“FPS PC’de oynanır” görüşü şu son yıllarda yavaş yavaş değişmeye başladı. Artık konsollara da çok kaliteli FPS’ler çıkıyor hatta daha iyileri çıkıyor. Bir de tabii beklenenler listemiz var; bir türlü çıkmak bilmeyen. Duke Nukem: Forever, Quake 5, Half Life 3, Rage vesaire vesaire… “Ne olacak bu oyunların hali?” dediğimiz günlerde ise imdatımıza Bulletstorm yetişti. People Can Fly (Painkiller) – Epic Games (Unreal Tournament) ortaklığıyla yaratılan bu yapım kesinlikle “kült” olacak türden ve FPS’nin çehresini baştan aşağı değiştiriyor. Bulletstorm’la ilgili anlatacak çok şeyim var, bu yüzden bir an önce yazıya geçmek istiyorum.
Klişe senaryo, akıcı oynanış
Sci-fi Shooter kategorisindeki Bulletstorm’un en zayıf halkası senaryosu, hikayesi belki de. Oyun haliyle gelecek bir zaman diliminde geçiyor. Esas oğlanımız olan Grayson Hunt ve arkadaşları Dead Echo adlı özel bir time bağlıdırlar. Bir gün, bir operasyon sırasında başından beri kandırıldıklarını ve masum insanları öldürdüklerini anlarlar. Emirleri aldığımız General Sarrano’ya karşı gelirler ve ayrılırlar. Olaylar da zaten bundan sonra gelişiyor. Bu dört arkadaş; Grayson Hunt, Ishi Sato (kendisi bir Cyborg), Whit Oliver ve Rell Julian uzay korsanı oluyorlar, başlarına ise ödül konuyor. Kandırılmayı sindiremeyen Grayson Hunt ise tüm bu zaman diliminde intikam duygusuyla yanıp tutuşmuştur.
Ekibimiz General Sarrano’ya saldırı düzenliyor ve klişe olarak; terk edilmiş bir gezegene mecburi iniş yapıyoruz. Artık tek amacımız; mutant ordularıyla, hiç görmediğiniz vahşilikte yamyamlar ve çetelerle dolu olan bu gezegenden kaçış yolunu bulmak ve bizi bu duruma düşürenlerden intikam almaktır. En başından dediğim gibi; senaryo en zayıf halka. Klişelerle dolu ve bir Call of Duty gibi film havası alamıyorsunuz. Cut-scene’lerin sayısı da minimum seviyede olunca oyun tamamen aksiyona yöneliyor. Açıkçası ilk defa bir FPS için senaryonun başarısızlığını dikkate almadım zira oynanabilirlik ve eğlence bu kadar yüksek olunca sadece ateş etmek istiyorsunuz! Kısa kısa da ilginç karakterlerimize göz atalım isterseniz:
Grayson Hunt: Ana karakterimiz olan Grayson Hunt, Dead Echo’nun eski lideri ve General Sarrano’nun ordusunun gururuydu. Sözünü sakınmayan, esprili ve daima şiddeti, kargaşayı tercih eden bir tip ki kendisini “Killing is an art form (öldürmek bir sanattır)” diyerek tanımlıyor zaten oyunda. En iyi arkadaşı Ishi Sato’dur.
Ishi Sato: Bulletstorm’un Cyborg karakteri ve Grayson Hunt’ın ortağı. Soğukkanlı bir profesyonel olan Sato, galaksinin en zengin adamı olan Kose Sato’nun da oğludur. Cyborg güçleri ve robot özellikleri aldığı ölümcül bir yaradan sonra tıbbı müdahale sırasında takılmıştır.
Trishka Novak: Trishna, Final Echo’nun (Dead Echo’nun ihanetinden sonra kurulan birim) bir parçasıdır. Grayson Hunt’ın gemisine saldırısından sonra o da gezegende mahsur kalmıştır. Senaryo ilerlerken Grayson Hunt ve Ishi Sato ile karşılaşır ve onların yanına katılır.
Ayrıca dikkatimi çeken bir nokta ise oyun için bazı incelemelerde aşırı küfür kullanılmış vesaire denilmiş. Evet küfür kullanımı yüksek, ağır bir dil mevcut fakat biraz abartıldığını düşünüyorum bu yorumların. Her şiddet oyununda olan küfürlerin biraz daha fazlası var sadece. Yine de oyun dünyasında pek alışık değiliz bu duruma. Ben bu durumdan hiç de rahatsız olmadım aksine diyaloglar bazen gülme krizine sokabiliyor sizi. Oyun epey esprili, tıpkı Duke Nukem ve Serious Sam gibi.
