Children of Morta PC İnceleme

Children of Morta son dönemde yıldızı parlayan ve daha fazla örneğini görmeye başladığımız Roguelike türünün yeni temsilcisi olarak karşımıza çıktı. Bu türde her ne kadar çok fazla oyun çıkıyor olsa da aralarından sıyrılanların sayısı bir hayli az. Baştan söylemem gerekiyor ki Children of Morta, sahip olduğu dinamikler ve sunum ile aradan sıyrılmayı başaran yapımlardan birisi. Peki bu oyunu diğerlerinden ayıran ne?

Children of Morta İnceleme

Oyunda Bergson ailesinin hikayesine tanıklık ediyoruz. Kuşaklar boyunca Morta Dağı’nın savunuculuğunu yapan bu aile, dağın derinliklerinden gelen kötülük ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Yozlaşma adı verilen ve adeta bir salgın gibi yayılan bu kötülüğü durdurmak üzere dağın derinliklerine ve farklı bölgelere uzanan bir maceraya atılıyoruz. 

Aile olayını bu kadar çabuk geçmeyelim. Zira oyunun tam da merkezine bu aile oturtulmuş durumda. Dağın eteklerinde yaşayan Bergson ailesinin hikayesi oyuna muazzam bir şekilde aktarılmış arkadaşlar. Eğer daha önce Bastion’ı oynadıysanız hikaye anlatımının ona benzediğini söyleyebilirim. Oyunda bir anlatıcımız var ve hem hikayeyi, hem karşılaştığımız kötülüğü hem de aile fertlerinin durumunu mükemmel bir şekilde anlatıyor. Oyundaki bu anlatı dinamiği ve sunumu belki de en çok sevdiğim noktalardan birisi oldu diyebilirim.

Oyuna ailenin reisi de diyebileceğimiz John Bergson ile başlıyoruz. Babasının kalkanını ve henüz bilenmiş kılıcını sırtına geçiren John, hikayenin girişinin anlatıldığı ilk kısım ile birlikte dinamikleri de bizlere göstermeye başlıyor. Hani aile kavramının çok önemli olduğunu söylemiştim ya; bu durum sadece hikayede değil oynanışta da Children of Morta’nın bel kemiğini oluşturuyor. Oyunda ilerledikçe aile fertlerinin oyuna dahil olduğunu görüyor ve sırasıyla onların da kontrolünü ele almaya başlıyorsunuz. Bu durum tabi damdan düşer gibi sunulmamış. Her zindana girdiğinizde ve geri döndüğünüzde bu katılım olayı adeta ilmek ilmek hikayeye ve oyuna yediriliyor. Hatta çok çabuk ölseniz bile arka planda hikayenin işlediğine ve anlatımın devam ettiğine tanıklık ediyorsunuz. Oyunun bu kısmına ve işleyişine gerçekten bayıldığımı söylemeliyim.

Toplamda 6 farklı karakter ile oynayabiliyorsunuz ve bu 6 karakterin her biri farklı özelliklere sahip. Kimi kılıç kalkan ikilisi ile giderken kimi ise sahip olduğu hançerler ile Rogue sınıfına benzer bir tutum sergiliyor. Balyozunun gücü ile yeri göğü inleten bir karakterden tutun da ateş topları fırlatabilen karakterlere kadar her biri farklı özelliklere sahip karakterlere yer verilmiş. Karakterler arası denge zindan kısımlarında iyi oturtulmuş. Hepsinin avantajı ve dezavantajlı olduğu noktalar mevcut. Bu nedenle bir nevi tüm karakterlere görev vermeli ve hepsinin güçlenmesini sağlamalısınız. Zaten aynı karakteri çok fazla kullanırsanız yoruluyor ve bir müddet dinlenmesi gerekiyor. Karakter sisteminin en büyük handikapı ise boss savaşlarında. Bazı boss savaşlarını sadece bazı karakterler ile daha avantajlı bir şekilde geçebiliyorsunuz. Bu da farklı bir karakterler yola çıktığınızda o savaşı tamamen hiçe saymış oluyor.

Oyunda deneyim puanı kazandıkça seviye atlıyor ve farklı özelliklerin kilidini açıyorsunuz. Buradaki önemli olan nokta ise seviye ağacında her bir basamağı atladığınızda aile üyelerine de etki eden farklı özelliklerin de kilidini açıyor oluşunuz. Tüm bu yeteneklerin listesini ana merkezimiz de diyebileceğimiz malikanemizde görebiliyorsunuz. Ayrıca burada kazandığınız paralar ile Ben amcanın atölyesi sayesinde can,zırh gibi tüm karakter özelliklerini güncellerken, babaannemizin tezgahından da rün ve lütuf gibi dinamikler hakkında güncellemeler yapabiliyoruz. örneğin zindanlarda bulduğunuz bir rün’ün etki süresini uzatma gibi güncellemeler burada oyunculara sunulmuş.

