isimli mod, savaşın farklı cephelerinden küçük hikayeler ile hem dönemin bilinmeyen olaylarına ışık tuttu, hem de oyuncuların vazgeçemediği hikaye mod’unu da sunmuş oldu. Ancak Battlefield 1’de eğer yanlış hatırlamıyorsam yalnızca Müttefik devletlerin hikayelerine yer verilmesi, Battlefield V ile değişmiş, Battlefield V’de her ne kadar şuan aktif olmasa da Mihver devletlerin yani Almanya’nın da bir hikayesine yer verilecek. Bu konuda gerçektan DICE’ı ayakta alkışlıyorum. Aldıkları büyük tepki riskine rağmen savaşın her iki yüzünü de gösterebilmek, büyük bir cesaret örneği olmuş. 

“14 Haziran 1940’da Almanya Fransa’nın başkenti Paris’i işgal etti ve Fransa resmi olarak yenilmiş oldu.”

Şimdi gelelim oyundaki hikayelerin nasıl işlendiğine. Oyunda şuan için toplamda 3 küçük hikaye mevcut. Ancak oyunu daha başlattığınız ilk anda, farklı cepheleri size gösteren ve oyunun dramatik yapısını ortaya koyan ufak bir giriş bölümü ile karşılaşıyorsunuz, hatta bu giriş bölümündeki görevlerden bir tanesinde Almanların meşhur tankı Tiger 1’i komuta eden bir komutan görevi icra ediyorsunuz. Ki bu bölümün devamı da önümüzdeki aylarda oyuna eklenecek. Bu giriş sekansı içerisinde oyunun hem mekaniklerini, hem de görsel kalitesi ile birlikte dramatik temasını görmüş oluyorsunuz. Ekranda siyah arka planda beliren bilgiler ile birlikte hem döneme dair küçük şeyler öğreniyor hem de o atmosferi başarıyla yaşıyorsunuz. 

“27 Eylül 1940’da Almanya, İtalya ve Japonya Üçlü Pakt imzalayarak resmen Mihver Devletler safında yer aldı.”

Giriş görevi sonrasında ise diğer ufak hikayelere göz atma şansınız oluyor. Bunlardan biri bir İngiliz hırsızın orduya alınmasını anlatırken, diğeri Norveç’de direnen bir kadın direnişçinin hikayesini, diğeri ise 1944’de Fransız orduna katılan Afrikalı asker kardeşlerin hikayesini deneyimlettiriyor. Özellikle Fransız ordusunu anlatan görev içerisinde hem ırkçılığa yapılan vurgu, hem de o dönemde görev yapan Afrikalı birliklerin kahramanlıkları muhteşem şekilde oyuncuya yansıtılmış.

“28 Ekim 1940’da İtalya Yunanistan’ı işgal etti.”

Mekanik tarafında DICE her ne kadar Battlefield V ile köklü değişikliklere gidildiğini iddia ediyor olsa da, genel açıdan Battlefield 1’e ciddi anlamda benzeyen bir dinamik yapısı ile karşı karşıyayız. Silahların hissiyatı ve geri tepmesi olsun, animasyonlar olsun sanki yeni bir Battlefield oyunu değil de, Battlefield 1’in içerik olarak hayli dolu bir ek paketini oynuyormuş hissiyatına kapılıyorsunuz. Ancak bu durumu eleştiri olarak algılamayın, şahsen Battlefield 1’in dinamiklerinin hayli başarılı olduğunu belirtmek gerekiyor.

“1 Mart 1941’de Bulgaristan Mihver Devletlere katıldı.”

Silahlar tarafında dikkatimi çeken en yoğun mekaniksel değişiklik, silah tepmelerinin önceki oyunlara kıyasla biraz daha tahmin edilebilir ve karşı konulabilir bir hal olması oldu. Yani farklı anlarda yaptığımız atışlar birbirine benzer tepkiler veriyor, silahı belli bir süre kullandıktan sonra ona alışıyor, daha isabetli atışlar yapabiliyorsunuz. Bu durumun özellikle çoklu oyuncu tarafında hoş karşılanacağını tahmin etmek güç değil. Bir silah ile sürekli olarak savaşmak, sadece takılan parçalarla değil silah ile olan deneyiminizi de geliştirip sizi daha tehlikeli bir hale sokacaktır diyebiliriz.

“22 Haziran 1941’de Almanya ani bir saldırı ile Sovyetler Birliğine saldırdı. İki ülke arasında saldırmazlık anlaşması imzalanmasına rağmen.”