Gelelim oynanışa…
Bulletstorm yazının başında dediğim gibi FPS’nin çehresini değiştiren bir yapım. Daha önce buna benzer bir oyun oynamamıştım ben en azından. İlginç bir şekilde zıplayamadığımız oyunda “kick” ve “slide” adlı iki özellik eğlenceyi kat kat arttırıyor ve oyunu monotonluktan çıkarıyor. Tabii, en önemlisi “skillshot” denilen yetenek kullanarak düşman öldürme teknikleri. Bu noktada oyun gerçeklikten tamamen çıkıyor ve eğlence de doğru orantı da artıyor. İsmail Güldüren tarzı düşmanımızın ayaklarına kayabiliyoruz, ağır çekim havada süzülürlerken gövdelerini iki parçaya ayırabiliyoruz veya ne olduğunu henüz tanımlayamadığım dev bir yaratığı kaba etinden tekmelemek yoluyla öldürebiliyoruz.
Bulletstorm’da sayısız “skillshot” bulunuyor ve her uygulamamızda skill puanları kazanıyoruz. Düşmanlarımızı tekmelediğimizde ağır çekime geçiyorlar ve böylelikle rahatlıkla nişan alıp, istediğimiz atışı uygulayabiliyoruz. Aslında tüm bunları yazıyla anlatmak çok zor. Skillshot olayı kısacası Bulletstorm’un en büyük kozu. Voodoo Kill, Vertigo Kill, Gangbang, Parachute ve Bluff benim favorilerim örneğin. Size tavsiyem, Bulletstorm’u tadını çıkararak oynamaya bakın çünkü oynanış süresi 5-6 saat dolaylarında ve bu süreyi iyi değerlendirin. Bol bol skillshot yapın, acele etmeden öldürün düşmanlarınızı. Bu şekilde maksimum zevk alacaksınızdır.
Oyunun diğer öne çıkan noktası ise az sayıda ama inanılmaz eğlenceli olan silahları. Başlangıçta 9 adet silah az gibi gözükebilir ama bu kimseyi yanıltmasın. Her silahın skill puanı kullanarak açılan upgrade’leri ve ekstra özellikleri bulunuyor. Mermi limitini arttırıp, charge özelliklerini açabiliyorsunuz. Tüm bunları da oyunun belirli noktalarında bulunan noktalardan yapıyoruz. Yani istediğimiz zaman mermi alamıyoruz ama kolayda oynadığınız takdirde zaten bir sıkıntı da yaşamıyorsunuz. Charge denilen özellikten bahsettikten sonra silahlara geçeceğim. Bazı silahlarımızı bu şekilde upgrade ediyoruz ve normalden çok güçlü atışlar yapabiliyoruz. Ayrıca üstümüzde fazla sayıda silah bulundurabilmemize rağmen en fazla 3 silahı aynı anda kullanabiliyoruz. Bahsettiğim noktalarda ancak silah değişimi yapabiliyoruz. Buyrun silahlara geçelim:
PeaceMaker Carbine: Oyunun başında elimize verilen ilk silahımız. Otomatik silah olması ve boss’lar üzerinde çok işe yarayan charge özelliğiyle her zaman tercihiniz olacaktır.
Energy Leash: Bu da oyunda sahip olduğumuz ikinci silah. Elimize taktığımız bu silah enerji yüklü bir kırbaç. Bir benzerini hatta izleyen varsa Iron Man 2’de görmüştük. Bu kırbaç yardımıyla düşmanlarımızı tutup çekebiliyoruz, helikopterleri düşürebiliyoruz ve charge özelliğini kullanarak orada bulunan tüm düşmanları havaya uçurabiliyoruz. Kullanması en zevkli silahlardan biri, standart olarak elinizin üzerinde bulunması da cabası.
Boneduster: Dört namlulu bir pompalı tüfek. Yakın mesafede kullanabileceğiniz en iyi silah.
Flail Gun: Bir zincirin üzerine bağlanmış iki el bombası fırlatan silahımız bu da. Düşmanın üzerine atıp patlatması gerçekten zevkli, ayrıca kalabalık ortamlarda yapınca otomatik olarak “Gang Bang” skillshot’unu da uygulamış oluyoruz. Yine de pek sık kullanacağınızı sanmam.
Bouncer: Serious Sam’deki top atan silahın bir benzeri bu da. Kalabalık düşman gruplarının ve boss’ların korkulu rüyası.
Screamer: Oyunda bulunan tek tabanca. Güçlü atışlar yapan silahla “Fireworks” yapmak çok zevkli.
Drill Gun: Adından da anlaşılacağı gibi bir “matkap” bu silahımız da. Bunu kullanarak düşmanlara Break Dance yaptırmak komik sahnelere yol açıyor.
Head Hunter: Klasik keskin nişancı tüfeği. Charge özelliğiyle patlayan mermiler atabiliyor. Mutlaka kullanmanız gereken bölümler olacak.
