Bujingai: The Forsaken City

Ünlü Japon Rocker Gackt’e dayanan atik ve savaş sanatları ustası Lau Wong’un
macerasını anlatan Bujingai: The Forsaken City, ünlü Japon oyun yapımcısı
Taito’nun, kuruluşunun 50. yıldönümünde PlayStation 2 için hazırladığı ve baştan
sona Japon işi olduğunu belli eden bir oyun. Anlatıldığına göre Bujingai aslında
insanlığı yok eden ve cehenneme açılmış bir kapısı olan bir zamanda geçiyor.
Oyunun baş karakteri şeytan avcısı Lau bu savaşta en büyük rolü oynarken, yarı
insan yarı şeytan Rei ve kız arkadaşı Yohfa’da macerada ona yardımcı oluyor.

Oyunun konusu ilk bakışta çok ilgi çekici değil aslında, zaten senaryonun
detaylarının da kendini hemen göstermemesi biraz kafa karıştırıyor. Hack’n slash
tarzında bir aksiyonla beraber çeşitli RPG öğeleri de içeren Bujingai, karakter
modellemelerinden oynanışa kadar her yönüyle yapımcısının kimler olduğunu
söylüyor.

Siz siz olun etrafınıza fazla bakmayın?

Forsaken City’de başlayan macera bambu ormanları ve yüksek binalar gibi farklı
mekanlar arasında durmayan bir aksiyonla birlikte gelişim gösteriyor, yalnız
oyundan zevk almak istiyorsanız tüm bu olup bitenler sırasında çevre detaylara
fazla dikkat etmemelisiniz; çünkü oyun bu konuda biraz yüzeysel bir yaklaşım
sergiliyor; Bujingai daha çok oynanışa yüklenen ve sadece türünün meraklılarının
ilgisini çekecek bir yapıya sahip.

Kahramanımız Lau gerçekten bir dövüş sanatları ustası ve yaptıklarını görünce
şaşırmamak elde değil. Lau kılıçlarını inanılmaz bir serilikle kullanırken, düz
duvarlarda yürüyüp, belli mesafelerde uçabilme gibi kabiliyetlere sahip. Bunun
yanında bir çok büyü gücü de Lau ve öteki kahramanların maharetleri arasında.
Bahsettiğim gibi oyun hemen hemen hep hack’n slash tarzında ilerliyor ve
yapmanız gereken önünüze çıkan garip yaratıkları kılıç ve büyülerinizle yok
etmekten ibaret. Arada karşınıza çıkan boss’ları saymazsanız da oyun akıcılığını
bu şekilde sağlamaya çalıştığından Bujingai bir yerden sonra tek düze bir yapıya
bürünüyor.

Oyunda çevrede bulunan ve düşmanlarınızı öldürdükçe ortaya çıkan Orb’ları
topluyorsunuz ve Experience Point değerindeki bu orbları; defans, atak ve büyü
level’larınızı geliştirmek için kullanıyorsunuz. Kahramanımız Lau karşılaştığı
yaratıklara karşı inanılmaz seri kılıç komboları yapıyor, bunu dışarıdan gören
birisi oyunu oynayanın büyük haz aldığını düşünür, fakat siz bu hareketleri
yaparken sadece aksiyon tuşuna arka arkaya basıp farklı tuş kombinasyonları
uygulamadığınız için işler hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmuyor ve oynanış
kendini tekrar ederek sıkıcı bir hâl alabiliyor.

Parlak ve renkli görseller yetmiyor…

Doğruyu söylemek gerekirse dövüşler sırasında ortaya etkileyici ışık ve flaş
efektleri çıkıyor, büyü efektleri de güzel ışık oyunları yaratıyor, fakat
oynanış keyif verici olmayınca bunlar da oyuna çok fazla yetmiyor. Görsellik
konusunda zaten çevre tasarımından grafiklere kadar oyun sınıfta kalıyor çünkü
her şey çok yüzeysel, birbirinin aynı binalar ve ağaçlar zaman zaman yönünüzü
şaşırıp kaybolmanıza bile sebep olabiliyor. Hoş, bir radarınız var ama çok fazla
işe yaradığı söylenemez. Karakter modellemeleri ise ana karakterlerde çok
özenliyken, kalite karşılaşacağınız yaratıklarda dibe vuruyor. Ara videolardaki
karakter ve çizimler ise oyun içi grafiklerin aksine çok özenli hazırlanmış.

Aslında Bujingai oynanış ve tarz açısından Xbox’taki Otogi’yi andırıyor; fakat
kesinlikle onunla yarışacak kadar iyi değil; bir defa lineerlik bazen korkunç
derecede öne çıkıyor, neyse ki farklı büyüler, bosslar ve bazı küçük bulmacalar
oyunu en azından türünün meraklıları için oynanabilir kılıyor. Bunların yanında
oyun sırasında toplayacağınız altın jetonlarla da oyun hakkındaki çeşitli gizli
videoları açmanız mümkün.

Ses efektleri ise yine klasik Japon oyunları çizgisinde, hatta karakterimizin
yaptığı büyüler sırasında çıkarttığı ‘’Souryuuken, gouenken, tekkuken…’’ gibi
sözler dövüş oyunlarında duyduklarımızdan hiç de farklı değil. Kontroller
açısından ise hiçbir problem yok, büyüleri ve ardı arkası kesilmeyen komboları
tek tuşla yapabilmenizin yanında, duvarlarda yürüyüp taklalar atmak da pek zor
sayılmaz.

Sadece türünün meraklılarına!

Doğruyu söylemek gerekirse The Forsaken City oyun tarzıyla sadece meraklılarına
hitap ediyor, oyun Japonya’da ortalama bir oyun olarak değerlendirilirken, en
azından ülkemizde bu puanın biraz aşağı ineceğini düşünüyorum. Bu tarz Japon
oyunlarına özel bir merakınız yoksa bir kaç level sonunda oyunu bırakmanız
muhtemel, çünkü sadece aksiyon için oynanacak bir oyun değil Bujingai, eğer
hareket arıyorsanız ve bu tarza ilginiz yoka PS2’de oynayabileceğiniz çok daha
iyi oyunlar var…

Exit mobile version