Diğer taraftan oyunun mekaniksel değişiklikleri içerisinde ekstra cephane sayısının ciddi olarak azaltılmış olması dikkatimi çekti. Toplamda en fazla 3 şarjörlük mermi ile dolaşmak sıkıntı yaratabiliyor. Bu durumun çok oyuncu tarafında da aynı olduğunu belirtelim. Yani oyuncular önceki oyunlara kıyasla çok daha dikkatli ateş açmak, ve tetiğe basılı tutup rakibin ölmesini umut etmekten vazgeçecektir diye tahmin ediyorum. Ayrıca cephane taşıyan destek oyuncularının da önemi ciddi oranda artacaktır.

“6 Aralık 1941’de Sovyet karşı saldırısı ile Almanlar Moskova dışına itildi.”

Mekaniksel açıdan hikaye görevlerinde birbirinden farklı araçları da kullanma imkanım oldu. Araçların sürüş mekanikleri önceki Battlefield oyunları ile neredeyse birebir aynı. Her ne kadar tank gibi ağır araçlarda bir sorun yaşamıyor olsanız da, hafif araçların fiziklerinin fazla hafif hissetirdiğini belirtmem gerekiyor. Daha oturaklı ve ağır olmaları gerekirdi. Hala daha Battlefield 2’nin sürüş fiziklerini yakalayamamış olmaları beni şaşırtıyor doğrusu.

“7 Aralık 1941’de Japonya Pearl Harbor’u bombaladı.”

Grafiksel açıdan ise Frostbite motorunun şanı korunmuş. Yine her santimi detaylarla dolu bir dünya ile karşı karşıyayız, ışıklandırmalar, gölgelendirmeler, kaplamalar, efektler, her türlü görsel özellik muhteşem gözüküyor. Star Wars: Battlefront 2 ile motora dahil edilen yaprakların yerden rüzgarla uçması gibi ince detaylar da Battlefield V’de mevcut, bu gibi ince detaylar oyunun atmosferine ciddi bir katkı sağlıyor. Ancak optimizasyon konusunda ne yazık ki güzel şeyler söyleyemiyeceğim. Intel Core i7 5. nesil işlemci, 980 Ti ve 16 GB RAM ile oynadığım Battlefield V içerisinde FullHD çözünürlükte grafik ayarları ile ne kadar oynarsam oynayayım sürekli olarak aksiyon anında 30 FPS gibi kabul edilemez FPS düşüşleri ile karşılaştım. Oyunun CPU optimizasyonunda çok ciddi sıkıntılar olduğu gerçek. Battlefield V’i rahatlıkla oynamak için 7. hatta 8. nesil güçlü Core i7 işlemcilere ihtiyacınız olabilir. Ancak bu durumun güncellemeler ile çözüleceğini düşünüyorum.

“11 Aralık 1941’de Almanya ve Mihver devletler Amerika Birleşik Devletlerine savaş ilan etti.”

Sesler tarafında ise yine DICE bu iş böyle yapılır demiş. Zaten hayatımda DICE’ın elinden çıkıp, sesleri kötü olan bir oyunla karşılaşmadım. Bu adamlar bu işi harbiden hakkıyla yapıyorlar. Yine olağanüstü müzikler, muhteşem ses efektleri, sayısız diyalog, patlama efektleri ve sayamayacağım onlarca ince detay ile ses konusunda Battlefield V 10 üzerinden 10 almayı başarıyor.

“30 Mayıs 1942’de İngiltere Köln’ü bombalayarak ilk defa savaşı Almanya’nın içine taşıdı.”

İncelemeyi şimdilik burada kesiyorum. Oldukça kısa bir hikaye moduna sahip olan bir oyun için oldukça uzun bir inceleme olduğunun farkındayım. Ancak sizlere mekanik tarafından da bilgiler vermek istedim. İncelemenin nihai hali önümüzdeki hafta çoklu oyuncu modu ile ilgili detaylar ve bilgiler ile tamamlanacak. Oyunun artısını, eksisini, puanını da o zaman görebileceksiniz. Haftaya tekrar görüşmek üzere.