Children of Morta‘ya her ne kadar roguelike benzetmesini yapmış olsam da aslında çok farklı türleri içerisinde barındıran bir yapım. Diablo ve Bastion gibi oyunlardan aldığı özellikleri roguelike ve hack-n slash türü ile başarılı bir şekilde yoğurmuş diyebilirim.

Oyunda üçer kademeden oluşan farklı zindanlar bulunuyor. Bu zindanları temizledikçe diğer zindanların ve bölgelerin kilidini açıyorsunuz. Buradaki güzel olan nokta ise her öldüğünüzde girdiğiniz zindan haritasının değişiklik göstermesi. Yani Dead Cells gibi benzer tema ama farklı bir harita ile karşılaşıyorsunuz. Eşyaların yerleri, aldığınız rünler ve gelişi güzel olaylar da işin içine girince oynanabilirlik unsuru da üst seviyeye çıkarılmaya çalışılmış. Bu konuda eleştirebileceğim en önemli nokta, her bölgenin birbirine benziyor oluşu. Yani bir bölgeye girdiniz ve burada 3 farklı zindan var. Bu kademeli zindanların her biri diğerinin neredeyse aynı temaya sahip. Yani zindan yeniden oluşturulduğunda bile beklediğiniz bir değişim ile karşılaşmıyorsunuz. Bu da sürekli oynadığınız ya da bir boss mücadelesinde takıldığınız zaman bıkkınlık hissi verebiliyor. Bu konuda oyun biraz daha zengin olsa, gerçekten tadından yenmeyebilirmiş.

Bir zindanı tamamlamadan ölürseniz malikaneye geri dönüyor ve dilerseniz farklı bir karakter seçerek tekrar deneyebiliyorsunuz. Tabi kazandığınız altınlar ve deneyim puanları aynen kalıyor. Bunun yerine oynarken bulduğunuz rün ve farklı özellikleri kaybediyorsunuz. Evet, oyunun değişen harita sisteminde farklı noktalara farklı özellikler ve rünler konumlandırılmış. Zaten araştırma ve tüm haritayı dolaşmamızın en büyük sebebi de bu. Yani zindana girdiğiniz anda belki de çıkış kapısını, sizi boss mücadelesine götürecek olan noktayı çok çabuk bulabiliyorsunuz ama etrafı araştırıp gerekli rün ve özellikleri bulmazsanız karakteriniz o görev boyunca oldukça zayıf kalıyor. Çünkü bu rünlerde ana vuruşunuz güçlendiren özelliklerden tutun da ikincil saldırınıza bir hortum ekleyen özelliklere kadar farklı dinamikler bulunmakta.

Oyunda bir co-op sistemine de yer verilmiş. Fakat bu co-op sistemine sadece lokal olarak ulaşabiliyorsunuz. Yani online olarak malesef oyunu oynamak mümkün değil. Lokal oynadığınızda tabi ki oyunun keyfi çok daha fazla artıyor ama böylesi bir özelliğin neden online olarak eklenmediğine anlam veremediğimi de söylemeliyim. Yeri gelmişken oyunda Türkçe dil seçeneği de bulunuyor. Tüm anlatım ve menüler tamamen Türkçe’ye çevrilmiş. Bazı devrik cümleler ve hatalar bulunsa da genel olarak Türkçe çeviriyi beğendiğimi de söylemem gerekiyor.

Children of Morta piksel grafiklere sahip olan bir oyun ve bu piksel grafikler oyunun en güzel detaylarından birisi. Piksel piksel olmasına rağmen anlatmak istediği tüm detayları oyuna yansıtabilmiş Children of Morta. Yani zindan tasarımlarından tutun da bu zindanlarda karşılaştığınız farklı olaylara kadar her şeyi net bir şekilde görebiliyorsunuz. Hatta karakter animasyonları ve mimikleri o kadar tatlı olmuş ki oyunun bu konuda kendine has bir tema yakaladığını da söylemem gerekiyor. Özellikle ne anlatılacak, karakterler nasıl bir tutum sergileyecek diye malikane dönüşünü dört gözle bekliyorsunuz. Sanki uzun bir yolculuğa çıkmışsınız da ailenize, evinize koşarak dönmek istiyormuşsunuz gibi bir hissiyata sahip olduğunu söyleyebilirim.

Sonuç olarak Children of Morta bu yıl oynadığım en keyifli yapımlardan birisi. Eğer Rogulike türünü seviyorsanız, sıkı sıkıya bağlı olan bir aileye odaklanan oyunu kaçırmamanız gerektiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Exit mobile version