Chaos Legion

Direkt olarak yazıya girelim. DVD elimde, PS2’ye taktım ve ilk izlenimim; “Devil May Cry’ın genişleme paketini falan mı aldım acaba?”

Oyunu ilk gören tüm arkadaşlarım da aynı lafı etti yani. Gerçekten de Devil May Cry ne yarattıysa Chaos Legion’da aynen o yolda ilerlemek için dizayn edilmiş.

Öncelikle karşılaştırmaları yapmak istiyorum. Bir kere oyunun grafikleri, arka fon dizaynı ve oyuna giriş sekansları kesinlikle Devil May Cry ile yarışamaz. Bir kere tüm mekanlar neredeyse birbirinin aynısı. İnsan ne kadar ilerlerse ilerlesin, kayıtlarına bakmadan hangi bölümde olduğunu hatırlaması çok zor. Bir de yaratıklar var, her üç bölümde bir yeni yaratık geliyor iyi ki, yoksa sürekli aynı yaratıkları öldürüyor olacaktık. Ses olarak da maalesef Devil May Cry bir adım önde.

Karakterler olarak neredeyse eşitler gibi ama Victor (bu oyundaki karakterimiz) Dante’nin (Devil May Cry’ın inanılmaz Devil/Human kırması) gölgesinde kalıyor. Demolarda karakter anlatımlarını biraz es geçmişler maalesef. Bu böyle olmayacak gibi değil mi? Bir oyunun gölgesinde olmak tam bir felaket. Tamam o zaman, tek başına inceleyip tekrardan düşünelim.

Grafikler güzel sayılır. Özellikle ortamın kaplamaları, karakterlerin görüntüleri çok güzel. Hemen her bölümde aynı kaplamalar kullanılmasa daha da iyi olacakmış. Bunun dışında dövüşler esnasındaki efektler, gotik bir havanın yaratılması için üzerinde uğraşıldığı belli olan mekanlar çok hoş. Etrafta gezinirken ortamdan sıyrılabilirseniz, eski çağın ortamlarının birinde dolaştığınıza bahse girersiniz.

Ve sesler. Sesler güzel, abartısız ama sade değil. Şöyle ki, bir kılıç sesi istenildiği gibi abartılabilir. Ama eğer her kılıç darbesinde aynı ses çıkıyorsa fakat ben farklı yerlere vuruyorsam garibime gider. Bu oyunda farklı yerlerde farklı sesler çıkıyor, bu güzel. Fakat her yaratıkta aynı sesler geliyor. Yani bir süre sonra Street Fighter oynuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Çok mu acımasızım? Olabilir.

Kontroller rahat neyse ki. Devil May Cry ile alıştığımız ne ise, aynen korunmuş. Gerçi belki bir miktar daha el altında olabilirdi her şey ama yeterince derli toplu denilebilir. Hatta vazgeçtim aslında, yahu kardeşim bu kontroller neden uzak kalmış ki birbirine? Ardı ardına yapılacak hareketlerin tuşlarını yakın koysanız da sinirlendirmeseniz oyuncu kişileri?

Düşmanlarımız neler?
Şunlar;
1. Metamorfoza uğrayıp iyice teknolojiye saplanmış gibi görünen örümcekler
2. Hacıyatmaz gibi görünüp, yaratık analığı yapan topaçlar
3. Silent Hill 3’ten tanıdığımız “Slasher” adlı makas elli yaratıkların pelerinli olanları
4. Bizonların daha da hayvanileri
5. Dikilirken göbeğinden ateş edebilen tırtıllar
6. Dev ve suratsız insanlar

Diyebilirim. Tabi ki bunlar benim benzetmelerim ama oynadığınız zaman bana hak vereceksiniz.

Gelelim oyunun Devil May Cry’dan aldığı en güzel yeteneğine; yetenek geliştirme ve yetenek satın alma.

Tecrübe kazandıkça, tecrübe puanlarınızı tonla materyali almak için kullanıyorsunuz. Örnek mi? Mesela yardımcı karakterler. Mesela yardımcı karakterlerin sınıfları. Mesela yardımcı karakterlere silahlar. Yardımcı karakterleri merak edenlere de oyun ismine bakmalarını öneririm. Lejyonerlerimiz var yanımızda “L1” ile ortaya çıkan. Onları yönetmeniz gerekiyor tabi. “O” ile onların belli bir çaptaki düşmanlara saldırmalarını sağlayabilirsiniz. Böylece siz sağda sola bir şeylerle uğraşırken, onlarda milletle dövüşebilir.

İşte Devil May Cry’dan tek üstün özelliği de bu. Bir de bazı bölümlerde bizim kanımızdan gelen sevimli bayan Arcia ile oynuyor olmamız var. İnsan şu oyunlara böyle sevimli varlıklar sokmamalı gerçi, insan kendini oyuna konsantre edemiyor sonra. Ayıp yani.

Açıkçası ben Capcom’un sırf tutmuş bir oyunun türüne ekleme yapmaktansa, biraz daha geliştirmesini isterdim. Ama şunu rahat rahat söyleyeyim; Şımarık bir yazarın kötülediği bir oyun yazısı olarak okumamanız lazım bu sayfayı. Daha çok “O kadar beğenmiş ki oyunu, eksik tarafları ve örnek aldığı oyunun gölgesi çok göze batmış”. Oyun gerçekten çok güzel ama insan eldeki kaliteyi koruyabilecek yapımlar istiyor, biraz daha yüksek kalite istiyor. Kalite derken, dikişten ziyade elbiseyi anlatmak isterim. Bu kumaştan “Chaos Legion 2” gelirse, dağları devirir bana kalırsa. Ancak, unutmayalım ki zorlama çorba sirkeden tuzlu gelirmiş insana. O yüzden umalım da ıkınmadan yapsınlar devamını.

Ve sonuç;

Kesinlikle alın ve oynayın. Biraz alışma evresi, biraz sıkkınlık ve aksiyon seviyesi çok yukarılarda bir oyun. Saçma sapan oyunlara para yedirmektense, feyiz alınası bir oyundan altyapısını kurtaran bu oyunla vakit geçirin. Önerilir…

Exit mobile version