Oyunun hikayesini, teknik detaylarını, oynanış hissiyatını incelememizin ilk bölümünde belirtmiştik. Şimdi gelelim Battlefield V’i gerçek bir Battlefield oyunu yapan bölüme, yani çoklu oyuncu kısmına.
“Haziran 1942’de İngiltere ve ABD Deniz Kuvvetleri, Japon Deniz Kuvvetleri’nin Pasifik’teki ilerlemesini Midway’de durdurmayı başardı.”
Öncelikle Battlefield V’in çoklu oyuncu tarafının Battlefield 1’e kıyasla çok köklü bir yenilik barındırmadığını ve genel hissiyat bakımından, Battlefield 1’in üzerine yeni bir oyun değil de, sanki içeriği dolu dolu bir ek paket hissiyatı verdiğini belirtebilirim. Çoklu oyuncu kısmını oynarken, silah kullanma olsun, araçlar olsun, sanki Battlefield 1 oynuyorum gibi hissettim. Ancak bu demek değil ki hiçbir yenilik yok.
“28 Haziran–Eylül 1942 tarihleri arasında Almanya ve Mihver ittifakı Sovyetler Birliği’nde yeni bir hücum başlattı. Alman Birlikleri, Eylül ortasında Volga Nehri’ndeki Stalingrad’a (Volgograd) doğru ilerledi ve Kırım Yarımadası’nı güvenceye aldıktan sonra Kafkasya’nın içlerine doğru girdi.”
Öncelikle Battlefield V’in çoklu oyuncu kısmında getirdiği en büyük yenilikten bahsedelim. Yıkılan çevreyi yeniden inşa edebilme özelliğinden. Buradaki inşa kelimesine çok takılmayın çünkü yıkılan evi aynı şekilde geriye inşa etme gibi bir durum söz konusu değil. İnşadan kastım yıkılan duvarlar yerine kum torbaları ile cephe oluşturma, yerlere cephe kazma, platform yapma, ağır makineli silahlar yerleştirme gibi durumlardan bahsediyorum. Her ne kadar ilk görüşte bu özelliğin oyuncular tarafından çok yoğun bir şekilde kullanılmadığını hissetsem de, kullanıldığı takdirde ciddi anlamda oyunun seyrini değiştirebilecek bir yenilik olmuş. Korumanız gereken bölgelerine etrafına yapacağınız savunma pozisyonları, bölgeyi savunmanızı ciddi anlamda kolaylaştırmış diyebilirim. Özellikle arkadaşlarınız ile birlikte oynuyorsanız, bu özelliği kullanmanızı tavsiye ediyorum.
“8 Kasım 1942’de ABD ve İngiliz Birlikleri, Fransız Kuzey Afrika’sında, Cezayir ve Fas kıyılarında birçok noktaya çıkartma yaptı. Vichy Fransız Birlikleri’nin saldırıya karşı savunmadaki başarısızlığı, Müttefikler’in Tunus’un batı sınırına hızla geçmesini sağladı ve Almanya’nın 11 Kasım’da Güney Fransa’yı işgalini tetikledi.”
Battlefield V’in çoklu oyuncu kısmındaki bir diğer yenilik ise artık canımızın kendi başına dolmaması olmuş. Canınızı doldurmak için çantanızdan medkit kullanmak zorundasınız. Ancak bu da canınızı belli bir seviyeye kadar yükseltiyor. Yeniden canınızı tamamen doldurmak istiyorsanız, bir medic’ten yardım almak zorunda kalıyorsunuz. Aynı durum cephaneler için de geçerli. Artık oyunda eskisine nazaran çok daha az cephaneye sahipsiniz. Bu durum dolayısı ile sürekli olarak yanınızda bir support sınıfı oynayan birine ihtiyaç duyuyorsunuz. DICE bu değişiklikler ile birlikte her sınıfın oyuna etkisini arttırmayı planlamış ki gerçekten de durumu bu hale getirmeyi başarmış. 
“5 Temmuz 1943’de Almanlar, Sovyetler Birliği’nde Kursk yakınlarında büyük bir tank saldırısı başlattı. Sovyetler saldırıyı bir hafta içinde geri püskürttüler ve kendi saldırı girişimlerini başlattılar.”
