İki sene kadar önce 2008’deki Super Bowl maçını kaçınız izledi bilmiyorum, ancak Amerikan Futbol’unu ne zaman televizyonda yakalasa hiç bıkmadan seyreden birisi olarak o maça günler öncesinden hazırlanmıştım. Bir tarafta 19 maçın hepsini kazanmış New England Patriots diğer tarafta New York Giants. Maç Arizona’da. Bütün sezon boyunca mükemmel bir grafik çizen New England, son anda final maçına kalan Giants karşısında mutlak favori gösteriliyor. Fakat ilk çeyrek Giants’ın alan golü ile 3-0’lık üstünlüğü ile geçildi. Herkes çok şaşırmıştı. Sonra ikinci çeyrek başladı ve beklenen oldu. Patriots başarılı bir atak ile 7-3 önce geçmişti. Üçüncü çeyrek mücadeleli ancak sayısız geçmiş ve herkes artık Patriots’ın 42. SuperBowl’u kazanacağına kesin gözü ile bakıyordu. Nitekim Patriots son çeyrekte skoru 14-3’e kadar çıkartmıştı. Ancak sonra beklenmedik bir şey oldu ve Giants bir anda farklı bir kimliğe büründü.
Önce Eli Menning adlı Giants oyun kurucusu kendine geldi ve mükemmel paslar atmaya başladı. Skor 14-10 olmuştu maçın bitimine sadece iki dakika kaldı ve Patriots üstünlüğünü kurmaya çalışıyordu. Ancak daha sonradan top Giants’a geçti önce maçın bitimine son bir dakika kala inanılmaz bir pas ile takımını 50 yard ileriye taşıdı ve son 17 saniye kala New York Giants 42. SuperBowl’u 17-14 kazanarak şampiyon oldu. Bu maçı size anlatmamın sebebi incelediğimiz oyunun bir Amrikan Futbol oyunu olması değil. Bu maç gerçekten de kayda değer bir maçtı. Hani filmlerde hep imkansızı başaran takımlar hakkında hikayeler izleriz ya işte öyle bir hikaye idi. Bu tarz bir maçı sadece filmlerde görebileceğinizi düşünürdünüz. İşte Blood Bowl’daki gibi bir futbol maçını da sadece bir bilgisayar oyununda görebilirsiniz.
Gerçekten masaüstü ama
Blood Bowl esasında Jervis Johnson’ın genellikle masaüstü oyunlar üreten İngiliz oyun şirketi Games Workshop için tasarladığı Amerikan Futbolu parodisi olan bir masaüstü oyunu yani boardgame. Yazımızın konusu olan bilgisayar oyunumuz ise Cyanide tarafından geliştirilmiş ve Focus Home Interactive’in dağıtımını yapıyor.
Tek kelime ile fantastik Amerikan futbolu. Zaten bunu daha kapağına bakar bakmaz anlıyorsunuz. Blood Bowl’u ister tek kişilik isterseniz de çoklu oyuncu seçenekleri ile oynayabiliyorsunuz. Tek kişilik kısmında alıştırma bölümü (tutorial), exhibiton match, begin a campaing, begin a competition ve hikaye seçenekleri mevcut.
Alıştırma bölümü gayet detaylı ve komik. Daha ilk cümlelerinden itibaren parodi kısmını size hissettiriyor. Bir vampir olan Jim ve bir Troll ya da Orc olan Bob (biz tam karar veremedik açıkçası, ben Orc olduğunu düşünüyorum ancak Burçin Troll olduğundan emin) adlı iki spikerimiz size hem maçı anlatırken hem de oyunun başta biraz karışık gelen ancak zamanla mantığını kaptığınız mekaniğini ve kurallarını anlatıyor. Konuşmalar sırasında iki esprili spikerimiz bize kamera açılarını, zar sistemini, oyuncuların yeteneklerini ve özelliklerini anlatıyor. Aynı zamanda ABC, CBS ve NBC gibi ünlü Amerikan TV kanalları ile de kendi çaplarında makara geçiyorlar. Ne uzun ne de kısa olan alıştırma bölümünde açıkçası bir yerden sonra bu uzatılmış gırgır biraz bayıyor açıkçası.
Her ırktan adam var burada
İlk versiyonu olan Blood Bowld’daki 8 ırka ek olarak Legendary Edition’da 12 ırk daha eklenmiş. İnsandan, elf’e, orc’tan, amazona kadar 20 farklı ırk mevcut. Her ırkta da 7 takım bulunduğunu düşünürseniz karşınıza 140 seçenek çıkıyor. Gerçi takımların arma ve forma renklerinden başka bir farkı yok ancak yine de fark farktır diyoruz ve bu küçük eksiyi aklımızın bir köşesine yazıyoruz.
İçerisinde yine Games Workshop oyunlarından olan Warhammer izleri taşıyan oyunda sadece ırklar değil doğrudan grafik ile de bu etkiyi çok rahat görebiliyoruz. Görsel açıdan çok fazla bir etki bırakmayan oyunda animasyonlar yine de başarılı. Hava efektleri, gece ve gündüz maçlarının kendine has görsellikleri ile sizi kendisinden soğutmayacak bir grafik sağlıyor. Evet belki aman aman kaplamalar veya modellemeler mevcut değil ancak son zamanlarda çıkan oyunlara baktığımızda grafiklerin artık World of Warcraft tarzında olduğunu da görüyoruz. (Bkz. Darksiders)
Esasında her ne kadar vahşet ve gırgırın bir arada bulunduğu bir oyun gibi gözükse de aslında Blood Bowl’u tam bir strateji oyunu olarak nitelendirmeliyiz. Çünkü elinizdeki 11 adamınızı kullanarak sizden belki yetenekçe belki fizikçe belki de her iki yönden üstün rakibinizi akıllıca bir strateji kullanarak yenmeniz gerekiyor.
Taş alıyorsun yerden taş alıyorsun
Blood Bowl: Legendary Editon hem sıra tabanlı hem de gerçek zamanlı olarak oynanabiliyor. 11 kişilik iki takımın Amerikan Futbolu’na benzer bir saha da nihai amacı Touchdown yani sayı üretmek. Ancak maçı kazanmanın tek yolu sadece sayı üretmek değil. Eğer takımınızın yeteneğine değil de iriliğine güveniyorsanız ve bir türlü top oynamayı beceremiyorsanız o zaman iri yaratıklarınız ile rakip oyuncuları teker terek nakavt ederek de maçı kazanmanız mümkün.
Modlara geri dönecek olursak; exhibition match modunda kendi oluşturduğunu bir takım ile tek maçlık oyunlar oynarken, campaing modunda yine kendi takımınızı kurup sırası ile açılan bölümlerde maçlar kazanıp kendinize itibar sağlıyorsunuz. Prestij kazandıkça daha önemli turnuvalarda rol alabiliyorsunuz.
Remember The Titans
1995 yılından beri değişik versiyonları ile piyasada bulunan Blood Bowl açıkçası oyun dünyasına kattığı tür farkında dolayı en azından saygı duyulması gereken bir oyun. Amerikan Futbolu’nun zaten kendine has karışık mekaniğine bir de bu değişmiş sürümü eklenince oyunun anlaşılması biraz zaman alıyor elbette. Dolayısı ile eğer bütün o FPS ve RPG’lerden sıkıldıysanız ve değişik bir şeyler arıyorsanız o zaman Blood Bowl’u bir deneyin deriz. Aksi halde es kaza seven bir arkadaşınız oynarken izleseniz yeterli olur.