Minigun: Yine klasik Minigun, birkaç sefer elinize geçiyor oyunda.
Silahlar bu şekilde, hepsi de son derece yaratıcı, az ama öz. Her birini mutlaka kullanmanız gereken yerler olacak, bazıları elbette favoriniz olacak. Ayrıca oyunda bir de boss’lar bulunuyor. Bunların birçoğu kolayca alt ediliyor ama bazıları var ki gerçekten zorlanacaksınız. Örneğin; midesini parçalamak için epey uğraştığım boss ve sersemletip, tekmelemek suretiyle öldürdüğüm dinozorumsu yaratık. Robot dinozoru yönettiğimiz bölüm de çok zevkliydi, tabii sonu hüzünlü bitti.
Bulletstorm’da yapay zeka çok iyi değil ama iyi. En başta, düşmanlar nedense takım arkadaşlarınız yerine daima ilk size saldırmayı tercih ediyor. Yani onların yanından geçip direkt size yönelmeleri biraz saçma olmuş. Gerçi easy modunda oynadığınız takdirde oyunu hiç ölmeden bile bitirmeniz olası. Binlerce yaratık, mutant öldürseniz de özel güçleriniz ve silahlarınız sayesinde pek zorlanmıyorsunuz. Yine de yapay zeka farklı yerlerden saldırıyor, yer değiştiriyor ve sniper mermilerinden bile kaçıyor.
Ayrıca bir de Echoes modu ve multiplayer Anarchy modu bulunuyor. Echoes’de üzerinize gelen düşman dalgalarını durdurarak zaman kazanmaya çalışıyorsunuz. Anarchy ise bunun multiplayer hali. Dört oyuncu bu şekilde bir Co-op mücadele verebiliyor. Maalesef multiplayer Bulletstorm’un sınıfta kaldığı bir diğer nokta çünkü kendini tekrar eden, sınırlı bir yapıya sahip. Aslında yapımcıların son anda iptal ettiği “Campaign Co-op” olsaydı çok daha farklı şeyler olabilirdi.
Biraz da teknik konuşalım
Teknik yönden ise Bulletstorm’a benim pek de kötü bir yorumum olamayacak. Öncelikle Unreal Engine 3 grafik motorunun hala bu kadar harika gözükmesi şaşırtıcı. Açık alan tasarımları, ışıklandırmalar ve renkler göze hitap ediyor. Özellikle PC versiyonu gözle görülür şekilde konsolların önüne geçiyor grafiklerde. Yalnız şu var; fizik motoru biraz yetersiz kalmış. Çevreyle etkileşim sıfıra yakın diyebilirim, patlayan nesneleri daha çok görmek isterdim. Özellikle zaten patlama ve su efektleri hoşuma gitti. Bu kadar şiddetin ve kanın arasında böylesine renkli grafikler enteresan duruyor ayrıca. Düşmanlar ve mutantlar her ne kadar birbirini biraz tekrar da etse karakter tasarımları da gayet güzel olmuş.
Sesler, seslendirmeler ve müzikler de olmazsa olmaz. Mutlaka son ses oynamanızı öneririm. Müzikler oyunun gidişatına göre çok iyi ayarlanmış ve tempoyu yükseltip sizi havaya sokuyor. Seslendirmeler ise çok başarılı, ara ara Grayson Hunt’ın Duke Nukem tarzı araya girişleri de epey güldürdü beni. Trisha ile Grayson’un çekişmeleri, zıtlaşmaları da çok eğlenceli. Yabancıların “tuvalet mizahı” dedikleri bu dili kaldırabilirseniz eğer seslendirmelere kesinlikle hayran kalacaksınız. Kısacası teknik yönlerden de neredeyse kusursuza yakın Bulletstorm!
Bu kadar yazıp çizdikten sonra yazının sonuna da geldik. Seveceğiniz karakterleri, ilginç silahları ve FPS tarihine geçecek skillshot sistemiyle Bulletstorm kesinlikle sıradan bir FPS’den ötesi. Teknik yönden bu kadar üstün olmasının yanı sıra mükemmel bir oynanabilirliğe de sahip. Daha iyi bir senaryo, daha iyi bir multiplayer, co-op modu ve daha uzun bir oyun olabilirdi evet ama bana kalırsa son yılların en iyi FPS’si. Hatta yazar gözüyle ve objektif olarak bakmazsam Bulletstorm’a sırf sunduğu eğlenceden dolayı 100 puan bile verebilirdim ama önemli bazı eksikleri de var elbette. Ayrıca şiddetten, küfürden rahatsız olanlara ve en önemlisi de çocuklara kesinlikle hitap etmiyor. Sabırsızlıkla Duke Nukem: Forever’i beklediğim şu günlerde Bulletstorm beni biraz olsun yatıştırdı. Eminim her FPS sever de benimle aynı fikirde olacaktır.