Battlefield V’in en sevdiğim bir diğer yeniliği ise düşman spotlama özelliğinde yapılan yenilik olmuş. Yeni oyun ile birlikte artık 3D Spot’u yalnızca sniper sınıfı kullanabiliyor. Bu sayede sanki sürekli Wall Hack açık gibi hiç görmediğiniz yerlerden kafanıza kurşun yemiyorsunuz ve oyunu daha dikkatli olarak oynamak zorunda kalıyorsunuz. Ancak bu durum dolayısı ile sniper sınıfını oynayan oyuncuların sayısı da hayli çoğalmış, DICE’ın her sunucu için sniper limiti koymasını isterdim doğrusu, her ne kadar 3D Spot açık olmasa da ölümlerinizin büyük çoğunluğu haritanın diğer kısmındaki sniperlar yüzünden oluyor.
Araç mekaniklerinde ise çok dikkat çeken bir değişiklik yok. Bazı araçlar ile bölgede bulunan anti tank ve anti hava silahlarını farklı bölgelere çekici yardımı ile taşıyabiliyorsunuz. Ayrıca cephanenin sınırlı olması dolayısı ile sürekli olarak bölgelerde bulunan ikmal merkezlerine gidiyorsunuz. Tankların ise Battlefield 1’e kıyasla çok daha zayıf kaldığını belirtebilirim. Tek bir asker bile bir tankı rahatlıkla yok edebiliyor. Tanklar ile oynamayı seven oyuncular, bu durumu yadırgayacaktır. Uçaklarda ise Battlefield 1’e kıyasla daha rahat bir oynanış bizleri bekliyor. Yine kısıtlı cephane dolayısı ile haritada belli noktaların üzerinden uçarak cephanenizi yenileyebiliyorsunuz. 
“6 Kasım 1943’de Sovyet Birlikleri Kiev’i özgürlüğüne kavuşturdu.”
Battlefield V ile birlikte oyuna bir de Grand Operations isminde yeni bir mod eklenmiş. Battlefield 1’deki Operations mod’unun gelişmiş bir sürümü olan Grand Operations, oyun içerisindeki kurgusal günlerden oluşan bir mod. Örneğin ilk gün her iki takım da eşit kaynaklar ile savaşa başlarken, oyunun ikinci gününde kazanan takıma daha fazla cephane, araç gibi destekler sağlanacak. Bu arada gün demişken gerçekten günden bahsetmiyoruz. Grand Operations mod’unun üç günü gerçek zamana göre bir saat gibi bir süreye eşit geliyor. Eğer 3 gün sonunda takımlar birbirine çok yakın bir performans sergilerse Final Stand mod’una geçiş yapılıyor. Bu mod’da çok az cephane ve sağlıkla başlayan oyuncular, öldüklerinde yeniden doğamıyor, son askeri ölen takım ise savaşı kaybetmiş sayılıyor.
“16 Aralık 1944’de Almanlar, Belçika’yı geri almak ve Alman sınırındaki Müttefik güçleri bölmek için, batıda Bulge Muharebesi olarak bilinen son hücumu başlattılar. 1 Ocak 1945 itibarıyla, Almanlar geri çekildi.”
Grand Operations haricinde ise oyunda Breakthrough (Battlefield’daki operasyon mod’una benziyor), Frontlines (Conquest, Rush ve Battlefield 4’deki Obliteration mod’unun karışımı), Domination ve Team Deathmatch gibi mod’lar bulunuyor. Ancak performans anlamında şuan için Conquest harici başka bir mod oynamak çok zor, şahsen Grand Operations mod’unu hayli beğensem de, PC platformundaki performans sorunları dolayısı ile pek oynayabildiğimi söyleyemeyeceğim.
“7 Mart ve 16 Nisan 1945 tarihleri arasında ABD Birlikleri ve Sovyetler Berlin’i kuşatan son saldırılarını başlattı. 30 Nisan’da ise Hitler intihar etti. Almanya 7 Mayıs’ta Batı Müttefiklerine, 9 Mayıs’ta ise Sovyetler birliğine teslim oldu. Hiroshima ve Nagazaki’ye 6 ve 9 Ağustos’ta atılan atom bombaları sonucunda ise 2 Eylül 1945’de Japonya’da ABD’ye teslim olarak 2. Dünya Savaşı bitmiş oldu.”
Uzun lafın kısası, Battlefield V, Battlefield 1’den zevk alanları fazlasıyla tatmin edecektir. Oynanış bakımından Battlefield 1’e hayli yakın bir deneyim sunan Battlefield V, hem ikinci dünya savaşı atmosferi, hem de herhangi bir Premium veya Season Pass gerektirmemesi dolayısı ile satın alınabilir bir yapım olmuş. Performans ve diğer problemlerin zaman içerisinde giderilebileceğini hesaba katarsak, Battlefield V için sınıfı geçti yorumunu yapabiliriz.
Exit mobile version